İNSANLAR BOZULUP DİNDE FİTNEDEN KORKULDUĞUNDA BİR KENARA ÇEKİLİP FESADA KARIŞMAMANIN İYİ OLACAĞI ARAPÇA TÜRKÇE HADİSİ ŞERİFLER RİYAZUS SALİHİN
245- وعن سعد بن أبي وقَّاص رضي اللَّه عنه ، قال : سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يَقُول: « إِنَّ اللَّه يحِبُّ العَبدَ التَّقِيَّ الغَنِيَّ » رواه مسلم .
597-245 Sa’d ibni Ebu Vakkas (r.a.) Rasulullah (s.a.v)’i şöyle buyururken dinledim, dedi. “Allah; yolunu Allah ve kitabıyla bulan gönlü zengin kendi halinde işiyle gücüyle ve ibadetiyle uğraşan kulunu sever.” (Müslim, Zühd 11)
246- وعن أبي سعيد الخُدريِّ رضي اللَّه عنه قال: « يُوشِكَ أَنْ يَكُونَ خَيْرَ مَال المُسْلِم غَنَمٌ يَتَّتبَّعُ بهَا شَعَفَ الجِبَال . وموَاقِعَ الْقَطْرِ يَفِرُّ بِدينِهِ من الفِتنِ » رواه البخاري .
599-246 Yine Ebu Said el Hudri (r.a.)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kısa bir zaman sonra meydana gelecek fitne ve fesatlardan dolayı bir müslümanın en hayırlı malı, dinini fitnelerden korumak için dağ tepelerinde dolaştırdığı ve yağmur sularının biriktiği yerlerde otlattığı davarı olacaktır.” (Buhari, İman 12)
247- وعنْ أبي هُريرة رضيَ اللَّه عنْه . عن النَّبِيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم: « مِنْ خَير مَعَاشِ النَّاسِ رَجُلٌ مُمْسِكٌ عِنَانَ فَرسِهِ في سَبِيلِ اللَّه ، يَطيرُ عَلى مَتنِهِ ، كُلَّمَا سَمِعَ هَيْعَةً أَوْ فَزْعَةً ، طارَ عَلَيْهِ يَبْتَغِي الْقَتلَ ، أَو المَوْتَ مظَانَّه ، أَوْ رَجُلٌ في غُنَيمَةٍ في رَأْسِ شَعَفَةٍ مِن هَذِهِ الشَّعَفِ ، أَوْ بَطنِ وادٍ مِن هَذِهِ الأَوديَةِ ، يُقِيم الصَّلاةَ ويُؤتي الزَّكاةَ ، ويَعْبُد رَبَّهُ حتَّى يَأْتِيَهُ اليَقِينُ ليَسَ مِنَ النَّاسِ إِلاَّ في خَيْرٍ » رواه مسلم .
601-247 Yine Ebu Hüreyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“İnsanlardan en hayırlı geçim yolunu tutanlardan biri Allah için savaşmak üzere atının dizginlerine yapışan kimsedir. O kişi savaşa çağıran veya yardım isteyen bir ses duyunca ölümü göze alıp atının sırtında o yöne uçar ve ölümün kol gezdiği yerlere kendini atar.
Yine insanlardan en hayırlı geçim yolu tutanlardan biri de tepelerden birinde veya vadilerden birinde koyunlarını otlatan kimsedir. Bu kimse de namazına gereği şekilde duyarlı ve devamlı olup zekatını veriyor ve ölünceye kadar da Rabbine kulluğa devam ediyor. Ve insanlara karşı da daima iyilikte bulunan ve faydası dokunan kimsedir.” (Müslim, İmara 125)