Ögeleri
عَناصِرُ الجُمْلَةِ الاِسمِْيّةِ (المبُْتدَأ وَالخَبَرُ)
İSİM CÜMLESİNİN ÖGELERİ
Arapçada isimle başlayan cümleye isim cümlesi denir. İsim cümlesinin iki
unsuru vardır: Mübtedâ ( مبتدأ ) ve haber ( . (خبر
Mübteda ve Haber
Mübteda, sözün kendisiyle başlayıp hükmün üzerine kurulduğu öznedir.
Haber ise mübtedaya dayandırılan ve ondan bahseden unsurdur, yüklemdir.
Mübteda genellikle marife (belirli, özel isim), haber ise genellikle nekre
(belirsiz) isimden olur. Bunu bir örnek üzerinde gösterelim:
(Ali öğrencidir.) عليٌّ طالبٌ
Bu cümle bir isim cümlesidir, isimle başlamıştır, Ali’nin öğrenci
olduğundan bahsedilmiştir. Cümlede عَلِيٌّ mübteda (özne) ve marifedir çünkü
özel isimdir, طَالِبٌ kelimesi haberdir (yüklem) ve nekredir. Cümlenin her iki
unsuru da merfû‘dur, burada mübteda ve haberin her ikisi tekil isim oldukları
için son harflerinin harekesi olan zamme ile merfû‘ olmuşlardır. Şu
örneklerde mübteda ve haberin yapısına ve irabına dikkat ediniz:
(Kitap arkadaştır.) الكتابُ صَدِيقٌ
(Yağmur yağmaktadır.) . المطََرُ نَازِلٌ
(Fiyatlar yüksektir.) . الأَسْعَارُ مُرْتَفِعَةٌ
(Spor yararlıdır.). الرِّيَاضَةُ مُفِيدَةٌ
Haberin birden fazla kelimeden oluşması (taadüdü) mümkündür. Örnek
olarak, “Muhammet, şairdir yazardır hikâyecidir” anlamındaki şu sözü
verebiliriz: ( مُحَمَّدٌ شاعِرٌ كاتِبٌ قاصٌّ ) Şu ayette geçen habere dikkat ediniz:
هُوَ الغَفُورُ الوَدُودُ ذوالعَرشِ المجَِيدِ.
“O bağışlayandır, sevendir, Arş’ın sahibidir, yücedir.”(Buruc/85, 14-15)
İsim cümlesi hakkında geniş bilgi edinmek için M. Meral Çörtü’nün Arapça
Dilbilgisi (Nahiv) adlı kitabına bakınız.
Bir cümlenin oluşması için özne ile yüklemin (mübteda-haber) birbirlerine
dayandırılması (isnadı), kurallar çerçevesinde birbirleriyle ilişkilendirilmesi
gerekmektedir. Bu ilişkinin kurallı olması gerektiği gibi anlamlı olması da
gerekmektedir. Çünkü cümle bir anlamı ortaya koyan sistemli bir yapıdır. Her
kelime bir birine dayandırılarak cümle oluşturulamaz, oluşturulsa bile anlamsız
bir söz dizimi olur. Zira kelimeler cümle içinde anlam kazanırlar.
Mübteda-Haberin Yapısı
A. Mübteda genellikle marife (belirli) bir isim, haber de genellikle nekre
(belirsiz) isimden oluşur. Mübteda konumundaki kelimeler genellikle şu
kelime türlerinden olur:
1. Belirlilik takısı (harf-i tarif; ال ) alan isimler.
(Bahçe güzeldir). الحَدِيقَةُ جمَِيلةٌ . (Cadde kalabalıktır) .ٌ الشّارِعُ مُزْدَحِم
2. Zamirler. Zamirler marife hükmündedir. Ancak zamirler son harekeleri
üzerine mebni olup harekeleri hiçbir surette değişmedikleri için mahallen
(cümledeki konumunun gereği) merfû‘ olurlar.
(O, öğrencidir). هِيَ طالبَةٌ (O, öğrencidir) هُوَ طالبٌ
Birinci örnekte ( هُوَ ), ikinci örnekte ( هِي ) zamirleri mübteda konumunda yer
aldıkları için mahallen merfûdurlar.
3. Özel isimler (alemler).
(Selma yazardır). سَلْمَى كَاتِبَةٌ (İbrahim yazardır) ابراهيمُ كَاتِبٌ
(Mekke mübarek bir şehirdir) مَكَّةُ مَدِينَةٌ مُبارَكَةٌ
4. İşaret isimleri (ism-i işaretler). İşaret isimlerinin ikilleri (tesniye) hariç
tümü mebnî oldukları için mahallen merfû‘ olurlar.
(Bu meşhur bir adamdır) هذا رَجُلٌ مَشْهُورٌ
(Bu, meşhur bir kadındır). هَذِهِ امرأةٌ مَشْهورَةٌ
Bu iki örnekte ( هذا، هذِهِ ) işaret isimleridirler ve mebnîdirler, mübteda
konumunda yer aldıkları için mahallen merfû olmuşlardır.
5. İlgi zamirleri (ism-i mevsul). İlgi zamirlerinin ikilleri (tesniye) hariç tümü
mebnîdirler, mübteda konumunda yer aldıkları zaman mahallen merfû
olurlar. İlgi zamirinden sonra ona zamirle bağlı ve onu açıklayıcı bir cümle
gelir, bu cümleye sılâ cümlesi denmektedir, sıla cümlesinin irabta yeri yoktur.
(Gelen mühendistir). الّذِي جاءَ مُهَنْدِسٌ. الّتِي جاءتْ مُهَنْدِسَةٌ
اللّتَانِ نَجَحَتَا في الامْتِحانِ فاطِمَةُ ومَرْيَمُ.
(İmtihanda başarılı olan iki kız, Fatma ve Meryem’dir.)
اَللّاتِي تَزَوَّجْنَ الرَّسُولَ أمّهاتُ المؤُْمِنِينَ.
(Allah’ın Elçisi ile evlenen kadınlar mü’minlerin anneleridirler.)
Yukarıdaki cümlelerde ( اللاتي،التي،الذي ) ilgi zamirleri mübteda olup
mahallen merfû‘durlar. Ancak ( اللتانِ ) ikil olduğu için elif ( ا) ile merfû‘dur. Bu ilgi zamirlerinden sonra gelen ( (تَزَوَّجْنَ الرّسُولَ ، نَجَحَتا في الامتِحانِ ، جاءَ ، جاءَتْ
cümleleri ilgi zamirlerini açıklayan sıla cümleleridir.
6. Muzaf (tamlanan). Belirtili isim tamlamalarında irabta tamlanana (muzaf)
bakılır, tamlayan (muzafun ileyh) daima mecrûr olur. Tekil eril ve dişil
(müfred müzekker ve müennes) tamlananlar, kırık çoğullar (cem-i teksîr),
kurallı dişil çoğullar (cem-i müennesler) mübteda olduklarında zamme ile
merfû olurlar; ikil yapısında (tesniye) olurlarsa elif ( ا) ile merfû olurlar;
kurallı çoğul eril (cem-i müzekker sâlim) olurlarsa vav ( و) merfû olurlar.
(Halit’in Okulu evinden uzaktır.) . مَدْرَسَةُ خالِدٍ بَعِيدَةٌ عَنْ بَيْتِهِ
(Fakültenin yemekhanesi temizdir.) . مَطْعَمُ الكُلِّيَّةِ نَظِيفٌ
(Fakültenin kız öğrencileri terbiyelidirler.) . طالِباتُ الكُلِّيَّةِ مُهَذَّبَاتٌ
(Okulun ağaçları çoktur.) . أشْجارُ الْمَدْرَسَةِ كَثِيرَةٌ
(Okulun iki erkek öğrencisi gidiyorlar.) . طالِبا الْمَدْرَسَةِ ذاهِبانِ
(Şirketin erkek mühendisleri çalışkandırlar). مُهَنْدِسُو الشّرِكَةِ مُجْتَهِدُونَ
Bu örneklerde ( أشجارُ، طالِباتُ، مَطْعَمُ، مَدْرَسَةُ ) kelimeleri tamlanandır (muzaf),
mübtedadırlar ve zamme ile merfû‘ olmuşlardır. ( طالِبَا ) kelimesi de
tamlanandır, ikildir ve elif ( ا) ile merfû olmuştur. ( مُهَنْدِسُو ) kelimesi
tamlanandır, cem-i müzekker sâlimdir (kurallı eril çoğul) ve vav ( و) ile merfû
olmuştur.
7. Soru isimleri (esmâu’l-istifhâm). Soru isimleri ( أَيُّ ) hariç hepsi mebnîdirler,
mübteda konumunda oldukları zaman mahallen merfû olurlar, ( أَيُّ ) ise
mübteda konumunda zamme ile merfû olur.
(Yarışta kim kazandı?) ؟ مَنْ فَازَ في السِّباقِ
(Hangi öğrenci geldi?) ؟ أيُّ طالِبٍ جاءَ
Birinci örnekte geçen ( من ) soru ismi mübtedadır, mebnî kelimelerden
olduğu için mahallen merfûdur. İkinci örnekte ( أيُّ ) kelimesi mübtedadır,
murâb (cümle içindeki yerine göre sonu değişen) soru isimlerindendir, burada
zamme ile merfû olmuştur..
8. Te’villi mastarlar (masdar-ı müevvel). Fiili muzârinin başına ( أَنْ ) harfi
geldiği zaman onu nasbettiği gibi anlamını da mastara çevirmekte, bu tür
mastarlara da mastar anlamını içerdikleri için te’villi mastar denmektedir.
Te’villi mastar fiilden türetildiği için mastarı tüm şahıs zamirlerine göre
anlamlandırmak mümkümdür. Te’villi mastarlar mübteda konumunda yer
aldıkları zaman mahallen merfû kabul edilmektedirler.
(Oruç tutmanız sizin için hayırlıdır) أَن تَصُومُوا خَيرٌ لَكُمْ
أنْ تَشرَبَ الشايَ ساخِناً مُضِرٌّ لِصِحَّتِكَ.
(Çayı sıcak içmen sağlığına zararlıdır)
Birinci cümlede ( أَن تَصُومُوا ) te’villi mastardır, ( صَوْمُكُمْ ) şeklinde açık mastar
hükmündedir, mübtedadır, “oruç tutmanız” anlamındadır. İkinci örnekte
mübteda konumunda olan ( أنْ تَشْرَبَ ) kelimesi te’villi mastardır, ( شُرْبُكَ ) şeklinde
açık mastar hükmündedir, mübtedadır, “içmen” anlamındadır.
Aşağıdaki isim cümlelerinde mübtedaları belirleyiniz, irablarını yapınız ve
hangi isim türü olduklarını belirtiniz.
1. المطََرُ غَزِيرٌ.
2. هذِهِ الوَرْدَةُ جمَِيلَةٌ.
3. مُدَرِّسُو الْمَدْرَسَةِ عَائِدُون إلى بِلادِهِمْ.
4. ما عِندَ اللهِ خَيْرٌ وأبْقَى
5. هما طَبِيبَتَان بِمُسْتشْفى الأطْفَالِ.
6. فَيْصَل طَبِيبٌ مَشْهُورٌ.
7. أنْ تَصْبِرُوا خَيرٌ لَكُمْ.
B. Mübtedanın marife haberin nekre olarak gelmesi asıl ise de bazen mübteda
nekre olarak gelebilir. Bu durum şu hallerde olur:
1. Mübteda nekreye muzaf (tamlanan) olursa;
(İş adamı geliyor.) . رجلُ أعمالٍ قادمٌ
(Gümüş yüzük ucuzdur.) . خَاتَمُ فِضَّةٍ رَخِيصٌ
Birinci cümlede ( رَجُلُ ) kelimesi muzaftır (tamlanan), ( أعمالٍ ) muzafun
ileyhtir (tamlayan), nekredir, her iki kelime belirtisiz tamlama oluşturmuştur.
İkinci örnekteki ( خاتَمُ فِضّةٍ ) örneği de birinci örnek gibidir.
2. Mübteda nekre (belirsiz) kelimelerden oluşan sıfat tamlamasında mevsuf
olursa;
(Yoğun bir yağmur yağıyor.) . مَطَرٌ غَزِيرٌ نَازِلٌ
(Hızlı bir otomobil pahalıdır.) ◌ٌ. سيّارَةٌ سريعَةٌ غَالِيَة
Birinci örnekte ( مَطَرٌ ) kelimesi mevsûf (tamlanan), ( غَزِيرٌ ) kelimesi ise
sıfattır (tamlayan). Her iki kelime de nekre (belirsiz) kelimeden oluşmuştur.
İkinci örnek de birinci örnek gibi belirsiz kelimelerden oluşmuştur.
3. Mübteda nekre olup kendisinden önce olumsuzluk edatı (nefi) ve soru
(istifham) edatı varsa:
(Kimse yolcu değildir.) . ما أحَدٌ مسافرٌ
(Yanımızda cahil yoktur) . ما جَاهِلٌ عِنْدَنَا
(Alanda kimse var mıdır?) ؟ هل أحدٌ في الساحة
(Allah’la birlikte (başka) bir tanrı var mıdır?) ؟ أإلهٌ مَعَ اللهِ
Yukarıdaki örneklerde ( إلهٌ، أحَدٌ، جاهِلٌ، أحدٌ ) kelimeleri nekre (belirsiz)
isimlerden oluşmuştur, her biri mübtedadır, olumsuzluk edatı (nefi) ve soru
(istifham) edatlarndan sonra gelmiştir.
4. Mübteda nekre olup haber câr-mecrûr ve zarftan oluşurşa mübteda
haberden sonra gelir; bu tür cümlelerde anlam verilirken “vardır”,
“mevcuttur” anlamları eklenir.
(Odada bir çocuk var.). في الغُرْفةِ طِفْلٌ
(Masanın üzerinde bir kitap var). على المِنْضَدَةِ كِتَابٌ
(Ağaçların üzerinde birkaç kuş var). فَوْقَ الأشْجَارِ طُيُورٌ
Bu örneklerde ( طِفْلٌ، كِتَابٌ، طُيُورٌ ) kelimeleri mübtedadır, haberleri câr-mecrûr
ve zarftan oluştuğu mübtedalar da nekre oldukları için haberden sonra
gelmiştir
5. Mübteda türün genelini içerirse;
(Herkes ona itaatkârdır.) . كُلٌّ لهُ مُطِيعُونَ
(İnsan hayvandan daha üstündür.) . ِيمَةٍ