Hadisi İhtisar Etmek
Hadisi ihtisar etmek: Hadisi rivayet edenin ya
da nakledenin hadisten bir şeyler hazfetmesi (onları zikretmemesi)dir.
Ancak beş şart ile caizdir:
1-
İstisnâ, gaye, hal, şart ve buna benzer hadisin anlamını ihlâl etmemesi
Örnek: Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem
buyurdu ki: “Altını altın karşılığında misli misline olmadıkça satmayınız.”;
“Mahsulün olgunlaşacağı ortaya çıkmadıkça satmayınız.”; “Hakim kızgın iken iki
kişi arasında sakın hüküm vermesin.” Kendisine, kadın rüyada ihtilam olduğu
takdirde gusletmesi gerekir mi diye soran Um Süleym’e cevap olarak söylediği:
“Suyu gördüğü takdirde evet” diye cevap vermesi; “Sizden herhangi bir
kimse: Allah’ım dilersen bana mağfiret buyur demesin”; “Mebrur haccın cennetten
başka hiçbir mükafâtı yoktur” gibi.
Bu hadislerde Peygamberimizin “misli misline
olmadıkça”; “Olgunlaşacağı ortaya çıkmadıkça”; “O kızgın iken”; “Suyu gördüğü
takdirde”;”Dilersen”;”Mebrûr” lafızlarının hazfedilmesi (zikredilmemesi)
caiz değildir. Çünkü bu sözleri hazfetmek hadisin anlamını ihlâl eder.
2-
Hadisin zikredilmesine sebep teşkil eden bölüm hazfedilmemelidir.
Örnek: Ebu Hureyre Radıyallahu anh‘ın
rivayet ettiği şu hadistir: Bir adam Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem‘e
şöyle sordu:
“Biz denizde yolculuk yapıyoruz. Beraberimizde
az miktarda su taşıyoruz. O su ile abdest alırsak susuz kalırız, deniz suyuyla
abdest alabilir miyiz?” Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem:
“O suyu temiz, ölüsü helâl olandır”
diye buyurdu.
Burada “o suyu temiz olandır” buyruğunun
hazfedilmesi caiz değildir. Çünkü hadis bu sebeple sözkonusu edilmiştir.
Hadisten maksat ta odur.
3-
Hazfedilen bölüm sözlü ya da fiilî bir ibadetin niteliğini açıklamak için
zikredilmemiş olmalıdır.
Örnek: İbn Mesud Radıyallahu anh‘dan
gelen rivayete göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle
buyurmuştur:
“Sizden herhangi bir kimse namazda oturduğu takdirde:
“En güzel ibadetler dualar, hoş ve temiz zikirler Allah’a mahsustur. Selam sana
ey peygamber! Allah’ın rahmeti ve bereketleri de. Selam bizlere ve Allah’ın
salih kullarına şehadet ederim ki, Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur ve yine
şehadet ederim ki, Muhammed onun kulu ve Rasûlüdür” desin.
Burada bu hadiste belirtilen meşru nitelik ile ilgili
herhangi bir bölümün -hadiste hazfolduğuna işaret edilmedikçe- hazfedilmesi caiz
değildir.
4-
Hazfedenin lafızların medlûllerini, anlamı ihlâl eden (bozan) ve etmeyen hazfi
bilen birisi olmalıdır ki, farkına varmaksızın anlamı ihlâl eden bir hazifte
bulunmasın.
5-
Ravinin hadisi ihtisar ettiği yahut eğer tam olarak rivayet ederse ona bir
fazlalık kattığı şeklinde hıfzı kötü birisi zannedilecek şekilde itham altında
tutulan birisi olmaması gerekir. Çünkü böyle bir durumda hadisi kısaltması
hadisin kabulünde tereddüt etmeyi gerektirir ve bu sebeple hadis zayıf olur.
Bu şart bilinen ve tedvin edilmiş kitaplar
dışındaki hadisler hakkında sözkonusudur. Çünkü bu kitaplara başvurmak suretiyle
tereddüt ortadan kaldırılabilir.
Şayet bu şartlar eksiksiz bulunacak olursa
hadisi ihtisar etmek caiz olur. Özellikle de hadisin herbir bölümünü uygun
yerinde delil göstermek için hadisin taktî’i (uygun yerlerden kısım kısım
ayrılarak rivayet edilmesi) caizdir. Çünkü bu iş, muhaddis ve fukahâ tarafından
çokça yapılmıştır.
Fakat daha uygun olan hadisin ihtisâr edilerek
rivayet edilmesi halinde hadiste ihtisarda bulunulduğuna işaret ederek: İlâ
âhiri’l-hadis (hadisi sonuna kadar zikretti) yahutta: Zekere’l hadis (hadisin,
geri kalan bölümlerini zikretti) ve benzeri ifadeler kullanır.