Cerh ve Ta’dilin Önemi:
Cerh ve ta’dil, İslam Dini’ni yabancı
tesirlerden koruyabilmek için ortaya konmuştur. Şöyle ki:
Önce Kur’an-ı Kerim’de itimat edilemiyecek
kimselerin verdikleri haberlerin doğru olup olmadığının araştırılması emredilir.
“Ey iman edenler! Size yoldan çıkmış (fasık)
birisi bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeyerek bir
topluluğa karşı kötülük edersiniz. Sonra da yaptığınıza pişman olursunuz.”
(Hucurat: 49/6)
Bu hale göre özellikle dini esasları
nakledenlerin hallerinin araştırılması gerekir. Meşhur tabiin Muhammed b.
Sirin’in şu sözü de bunu gösterir. “Sahih hadisler dinin ta kendileridir. Bu
itibarla kişi, dinini kimden aldığına dikkat etmelidir.”
Öte yandan cerh ve ta’dil dini esasları kapsayan
hadislerin sağlam bir şekilde rivayetini sağlamıştır. Özellikle hüküm bildiren
hadislerin kusursuz bir şekilde tesbit edilebilmesi isnaddan başka cerh ve
ta’dille mümkün olabilmiştir. Gerçekten bir dini hükmün hatasız olarak
verilebilmesi ilk olarak o dini hükmü taşıyan ya da tatbik şeklini gösteren
hadislerin sağlam olarak tesbit edilmesine bağlıdır. Hadis sağlam olmalıdır ki
uygulama, dolayısıyla hüküm hatasız olsun. Sağlam bir hadisi de ancak güvenilir
raviler rivayet edebilirler. Zayıf ravilerin naklettiği yalan yanlış haberler
müslümanları hatalı yollara sürükler.
Bir ravinin güvenilir olup olmadığı ancak cerh
ve ta’dille anlaşılır. Şu hale göre cerh ve ta’dil, sağlam rivayetler elde
edebilmek bakımından son derece önemlidir. Bu konuda en-Nevevi şunları söyler:
“Ravilerin cerhi, İslam şeriatını korumaktır. Hadis rivayeti dinle ilgili bir iş
olduğundan ravilerin cerhedilmesi lüzumsuz ve haram olan gıybet değildir.
Dedikodu da sayılamaz. Aksine vacip bir iştir.”[1]
[1]
Talat Koçyiğit, Mücteba Uğur, İ. Hakkı Ünal, İmam-Hatib Liseleri İçin Hadis
Usulü, 12. sınıf: 63.