5- Kitabet (Mükatebe-Yazışma):
Hocanın huzurunda bulunan veya bulunmayan bir
öğrencisi için kendi eliyle bir veya birkaç hadis yazıp veya yazdırıp vermesi
veya göstermesine kitabet denilmektedir. Bu, şeyhin mesmu’âtını tamamen ya da
kısmen yazıp veya yazdırarak hazır veya gâib birisine göndermesidir.
Mukatebe de denilen bu usûl, münavelede olduğu
gibi, ya icâzetle birlikte tatbik olunur, ya da icâzetsiz olur.
[1]
İcâzete makrun olana şöyle yazar: (Eceztuke ma
ketebtu leke) “Sana yazdığımı rivayete sana icazet verdim” veya: (Eceztuke ma
ketebtu ileyke) veya (Eceztuke ma ketebtu bihi ileyke) bunlar gibi icâzeti ifade
eden başka tabirler. Bu tabirler kuvvet ve sıhhat yönüyle münâvele-i makrûne’ye
denktir.
İcâzetten mücerred kitabet’e gelince, bunun
sıhhati hususunda ihtilâf edilmiştir. Alimlerden bir kısmı bunun caiz olmadığını
beyân etmişse de asl olan câiz olmasıdır. Eyyûb Sahtiyânî, Mansûr İbnu Mü’temir,
Leys İbnu Sa’d… gibi. Tâbiîn ve Etbauttâbiîn’den bir çokları cevazına
kâildirler. Onlardaki tatbikattan başka, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselâm)’in de valilerine gönderdiği ahkâm tebliğ eden mektuplar da bunun
cevâzına delil olmaktadır.
İcâzetten mücerred kitabetle ilgili sîgalar
şöyledir: (ahbaranâ fülânun mükâtebeten)= Falan bana yazarak bildirdi veya (ahbaranâ
fülânun kitâbeten kâle) veya (Ketebe ileyye fülânun kâle haddesenâ)
Bütün bu sîgalar icâzet manasını ihsan ettiği
için mevsul addedilmiştir.
Burada da mutlak şekilde Ahberenâ denebileceğini
söyleyenler olmuş ise de, aslolan kitabeti belirtecek bir kaydın konmasıdır.[2]
[1]
Sabahaddin Yıldırım, Şamil İslam Ansiklopedisi: 6/87.
[2]
İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/64-65.
Haddesena ile ahberana’yı eşit saymayanlar
Muhammed b. El-Hüseyin’in şu sözlerini naklederler: O demiş ki: Biri
kölesine “Fülan şeyi bana ihbar edersen hürsün” dese; köle de o dilediği
haberi ona yazsa azad olur. Lakin “Fülan şeyi bana tahdis eder yani
söylersen hürsün” demiş olsa da köle o haberi ona yazsa azad olmaz.
Haddesena ile ahberana arasındaki ince fark işte budur. (Bk. Tecrid
Tercemesi: 1/442.) İsmail Lütfi Çakan,
Hadis Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları: 59