KUVVETLİ MÜMİN ZAYIF MÜMİNDEN DAHA HAYIRLIDIR.
Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
الْمُؤْمِنُ الْقَوِيُّ خَيْرٌ وَأحَبُّ إلى اللّهِ مِنَ الْمُؤْمِنِ الضَّعِيفِ، وَفي كُلٍّ خَيْرٌ. احْرِصْ على مَا يَنْفَعُكَ، وَاسْتَعِنْ بِاللّهِ وَ تَعْجِزْ، وَإنْ أصَابَكَ شَىْءٌ فََ تَقُلْ: لَوْ أنِّي فَعَلْتُ لَكَانَ كَذَا وَكَذَا، وَلَكِنْ قُلْ: قَدَّرَ اللّهُ، وَمَا شَاءَ فَعَلَ فإنَّ لَوْ تَفْتَحُ عَمَلَ الشَّيْطَانِ
“Kuvvetli mü’min, Allah nazarında zayıf mü’minden daha sevgili ve daha hayırlıdır. Aslında her ikisinde de bir hayır vardır. Sana faydalı olan şeye karşı gayret göster. Allah’tan yardım dile, acz izhar etme. Bir musibet başına gelirse: “Eğer şöyle yapsaydım bu başıma gelmezdi!” deme. “Allah takdir etmiştir. Onun dilediği olur!” de! Zira “eğer” kelimesi şeytan işine kapı açar.” Müslim, Kader 34, (2664); İbn Mace Sünen hadis no: 76; bn Hibban, Sahih hadis no: 5840.
AÇIKLAMA:
1- Nevevî, “Kuvvetli mü’min” tabirindeki kuvvetten muradın “nefsin azimet ve niyeti ve ahiret hususundaki düşüncesi” olduğunu söyler ve devam eder: “Bu vasıfta olan bir kimse cihadda cesaretle düşmana karşı ileri atılır ve onu karşılamada ve peşine düşmede daha hızlı davranır, emr-i bi’lmaruf ve nehy-i ani’lmünkere daha kararlıdır ve bütün bu amellerinde daha sabırlı ve metanetlidir. Namaz, oruç ve diğer ibadet ve zikirlere daha rağbetli ve onlara devamda daha şevkli ve musır olur.”