Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.

Ay: Ocak 2014

  • Mevzu Hadisle İlgili Eserler Hadis Usulü Online Oku


    Mevzu Hadisle İlgili Eserler:

     

    Mevzu (uydurma) hadisler üzerine yazılan pek çok
    eser vardır. Bunların en meşhurlarından bir kaçı şunlardır:


    1-

    İbnu’l-Cevzi: Kitabü’l-Mevzuat mine’l-Ehadisi’l-Merfuat


    2-

    Mecdüd-Din el-Firuz-Âbadi: Hatimetü Sifri’s-Saade


    3-

    Celalüd-Din es-Suyuti: el-Lealai-Masnua fi’l-Ehadisi’l-Mevzua


    4-

    İbnu Arrak el-Hicazi: Tenzihü’ş Şeriati’l-Merfüani’l-Ahbari’ş Şeriati’l-Mevzua


    5-

    Ali b. Sultan el-Kari: el-Mevzuat


    6-

    Muhammed b. Ali eş-Şevkani: el-Fevaidü’l-Mecmua fi’l-Ehadisi’l Mevzua


    7-

    Ebü’l-Hasenat Abdu’l-Hayy el-Leknevi: el-Asaru’l-Merfua fi’l/Abbari’l-Mevzua


    8-
    M.
    Yaşar Kandemir: Mevzû Hadisler, Menşei. Tanıma Yoları Tenkidi.[1]

     



     




    [1]

    Sabahattin Yıldız, İsmail Kaya, Şamil İslam Ansiklopedisi: 4/180-181.

  • Bazı Mevzu Hadisler Hadis Usulü Online Oku


    Bazı Mevzu Hadisler:

     

    İslam tarihinde onulmaz yaralar açan,
    müslümanların dünya görüşlerini ters yönde etkileyen uydurma hadislere ait
    birkaç örnek vermek istiyoruz. Kendisinde Hz. Peygamber adına konuşma yetkisi
    görenler bakınız neler söylüyorlar:

    “Misvak kullananın fesahati (güzel konuşma
    yeteneği) artar.”

    “Cenab-ı Hak kızdığı zaman vahyi Arapça; razı
    olduğu zaman Farsça indirir.”

    “Gül, Hz. Peygamber’in (veya Burak’ın) terinden
    yaratılmıştır.”

    “Pirinç eğer insan olsaydı halim-selim biri
    olurdu.”

    “Geceleyin gökte görülen beyazlık göğün
    kapısıdır.”

    “Ekmek, sofraya gelinceye kadar 360 ustanın
    elinden geçer. Bunların ilki Mikail’dir.”

    “Bir kimse bir hadis rivayet ederken aksırırsa o
    hadis doğrudur.”

    “Bir işi gördürmeden evvel hediye vermek ne
    güzeldir.”

    “Ali’nin yüzüne bakmak ibadettir.”

    “Kanadı kesik güvercinler bulundurunuz; zira
    onlar çocuklarınızdan cinleri uzaklaştırır.”

    “Pazar günü her rekatında Fatiha ve Amene’r-Rasul
    okumak suretiyle ve bir selamla 4 rekat namaz kılan kimseye 1000 hac, 1000 umre
    ve 1000 gaza sevabı yazılır. Ayrıca her rekatı bir milyon rekata eşit olur.
    Kendisiyle cehennem arasına 1000 hendek kazılır.”

    “İnsanların en yalancıları boyacılar, dkiciler
    ve terzilerdir.”

    [1]
            



     




    [1]

    Talat Koçyiğit, Mücteba Uğur, İ. Hakkı Ünal, İmam-Hatib Liseleri İçin Hadis
    Usulü, 12. sınıf: 55-56.

  • 5) Hadis Diye Uydurulmuş Sözleri Toplayan Eserler Yazmak (Mevzuat Edebiyatı): Hadis Usulü Online Oku


    5) Hadis Diye Uydurulmuş Sözleri Toplayan
    Eserler Yazmak (Mevzuat Edebiyatı):

     

    Hadis diye uydurulmuş sözleri toplamak amacıyla
    yazılan eserler, işaret edelim ki hadis tarihi içinde ilk devirlerde değil,
    hicri 6. asrın başlarından itibaren görülmeye başlamıştır. Daha önceki
    dönemlerde, biraz önce ravi tanıtımı ile ilgili edebiyat olarak tanıttığımız
    kitaplar içinde raviler tanıtılırken örnek kabilinden bir kişinin uydurduğu
    hadislere işaret edilmekle yetinilmiştir. Mevzuat kitaplarının ilk örneklerini
    teşkil eden el-Makdisi (v.507/1113)’nin Tezkiratu’l-Mevzuat’ı ile İbnu’l-Cevzi
    (v.597/1200)’nin Kitabu’l-Mevzuat’ı, Ukayli’nin ed-Duafa’sından başlamak üzere
    Hatib Bağdadi (v.463/1071)’nin eserlerine kadar uzanan yaklaşık 150 yıllık bir
    zaman kesimi içinde yazılmış eserlerden topladıkları gibi, tenkidlerde de Yahya
    b. Said el-Kattan (v.198/813)’dan başlayarak Abdurrahman b. el-Mehdi
    (v.198/813), Yahya b. Main (v.233/847), Ahmed b. Hanbel (v.241/855), Buhari
    (v.256/869), Nesai (v.303/915), İbn Ebi Hatim (v.327/938), İbn Hibban
    (v.354/965), İbn Adiy (v.365/975) ve Darekutni (v.385/995)’nin
    değerlendirmelerinden yararlanımışlardır.

    Hadis diye uydurulmuşsözlerle ilgili kitapların
    yazımı 1900’lü yıllara kadar, değişik kapsam ve tertiblerle süregelmiştir. Halen
    de konuya dair elde mevcut kitaplar taranmak suretiyle hadis diye uydurulmuş
    sözlerle ilgili ilmi araştırmalar değişik ülkelerde akademik faaliyet olarak
    sürdürülmektedir. Konu hemen her hadis usulü kitabında da şu ya da bu ölçüde
    işlenmekte, tanıtılmaktadır.

    Hadis diye uydurulmuş sözleri ya alfabetik ya da
    konularına göre tanıtan eserlerden 18 kadarının muhteva tanıtımı, Doç Dr. M.
    Yaşar Kandemir’in “Mevzu Hadisler” adlı araştırmasında tanıtılmaktadır.

    Ayrıca hadis diye dillerde dolaşan sözleri
    tetkik eden eserlerde de hadis diye uydurulmuş sözlere işaret edilmektedir.
    El-Acluni’nin Keşfu-l-Hafa’sı bu tür eserlerdendir.

    Aliyyu’l-Kari (v.1014/1605)’nin
    el-Mevzuatu’l-Kübra’sı ile İbn Arrak (v.963/1556)’ın Tenzihu’ş-şeria’sı konuya
    ait bilgi ihtiyacını karşılamaya yeterlidir.

    [1]
      

    Bir yandan hadis uydurulurken öte yandan
    bunların çanlarına ot tıkayan hadis alimleri karşılarına çıkmıştır. Buhari,
    Nesei, İbn-i Hibban, Ebu Bişr-i Devlabi, Ukayli, Cürcani, Darekutni, Hakim, Ezdi
    ve Cüzekani’nin zuafalarıyla İbn-i Adiyy’in El-Kamil’inde bir çok mevzu
    hadislere rastlandığı gibi doğrudan mevzuat kitapları da vardır. Bunlar; İbn-i
    Cevzi’nin, Es-Seffari’nin, Suyuti’nin, Ketani’nin, Makdisi’nin, Sendürüsi’nin ve
    1014 Hicri’de ölen Aliyyü’l-Kaari’nin Mevzuatlarıdır. Yalnız İbn-i Cevzi sert
    mizaçlılığının tesiri altında eline geçen zayıf hadislere mevzu damgasını
    basmıştır.[2]



     




    [1]

    İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
    Yayınları: 164-165.



    [2]

    Aliyyu’l-Kari, Mevzu Hadisler, İlim Yayınları (Tercüme M. Yaşar Kandemir):
    17.

  • 4) Ravileri Tanıtan Eserler Yazmak: Hadis Usulü Online Oku


    4) Ravileri Tanıtan Eserler Yazmak:

     

    Hadis rivayetinde bulunmuş ravileri tam
    anlamıyla tanıtmak maksadıyla Biyografi (hal tercümesi), Tabakat, Tarih ve
    Vefayat kitapları yazmışlardır. Ayrıca cerh ve ta’dil durumlarına göre ayrı
    isimlerle anılan ravi grupları için müstakil ya da karma eserler yazmışlardır.
    Belli yöre ve şehirlerde yetişmiş kişileri tanıtmak için yöre ve şehir tarihleri
    yazılmış, bu eserlerde de hadis rivayetiyle uğraşanların durumu ortaya
    konulmuştur.

    Ana hadis kitaplarının tasnifinden sonra o
    kitaplarda rivayeti bulunan ravileri inceleyen kitaplar yazılmıştır. Sahihayn,
    Kütüb-i sitte ve Muvatta’ ricali ile ilgili eserler bu gruba ait çalışmalardır.[1]



     




    [1]

    Ravilerin tanıtımı ile ilgili yazılmış çok çeşitli kapsamdaki eserleri bir
    arada tanımak için Hadis Edebiyatı kitabımızın 216-236. sayfalarına
    bakılabilir. Ancak biz burada İbn Sa’d, Buhari, Dârekutni, İbn Hibban,
    Zehebi ve İbn Hacer el-Askalani’nin isimlerini bu alandaki çalışmaları
    hatırlatmak bakımından anmakla yetiniyoruz. (İsmail Lütfi Çakan, Hadis
    Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları: 163.)
      

  • 3) Hadis Uyduranlara Karşı Mücadele Etmek:  Hadis Usulü Online Oku


    3) Hadis Uyduranlara Karşı Mücadele Etmek:
       

     


    Hadis uyduranlara karşı girişilen mücadele sahih
    hadisleri toplamak için yapılmıştır. Böyle bir maksatla yapılan mücadele sahih
    hadisleri toplayıp yaymak, onları sahih olmayanlardan ayırmayı sağlayacak
    kaideler koymak ve hadis rivayet esaslarını tesbit etmek şeklinde yapılmıştır.
    Ayrıca muhaddisler hadis uyduranlara karşı durmuşlardır. Meşhur muhaddis Buhari
    uydurma hadis rivayet edenlerin iyice döğülüp uzun süre hapsedilmesi (darb-ı
    şedid, habs-i medid) gerektiğine fetva vermiştir. Muhaddislere ve mezhep
    imamlarına göre uydurma hadis rivayet eden kimse, başkalarının ibret alacağı bir
    şekilde cezalandırılır. Rezil edilir ve azarlanır. Yüzüne bakılmaz, selam
    verilmez. Kendisiyle bütün ilişkiler kesilir. Süfyan b. Uyeyne, böylesinin
    boynunun vurulması gerektiğini, Yahya b. Main, kanının helal olduğunu
    söylemişlerdir. Demek oluyor ki hadisçiler, sünnetin koruyucusu olarak
    yalancıların karşısına çıkmışlar, onları sapık yollarından çevirmek ve zararsız
    hale getirmek için maddi mukavemet usullerine baş vurmuşlar; bazan da bir takım
    tehdit vasıtaları denemişlerdir. Şurası muhakkak ki, Sünnetin müdafaası uğruna
    yapılan mücadelede büyük bir başarı elde edilmiştir.

    [1]
            



     




    [1]

    Talat Koçyiğit, Mücteba Uğur, İ. Hakkı Ünal, İmam-Hatib Liseleri İçin Hadis
    Usulü, 12. sınıf: 58.

  • 2) Hadis Tenkidi Tekniklerini Dünyada İlk Kez Uygulamak: Hadis Usulü Online Oku


    2) Hadis Tenkidi Tekniklerini Dünyada İlk Kez
    Uygulamak:

     

    İslam bilginleri, isnad sistemi uygulaması
    sonunda hem sened hem de metin tenkidini büyük bir titizlikle gerçekleştirmişler
    ve sayılması sayfalarca sürecek ilmi branşlar geliştirmişlerdir. Bu arada sahabe
    neslinden itibaren büyük cerh ve ta’dil üstadları yetişmiş ve bunlar rivayetine
    vakıf oldukları şahısları takib etmiş, araştırmış, güvenilirliklerini tesbit ve
    ilan etmişlerdir.

    Cerh ve ta’dil ilmi diye müstakil bir ilmi branş
    ve edebiyat oluşmuştur.[1]

    Muhammed b. Sirin’in şöyle bir sözü vardır: “İlk
    zamanlar kimse isnad sormuyordu; fakat müslümanlar arasına fitne girince o zaman
    isnad sorulmaya başlandı. Ehl-i Sünnetten olanların hadisleri alınma,
    bid’atçilerin hadisleri terkedilme yoluna gidildi.”Bu söz bize uydurma
    hadislerin ortaya çıkması üzerine hadisçilerin sahih hadisleri toplayabilmek
    için onları rivayet eden kimselere isnad sorduklarını gösterir.

    Gerçekten Hz. Osman’ın şehit edilmesi, bunu
    takip eden Cemel ve Sıffin harpleri, İbnu’z-Zübeyr’in halifeliğini ilan etmesi,
    Velid b. Yezid’in öldürülmesi gibi olaylar üzerine ortaya bazı siyasi
    karışıklıklar çıktı. Bu karışıklıklar, hadis uydurma hareketini alabildiğine
    körükledi. Böyle bir ortamda meydana gelen fikir ayrılıkları zamanla siyasi ve
    itikadi mezhepleri oluşturdu. Bunlara daha sonraları ameli mezhepler de eklendi.
    Herbiri kendi görüşlerine uygun hadisleri yaymaya başlayınca hadislerin sayısı
    bir hayli arttı. Her önüne gelenin her duyduğunu rivayet etmesi karşısında ise
    isnad mecburiyeti konuldu. Böylece hadis uydurmanın önüne az da olsa geçmek
    imkanı doğdu.

    Bir hadisi değerlendirmek isteyen muhaddisler
    ilkin onun senedine bakarlar. Hadisin sahih veya zayıf oluşu konusunda ilk
    bilgiyi sened verir. Senedlerin eleştirilip sağlam olanların açığa çıkarılması
    aynı zamanda uydurma hadislerin tanınmasına yardım eder. İsnaddaki kusurlar da
    böyledir. “Eğer isnad olmasaydı isteyen istediği sözü hadis diye rivayet
    ediverirdi. Böyle birine “Sana bunu kim rivayet etti?” diye sorulacak olsa
    şaşırıp kalır.” sözü bunu gösterir.

    İsnad ve sened tenkidi İslam alimlerinin eseri
    olan Cerh ve Ta’dil, Tarihu’r-Ruvat gibi hadisle ilgili ilimlerin oluşmasını
    sağlamıştır.

    Tamamen müslüman alimlerin icadı olan hadisle
    ilgili ilimlerin bir tek hedefi ve gayesi vardır. Hz. Peygamber’e gerçekten ait
    olan hadisleri tesbit etmek. Bu hedefe varmak için konulan isnad ve ravileri
    eleştirmek gibi tedbirlerle yetinmeyen muhaddisler, elde edilen hadis
    metinlerini de eleştirmek yoluna gitmişlerdir; çünkü hadis uyduranlar
    uydurdukları hadislere en sağlam isnadları eklemekten çekinmemişlerdir. Bu
    durumda bir hadisin sahih ve makbul sayılabilmesi için yalnızca isnad yeterli
    olmamıştır. Bir başka deyişle muhaddisler bir hadisi sahih kabul etmek için
    sadece isnadın ve senedin sahih oluşuyla yetinmemişler; hadisin metnini bir de
    akıl süzgecinden geçirme yoluna gitmişlerdir. İbnu’l-Cevzi’nin “Allah atı
    yarattı, sonra koşdurdu.” uydurmasını tenkid ederken söyledikleri bunu gösterir.
    Diyor ki: “Böyle bir hadisin ravilerini araştırmaya hiç gerek yoktur; çünkü sika
    raviler imkansız bir şey rivayet edip devenin iğne deliğinden geçtiğini haber
    verseler, sikalıklarının bir faydası olmaz. Eğer sen bir hadisi akla ve dini
    prensiplere aykırı bulursan, bil ki o hadis uydurmadır.”

    [2]
     



     




    [1]

    Raviyi anlatırken bu kitapta cerh ve ta’dil esasları ve kaynaklarına işaret
    etmiş bulunmaktayız. (İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, Marmara Üniversitesi
    İlahiyat Fakültesi Yayınları: 163.)



    [2]

    Talat Koçyiğit, Mücteba Uğur, İ. Hakkı Ünal, İmam-Hatib Liseleri İçin Hadis
    Usulü, 12. sınıf: 57-58.

  • Hadis Uydurulmasına Karşı Alınan Tedbirler Hadis Usulü Online Oku


    Hadis Uydurulmasına Karşı Alınan Tedbirler:

     

    İslam tarihinin ilk devirlerinde başlayan hadis
    uydurma hareketi muhaddislei hadis uyduranlarla mücadele etmek zorunda
    bırakmıştır. Kasden yahut bilmeden yahut da iyilik yapıyorum düşüncesiyle
    uydurma sözleri hadis diye yayanlara karşı ciddi bir mücadele verilmiştir. Bu
    mücadele aynı zamanda Hz. Peygamber’e gerçekten ait olan hadislerin korunması
    için ne derece titiz davranıldığını da gösterir.

    [1]
     

    İslam’ı tebliğ görevini Hz. Peygamber’den
    devralmış bulunan “peygamber varisi alimler” bunlar arasında da bilhassa
    muhaddisler, hadislerin istismarına imkan vermeyecek ilmi tedbirleri almakta
    kusur etmediler. Onların aldıkları bu tedbirler de hadis ilminin bir çok
    branşının çok erken dönemde gelişmesine ve tabii dolayasıyla sünnetin
    korunmasına vesile oldu. Şimdi kısaca bu tedbirleri görelim.

    [2]



     




    [1]

    Talat Koçyiğit, Mücteba Uğur, İ. Hakkı Ünal, İmam-Hatib Liseleri İçin Hadis
    Usulü, 12. sınıf: 56-57.



    [2]

    İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
    Yayınları: 162.

  • Mevzu Hadis Rivayet Etmenin Hükmü Hadis Usulü Online Oku


    Mevzu Hadis Rivayet Etmenin Hükmü:

     

    Bu konuda rivayet eden kişinin durumuna göre
    çeşitli hükümler vardır:


    1)

    Bir mevzu hadisi, mevzu olduğunu bilerek Hz. Peygamber’e aitmiş gibi rivayet
    etmek haramdır. Hadis, ahkâma, kıssaya, terğib ve teşvike, neye ait olursa olsun
    farketmez.


    2)

    Uydurma olduğunu bilerek, müslümanların dikkatini çekmek için rivayet edilirse
    haram değildir; fakat bu durumda mevzu olduğunun söylenmesi şarttır.


    3)

    Mevzu olduğunu bilmeden rivayet edenler bir günah işlemiş olmazlar; ancak dini
    bir konuda titiz davranmadıkları için hata etmiş sayılırlar.


    4)

    Mevzu hadisi uydurma olduğunu ispatlamak için rivayet eden alim hayırlı bir iş
    yaparak sevaba girmiş sayılır.[1]    



     




    [1]

    Talat Koçyiğit, Mücteba Uğur, İ. Hakkı Ünal, İmam-Hatib Liseleri İçin Hadis
    Usulü, 12. sınıf: 56.

  • 1) Sahih Hadisleri Müstakil Eserlerde Toplamak: Hadis Usulü Online Oku


    1) Sahih Hadisleri Müstakil Eserlerde Toplamak:

     

    Hadis Usulü ölçülerine göre sağlam senedlerle
    ümmete intikal etmiş, Hz. Peygamber’e ait olduğunda tereddüt bulunmayan
    hadisleri özel kitaplarda bir araya toplamak, uydurmaların tanınmasında ve
    ayıklanmasında ilk ilmi tedbir olarak alınmıştır.[1]

    Sahih, hasen ve zayıf hadisleri de ihtiva eden
    eserler de yine uydurma hadislere karşı alınmış derece derece kıymeti olan ilmi
    misallerdir.[2]



     




    [1]

    Biraz yukarıda muteber hadis kitaplarında bulunmamayı, uydurmaları tanıma
    yollarından biri olarak zikretmiştik. (İsmail Lütfi Çakan)



    [2]

    Biz bu kitaplardan bir kısmını rivayet mahsulleri kısmında ve her hadis
    çeşidini anlatırken yeri geldikçe bu kitapta tanıtmaya çalıştık. Bu sebeple
    burada tekrar etmeyeceğiz. Hadis kitaplarımızın muhteva değerlendirmeleri
    için Hadis Edebiyatı (Çeşitleri, Özellikleri, Faydalanma Usulleri) adlı
    kitabımıza bakılabilir. İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, Marmara
    Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları: 162-163.

  • Uydurma Faaliyetlerinin Neticesi Hadis Usulü Online Oku


    Uydurma Faaliyetlerinin Neticesi:

     

    Hemen belirtelim ki, İslam âlimleri hadîs
    uydurma faaliyetlerinden korkmamışlar, onların Resûlullah’ın sünnetine,
    birşeyler sokuşturarak müslümanlara yutturabilecekleri telaşına düşmemişlerdir.
    Çünkü hadîs uyduranların hâli halktan bazılarına saklı kalsa da cehâbize denen
    mütehassıslara gizli kalmamıştır… Onlar hadîslerini tâ bidayetten beri
    yetkililerden icâzet yoluyla devralmışlar, râvilerini çok yönlü olarak tedkîk
    edip öğrenmişlerdi.

    Ekseriyet itibâriyle, bir hadîs’i muhtelif
    tarîklerden bilmekteler, hangi bölgelerde hangi hadîsler yaygındır, kimler ne
    çeşit hadîs rivayet etmektedir, bilmekteler. Hadîsleri senetleriyle
    ezberledikleri için derhal kontrol edebilmektedirler.

    Bu durumda yeni bir rivâyetin gözlerinden
    kaçması kolay değildir. Nitekim İbnu’l-Mübârek’e: “Bu mevzu hadîslerle ne
    yapacağız?” diye endişe izhâr edilince: Cehâbizemiz ne güne duruyor, onlar için
    varlar. Ayet-i kerime: “Zikr’i biz indirdik, biz koruyacağız” (Hicr:
    15/9) demiyor mu?” şeklinde cevap vermiştir.

    Bu hadîs uydurma faaliyetleri, İslâm ulemasının
    “din” bildiği “hadîs”in korunması hususunda, hamiyetini tahrîk etmiş, daha çok
    gayret ve teyakkuza sevketmiştir. Cerh ve ta’dîl ilmi, senet ilmi bu endişeli
    gayretin eseridir. Meseleye bu açıdan bakınca uydurma faaliyetlerinin, netîce
    itibâriyle faideli olduğunu söyleyebiliriz. Nasıl ki, beşeriyetin terakkisinde,
    şeytanın varlığı bir zenberek ve kamçı olmuşsa, vazzâ’lar (uydurucular) da İslâm
    ulemasına müşevvik ve kamçı rolünü oynamış, daha verimli olmalarına sebep
    olmuştur.[1]



     




    [1]

    İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/147-148.