KEM’İL-İSTİFHAMİYYE VE KEM’İL -HABERİYYE
(كَمْ) edatının iki türlü kullanılışı vardır:
a) Kemi’l-İstifhâmiye: كَمْ soru edatı olarak “kaç …” anlamındadır. Adedini öğrenmek istediğimiz isim bu edattan sonra müfred, mansûb ve nekre olarak gelir. Adedi verilen nesne temyiz olarak ifade edilir.
كَمْ سَنَةً ؟ |
Kaç yıl? |
كَمْ قَلَماً ؟ |
Kaç kalem? |
كَمْ سُورَةً فِي الْقُرْآنِ الْكَرِيمِ ؟ |
Kur’ân-ı Kerîm’de kaç sûre var? |
كَمْ آيَةً فِي سُورَةِ الْفاَتِحَةِ ؟ |
Fâtiha sûresinde kaç ayet var? |
كَمْ سَطْراً كَتَبْتِ ؟ |
Kaç satır yazdın ? |
*(كَمْ) in başına ( بِكَمْ kaça) gibi harf-i cer gelirse; temyizi mansûb da okunabilir, mecrûr da okunabilir.
بِكَمْ دِرْهَماً اشْتَرَيْتَ هَذاَ ؟ |
Bunu kaç dirheme satın aldın? |
بِكَمْ دِرْهَمٍ اشْتَرَيْتَ هَذاَ ؟ |
Bunu kaç dirheme satın aldın? |
إِلَى كَمْ قِسْمٍ (قِسْماً) قَسَّمَ الْكاَتِبُ الداَّرِسِينَ؟ Kâtip ders yapanları kaç kısma taksim etti? |
*(كَمْ) ile temyizi arasına zarf, harf-i cerli isim ya da fiil girebilir.
كَمْ عِنْدَكَ كِتاَباً؟ |
Kaç kitabın var? |
كَمْ فِي الداَّرِ رَجُلاً ؟ |
Evde kaç adam var? |
كَمْ جاَءَكَ رَجُلاً؟ |
Sana kaç adam geldi? |
b) Kemi’l-Haberiyye: (كَمْ) çokluk edatı olarak kullanılması durumunda “Kemi’l Haberiye” adını alır ve “ne kadar (çok), nice” manasını verir. Bu durumda yani çokluk ifadesi için kullanıldığında; çokluğu verilecek nesne (temyiz) muzâfun ileyh durumunda müfred veya cemi mecrûr olarak gelir. Genelde müfred, bazen de cemi olarak gelir. Çok defa başında مِنْ harf-i ceri bulunur. (كَمْ) ile temyizinin arası genellikle başka bir kelime ile ayrılmaz.
كَتَبْتُ! سُطُورٍ كَمْ مِنْ |
كَمْ مِنْ سَطْرٍ كَتَبْتُ! |
(Ben ne satırlar yazdım!) |
|
كَمْ كُتُبٍ قَرَأْتُ! |
كَمْ كِتاَبٍ قَرَأْتُ! |
(Ben ne kitap(lar) okudum!) |
* كَمْ bazen isim cümlesinin önünde hiçbir irab değişikliği olmaksızın da gelebilir:
ياَ لَيْتَ قَوْمِي يَعْلَمُونَ كَمْ أَرْضُ اللَّهِ واَسِعَةٌ وَ كَمْ رَحْمَتُهُ واَسِعَةٌ! Keşke kavmim Allah’ın arzının ne kadar geniş olduğunu ve (yine) rahmetinin ne kadar geniş olduğunu bilselerdi!
|
Ayet Örnekleri:
..كَمْ مِنْ فِئَةٍ قَلِيلَةٍ غَلَبَتْ فِئَةً كَثِيرَةً بِإِذْنِ اللَّهِ.. ..Nice az bir topluluk çok topluluğa galib gelmiştir.. (Bakara, 249). … كَمْ أَهْلَكْناَ[1] قَبْلَهُمْ مِنَ الْقُرُونِ أَنَّهُمْ إِلَيْهِمْ لاَ يَرْجِعُونَ (Müşrikler görmüyorlar mı ki, ) onlardan önce nice kavimler helâk ettik. Onlar kendilerine dönmezler (Yâsin, 31). |
Not: Onun kadar kullanılmasa da (كَمْ) yerine (كَأَيِّنْ -كَأَيٍّ ) kelimesi de aynı işleme ve manaya tabidir. Onun da temyizi (مِنْ) ile mecrûr olur: كَأَيٍّ مِنْ داَبَّةٍ(Nice hayvanlar)(Ankebût, 60)
Ayet Örnekleri:
فَكَأَيِّنْ مِنْ قَرْيَةٍ أَهْلَكْنَاهَا وَهِيَ ظَالِمَةٌ …
Nice memleketler vardı ki, zulüm yapıyorlarken biz onları helâk ettik… (Hacc, 22)
وَكَأَيِّنْ مِنْ قَرْيَةٍ أَمْلَيْتُ لَهَا وَهِيَ ظَالِمَةٌ ثُمَّ أَخَذْتُهَا وَإِلَيَّ الْمَصِيرُ
Zulmedip dururlarken kendilerine mühlet verdiğim nice memleket halkı vardı ki, ben onları azabımla yakaladım. Dönüş banadır (Hacc, 48).
وَكَأَيِّنْ مِنْ نَبِيٍّ قَاتَلَ مَعَهُ رِبِّيُّونَ كَثِيرٌ فَمَا وَهَنُوا لِمَا أَصَابَهُمْ فِي سَبِيلِ اللّهِ…
Nice Peygamberler vardı ki, beraberlerinde birçok âlimler savaştı da Allah yolunda başlarına gelenlerden dolayı ümitsizliğe düşmediler…(Âl-i İmran, 146)
وَكَأَيِّنْ مِنْ قَرْيَةٍ هِيَ أَشَدُّ قُوَّةً مِنْ قَرْيَتِكَ الَّتِي أَخْرَجَتْكَ أَهْلَكْنَاهُمْ فَلاَ نَاصِرَ لَهُمْ
Seni, memleketinden (Mekke’den) çıkaran halktan daha kuvvetli nice memleketler (halkı) vardı ki, onları (türlü azablarla) helâk ettik de kendilerine yardım eden olmadı. (Muhammed, 13)
Genel Cümle Örnekleri:
1-كَمْ رِساَلَةً كَتَبَ إِلَى وَلَدِهِ ؟ كَمْ داَرِساً ساَفَرَ إِلَى أَوْرُباَّ ؟
2- بِكَمْ لُغَةٍ يَتَكَلَّمُ الناَّسُ فِي بَلَدِكَ؟ – بِكَمْ لُغَةً يَتَكَلَّمُ الناَّسُ فِي بَلَدِكَ؟
3-كَمْ كِتاَبٍ قَرَأْتُ فِي الْعُطْلَةِ –كَمْ صَدِيقٍ ساَعَدْتُهُ.
4-كَمْ مِنْ غَزَواَتٍ انْتَصَرَ فِيهاَ الْمُسْلِمُونَ – كَمْ مِنْ ساَعاَتٍ قَضَيْتُهاَ مَعَهُمْ.
5- بِكَمْ رِياَلٍ هَذِهِ الساَّعَةُ ؟– كَمْ امْرَأَةً ساَعَدَتْ زَوْجَهاَ ؟
6-كَمْ يَوْماً قَضَيْتَ فِي قَرْيَتِكَ- بِكَمْ دِيناَراً اشْتَرَيْتَ الساَّعَةَ ؟
7- قاَلَ رَسُولُ اللَّهِ :”كَمْ مِنْ صاَئِمٍ لَيْسَ لَهُ مِنْ صِياَمِهِ إِلاَّ الْجُوعُ وَ الْعَطَشُ “.
8- كَمْ طاَلِباً اشْتَرَكُوا فِي الرِّحْلَةِ ؟ بِكَمِ اشْتَرَيْتَ الْقَلَمَ ؟
9- كَمْ مَسْجِداً فِي الْمَدْرَسَةِ؟ فِي كَمْ ساَعَةٍ وَصَلَتِ الطاَّئِرَةُ ؟
10- كَمْ مِنْ زَمِيلٍ ساَعَدْتُ فِي الْعَمَلِ – كَمْ طاَلِباً يَدْرُسُونَ الْعَرَبِيَّةَ فِي الْمَعْهَدِ ؟
11- كَمْ مِنْ طاَلِبٍ يَدْرُسُونَ الْعَرَبِيَّةَ فِي الْمَعْهَدِ.
Tercüme:
1- Oğluna kaç mektup yazdı? Kaç okuyan Avrupa’ya yolculuk yaptı?
2- İnsanlar ülkende kaç dil konuşuyor? (Aynı anlam).
3- Tatilde ne kitap(lar) okudum? Nice arkadaşa yardım ettim!
4- Müslümanların galib geldiği nice gazveler vardır! Onlarla nice saatler geçirdim!
5- Bu saat kaç riyal? Eşine kaç kadın yardım etti?
6- Köyünde kaç gün geçirdin? Saati kaç dinara satın aldın?
7- Allah’ın Rasûlü şöyle buyurdu: “Nice oruçlu vardır ki onun için oruçtan açlık ve susuzluktan başka birşey yoktur”.
8- Geziye kaç öğrenci iştirak etti? Kalemi kaça satın aldın?
9- Okulda kaç mescid var? Uçak kaç saatte geldi?
10- İşte nice arkadaşa yardım ettim! Kursta kaç öğrenci Arapça okuyor?
11- Kursta nice öğrenci Arapça tahsil ediyor!