Meçhul Konusunda İstisnaî Hükümler:
Meçhûl
ravi ile alâkalı bahsin daha iyi anlaşılabilmesi için bir iki noktaya ayrıca
dikkat çekmede fayda var:
1-
Meçhul sahâbe yoktur. Kendisinden, sadece bir tek Tâbiî tarafından hadis rivayet
edilmiş olan Sahâbî mevcuttur, ancak bu sahâbî meçhul ve dolayısıyla sırf bu
sebeple rivayeti zayıf addedilmemiştir. Mesela “Mirdâs İbnu Mâlik el-Eslemî”
(radıyallahu anh)’den sadece oğlu Saîd hadis rivayet etmiştir. Keza “Amr İbnu
Tağleb” (radıyallahu anh)’den sadece Hasan Basrî rivayette bulunur. Bunlar
Buhârî’den birkaç örnek. Müslim’den de verelim: “el-Eğarru’l-Müzenî”
(radıyallahu anhüm)’den sadece Ebu Bürde hadis almıştır. “Ebu Rifâ’atu’l-Adevî”
(radıyallahu anhüm)’den sadece Hâmid İbnu Hilâl el-Adevî; “Rebî’a İbnu Ka’b
el-Eslemî” (radıyallahu anh)’den sadece Ebu Seleme İbnu Abdirrahmân rivayette
bulunmuştur. Hülâsa bu çeşit rivayetler Sahîheyn’de çok miktarda mevcuttur.
Bunlar, kendilerinden hadis alan kimse tek bile olsa, Ashab arasında ma’ruf
kişilerdir. Sözgelimi yukarda ismi geçen Mirdas el-Eslemî Bey’atu’r-Rıdvân’a
katılmış birisidir. Rebî’a el-Eslemî ise Ehl-i Suffe’dendir, ikisi de
marufturlar.
Öte
taraftan Ashab’ın adaleti tam olması sebebiyle haklarında ta’dîl ediciye de
gerek yoktur, yeter ki sahâbeliği kesinlik kazanmış olsun. Netice olarak ismen
tesmiye edilerek kendisinden tek bir Tâbiîn’in hadis rivayet ettiği Sahâbî
-yukarıda belirtilen kaideye mahkûm edilerek- meçhûl addedilmemiştir. Sahâbe
arasında mübhemler mevcuttur, ancak bu meçhûl demek değildir.
2-
İlim’den başka bir şöhret de raviyi meçhul olmaktan çıkarır. Şöyle ki, ilmî yönü
olmadığı için kendisinden sadece bir kişi rivayette bulunmuştur ama o zat, halk
arasında bir başka yönüyle meşhurdur. Bu duruma zühdü ile meşhur olan Amr İbnu
Dînâr ve şecaatiyle meşhur olan Amr İbnu Ma’dîkerîb misal verilir. Nitekim
Hatîbu’l-Bağdâdî, hadis ehli nezdindeki meçhulü şöyle tarif etmiştir: “Hadîsi
tek bir cihetten bilinen ve ulema tarafından da tanınmayan kimse”. Bu tarif,
kendisinden tek bir kişi de rivayet etmiş olsa ulemaca tanınan kimsenin meçhul
addedilmeyeceğini gösterir.
3-
Bazı âlimler, “Abdurrahman İbnu Mehdî, Yahya İbnu Saîd gibi olmayı prensip
edinenler, herhangi bir meçhûl’den hadîs almışsa bu makbuldür, o râvi böylece
cehâletten çıkar” demiştir.
4-
Zayıf bir görüşe göre de meçhûlün rivayeti alelıtlak makbuldür. Bunu söyleyenler
için bir rivayetin makbûl addedilmesinin tek şartı vardır: Râvinin müslüman
olması. Bu görüşün zayıflığı açıktır.[1]