Tabaka kelimesi, sözlükte herhangi bir vasıfta
ortak olanlar anlamına gelir. Hadis ıstılahında ise, yaş ve isnadda birbirine
benzeyen akran raviler grubu demektir.
Tabakanın tayininde şu dört noktanın bilinmesine
ihtiyaç duyulur:
a)
Doğum
b)
Vefat
c)
Öğrenciler
d)
Hocalar.
Bir ravinin hangi tabakadan olduğunu tayin
etmekte esas alınan kriterler ve değişik itibarlar sonucu mutlaka
etkilemektedirler. Bazan iki ravi, bir açıdan aynı tabakaya girebildikleri halde
bir başka açıdan ayrı tabakalara dahil olabilirler. Mesela, müslüman oluşları
esasından hareket edilirse Enes b. Malik genç sahabiler tabakasından, Hz. Ebu
Bekir de yaşlı sahabiler tabakasından olurlar. Ancak sahabe olma vasfında ortak
oldukları dikkate alınacak olursa, bu takdirde de aynı tabakadan olurlar. Bu son
ölçüye göre bütün sahabiler birinci tabaka, bütün tabiiler ikinci tabaka,
etbau’t-tabiiler de üçüncü tabakayı teşkil etmiş olurlar. Rivayet asrının sonu
kabul edilen hicri üçüncü asır sonuna kadar böylece beş tabaka söz konusu olur:
sahabe h. 110; Tabiun 4. 180; Etbau’t-tabiin h. 220; Etbau etabaı’t-tabiin h.
260; Etbau etbaı etbaı’t-tabiin h. 300.
Bu beş tabakayı İbn Hacer (v.852/1448) isnaddaki
yakınlıkları, hocaları ve akranları gibi ortak noktaları dikkate alarak on iki
tabakaya ayırmıştır. Her tabaka için takribi zaman sınırını da açıklamıştır.[1]
Ravi tabakalarının tayini, gerek ravilerin
tanınması, gerekse seneddeki rivayet lafızlarının delaletleri, tedlis, inkıta ve
ittisal gibi fevkalade önemli hususların bilinmesi açısından oldukça
ehemmiyetlidir.
Ana hadis kaynaklarının tasnifine yani
hadislerin kitaplarda toplanmasına kadar geçen dönemde hadislerin naklini
gerçekleştirenler ve sünnet verilerini sonraki nesillere ataranlar Sahabe,
Tabiun ve Etbau’t-tabiin’den oluşan üç nesildir. Ravilerin tabakaları deyince,
önce bu üç nesil akla gelir. Sonra da bu üç neslin kendi içinde belli kriterlere
göre ayrıldıkları gruplar anlaşılır. Şimdi Hz. Peygamber’in, “Nesillerin en
hayırlıları çağdaşlarım, onları takib edenler, onlardan sonra gelenlerdir.”[2]
hadisinde kendilerine işaret buyurulan bu üç nesli sırasıyla ve bilim
dalımızı ilgilendiren yönlendiren yönleriyle tanımaya çalışalım.[3]
[1]
Bk. İbn Hacer, Takribu’t-Tehzib: 1/5-6.
[2]
Buhari, Şehadat: 9; Rikak: 7; Tirmizi, Fiten: 45; Şehadat: 4; Menakib: 56;
İbn Mace, Ahkam: 27; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 1/378, 417, 434; 2/228; 4/267.
[3]
İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Yayınları: 79-80.