Harfi Cerler – AÖF İlahiyat Arapça Dersleri (7)
Harf grubuna girerler. Bu harflerin kendi başlarına anlamları yoktur ve
söz ifade etmesi amacıyla tek başlarına kullanılmamaktadırlar. Çünkü hiçbir
nesne veya harekete işaret etmemektedirler. Ancak cümlenin oluşumunu
sağlayan temel unsurlardan biridirler. Anlamı olan kelimelerle birlikte
kullanılarak onları birbirlerine bağlarlar ve bir gramer görevi görürler.
Kelimeler bu harfler vasıtasıyla birbirleriyle kenetlenerek yeni bir anlam
oluştururlar. Fiil ve fâilden, mübteda ve haberden oluşan temel cümle yapıları
harf-i cerler vasıtasıyla genişleyip büyük cümlelere dönüştürülür, böylece
anlam dallanıp budaklanır.
Harfi cerler isimleri fiillerden ayıran özelliklerden biridir. Zira isimler
başlarına harf-i cer alır, fiiller ise harf-i cer almazlar. İsimler başlarına gelen
harf-i cerler sebebiyle mecrûr olurlar, fiiller ise hiçbir zaman mecrûr olmaz,
temel cer alameti olan kesrayı hiç almazlar.
Harf-i cerlerin tek başlarına anlamları olmamakla birlikte cümle içinde
kelimelerle birlikte kullanılırken anlam kazanırlar. Bunlar isim ve fiilleri
birbirlerine kenetleyen yardımcı kelimelerdir. Harfi cerlerin bağlı
bulundukları, anlamlarını isimlere ulaştırdıkları kendilerinden önce gelen bir
fiile, şibih fiile veya mana fiile ihtiyaçları vardır.
Bazı fiiller mef’ullerini alırken bu mef‘ulleri doğrudan alamaz harfi cer
vasıtasıyla alabilirler. Bu fiillerin yararlandıkları harf-i cerlere göre anlamları
değişir. Bu sebeple sözlüklerde filler birlikte kullanıldıkları harfi cerlerle
anlamlandırılmışlardır. Sözlüklerden yararlanırken buna dikkat etmek
gerekmektedir.
Harf-i Cerler
حُرُوفُ الجَرِّ
DİLBİLGİSİ
HARF-İ CERLER
Harf-i Cer, Câr-Mecrûr
Harf-i cere “câr”, kendisinden sonra gelen isme ise “mecrûr” denir.
Mecrûr isim, harf-i cerin etkisi ile irâbı değişmiş ve mecrûr olmuş kelime
anlamına gelmektedir. Harf-i cerler önüne geldikleri isim soylu kelimeleri
mecrûr yapmaktadırlar. Mecrûr olma ismin yapısına göre farklı işaretlerle
(alamet) olmaktadır. Bu hususa “Mecrûr İsimlerin İrâbı” bölümünde
değinilecektir.
Klasik Arapça dilbilgisi eserlerinde yirmi kadar harf-i cerin adı ve
kullanımından bahsedilmiştir. Bunlar şu harflerden oluşmaktadır:
بِ ، مِنْ ، إلى ، عَنْ ، عَلَى ، فِي ، كَ ، لِ ، حَتّى ، رُبَّ ، حَاشَا ، خَلاَ ، عَدَا ، مُذْ ، مُنْذُ ، وَاوُ القَسَمِ، تَاءُ
القَسَمِ، كَيِمَه، لَوْلا، لَعَلَّ
Ancak günümüz Arapçasında on iki kadar harf-i cer sıklıkla kullanılmaktadır:
(بِ ، مِنْ ، إلى ، عَنْ ، عَلَى ، فِي ، كَ ، لِ ، حَتّى ، رُبَّ ، مُذْ-مُنْذُ ، واوُ القَسَمِ)
Bu harfi cerlerden ( كَ ، حَتّى ، رُبَّ ، مُذْ-مُنْذُ ، وَاوُ القَسَمِ ) sadece açık (zâhir)
isimlerin başına gelir zamirlerin başına gelmezler; ، ◌ِ (بِ ، مِنْ ، إلَى ، عَنْ ، عَلَى ، لَ
فِي) harf-i cerleri ise hem açık isimlerin hem de zamirlerin başına gelirler.
Aşağıdaki cümlelerde harf-i cerleri ve önüne geldikleri isimlerin türlerini (açık isim/zamir) belirtiniz:
1. ذَهَبَتْ زَيْنَبُ إلى الْمَدْرَسَةِ.
2. رَأى أحمَْدُ سَلِيماً وسَلَّمَ عَلَيْهِ.
3. أخَذْتُ الكِتَابَ مِنْ سَمِيرٍ.
4. رَأي أحمَْدُ كَلْبَاً وابْتَعَدَ عَنْهُ.
Harf-i Cerler ve Cümleye Kattıkları Anlamlar
Harfi cerlerin tek başlarına anlamları olmamakla birlikte cümle içinde
kullanıldıklarında cümleye bazı anlamlar kazandırırlar. Burada kısaca
cümlelere kazandırdıkları bu anlamlar üzerinde durulacaktır.
بِ : Müte‘allakını mecrûruna bağlama, bitiştirme; vasıta ve araç olma;
sebep-neden anlamlarını ifade eder; fiili geçişli yapar; yer ve zaman zarfı gibi anlamlara gelir. Arapça cümleyi Türkçeye çevirirken bu harf genellikle ile, için, sebebiyle, -e, -a, -de, -da, vasıtasıyla, -den, için, -den dolayı gibi gibi eklerle çevrilir:
(Dün fakülteye uğradım). مَرَرْتُ أمسِ بِالْكُلِّيَّةِ
(Dersi bilgisayarla(vasıtasıyla) yazdım). كَتَبْتُ الدرسَ بالحاسوبِ
(Öğrenciler yaz tatiline (nedeniyle) sevindiler). فَرِحَ الطلابُ بالعطلةِ الصّيْفيّةِ
(Hasta kliniğe gitti). ذهب المريض إلى العيادَةِ
(Hastayı kliniğe götürdüm). ذهبْتُ بالمرَِيض إلى العيادة
(Mescitte oturdum. -Mekân zarfı anlamında-). جلستُ بالمسَْجِدِ
الدّيْنُ هَمٌّ بالليلِ وذُلٌّ بالنّهارِ.
(Borç gece vaktinde tasa, gündüz ise zillettir. -Zaman zarfı anlamında-)
مِن) ) : Bu harfi cer zaman ve mekân yönünden fiilin başlaması; bir
bütünden bir miktar bildirme; sebep bildirme; tür bildirmede kullanılır.
Mecrûr isme –den, -dan, -in, -un, -nin, -nun, -nın bazısı, -den bazısı, -e
mahsus, -e ile ilgili, -den itibaren, -den dolayı, -ın yüzünden anlamlarını
kazandırır:
(Öğrenci fakülteden eve kadar yürüdü). مَشَى الطالِبُ مِنْ الكُلِّيةِ إلى بَيْتِهِ
(Ahmet Cuma günü hasta oldu). مَرِضَ أحمدُ مِنْ يَومِ الجُمعَةِ
(Zenginliğin bir miktarını fakirliğe sakla). اِدَّخِرْ مِنْ غِناكَ لِفَقْرِكَ
(Çocuk karnındaki ağrı sebebiyle ağladı). بكَى الوَلَدُ مِنْ الوَجَعِ في بَطْنِهِ
(Ahmet annesine altın(dan) bir yüzük aldı). اِشْتَرَى أحمدُ لِأُمِّهِ خَاتَماً مِنْ ذَهَبٍ
إلَى) ) : Zaman ve makân açısından bitişi; yönelme; parçalara ayırma; ait,
mahsus, yanında anlamlarından kullanılır. Çevirirken kelimeye –e, -a, -ye, -ya, -e doğru, -e kadar, ile, beraber, göre, nezdine anlamlarını ifade eder:
(Bu gece güneş doğana kadar uyudum). نِمْتُ هذه الليلةَ إلى طُلُوعِ الفَجْرِ
(Seni akşama kadar bekledim). اِنتَظَرْتُكَ إلى الْمَسَاءِ
(Ahmet çarşıya doğru yürüdü). سَارَ أحمَدُ إلى السُّوقِ
(Kitap bir takım bölümlere ayrılıyor). يَنْقَسِمُ الكِتابُ إلى فصولٍ
(Koca ailenin çobanıdır, işi ona aittir). الزَّوجُ راعي الأُسْرَةِ وأمْرُها إليهِ
(Dinlenmek için ağacın yanına gittim). ذَهَبْتُ إلى الشجَرَةِ لِأَسْتَرِيحَ
عَنْ) ) : Uzaklaşma, ayrılma; bir şeyin kaynağı, çıkışı; sebep, neden
anlamlarına kullanılır. Mecrûra –den, -dan, tarafından, -e dair, -e nazaran,
yoluyla, -nin nakliyle, sonra, -den dolayı anlamlarını kazandırır:
(Öğrenciler okuldan uzaklaştılar). ابْتَعَدَ الطُّلابُ عَن المدَرَسَةِ
(Haberi öğrencilerden duydum). سَمِعْتُ الخَبَرَ عن الطلابِ
(Sana beni istediğin için geldim). حَضَرتُ إليكَ عَنْ طَلَبٍ مِنك
عَلَى) ) : Üstünde, üzerinde; uzaklık; sebep bildirir. Mecrûra üzerinde,
üstünde, içinde, -e, -a, -de, -da durumunda, sebebiyle anlamlarını katar:
(Baba kanepenin üstünde oturuyor). يجلِسُ الأبُ على الأريكةِ
(Orman beşyüz metre uzaktadır) . تَقَعُ الغابةُ على خمَْسِمِائةِ مِتْرٍ
(İyilik yapana iyiliği için teşekkür ediyorum). أشْكُرُ المحُْسِنَ عَلَى إِحْسانِهِ
لِ) ) : Sahiplik; ait olma, ona özel olma; sebep, neden anlamlarını ifade
eder. Mecrûra için, adına, sebebiyle, -den dolayı, maksadıyla anlamlarını
katar:
(Hocanın birçok kitabı vardır) . لِلأُسْتاذِ كُتُبٌ كَثِيرَةٌ
(Hamd, Allah’a mahsustur) . الحَمْدُ لِلهِ
(Kazanmak ihtiyacı karşılamak için zorunludur) . الاِكْتِسابُ ضَرُورِيٌّ لِدَفْعِ الحاجةِ
فِي) ) : Mekan ve zaman zarfı; sebep; beraber ve birlikte anlamlarında
kullanılır. İçinde, -de, -da, -e dair, ile ilgili, için, uğruna, birlikte anlamlarını
kazandırır:
(Hoca odasında oturuyor). يَجْلِسُ الأستَاذُ في غُرْفَتِهِ
(Sabahleyin bürosuna gitti) . ذَهَبَ إلى مَكْتَبِهِ في الصباحِ
(Adam hapse hırsızlık yüzünden girdi.). دَخَلَ الرجُلُ السِّجْنَ في السَّرِقَةِ
(Başkan maiyetiyle birlikte çıktı). خرَجَ الرئيسُ في مَوْكِبِهِ
كَ) ) : Benzetme ve detaylandırma için kullanılır. Gibi, benzer, şekilde,
şeklinde gibi anlamları kazandırır:
(Halit aslan gibi atıldı) . وَثَبَ خالدٌ كَالأَسَدِ
الفَواكِهُ كالعِنَبِ والبرُتُقالِ والتُّفَاحِ مُفِيدَةٌ لِلصِّحَةِ.
(Üzüm, portokal, elma gibi meyveler sağlığa yararlıdır)
حَتَّى) ) : Zaman ve mekânda bitişi, sona varışı bildirir. Genellikle –e, -a, –
de, -da, -e kadar, -ıncaya kadar, -ene dek gibi anlamlar kazandırır:
(Sabaha kadar maçı izledik) . شاهَدْنا الْمُباراةَ حتّى الصُبحِ
(Tepeye kadar yürüyeceğim) . سَأَمْشِي حَتَّى الرَّبْوَةِ
رُبَّ) ) : Çokluk veya azlık bildirir. Belki, nice, birçok, pek az, nadiren gibi
anlamları kazandırır:
(Çok az faziletli adamla karşılaştım.) . رُبَّ رَجُلٍ فاضِلٍ لَقِيْتُهُ
(Nice ilim sahibine fayda vermemiştir.) . رُبَّ عِلمٍ لم يَنْفَعْ صاحِبَهُ
مُذ، مُنْذُ) ) : Bu iki harf-i cer –den beri, -den bu yana, itibaren anlamlarında
kullanılırlar:
(Cuma gününden beri onu görmedim) . ما رَأيْتُهُ مُذْ يَوْمِ الجُْمعَةِ
(Onunla üç günden beri konuşmadım) . لَمْ أُكَلِّمْهُ مُنْذُ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ
واوُ القَسَمِ) ) : Yemin vavıdır, vallahi, andolsun, yemin ederim ki gibi
anlamlar içerir:
(Vallahi mektubu okumadım) . واللهِ ما قَرَأتُ الرِّسَالَةَ
Harf-i cerlerin önlerindeki isimlere etkide bulunup mecrûr yapabilmeleri için
harf-i cerle mecrûr isim arasına başka bir kelimenin girmemesi gerekir. Harf-i
cerle ismi arasına başka bir kelime girdiği zaman harf-i cerler o isme etkide
bulunup mecrûr yapamazlar.
Cer harflerinin anlamları ile ilgili geniş bilgi almak için Mustafa Kurt’un Arap
Dilinde Cer Harfleri adlı kitabını okuyunuz.
Müte‘allak
Harf-i cerler kendilerinden önce gelen fiil, fiil soylu isimler ve mana fiilleri
kendilerinden sonra gelen isimlere bağlarlar. Harf-i cerin bağlı bulunduğu
fiil, fiilden türemiş kelime (şibih fiil) veya mana fiile müte‘allak denir.
Müte‘allak almayanlar dışında her harf-i cere muhakkak bir müte‘allak
lazımdır. Müte‘allaka ihtiyaç duyan harf-i cerlere aslî harf-i cerler denir.
Müte‘allakın harf-i cerden önce gelmesi asıldır. Bunu örnekler üzerinde
gösterelim:
(Kalemle yazdım). 1. كتَبْتُ بِالْقَلَمِ
(Ben kalemle yazıyorum). 2. أنا كاتِبٌ بالقلمِ
(Tembellere yazıklar olsun). 3. أُفٍّ لِلْكُسَالَى
Birinci örnekte yazmanın kalemle gerçekleştirildiği belirtilmiştir. Burada
بِ) ) harf-i cerinin müte‘allakı ( كَتَبَ ) fiilidir, harf-i cer, yazma fiilinin kalemle
gerçekleştirildiğini ifade etmek için fiil ile isim arasında irtibatı sağlamıştır.
İkinci örnekte ( بِ ) harf-i ceri ( كاتِبٌ ) kelimesinin anlamını ( القلم ) ile bağlantılı kılmış (kalemle yazan) anlamını ortaya çıkarmıştır. ( كاتِبٌ ) kelimesi fiilden
türemiş bir isim olup ism-i fâildir, ( بِ ) harf-i cerinin müteallakıdır. Üçüncü
örnekte ( أفٍّ ) kelimesi mana-i fiildir. Bu tür fiiller şahıs zamirleri ve zaman
kiplerine göre çekimi olmayan tek yapı üzerinde (câmid) kullanılan fiillerdir.
Fiil “öf, vah, yazık” anlamındadır. Bu fiilin anlamını ( لِ ) harfi ceri ( (الكسالى
ismiyle bağlantılı kılmıştır, harf-i cerin müte‘allakı ( أفٍّ ) mana fiilidir.
Bazı cümlelerde harf-i cerlerin müte‘allakları cümlenin anlamı içinde
bulunsa bile açık olarak cümlede yer almazlar. ) (كائنٌ ، حاصِلٌ ، مَوْجُودٌ ، ثابت
مُسْتَقِرّ .“Olan, meydana gelen, bulunan, sabit olan” gibi umumi anlam taşıyan
bu tür müte‘allaklar cümleden düşmüştür (mahzûfturlar). Bu tür câr ve
mecrûrlara zarf-ı müstakar denmektedir. . الطلابُ في الحَدِيقَةِ cümlesinde ( في) harf-i cerinin müte‘allakı düşmüştür, cümle içinde kullanılmamaktadır, ancak anlam verirken cümlede müte‘allak varmış gibi الطلابُ مَوْجُودُون في لحدِيقةِ şeklinde anlamlandırılmaktadır. Cümlenin anlamı “Öğrenciler bahçededirler.(bahçede mevcutturlar) şeklindedir. Şu örneklere de dikkat ediniz.
Mü’min cennettedir (olur). ( 1. المؤُْمِنُ في الجَْنّةِ. (المؤُْمِنُ كائِنٌ في الجنةِ
Kalem kitabın üzerindedir.( 2. القَلَمُ على الكِتابِ (القلمُ ثابِتٌ على الكتابِ
Kitap çantadadır. ( 3. الكِتاُبُ في الحَقِيبةِ (الكتابُ موجُودٌ في الحقيبةِ
Harf-i cerlerden ( بِ ، مِنْ ، كَ ) harfleri bazen cümlelerde fiil ve fiilden türemiş
kelimeleri isimlere bağlamak için değil de cümlede anlamı kuvvetlendirmek
için kullanılırlar, bu harf-i cerlere “zâit harf-i cer” denir. Çünkü bunlar
cümleden düşürüldükleri zaman cümlenin anlamında her hangi bir
bozulmaya sebep olmamaktadırlar. Zâit harf-i cerlerin müte‘allakları yoktur,
sadece cümlede anlamı pekiştirme görevi görürler. Genellikle bu harfi cerler
olumsuz cümlelerde ve ( هَلْ ) soru edatından sonra gelirler; zait harf-i cerlerden
بِ) ) harf-i cerinin mecrûru nekre olur. Aşağıdaki örneklere dikkat ediniz.
Parantez içinde harf-i cerlerin cümleden düşürülmesinden sonra cümlelerin
durumları da gösterilmiştir:
Bize kimse gelmedi. ( 1. ماجَاءَنا مِنْ أحَدٍ (ما جاءنا أحَدٌ
Kaçmak cesaret değildir.( 2. لَيسَ الهرُُوبُ بِشَجاعَةٍ (ليسَ الهرُُوبُ شَجاعَةً
Hiçbir şey onun benzeri değildir. .( 3. ليسَ كَمِثْلِهِ شيءٌ (ليس مِثْلَهُ شيءٌ
4. هَلْ رَأيْتَ مِنْ أحَدٍ؟ (هَلْ رأيْتَ أحَداً)
5. لا تُدْخِلْ عَلّيَ مِنْ أحدٍ (لا تُدْخِلْ عليّ أحداً)
Harf-i cerlerin müte‘allakları ile ilgili olarak M. Meral Çörtü (İstanbul:2009)
Harf-i Cerlerin Geçişsiz Fiilleri Geçişli Yapması
Bazı harf-i cerler geçişsiz fiilleri (lâzım) geçişli fiillere (müteaddi)
dönüştürmektedirler. Geçişsiz fiiller özneleri ile anlamları tamam olan,
mef‘ûle ihtiyaç duymayan fiilerdir. Bazı harf-i cerler geçişsiz fiilleri geçişli
hale getirmektedir. ( ذَهَبَ أحمدُ ) “Ahmet gitti” cümlesinde ( ذَهَبَ ) fiili geçişsiz bir
fiildir. (. ذهَبَ أحمَْدُ بِالْمَرِيضِ إلى الطبيب ) “Ahmet hastayı doktora götürdü”
dediğimizde ise ( بِ) cer harfi fiilin anlamını “götürdü” şeklinde değiştirmekte
yani fiili geçişli hale getirmektedir.
Aşağıdaki örnekte de yine geçişsiz fiil harf-i cer vasıtasıyla geçişli hale
gelmektedir:
Ahmet geldi. . أتَى أحمدُ
Ahmet kitaplarını getirdi.. أتى أحمدُ بِكُتُبِهِ
Fiiller birlikte kullanıldıkları harf-i cerlere göre farklı anlamlar
kazanmaktadırlar. Bu sebeple fiillerin anlamlarına bakarken kullanıldığı harfi
cerle birlikte kazandığı anlama dikkat edilmelidir. Sözlüklerde fiiller
kullandıkları harf-i cerlere göre anlamlandırılmıştır.
Sıra Sizde 3: Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere gelebilecek uygun
harf-i cerleri listeden seçiniz. Harf-i cerleri seçerken sözlükten yararlanınız.
Mecrûr İsimlerin İrâbı
Harf-i Cerler her türlü ismin başına gelip onları mecrûr yaparlar. İsimlerin
mecrûr olma şekilleri farklı farklıdır. İsimler yapılarına göre farklı şekillerde
mecrûr olurlar. Burada isim türlerine göre mecrûr oluş biçimleri üzerinde
durulacaktır.
1. Müfred müzekker ve müennes (tekil eril ve dişil) isimler, cem-i
teksirler (kuralsız/kırık çoğullar), cem-i müennes sâlimler (kurallı dişil
çoğullar) kesra ile mecrûr olurlar. Bu isimlerin başlarına gelen harf-i cer
sebebiyle sonları kesra ile harekelenir:
(Ali nehirde yüzdü.). سَبَحَ عَلِيٌّ في النَّهْرِ
(Tarlada iki çiftçi vardır.) . في الْمَزْرَعَةِ فَلاَّحانِ
(Adam kumların üzerine uzandı.) . رَقَدَ الرّجُلُ على الرِّمالِ
ألْقَى الْمُدِيرُ الخطابَ على الْمُوَظَّفاتِ.
(Müdür bayan memurlara konuşma yaptı.)
Birinci örnekte ( النَّهْرِ ) kelimesi müfred müzekker, ikinci örnekte ( (الْمَزْرَعَةِ
kelimesi müfred müennes, üçüncü örnekte ( الرِّمالِ ) kelimesi cem-i teksir,
dördüncü örnekte ( الْمُوَظَّفاتِ ) kelimesi cem-i müennes salim olup bu isimlerin
hepsi başlarına gelen harf-i cerler sebebiyle kesra ile mecrûr olmuşlardır.
2. Tesniye müzekker ve müennes (eril ve dişil ikil) isimler cezimli “ya- ” يْ
ile mecrûr olurlar:
(Ödül iki kazanana verildi) . قُدِّمَتْ الجائزةُ لِلفائِزَيْنِ
سَلَّمْتُ على الطالِبَتَيْنِ في الحَدِيقةِ.
(Bahçedeki iki bayan öğrenciye selam verdim)
Birinci örnekte yer alan ( لِلفائِزَيْنِ ) kelimesi tesniye müzekker, ikinci
örnekteki ( الطالِبَتَيْنِ ) kelimesi tesniye müennes yapısında isim olup her iki isim
başlarına gelen harf-i cer sebebiyle cezimli ( يْ) ile mecrûr olmuşlardır.
3. Cem-i müzekker sâlimler (kurallı eril çoğullar) sakin “ya- ي ” ile
mecrûr olurlar:
(Avukat sanıkları savunuyor). يُدَافِعُ الْمُحامِي عَنِ الْمُتَّهَمِين
(Müdür yeni memurları övdü). أَثنَى المدُِيرُ على الموَُظَّفِين الجُدُدِ
Birinci örnekte ( المتَُّهَمِين ) kelimesi ( المتَُّهَم ) kelimesinin çoğuludur, cem-i
müzekker sâlimdir, başına gelen ( عَنْ ) harf-i ceri sebebiyle sakin “ye” ( (ي
harfi ile mecrûr olmuştur. İkinci örnekteki ( الموَُظَّفِين ) kelimesi ( (الموَُظَّف
kelimesinin çoğuludur, cem-i müzekker sâlimdir, sakin “ye” ( ي) ile mecrûr
olmuştur.
4. İsm-i mevsuller, zamirler, ism-i işaretler, soru isimleri (esmâu’listifhâm)
gibi mebnî isimler, son harekeleri üzerine mebnî (harekesi hiç
değişmeyen) oldukları için başlarına harf-i cer geldiği zaman mahallen mecûr
olurlar.
(Ailem ziyaretine gelene sevinir.)