Yıl: 2012

  • Para Bizim Neyimize, Harçlığımız Olsun Yeter!

    Vakfımız iş adamlarına yönelik bir iftar vermişti. Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez diye mi düşündüler yöneticiler artık her neyse yemekten sonra adet olduğu üzere konuşmalar yapıldı. Aklımda kalan konuşmayı Emin Işık hoca yapmıştı.

    Emin Işık bilenler bilir, kalender meşrep, bilge, hoş sohbet, şık giyinir, yakışıklı ve harika Kur’an ve kaside de okuyan deli dolu bir hoca. Allah kendisine uzun ömür versin. Emekli olmadan sohbetlerinden çokça istifade ediyorduk.

    O konuşmasında şöyle demişti: Bizim hocalar olarak para ile işimiz olmaz. Para sizin işiniz. Biz parayı ne yapalım ki. Ama siz yatırım yaparsınız, istihdam oluşturursunuz, üretimi sağlarsınız… Doğrusu para size lâzım. Ama hocalar olarak bizim de hiç olmazsa harçlığımız cebimizden eksik olmasın. O kadarcık fazla değil hani…

     
    Emin Işık Hoca
     
    Hoca hikmet sahibi, güzel tespit etmişti. Bir üniversite hocası olarak bir yere gidiyorken önüne gelen bir taksiyi çevirip binebiliyorsan, yanına gelmiş birkaç arkadaşına yemek ısmarlayacak kadar cebinde harçlığın varsa gerçekten Allah’a şükretmek düşer. Para bizim neyimize ki! Harçlığımız olsun yeter!

    Ben şimdiye kadar Fakülte ya da eve gitmek için hiç taksi çevirmedim. Evde ve fakültede çıkan yemekler dışında keyfim istedi diye neredeyse dışarıda hiç yemek yemedim desem yanlış olmaz. Olmuşsa bile çok nadir olmuştur. Hem benim yerime para harcayacaklar hanede nasıl olsa bulunuyor. O zaman neden ben de ille harcama yapacağım diyeyim ki? Valla geçinip gidiyoruz.

    Emin Işık hocanın yolunu tutarsam ne olur onu da bilmiyorum. Bu yaştan sonra denemek ve istikrar bulmuş hayatımı değiştirmek de istemiyorum.

    Ben bir ilmî meliste “Üniversite hocaları olarak bizim zekat vermemiz lâzım gelir” demiştim de bir hocamız itiraz etmiş ve “Üniversite hocası olarak benim bilgisayarım olmasın mı?” demişti. Ben de “Olsun, elbette olsun ve olmalı da. Ama bodrum katlarda ya da çatı aralarında yaşamak zorunda olan komşularımızın çocuklarının elinde de hiç olmazsa bir kurşun kalem olsun” diye cevap vermiştim. Vermeden biz nimetlerimizin kadrini kıymetini öğrenemeyeceğiz galiba.

    Bereket nedir! Gören, duyan, bilen var mı?

    Ağzımızın tadı sahi niye yok!

    Yoksulluk sınırındaki soframızda açlık sınırının altındaki fakirin hakkı mı var?

    Kamu harcamalarında israf sayılabilecek hususlar var mı?

    Üretimdeki başarı bölüşümde de gerçekleşebiliyor mu?

    Memur maaşlarının azlığı gerçekten yokluktan mı?

    Galiba bu konuda sorulacak ve cevabı bulunamayacak çok soru var.

    Ne diyelim harçlığınız cebinizden eksik olmasın. Güle güle harcayın! İş adamı değilsiniz ki parayla işiniz olsun.

    Sevgi ve saygı ile!
     

    GARİBCE
  • Aydın: Din Hizmetlerinde Asıl Problem Kalite

    Hamamözü Termal Tesisleri’nde gerçekleştirilen toplantıda, yüksek öğretime din dersi öğretmeni yetiştirme, ilahiyat fakültesi programlarının yeni gelişmeler ışığında değerlendirilmesi, ilköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi bölümlerinin yeni statüsü, yeni anayasada din eğitiminin yeri, yeni eğitim programlarında din dersleri ve seçmeli Kur’an-ı Kerim ve Hazreti Peygamber’in hayatı derslerinin müfredat hazırlık süreci gibi konu başlıklarında, görüş alışverişinde bulunuldu.

    Toplantının ardından AA muhabirine değerlendirmede bulunan Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurul Üyesi Prof. Dr. Muhammed Şevki Aydın, bu tür toplantıların her yıl yapıldığını söyledi. 

     

    Aydın, Türkiye’nin din eğitimi sorunlarında öne çıkan başlıkların değerlendirildiğini bildirdi.

    Toplantıda ele alınan konuların din hizmetleri bakımından çok önemli sonuçlar ortaya koyduğunu vurgulayan Aydın, “Elde edilen öneri ve kararları rapor halinde YÖK’e iletmeyi düşünüyoruz. Uygulamada sürdürülebilir yapılandırmalara toplantımızın vesile olacağını düşünüyorum” dedi.

    Din hizmetlerinin donanımlı, nitelikli elemanlarla daha da nitelikli ve işlevsel hale geleceğini belirten Aydın, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kuruluş amacı olan halkı din konusunda aydınlatma görevinin yeterli ve nitelikli elemanlarla sağlanabileceğini kaydetti.

    Bunun için Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ilahiyat fakülteleri ile iş birliği içinde çalışmayı arzu ettiğini ifade eden Aydın, şöyle devam etti:

    “Din eğitimi faaliyetlerimizin nitelik sorunu yaşadığı bir gerçek. Değişen şartlar karşısında dünden kalan bilgi ve becerilerle biz bu işi yürütmeye devam edersek asla başarılı olamayız. Dolayısıyla insanımızın elinden tutan, onun hayat standardını yükseltmesine katkı sağlayan bir din eğitimini ortaya koyamayız. İlahiyat fakültelerinin de bu anlamda yeniden yapılandırılmasında, programlarını geliştirmesinde yarar var.”

    -“İnanıp inanmama bireylerin kendilerine bağlı”

    Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Tosun ise Türkiye’nin Din Kültürü ve Ahlak bilgisi dersine ihtiyacı olduğunu söyledi.

    Din konusunda cahilce davranılmamasını arzu ettiklerini belirten Tosun, şöyle konuştu:

    “İnanıp inanmama bireylerin kendilerine bağlı. Hatta Allah’ın lütfu. Ama siz doğru bilgiyi verirseniz, inanmasa da inananın inandığına saygı duymayı becermesi lazım. Bu bizim bir ihtiyacımız. Bu bir eğitim sorunu. İnanmak bir din sorunu, ama diğeri bir eğitim sorunu. Dolayısıyla Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini bir eğitim meselesi olarak gördük. Bu dersin esas hedefi insanların din konusundaki ihtiyaçlarını karşılamak.”

    Toplantıya, Hamamözü Kaymakamı Remzi Demir, Belediye Başkanı Mehmet Canıbek, Hitit Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Osman Eğri, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mesut Okumuş, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Recep Kaymakcan, Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Muhittin Okumuşlar’nda aralarında bulunduğu çok sayıda akademisyen katıldı.

  • Arapça Gramer Kitabı Online Fihrist Arapça Dil Bilgisi

    Sarf Nedir ?

    Hemzenin Yazılışı
    Mahreç Nedir Harflerin Mahreçleri
    Harekeler
    Kamerî ve Şemsî Harfler
    Sonda Yazılan Elif Çeşitleri
    Sonda Yazılan Elif Çeşitleri (Memdude – Maksure)
    İlletli Harfler (و ـ ي ـ ا)
    Med Harfleri (Uzatma Harfleri)
    Zaid Harfler
    Arapçada Kelime Çeşitleri
    İsim ve Tanıma Yolları
    Cinsiyet Bakımından Kelimeler
    Müzekker – Müennes
    Marife-Nekra
    Arapçada Sayılar
    Müfred
    Tesniye
    Cemi Çoğul İsim
    Cemi Müzekker Salim
    Cemi Müennes Salim
    Cemi Mükesser
    Zarflar ve Yön İsimleri
    Arapçada Fiil
    Mazi Fiil (Geçmiş Zaman)
    Muzari Fiil (Geniş Zaman)
    Emir Fiil
    Emr-i Hazır
    Emr-i Gaib
    Emr-i Mütekellim
    Nehiy (Yasaklama)
    Nehyi Hazır
    Arapçada Malum Fiil
    Arapçada Meçhul Fiil
    Malum Fiili Meçhul Yapma
    Lazım ve Müteaddi Fiiler
    Lazım Fiil
    Müteaddi Fiil

    Arapçada Mücerred Fiiller

    1.  Arapçada Sülasi Mücerred Fiiller
    2.  Arapçada Rubai Mücerred Fiiller

    Mezid Fiiller

    Arapçada Mezid Fiiller
    1. Sülasi Mezid Fiiller
    2. Rubai Mezid Fiiller
    Aksam-ı Seba
    Salim Fiil
    Mehmuz Fiil
    Mudaaf Fiil
    Mutel Fiiller 1
    Mutel Fiiller 2
    Misal Fiil 1
    Misal Fiil 2
    Ecvef Fiil
    Ecvef Fiil 2
    Nakıs Fiil
    Lefif Fiil
    İf’al Babı
    Tef’il Babı
    Mufâale Babı
    İftial Babı
    İnfial Babı
    Tefe’ul Babı
    İf’inlal Babı
    Te’kid Lam’ı ve Te’kid Nun’u
    Taaccüb Fiilleri (Şaşma Hayret Fiilleri) 1
    1. Taaccüb Fiilleri (Şaşma Hayret Fiilleri) 2
    2. Taaccüb Fiilleri Videolu Anlatım * Arapça 3
    Övme ve Yerme Fiilleri (Medh ve zem fiilleri)
    Övme ve Yerme Fiilleri (Medh ve zem fiilleri) 2
    Camid  Fiiler
    Arapçada Masdarlar
    Arapçada İsim Fiiler   – Fiil İsimleri
    Gayri Munsarif İsimler 1
    Gayri Munsarif İsimler 2
    İsm-i Fail Anlatımı
    İsm-i Fail Çekimi
    İsm-i Meful
    Sıfat-ı Müşebbehe
    İsm-i Tafdil
    İsm-i Zaman ve Mekan Masdarı Mimi
    Mübalaga-i İsm-i Fail
    İsm-i Mensub
    İsm-i Alet
    İsm-i Tasgir1 
    İsm-i Tasgir 2
    Munfasıl Zamirler
    Muttasıl Zamirler
    İşaret isimleri 1
    İşaret isimleri 2
    İşaret isimleri 3
    İnne ve Kardeşleri İnne ve Benzerleri = Fiile benzeyen harfler 1
    İnne ve Kardeşleri İnne ve Benzerleri = Fiile benzeyen harfler 2
    İnne ve Kardeşleri İnne ve Benzerleri = Fiile benzeyen harfler 3
    İnne ve Kardeşleri İnne ve Benzerleri = Fiile benzeyen harfler 4
    NAKIS FİİLLER 1
    NAKIS FİİLLER 2
    NAKIS FİİLLER 3
    Kâne ve benzerleri – Nâkıs fiiller 1
    Kâne ve benzerleri – Nâkıs fiiller 2
    Kâne ve benzerleri – Nâkıs fiiller 3
    Kâne ve benzerleri – Nâkıs fiiller 4
    Müştak isim
     Camid isim
    Camid ve Müştak İsim
    Vasıl ve kat’ hemzesi
    İ’lal – İlal   Çeşitleri Kalb  İskan ve Hazif
    İbdal
    İdgam

     

     

    Online Arapça İçindekiler

     

    1 Arapca Kisiler
    2 Arapca Aile
    3 Arapca Tanımak, ogrenmek, anlamak
    4 Arapca Okulda
    5 Arapca Ulkeler ve diller
    6 Arapca Okumak ve yazmak
    7 Arapca Sayılar
    8 Arapca Saatler
    9 Arapca Haftanın Gunleri
    10 Arapca Dun – bugun – yarın
    11 Arapca Aylar
    12 Arapca İcecekler
    13 Arapca Faaliyetler
    14 Arapca Renkler
    15 Arapca Meyve ve gıda maddeleri
    16 Arapca Mevsimler ve hava
    18 Arapca Ev temizligi
    19 Arapca Mutfakta
    20 Arapca Kısa Sohbet
    17 Arapca Evde
    21 Arapca Kisa Sohbet 2
    22 Arapca Kisa Sohbet 3
    23 Arapca Dil Ogrenmek
    24 Arapca Randevulasmak
    25 Arapca Sehirde
    26 Arapca Dogada
    27 Arapca Otelde -Varis Diyalogu
    29 Arapca Restoranda 1
    30 Arapca Restoranda 2
    Etemennâ lekum Cuma mubârake
    Arapça Özlü Sözler
    31 ARAPÇA AİLE – AKRABA İSİMLERİ
    32 Arapça Kar Yağıyor Cümlesi
    33 Müslüman Aleminde Yılbaşı Kutlaması
    34 Arapça Alçıda 20 Gün
    35 ARAPÇA’DA YER ZARFLARI -1
    36 Arapça Düğün Davetiyesi
    36 Arapça Göründüğü kadarıyla – Görünüşe göre kalıbı
    37 Arapça Hamilelik İle İlgili Kavramlar Cümleler
    41 Arapçada A dan Z ye İfade Kalıbı
    43 Arapça’da önemli bir fiil: مَارَسَ (mârase)
    38 AİT OLMAK – AİT OLDU تابع tabiğ ifadesinin kullanılışı
    39 Arapça PAYLAŞMAK – TO SHARE
    40 Arapça Taksi Diyalogları
    41 Arapça Şiir Ve Tercümesi BEN ARABIM
    UTANMIYORUM
    42 Arapça TEKRAR ÇALIŞMAK Kalıbı
    44 Arapça Telefon Konuşması Örneği
    Arapça Kelimelerle tarif edilemeyecek kadar kalıbı
    45 Arapça BULUNMAK – BULUNDU تَوَافَرَ tevafera fiilinin kullanılışı
    46 Arapça ضَايَقَ (dâyaka)” Rahatsız etmek ” ve قَارَنَ (kârane) ” Kıyaslamak ” fiillerinin kullanılışı
    48 Arapça Beğenisini kazandı – takdirini kazandı kalıbı
    50 Arapça Destek almak – destek görmek kalıbının kullanılışı
    51 Arapça … Sayısı Bir Elin Parmaklarını Geçmez Kalıbı
    52 Arapça Çarpıcı itiraflarda bulundu kalıbı
    53 Arapça Kendimizi bir başkasının yerine koymak
    54 Arapça Sorumluluğun birinin üstünde (omuzlarında) olması kalıbı
    55 Arapça Aklıma bir fikir geldi kalıbı
    56 Arapça Tarihin Uyumaması Kalıbı
    57 Arapça Aile Diyalogları اُسْرَة
    58 Arapça Banka Diyalogları في البنك
    59 Arapça Diyalogları Camide: في المسجد
    60 Satır Arası Kelime Mealli Kafirun Suresi
    61 Satır Arası Kelime Mealli Kevser Suresi / Arapça Türkçe Tercüme
    62 Satır Arası Kelime Mealli Tebbet Suresi / Arapça -Türkçe Tercüme
    63 Satır Arası Kelime Mealli Nasr Suresi / Arapça -Türkçe Tercüme
    64 Satır Arası Kelime Mealli İhslas Suresi / Arapça Türkçe Tercüme
    65 Satır Arası Kelime Mealli Nas Suresi / Arapça -Türkçe Tercüme
    66 Arapça Türkçe Tercümeli Hadisi Şerifler

     

    Arapça Gramer Kitabı Online Fihrist

     Arapça Dil BilgisiDevamını Oku »

  • Dikab Öğrencileri İlahiyata Geçmek İstemiyor

     

    Dikab Öğrencileri Dava Açmaya Hazırlanıyor

    Ancak Dikab Öğrencileri bu karara itiraz etmeye ve dava açmaya hazırlanıyorlar. Kendilerinin ilahiyat fakültesini değil Din Kültürü Öğretmenliği bölümünü seçtiklerini ve burada okumak istediklerini belirtiyorlar. Eğer ilahiyat okumak isteseydik zaten ilahiyatı seçerdik şeklinde serzenişte bulunuyorlar.. Bu serzenişlerini Başta Başbakanlık İletişim Merkezi (Bimer) olmak üzere seslendiremeye hazırlanıyorlar. Ayrıca bazı illerde eylem ve basın duyurusu gerçekleştirmeyi planladıklarını ifade ediyorlar.

    Daha öncesinde ilahiyat fakültelerine lisans eğitimiyle birlikte formasyon verilmesi kararlaştırılmıştı. Fakat açılan davalar sonucunda bu mesele yılan hikayesine dönmüştü. 

     

    Öğrencilerin Bimer’e Başvurmak üzere hazırladıkları Örnek Başvuru Metni 

    Sayın Başbakanım,
    Ben bir Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni adayıyım. 3 yıldır öğrenimimi Eğitim Fakültesi’nde görüyorum. Yani olması gerektiği gibi… Ben üniversiteye girdiğim yıl önümde katsayı probleminden dolayı iki seçenek vardı: İlahiyat ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği. Ben Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliğini seçtim; çünkü burada olmak istiyorum, tıpkı benimle aynı tercihi yapan bölüm arkadaşlarım gibi… İlahiyatta okumayı isteseydik diğer seçenek olan ilahiyatı tercih ederdik, puanımız buna fazlasıyla yetiyordu…
    Bizler birer öğretmen adayıyız, tüm öğretmen adayları gibi eğitim fakültesinde eğitimimizi tamamlamamız gerekiyor. Mezun olunca öğretmenler odasında, geleneksel Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenleri gibi özgüveni olmayan, köşesine çekilmiş,sesi çıkmayan, kendini diğer öğretmenlerden dışlanmış olarak gören, girişimcilikten uzak, kendini ifade etmekten çekinen bir öğretmen olmamak için, biz EĞİTİM FAKÜLTESİ’nde kalmalıyız!!!! YÖK’ün almış olduğu kararı kabul etmiyor ve bu sitemimizin değerlendirilmesini istiyoruz… Umarım talebim dikkate alınır da bununla ilgili bir dönüş yapılır. İlahiyata gitmek istemiyoruz ve bunun için gereken neyse yapacağız… 
    İyi çalışmalar dilerim… Saygılar…

     

     Peki Eğitim Fakültesi Dekanları Ve İlahiyat Dekanları Bu Değişiklikle ilgili Neler Söylemişlerdi ?

    Eğitim Fakülteleri Dekanlar Konseyi Başkanı:Sistem Pratik Değildi


    Eğitim Fakülteleri Dekanlar Konseyi Başkanı Prof. Dr. Cemil Öztürk, YÖK’ün kararına destek verdi. Bu değişiklikten sonra ihtiyacın iyi bir planlamayla karşılanabileceğine değinen Öztürk, “Bu öğretmenleri yetiştirmek için dışarıdan onlarca öğretim üyesi almak zorunda kalıyorduk.

    Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği bölümünde, sadece bizim fakültede 600 öğrencimiz var ve eğitimleri için neredeyse küçük bir ilahiyat fakültesi kurmamız gerekiyordu. Eğer hocaları dışarıdan geliyorsa bölümün de bizde olmasının bir anlamı yok” dedi.

    İlahiyat Dekanları

    Değişikliği oldukça yerinde bir karar olarak değerlendiren İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şinasi Gündüz, bölümün 28 Şubat öncesinde ilahiyatlarda olduğunu hatırlattı.

    YÖK’ün bir bakıma eskiden uygulanan sistemi yeniden getirmiş olduğunu anlatan Gündüz, “İlahiyat fakültesi dekanları olarak son birkaç yıldır bu konuyu sürekli dillendirdik. Çünkü mevcut haliyle eğitim fakülteleri bünyesinde olan bu bölümlerin gerek müfredatlarında gerekse eğitim öğretimlerinde ciddi sorunlar yaşanıyordu.

    Bunun yanı sıra İmam Hatip Lisesi’ndeki meslek derslerini verecek öğretmenlerin yetişmesi ve ortaöğretimdeki seçimlik Kur’anı Kerim ile Peygamber Efendimiz’in hayatı derslerini okutacak öğrencilerin yine İlahiyattan yetişmesini sağlamak için bütün öğrencilerimize formasyon hakkı tanınmalı.

    Çünkü ilahiyat fakültelerine formasyon hakkının kaldırılmasıyla ortada kalan ‘bu dersleri kim verecek?’ sorusu cevap bulmadı.

    Sorunun cevap bulması için bütün ilahiyat fakültelerine pedagojik formasyon hakkı verilmeli” dedi.

    Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu da, “Hayırlı ve isabetli bir karar oldu. Öncesi yanlış bir uygulamaydı” ifadesini kullandı.

     

     

     


  • Dikab Öğrencileri Dava Açıyor

     

    Dikab Öğrencileri Dava Açmaya Hazırlanıyor

    Ancak Dikab Öğrencileri bu karara itiraz etmeye ve dava açmaya hazırlanıyorlar. Kendilerinin ilahiyat fakültesini değil Din Kültürü Öğretmenliği bölümünü seçtiklerini ve burada okumak istediklerini belirtiyorlar. Eğer ilahiyat okumak isteseydik zaten ilahiyatı seçerdik şeklinde serzenişte bulunuyorlar.. Bu serzenişlerini Başta Başbakanlık İletişim Merkezi (Bimer) olmak üzere seslendiremeye hazırlanıyorlar. Ayrıca bazı illerde eylem ve basın duyurusu gerçekleştirmeyi planladıklarını ifade ediyorlar.

    Daha öncesinde ilahiyat fakültelerine lisans eğitimiyle birlikte formasyon verilmesi kararlaştırılmıştı. Fakat açılan davalar sonucunda bu mesele yılan hikayesine dönmüştü. 

     

    Öğrencilerin Bimer’e Başvurmak üzere hazırladıkları Örnek Başvuru Metni 

    Sayın Başbakanım,
    Ben bir Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni adayıyım. 3 yıldır öğrenimimi Eğitim Fakültesi’nde görüyorum. Yani olması gerektiği gibi… Ben üniversiteye girdiğim yıl önümde katsayı probleminden dolayı iki seçenek vardı: İlahiyat ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği. Ben Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliğini seçtim; çünkü burada olmak istiyorum, tıpkı benimle aynı tercihi yapan bölüm arkadaşlarım gibi… İlahiyatta okumayı isteseydik diğer seçenek olan ilahiyatı tercih ederdik, puanımız buna fazlasıyla yetiyordu…
    Bizler birer öğretmen adayıyız, tüm öğretmen adayları gibi eğitim fakültesinde eğitimimizi tamamlamamız gerekiyor. Mezun olunca öğretmenler odasında, geleneksel Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenleri gibi özgüveni olmayan, köşesine çekilmiş,sesi çıkmayan, kendini diğer öğretmenlerden dışlanmış olarak gören, girişimcilikten uzak, kendini ifade etmekten çekinen bir öğretmen olmamak için, biz EĞİTİM FAKÜLTESİ’nde kalmalıyız!!!! YÖK’ün almış olduğu kararı kabul etmiyor ve bu sitemimizin değerlendirilmesini istiyoruz… Umarım talebim dikkate alınır da bununla ilgili bir dönüş yapılır. İlahiyata gitmek istemiyoruz ve bunun için gereken neyse yapacağız… 
    İyi çalışmalar dilerim… Saygılar…

     

     Peki Eğitim Fakültesi Dekanları Ve İlahiyat Dekanları Bu Değişiklikle ilgili Neler Söylemişlerdi ?

    Eğitim Fakülteleri Dekanlar Konseyi Başkanı:Sistem Pratik Değildi


    Eğitim Fakülteleri Dekanlar Konseyi Başkanı Prof. Dr. Cemil Öztürk, YÖK’ün kararına destek verdi. Bu değişiklikten sonra ihtiyacın iyi bir planlamayla karşılanabileceğine değinen Öztürk, “Bu öğretmenleri yetiştirmek için dışarıdan onlarca öğretim üyesi almak zorunda kalıyorduk.

    Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği bölümünde, sadece bizim fakültede 600 öğrencimiz var ve eğitimleri için neredeyse küçük bir ilahiyat fakültesi kurmamız gerekiyordu. Eğer hocaları dışarıdan geliyorsa bölümün de bizde olmasının bir anlamı yok” dedi.

    İlahiyat Dekanları

    Değişikliği oldukça yerinde bir karar olarak değerlendiren İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şinasi Gündüz, bölümün 28 Şubat öncesinde ilahiyatlarda olduğunu hatırlattı.

    YÖK’ün bir bakıma eskiden uygulanan sistemi yeniden getirmiş olduğunu anlatan Gündüz, “İlahiyat fakültesi dekanları olarak son birkaç yıldır bu konuyu sürekli dillendirdik. Çünkü mevcut haliyle eğitim fakülteleri bünyesinde olan bu bölümlerin gerek müfredatlarında gerekse eğitim öğretimlerinde ciddi sorunlar yaşanıyordu.

    Bunun yanı sıra İmam Hatip Lisesi’ndeki meslek derslerini verecek öğretmenlerin yetişmesi ve ortaöğretimdeki seçimlik Kur’anı Kerim ile Peygamber Efendimiz’in hayatı derslerini okutacak öğrencilerin yine İlahiyattan yetişmesini sağlamak için bütün öğrencilerimize formasyon hakkı tanınmalı.

    Çünkü ilahiyat fakültelerine formasyon hakkının kaldırılmasıyla ortada kalan ‘bu dersleri kim verecek?’ sorusu cevap bulmadı.

    Sorunun cevap bulması için bütün ilahiyat fakültelerine pedagojik formasyon hakkı verilmeli” dedi.

    Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu da, “Hayırlı ve isabetli bir karar oldu. Öncesi yanlış bir uygulamaydı” ifadesini kullandı.

     

     

     


  • Hafızlığı 6 ayda bitirdi

    Hafızlık öncesi verilen bir yıllık eğitimi bitirmeden, altı ayda hafız olan 14 yaşındaki Abdülbaki Gönüllü, yarın icazet alacak. Kocatepe Kur’an Kursu öğrencisi Gönüllü, günde ortalama 5 sayfa ezber yapmış. Abdülbaki’nin hedefi, liseyi bitirdiğinde ilahiyat müfredatını da tamamlayabilmek.

    Abdülbaki Gönüllü, Kur’an Kursu’nun hafızlık öncesi bir yıl yüzünden Kur’an-ı Kerim eğitimi verdiği şubeye kaydolur. Isparta’nın Sütçüler ilçesinde kırtasiyecilik yapan baba Mehmet ve anne Gülsüm Gönüllü oğullarını İstanbul’a iyi bir eğitim alması için gönderir. Sınıf hocası Mustafa Öztürk, “Abdülbaki ilk geldiğinde ezbere kabiliyeti olduğu belliydi. Beşer sayfa ezber de yapmıştı. Ama bunları yeniden yapmasını sağlayarak, temelini de güçlendirerek kısa sürede mesafe aldı.” dedi. Soğanlı şubesi müdürü Ahmet Şahin ise öğrencilerinin hafızlık çalışması ile birlikte okul derslerinin de iyileştiğini aktardı. Şahin, normalde kendilerinin hafızlık talebesi yetiştirmediğini ama Abdülbaki’nin ilk hafız talebeleri olduğunu belirtiyor.

    Dedesinin ikna etmesiyle ailesinin kendisini hafızlığa gönderdiğini anlatan Abdülbaki’nin 2 yılda hafız olmuş 12 yaşında Meryem ve 4 yaşında Melike adında iki kardeşi var. Abdülbaki, hafızlık çalışmasıyla birlikte okul derslerinin de iyileştiğini, özellikle de sözel derslerde hafızlığın faydalarını gördüğünü anlattı. Her gün 4-5 sayfa ezber yaptığını ifade eden Abdülbaki için Kocatepe Kur’an kursu müdürü K. Efdal Kabaoğlu’nun çizdiği hedef ise çok farklı. Kabaoğlu, “Hafızlığın ardından Arapçayı ve temel dini bilgileri öğrenirken açık liseyi bitirerek İlahiyat Fakültesi’ne kayıt yaptırmasını arzu ediyoruz. Lise döneminde ayrıca İlahiyat müfredatını da bitirebileceğini düşünüyoruz.” diyor. Hafızlığını tamamlamış öğrencilere ilahiyat düzeyinde eğitim vermesi planlanan 100 kişilik yurt inşaatı ise bitmek üzere. Eylül ayında hafız olan 38 öğrenci bu kurumda eğitim almaya başlayacak.

    Kursun hamisi ve idarecisi Ali Ulvi Uzunlar Hocaefendi, Abdülbaki Gönüllü gibilerin nadir çıktığını söylüyor. Hocaefendi, imanlı ve Kur’an’ı hakkıyla bilen nesillerin yetişmesinin önemine dikkat çekiyor. Toplam üç şubede 48 eğitim personeli ile birlikte 68 kişi çalışıyor. 263 öğrencisi olan kursa geçen yıl başvuran 360 öğrenciden 140’ı yüzünden Kur’an eğitimine alınabilmiş. Geçen yıllarda öğrencilerin üçte biri hafızlık eğitimine geçmeyi başarabilirken bu yıl 110 öğrencinin bu başarıyı göstermesi dikkat çekiyor. Bu yıl 500’e yakın başvuru beklenirken alınacak öğrenci sayısı ise 120 ile sınırlı.

    TESCİL ET, UMREYE GİT

    Kur’an kursunda hafızlığını tescil eden öğrenciler umreye götürülüyor. İki günde sabah 8.00’de başlayıp akşam 19.00’a kadar Kur’an’ı ezbere okuyan öğrenciler, umreyle ödüllendiriliyor. 38 öğrenciden 6’sı bunu başarırken, icazet töreni öncesi camide tüm gün Kur’an sesi gelmeye devam ediyordu.

    İCAZET TÖRENİ YARIN

    Bayrampaşa Kocatepe Kur’an kursunda yarın hafızlığını bitiren 38 öğrencinin icazet töreni var. Törene Reis’ül Kurra Ahmet Arslanlar Hoca da katılacak. Birçoğu Anadolu’nun farklı şehirlerinden gelen öğrenciler mutlu günde sevinçlerini dinleyenlere Kur’an ziyafeti vererek paylaşacak. 

    Timeturk

  • İlk Defa ideolojisi İslam olan bir Ulus devlet kuruluyordu

    Politik bir hareket” olarak ortaya çıkmadı.

    1928’lerde Müslüman Kardeşler Hasan el-Benna’nın liderliğinde “politik bir hareket” olarak ortaya çıkmadı. Politikaya dolaylı yollardan atıflarda bulunuyordu. Sebebi Mısır’ın bir sömürge yönetimi altında olmasıydı. Sömürge yönetiminde yapılması gereken en önemli işlerden biri tabii ki sömürgeciliğe karşı savaşmak, bununla mücadele etmekti. Bu öncelikli bir hedeftir. Buna paralel ve belki de bundan önce yapılması gereken şey, sömürge yönetimin toplumun bünyesinde meydana getireceği tahribatları önlemektir. Bunun da büyük ölçüde ahlaki ve manevi takviye hareketi olması gerekirdi. Hasan el-Benna’nın başında olup formüle ettiği İhvan ve faaliyeti bu hedefi merkeze alıyordu. Toplumu fikri, ahlaki ve manevi bakımdan güçlü tutmak, direncini sürekli artırmak.

    İhvan-ı Müslimin ancak Hür Subaylardan ve İhvan’ın belli başlı fikir adamlarının Pakistan’ın kuruluşu ve Ebu A’la Mevdudi’nin eserleriyle tanışmalarından sonra, yani 1950’lilerde politik bir hareket olarak kendini adeta yeniden tanımladı. Bu da Hasan el-Benna’ın şehadetinden sonrasına rastlar.

    İhvan-ı Müslimin’in politik bir harekete dönüşmesi Seyyid Kutup gibi bir zatı ön plana çıkarmış oldu. Ve tabii bu Seyyid Kutup’un Türkiye’deki İslamcıları bu şekilde etkilemesinin önemli sebeplerinden biridir. Bu dönemde de Türkiye’de Müslümanlar siyasî faaliyetlere başlamışlardı. 1970’lerin başlarında MSP’nin gençlik teşkilatlarında İhvan’ın kitapları okunuyordu. Merkez sağ ve merkez solun dışında yani kapitalizmin, sosyalizmin, komünizmin ve milliyetçiliğin dışında kendine bir siyasî mecra arayan Müslümanlar için Seyyid Kutup’un formüle ettiği İslami hareket tam da uygun düşüyordu. Tefsirinin yayınlanmasıyla da Seyyid Kutup büyük bir kabul gördü. Seyyid Kutup’un kabul görmesinin diğer önemli bir sebebi, hem sosyolog olarak toplumu iyi tanıması, Batılı kavramları analiz edebilme formasyonuna sahip olması, hem de aynı zamanda İslami ilimlere vukufiyetidir. “Fi Zilal’il-Kur’an” adıyla tefsir yazabilecek kadar tefsir ilmine, geleneksel usule ve Kur’anî ilimlere vâkıf istisnai bir şahsiyettir.

     

    İlk Defa Kuruluş ideolojisi “İslam” olan bir “ulus devlet” kuruluyordu

    Seyyid Kutup’un politik Müslümanlığı temsil etmesinin arkasında yatan başka bir sebep vardı. Hasaneyn Heykel’in iddiasına göre hapishanedeyken Mevdudi’nin kitapları ile tanışmış olması. İhvan, bir model arayışı içerisinde iken Hint yarım kıtasındaki Müslümanların Hindulardan ayrılıp bağımsız bir devlet kurma fikrine sahip olması ve bunu büyük ölçüde Mevdudi’nin formüle etmesi Seyyid Kutup’a çok cazip geldi. Hilafetin ilgasından sonra ilk defa kuruluş ideolojisi “İslam” olan bir “ulus devlet” kuruluyordu. Kutup da Mevdudi ile tanıştıktan sonra daha aktif bir siyasi Müslümanlık noktasına gelmiş oldu. Bu da Türkiye’de Seyyid Kutup’un ve Mevdudi’nin daha çok rağbet görmelerine etki eden bir sebeptir.

    Seyyid Kutup’un dili anlaşılabilir ve kesindir. Gücünü inancından alır. Tartışmasız bir kavramsal çerçeve çizerek İslamiyet’in siyasî bir hareket olduğunu söyler. Ona göre modern toplum bir “cahiliye toplumu”dur. Cahiliye’yi -İslam öncesi cahiliyeye atıfta bulunarak- İslami hükümlerin dışında bir dünyanın kurumsallaşması ve hükümran olması manasında kullanıyor. Fakat Batılı İslamologların ve Batı medyasının iddia ettiğinin aksine, her ne kadar dilinde keskin kavramlar varsa bile Seyyid Kutup hiçbir zaman şiddet ve terörü önermiş değildir. Yani Seyyid Kutup siyasî İslam’ı temsil etmiştir. Fakat bunun şiddet ve terör yönteminin kullanılarak ulaşılabilecek bir hedef olarak takdim ettiği söylenemez. Tam aksine ona göre İslami hareketler Peygamber Efendimiz (sas)’in siretini takip ederek başarıya ulaşacaktır. Bu manada Seyyid Kutup ile Hasan el-Benna arasında belki dil ve anlatım farkı vardır, fakat mahiyet farkından bahsetmek mümkün değildir. Yakından ve dikkatle bakıldığında Seyyid Kutup ve Mevdudi’nin Türkiye Müslümanları üzerinde bıraktığı bu etki aynı zamanda hem Politik Müslümanlığın hem de Sosyal Müslümanlığın şiddetten ve terörden uzak durmasını sağlamıştır.

     

    Ali BULAÇ

    Zaman

  • Mısır Toplumu Üçe Bölündü

     

    Mısır’ın tarihi seçimi sona erdi ve Müslüman Kardeşlerin adayı Muhammed Mursi ile statükonun temsilcisi olarak adlandırılan Ahmet Şefik ikinci tura kaldı. Üçüncü sırayı ise tabanı her iki tarafa da kayabilecek bir eğilim gösteren milliyetçi çizgideki Hamdin Sabbahi aldı. 

    Cumhurbaşkanlığı seçiminin ortaya çıkardığı en önemli gerçek, parlamento seçimlerinde toplam oyları yüzde 70’i geçen Müslüman Kardeşler ve Selefilerin tabanının aslında bu kadar da abartılı olmadığı. 

    Mursi ve Abdul Munim Ebul Futuh’un etrafında toplanan her iki kesimin oylarının toplamının son seçimle en fazla yüzde 45 civarında olduğu ortaya çıktı. Ebul Futuh’a liberallerden de ciddi bir oy geldiği göz önünde bulundurulacak olursa demokratik süreç oturdukça bu oranın daha da düşeceği yönünde. 

    Seçimin ortaya çıkardığı diğer bir gerçek ise Şefik ve Arap Birliği eski Genel Sekreteri Amr Musa’ya oy veren statüko yanlısı toplum. Bu toplum ciddi bir şekilde eski rejim taraftarı işadamları ve bürokrasisinden destek alıyor. Ayrıca Hıristiyanlar da İslami gruplara karşı statükonun yanında yer alıyor. 

    Bu kesimin içinde İslami hassasiyetleri yüksek topluluklar yer aldığı gibi Müslüman Kardeşler ve Selefilere karşı bu limanı güvenli bulanlar ağırlıklı kesimi oluşturuyor.

    Üçüncü grubun lideri olarak sıyrılan Hamdin Sabbahi ise Müslüman Kardeşler ve statükoya karşı çıkan ciddi bir kitleyi etrafında topladı. Daha çok solcu, liberal ve milliyetçilerin oluşturduğu bu topluluğun önemli bir kısmının zamanla diğer parti ya da gruplara kayması kuvvetle muhtemel. 

    Bundan sonraki süreçte gözler daha çok Ebul Futuh ve Sabbahi’nin üzerinde olacak. Ebul Futuh’un özellikle Müslüman Kardeşlerin politikalarını zaman zaman sert ifadelerle eleştiren gençleri tek bir şemsiye altında toplamak için harekete geçme ihtimali var. Bu durumda Müslüman Kardeşlerin daha sağda yer alarak, Selefilerin bir kısmını kendine çekmesi gündeme gelebilir. 

    Veya hareket kendi içinde reforma giderek, daha orta bir çizgiye gelerek halkasını genişletebilir. Hareketin böyle bir strateji izlemesi durumunda Ebul Futuh’un gençleri kendi yanına çekme ihtimalini de devre dışı bırakmış olmakla kalmayacak, Sabbahi ve statüko yanlılarından bazı kesimler için de bir cazibe merkezi olabilir. 


    Sabah

  • Londra Diyanet Merkezi Açıldı

    İngiltere’nin başkenti Londra’nın kuzeyinde yer alan merkezin açılış öncesinde Prof. Dr. Mehmet Görmez, cuma namazı kıldırdı. Törende konuşan Mehmet Görmez, İngiltere’de yaşadığı dönemde en çok eleştirdiği kurumun Diyanet İşleri Başkanlığı olduğunu belirterek, ‘’İleride başıma ne geleceğini bilmediğim için en çok eleştirdiğim kurumdu. Çünkü Almanya’da, Hollanda’da, Fransa’da devasa müesseseler kuran Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Londra’da müracaat edeceğiniz küçük bir merkezinin dahi olmaması gerçekten üzüntü vericiydi’’ diye konuştu. Görmez’in konuşmasının ardından kurdele kesilerek merkezin açılışı yapıldı. AA

  • Türkiyede namaz kılanların Oranı

     

    Üniversitenin konferans salonunda düzenlenen konferansa, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Ethem Güler, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şadi Eren, öğretim üye ve görevlileri ile çok sayıda öğrenci katıldı. Konuşmacı olarak katılan Cemil Tokpınar, insanlara namaz kılma alışkanlığı kazandırılması konusunda bilgiler verdi. Türkiye’de namaz kılanların oranının yüzde 25’i geçmediğini belirten Tokpınar, bunun için bilinçli Müslümanlara çok iş düştüğünü belirtti. Tokpınar,mizahi üslubu ile salondakilere güldürmeyi de başardı. 

    Program sonunda Iğdır Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Ethem Güler tarafından çeşitli hediyeler verilen Tokpınar, daha sonra Iğdır Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Hakkı Yılmaz ile bir araya geldi. Programın organizasyonluğunu üstlenen Seçkin Bilge İlahiyatçılar Topluluğu Üyelerinden İlahiyat Fakültesi öğrencileri Fatma Ruken Adam ve Ekrem Coşkun bu tür programları organizasyonunu yapacaklarını söylediler.