9) Hadisleri Kavramaya Çalışmak:
Hadîs talebesi sadece ezberlemekle veya yazmakla
kalmamalı, anlamaya, kavramaya da çalışmalıdır.
[1]
Hadîs talebesi sadece ezberlemekle veya yazmakla
kalmamalı, anlamaya, kavramaya da çalışmalıdır.
[1]
Rivâyet ve dirâyette kendisinden dûn (aşağı)
olandan da hadîs almalıdır. Vekî: “Kişi fevkindekinden, emsâlinden ve mâdûnundan
hadîs yazmadıkça asâlete eremez” der.
[1]
Hiçbir hadis usulü öğrencisi hadis usulü
ilminden müstağni kalamaz. Öğrendiği hadislerden ancak iyi bir usul bilgisi
sayesinde yararlanabilir. Bunun için de muteber ve meşhur usul kitaplarından
istifade etmek gerekmektedir. Önce usul konularını ana diliyle yazılmış bir veya
birkaç usul kitabından okuduktan sonra “kaynaklar kısmında” tanıttığımız usul
kitaplarını mütalaa etmek gerekir.
Yeterli bir hadis tarihi ve hadis literatürü
bilgisi ile usul bilgileri takviye edilmelidir.
[1]
Tedrici (yavaş yavaş belli ve makul bir sıra
ile) öğrenim, önemli ve fakat birçoklarının hoşlanmadıkları, bıkkınlık
gösterdikleri bir tarzdır. Halbuki ilimde asıl olan sıra ile ve planlı bir
şekilde öğrenmektir.
Hadis kitaplarının hepsini bir anda okuma imkanı
olmadığına göre onları belli bir sıraya koyduktan sonra teker teker okumak
zarureti ortadadır.
[1]
Öğrendiklerini gizlemeyip, diğer talebelerin de
istifâdesini sağlamalıdır.
[1]
Hadis öğrencisinin hadis öğrenmekten ilk elde
ettiği meziyet, arkadaşlarına faydalı olma niteliğidir. Çünkü müzakere hadis
öğreniminin temelidir. Kim, bildiğini sadece kendisine saklamak ve böylece
ötekilerden üstün olmak isterse, o bildiğinden istifade edemez. Malik b. Enes
(r.a.) “Hadisin bereketinden istifade etmek için hadis öğrencilerinin
birbirlerine yardım etmesi gerekir.” demiştir.
[2]
Hadis öğrencisinin, hocasına ve hocalarına,
hadise olan hadise olan saygı ve edebinden gelen bir hisle saygı ve tazim
göstermesi gerekir. Onu ne utanma ne de büyüklenme, ilmi öğrenmekten ve
bilmediğini usulünce sormaktan alıkoymamalıdır. Mücahid “utangaç ya da kibirli
olan ilim öğrenemez!” der.
[1]
Tâlib, dinleme işini uzatıp, şeyhin azarlamasına
meydan vermemelidir. Zührî: “Meclis uzarsa şeytan da nasiplenir” demiştir.
[2]
Kur’an-ı Kerim, bildiğiyle amel etmeyenleri
“kitap taşıyan eşeklere” benzetmiştir.
İmam Şafii’nin hocası Veki’ b. El-Cerrah da
“hadisi öğrenmek stiyorsan, onunla amel et!” demiştir.
Abdullah b. Mesud, ileri gelen sahabilerin on
ayet ezberleyince, amel etmesini ve manalarını öğrenmedikçe, başka ayetlere
geçmediklerini haber vermektedir.[1]
Bir başka alim de “zekat oranı kırkta birdir. İki yüz hadis öğrenen bu
öğrendiklerinin zekatını vermiş olmak için beş tanesiyle amel etmelidir.” der.
[2]
Hadîslerde vârid olan fazîletli amelleri imkân
nisbetinde işlemelidir. Hatta Bişr İbnu’l Hâris el-Hâfi: “Ey hadîs ashâbı,
hadîsin zekâtını ödeyin, hiç olsun her ikiyüz hadîsten beşiyle mutlaka amel
edin” demiştir. Vekî de: “Hadîsi hıfzetmek istersen, onunla amel et” der.
[3]
Hadis öğrencisine, bütün gayret ve imkanlarını
seferber ederek bu ilmi, ilim, amel ve takva ile meşhur hocalardan almaya
çalışması yaraşır. Böylesi, kendi çevresinde yoksa, geçmişte ulemanın yaptığı
gibi uzun ve yorucu yolculukları göze almalıdır.
[1]
Hadis öğrecisi
isnâd-ı âlî aramalıdır. Bölgesindeki âli isnâdı
bitirince uzak diyarlara bu maksatla seyahat etmelidir.
[2]
İslâm uleması hadîs talebesinin şu âdâba
uymasını şart koşmuştur:
Niyette ihlâs sahibi olmalı ve hadîs tahsilini
sırf Allah rızası için yapmalıdır. Dünyevî bir maksada kesinlikle yer
vermemelidir.
[1]
İyi niyet veya daha doğru deyimle ihlas, hadis öğrencisinin ilk görevidir.
Hadisle meşguliyetten beklediği başka değil, sadece Allah’ın rızasını kazanmak
olmalıdır. Hz. Peygamber “Sözümü belleyip tebliğ edenlerin Allah yüzlerini
ağartsin!” buyurmuştur. Süfyan es-Sevri de “Allah’ın hoşnudluğunu dileyen
kimseler için hadis öğrenmekten daha üstün herhangi bir amel bilmiyorum.”
demiştir.
Hadis öğrencisi, öğrendiklerini dünyevi herhangi
bir amaca alet etmekten kaçınmalıdır. Hz. Peygamber “Kendisiyle Allah’ın
rızasının aranması gereken bir ilmi, dünyevi bir maksatla öğrenen, Cennetin
kokusunu bile alamaz!” buyurmuştur.[2]
Hadis öğrencisi, Allah’dan kolaylık, tevfik,
doğruluk ve güzel ahlak istemelidir. Ebu Asım en-Nebil “Hadis öğrenmek isteyen,
dini işlerin en yücesine talib olmuş demektir; kendisinin de insanların en
üstünü olması gerekir.” demiştir.
[3]