Hadisin Tedvini
Hadis Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem
döneminde ve dört raşid halife döneminde, daha sonraları yapıldığı şekilde
tedvin edilmiş değildi. Beyhakî, el-Medhal‘de, Urve b. ez-Zübeyr’den
rivayet ettiğine göre Ömer b. el-Hattab Radıyallahu anh “Sünen”i yazmak
istedi. Bu hususta Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem‘in ashabıyla
istişare etti, onlar ona yazması doğrultusunda görüş belirttiler. Bir ay boyunca
Ömer bu hususta istiharede bulundu. Bir gün Allah ona bir karar vermeyi nasib
ettiği halde sabahı etti ve şöyle dedi: Ben önceden Sunen’i (Peygamberin
sünnetlerini) yazmak istedim. Daha sonra sizden önce birtakım kitaplar yazan ve
sonra o kitaplara yönelen ve Allah’ın kitabını terkeden bir kavmi hatırladım.
Allah’a yemin ederim ki, ben Allah’ın kitabını ebediyyen herhangi bir şey ile
karıştırmayacağım.
Daha sonra Ömer b. Abdu’l-Aziz -Allah’ın rahmeti
üzerine olsun- halifeliği döneminde hadisin kaybolacağından korktu. Medine’deki
Kadısı Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm’e şunu yazdı: Bir bak! Peygamber
Sallallahu aleyhi vesellem hadisinden neler varsa onları yaz. Çünkü ben
ilmin kaybolacağından, alimlerin çekip gideceklerinden korkuyorum. Rasûlullah
Sallallahu aleyhi vesellem‘in hadisi olmadıkça da kabul etme. İlmi yayınız
ve bilen bilmeyene öğretsin diye ilim meclislerinde otursunlar. Çünkü ilim gizli
saklı tutulmadıkça kaybolup gitmez.
Aynı emirleri İslam dünyasının diğer bölgelerine
de yazdı. Sonra Muhammed b. Şihâb ez-Zührî’ye bunları tedvin etmesi emrini
verdi.
Böylelikle hadise dair ilk eser tasnif eden kişi
mü’minlerin emiri Ömer b. Abdu’l-Aziz’in emriyle Muhammed b. Şihâb ez-Zührî
olmuştur. Allah ikisine de rahmet eylesin. Bu da hicri 100. yılın başlarında
olmuştu. Daha sonra insanlar peşpeşe hadis eserleri derlediler ve hadis
tasnifinde çeşitli yollar izlediler.