farklı telif
edilme gayelerine matuf olarak deyim veya cümle içinde söyleyiş
ve yazılış şekillerini, kelimenin iştikakını, kökünü, bunların telaffuz ve başka unsurlarla meydana gelen söz ve anlamlarını bazen de örneklendirerek veren çalışmalardır. Bu kelimeler içinde
‘mu’cem’ kelimesi ‘karışıklığı gidermek’ anlamında Arapça ‘a-ceme
fiilinden gelir1.
A. Abdulkadir Attar mu’cem hakkında ‘Konularına veya hecâ
harflerine göre özel bir terkiple düzenlenmiş büyük mikdarda
dildeki müfredatı, şerhleri ve manalarının tefsiriyle birlikte içerisinde
bulunduran kitaptır’, der. Bu itibarla tam bir mu’cem
lügattaki her kelimeyi kullanma yerlerini beyan eden şahidleri ve
telaffuzunu, iştikaklarını ve manalarının şerhlerini içermelidir2.
Kamus kelimesi de Arapça’da ‘deniz, denizin ortası ve deniz suyu’
anlamına gelir3. Mu’cem ile aynı anlamda kullanılır. Hüseyin
Nassar sözlüğün tanımını, ‘bir dildeki kelimelerin hepsini veya
bazılarını genellikle alfabe sırasına göre aynı dile veya başka dil
aracılığı ile tanımlayan kitap olarak,’ yapar 4.
Doğan Aksan sözlük ile sözlükbilim arasında ilişki kurarak
sözlük kavramını biraz daha farklı ele almaktadır. Ona göre sözlük
bilim bir dilin ya da karşılaştırmalı olarak çeşitli dillerin söz
varlığını, sözlük biçiminde ortaya koymaya yönelen, bu amaçla
yöntemler koyarak uygulama yollarını gösteren bilim dalıdır.
Böylece sözlük kavramı ona göre dilbiliminin bir alt birimi şeklinde
değerlendirilmiştir. Doğan Aksan sözlük bilimcisi Jacop
Grim’den naklen sözlük kelimesinin tanımı hakkında ayrıca ‘bir
dilin sözcüklerinin abecesel dizelgesi’ der5.
Tarihte ilk kez sözlük çalışmasını M.Ö. II. yüzyılda İskenderiye
Müzesi kütüphanecisi Bizanslı Aristophanes’in yapmış olduğu
iddia edilir. M.Ö. XI. yüzyılda Bawetshi’nin hazırlamış olduğu
söylenen Çince sözlüğü de ilk yazılı lexicography örneği olarak
zikredilmektedir6. Terim olarak ilk kez ‘Lat. Dictionarium’ şeklinde
1225’te John Garland tarafından kullanıldığı söylenir7.
Arap dünyasında ise lügat çalışmalarının temeli Kur’ân ve
Hadis içerisindeki garip kelimelerini anlamaya yönelik Garîb’ul-
Kur’ân ve Garîbu’l-Hadîs tesmiyeleri ile şöhret kazanmış ‘mevzui
lügat’ da denilen teliflerle başlamıştır. Bu türün en belirgin kaynağı
ise bedevi Arapların kullanmış olduğu dil ve özellikle de şiir
dili idi. Bu türe örnek teşkil eden ilk eser İbn Abbas (r.a)’ın
Garîbu’l-Kur’ân’ıdır. Kendisine nisbet edilen bu eser daha sonra
ondan ilim tahsil etmiş olan talebelerin rivayetleri ile yazılmıştır.
Onu tarihi silsile olarak Ebû Zekeriyyâ Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ’
(ö. 207/822)’nın Me‘âni’l-Kur’ân’ı, Ebû Ubeyde (210/825)’nin
Mecâzu’l-Kur’ân’ı, Ebû ‘Abdirrahmân ‘Abdullâh b. Yahyâ b. el-
Mubârek el-Yezîdî (ö. 237/851)’in Garîbu’l-Kur’ân ve Tefsîruh adlı
eseri, İbn Kuteybe (ö. 276/889)’nin Te’vîlu Muşkili’l-Kur’ân ve
Garîbu’l-Kur’ân’ı, Ebû ‘Ubeyd Ahmed b. Muhammed el-Herevî (ö.
401/1011)’nin Kitâbu’l-Garîbeyn fi’l-Kur’ân ve’l-Hadîs adlı eseri,
er-Râğıb el-İsfehânî (ö. 502/1108)’in el-Mufredât’ı, Muhammed b.
Ebî Bekr er-Râzî (ö. 666/1267)’nin Tefsîru Garîbi’l-Kurâni’l-Azîm
adlı eseri takip eder. Yine hadislerde geçen garip lafızların anlaşılmasına
yönelik çalışmalar da bu kapsamda değerlendirilebilecek
lügat çalışmalarıdır. Örnek olarak Ebû ‘Ubeyd el-Kâsım b.
Sellâm el-Herevî (ö. 224/838)’nin Garîbu’l-Hadîs adlı eseri, İbn
Kuteybe (ö. 276/887)’nin el-Kâsım b. Sellâm’ın eserine almadığı
garip kelimeleri konularına göre tasnif ettiği Garîbu’l-Hadîs adlı
eseri, Ebû Suleymân Hamd b. Muhammed el-Hattâbî (ö.
388/998)’nin Garîbu’l-Hadîs adlı eseri, Ebu’l-Kâsım Cârullâh ez-
Zemahşerî (ö. 538/1143)’nin el-Fâ’ik fî Garîbil-Hadîs adlı eseri,
Mecduddîn Ebu’s-Se‘âdât b. el-Esîr el-Cezerî (ö. 606/1209)’nin
en-Nihâye fî Garîbi’l-Hadîs adlı eseri zikredilebilir8. Ebû Mâlik
‘Amr b. Kirkire, Ebû ‘Amr eş-Şeybânî, el-Esma‘î, Ebû Zeyd el-
Ensârî vb. dilcilerin çalışmaları da bu bağlamda zikredilecek çalışmalardır.
Ardından bedevi Arapların dilini keşfetmeye yönelik
Kitâbu’l-Hayl, Kitâbu’l-İbil, Kitabu’l-Haşarât gibi çalışmalar gelir.
Bu arada belirtmemiz gereken bir diğer husus da Arap dünyasında
yukarıda bahsi geçen sözlük çalışmaları 7. asırda yapılırken
Avrupa’da kayda değer sözlük çalışmaları ancak 17. ve 18.
yüzyıllarda başlamış olduğudur. Örneğin ‘lexicography’ terimi İn-
giltere’de 1680’de, Fransa’da da 1716 yılından sonra kullanılmaya
başlamıştır9. Avrupa dillerinde kapsamlı ve hacimli sözlükler
ancak bu dönemlerde yazılmıştır. Örneğin; Fransa’da Larous, İngiltere’de
Oxford sözlükleri 19. yüzyılın eserleridir10. Bütün bu
veriler Arap dünyasının ortaya koyduğu sözlük çalışmalarının
müstakil bir ilim olarak ‘lexicography’ alanında kendi içinde kaide
ve kuralları ile en sistemli çalışmalar olduğu anlaşılmaktadır.
Aşağıda daha detaylı ele alacağımız üzere telif edilme gayesi
ve ihtiva ettikleri hususiyetleri açısından sözlükler farklı farklı
olan bu sözlüklerden bizim burada araştırmamıza bahis mevzuu
olan sözlükler salt dilin anlaşılmasını hedefleyen ve kendi içindeki
tasniflerine göre genel olarak kelimelerin kök harflerinden birincisinden
başlayarak sırayla maddeleme suretiyle alfabetik sıranın
esas alındığı sözlükler olup bu manada ilk sözlük çalışması
Kitâbu’l-Ayn adı ile Halil b. Ahmed b. Amr b. Temîm el-Ferâhidî
(ö. 170/786) tarafından kaleme alınmıştır.
Bu arada Türkiye’de de ele aldığımız konuyla ilgili bazı çalışmalar
yapılmıştır. Bunların içinde tarihi seyir içinde ilki Cemal
Muhtar’ın ‘İslâm’da Sözlük Çalışmaları II’, Marmara Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi Dergisi, sayı: 3, İstanbul, 1985, s.353-354 çalışması
gelmektedir. Aynı konu müstakil olmasa da M Sadi
Çögenli ve Kenan Demirayak tarafından 1995 yılında hazırlanmış
olan Arap Edebiyatında Kaynaklar adlı eserde bir bölüm olarak
incelenmiştir. Ayrıca Suat Çelikkol’un Cumhuriyet Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde 1998 yılında Sözlük Çalışmalarında
Dilbilimsel Açıdan Yaklaşım ve Dr. Abdulvahid Kerem’in
‘Mucemu’l-Mustalahati’l-Kânuniyye’ Adlı Eseri ve Türkçe’ye Tercümesi
adlı Yüksek Lisans Tezinin Alfabetik Sözlükler adlı bölümünün
22-35. sayfaları arasında ele alınmıştır. Bunların dışında
de Mehmet Nuri Alpak’ın Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü’nde 2006 yılında Arap Dilinde Sözlük Çalışmaları ve
Nazım Efendi’nin ‘Tercümanu’l-lügat’ Adlı Eserinin İncelenmesi adlı
Yüksek Lisans Tezinin bir bölümünde konuya kısa da olsa temas
da bulunulmuştur.
1.Arapça Alfabetik Sözlük Türleri
Özellikle batı kaynaklı sözlüklerde yaygın olan metot mastarın
madde başı olarak ele alınması şekliyledir. Arapça sözlüklerde
ise bu durum daha farklı olarak genellikle fiilin üçüncü tekileril
şahsına göre çekimi esas alınarak veya harflerin fonetik yapıları
gözetilerek kelimenin iştikaklarından arınmış aslî harflerini
esas alarak tertip edilmiştir. Bununla birlikte Arapça sözlükler
tarihi seyri içinde genel olarak:
a- Harflerin mahreçleri esas alınan sözlükler
b- Kelimelerin son harfleri esas alınan sözlükler
c- Kelimenin ilk harfi esas alınan sözlükler
d- Kelimenin okunduğu gibi tertip edilen sözlükler olmak
üzere dört ayrı kategori altında toplanırlar.
a- Harflerin mahreçleri esas alınan sözlüklerin başlıcaları
şunlardır:
Kitâbu’l-‘Ayn, el-Bâri’ fî Garîbi’l-Lügati’l-‘Arabiyye, Tehzîbu’l-
Lüga el-Muhît fi’l-Luğa, el-Muhkem ve’l-Muhîtu’l-‘A’zam
b- Kelimelerin son harfleri esas alınan sözlüklerin
başlıcaları şunlardır:
Dîvânu’l-Edeb fî Beyâni Luğati’l-‘Arab, Tâcu’l-Luğa ve Sıhâhu’l-
‘Arabiyye, Lisânu’l-‘Arab, el-Kâmûsu’l-Muhît, Tâcu’l-‘Arûs
c- Kelimenin ilk harfi esas alınan sözlüklerin başlıcaları
şunlardır:
Bu metot günümüzde en yaygın olan metotdur.
Kitâbu’l-Cîm, el-Cemhere, Mu‘cemu Makâyîsi’l-Luğa, el-Mucmel
fi’l-Luğa, Esâsu’l-Belâğa, Muhtâru’s-Sıhâh, el-Mu‘cemu’l-Vasît
d- Kelimenin okunduğu gibi tertip edilen sözlüklerin
başlıcaları şunlardır:
el-Merca’, er-Râid, el-Muncidu’l-Ebcedî, Larous
Şimdi öncelikle yukarıda adı geçen bu sözlükler tanıtılacak,
son bölümde de bu sözlüklerden kelime arama metodunu görelim.
a- Harflerin Mahreçleri Esas Alınan Sözlükler
Bu kategoride yer alan sözlüklerde kelimeler önce ‘halkî’ denilen
gırtlaktan çıkış sırasına göre dizilen harflerden başlayarak,
ardından dil, dış ve dudaktan çıkan harfler ve ardından da illetli
harfler şeklinde ağızdan çıkış yerine göre tanzim edilmiştir.
Kelimelerin ikinci ve üçüncü harflerinin sıralanışı da kendi
içinde alfabetik olarak düzenlemiştir.
Kitâbu’l-‘Ayn آتاب العين
Bu sözlüğün sahibi Aruz ilminin kurucusu Halil b. Ahmed b.
Amr b. Temîm el-Ferâhidî’dir11. Sibeveyh’in hocasıdır. Sözlüğü
Halil b. el-Ferâhidî’nin öğrencisi Leys b. Seyyâr’ın yazdığı da iddia
edilmektedir12. Halil b. Ahmed Aruz ilminde bilinen Arap vezinleri
üzerine yeni vezin ilave edecek kadar rüsuh ehli bir alimdir.
Kitâbu’n-Nağam, Kitâbu’ş-Şevâhid, Kitâbun-Nukat ve’ş-Şekl ve
Kitâbu’l-‘Ayn‘a zeyl olmak üzere Kitâbu Fâiti’l-‘Ayn, Kitâbu’l-İkâ’
adlarında son derece faydalı ve son devir âlimlerine kaynak olan
çok sayıda eseri vardır.13
Bu sözlük harflerin mahreçleri esas alınarak tertip edilmiştir.
Halil b. Ahmed’den önce harflerin mahreçleri esas alınarak tertip
edilen bu metot üzere yazılmış bir sözlük çalışması olmamıştır14.
Sözlükte kelimeler önce ‘halkî’ denilen gırtlaktan çıkış sırasına
göre dizilen harfler, ardından dil, diş ve dudaktan çıkan harfler
ve ardından da illetli harfler şeklinde ağızdan çıkış yerine göre
tanzim edilmiştir.
Sözlük Ayn ( ع) harfi ile başladığı için ‘Kitâbu’l-Ayn’ adı ile
şöhret bulmuştur. Eserde harflerin sayısı kadar bölümler bulunmaktadır.
Dolayısıyla her birisi, ‘Kitâbu’l-‘ayn’, ‘Kitâbu’l-hâ’,
‘Kitâbu’l-he’ vb. gibi harflerin adlarını koymuştur.
Lügatteki harflerin sıralaması şöyledir:
(ع، ح، ه ، خ، غ/ ق، ك/ ج، ش، ض/ ص، س، ز/ ط، د، ت/ ظ، ث، ذ/ ر، ل، ن/ ف، ب، م/
و، أ، ي/ همزة)
Dikkat edilecek olursa Halil b. Ahmed kelimelerin sırlanmasında
kelimenin zâid veya başka bir harften maklub harflerini
dikkate almamış, aslî harflerine itibar etmiştir.
Ayrıca illetli ve mehmuz harfleri lefif babında sahîh sülâsi
bablardan sonra koymuştur15.
Bu sözlüğün en önemli özelliklerinden birisi kalb sistemini
uygulayarak anlamı verilen kelimenin harflerinin yer değiştirilmesi
ile meydana gelen yeni kelimeleri de ele almasıdır. Buna göre
mesela ( عَبَدَabd) kelimesi ( عayn) bölümünde ele alınmış, ( عَبَدَ
abd) kelimesinin maklubu olan ( دبع ، دعب، بعد، عدب ) kelimeleri de
burada zikredilmiş, ancak ( دdal) ve ( بba) bölümüne gelince tekrar
ele alınmamıştır.
Bu eserin dikkat çekici bir diğer özelliği kelimelerin anlamlarını
şevahidle istidlal etmesidir. Ayrıca fasih Arapça’ya uymayan
kelime ve deyimlerin de ayıklandığı gözlemlenmektedir. Bu suretle
Arapça’nın fesahat ve belâğatının aslî güzelliği korunmuş ve
Arap dilinin diğer milletler arasında yayılması hedeflenmiştir17.
Eser kendinden sonra bu sahada yazılmış diğer çalışmalara örnek
teşkil etmesinden büyük öneme haizdir. Ebû Bekr ez-Zebîdî
(ö. 375-989) bu eserde bulunan ve kullanılmayan kelimelerin
tamamını, kullanılan şevahidinin de büyük bir kısmını çıkartarak
eseri özetlemiş, bu suretle daha kullanılır hale gelmiştir18.
el-Bâri’ fî Garîbi’l-Lügati’l-‘Arabiyye ( ( البارع في غريب اللغة العربية
Bu eser aslen Diyarbakırlı ve dedesi Selmân da Emevî Halifesi
Abdulmelik b. Mervân’ın dostu olan lügat âlimlerinden Ebû Alî
İsmail b. el-Kasım el-Kâlî (ö. 356/966)’nin lügatıdır. Ebû Alî el-
Kâlî, İbn Dureyd, İbnu’l-Enbârî ve Niftaveyhi gibi meşhur üstatlardan dersler almış, kendisinden de Ebû Bekr ez-Zebîdî el-
Endülüsî öğrenim görmüştür. Nasır Abdurrahman zamanında
Endülüs’e göçerek orada yerleşmiş ve h. 356 yılında Kurtuba’da
vefat etmiştir.
Ebû Alî İsmail b. el-Kasım el-Kâlî’nin alfabetik olarak telif ettiği
bu lügati altı-yedi bin sayfadan ibarettir. Telifi tamamladıktan
sonra temize çekmeden vefat etmiş, daha sonra dostları tarafından
içinden sadece Kitâbu’l-âyn, Kitâbu’l-bâ ve Kitâbu’l-hemze
temize çekilmiştir. Kelime tertibi aynen ‘Kitâbu’l-Ayn’ de olduğu
gibi harflerin mahreçleri esas alınarak hazırlanmış, ancak mahreç
sırasındaki harflerin dizilişleri aşağıda görüleceği üzere daha
farklı olmuştur:
( ع ه ح خ غ / ض ج ش/ ل ر ن / ط د ت / ص ز س / ظ ذ ث / ف ب م / و أ ي)
Ardından el-muzaaf es-sünâi, es-sülâsi es-sahîh, es-sülâsi
es-mu’tel, el-havâşi, er-rübâi, ve el-humâsi şeklinde bablara
ayırmıştır. el-Havâşi babında hikayeler, sesler ve mankûs kelimeleri
toplamıştır19. el-Kâlî bu eserinde aynen Halil b. Ahmed’in
Kitâbu’l-Ayn’de uygulamış olduğu kalb sistemini bazı farklılıklarıyla
birlikte uygulamıştır. Bu lügatte Kitâbu’l-â(A)yn’dan farklı
olarak kelimelerin okunuşları tashif ve lahn’den korumak için
yazı veya vezinle kaydedilmiştir. Kısmen de kelimeleri işlerken
kimden aldığını da zikretmektedir.
Müellifin bunun dışında ayrıca ‘Kitâbu’l-Emâlî’ adlı edebiyat
ansiklopedisi hüviyetinde başka bir eseri daha vardır20.
el-Kâlî’nin talebesi Muhammed el-Fihrî bu esere bazı ilaveler
ekleyerek Cevâmi‘u Kitâbi’l-Bâri‘ adlı bir eser kaleme almıştır.
Bu eserin biri ‘İngiltere Müzesi’nde OR 9811 numarada, diğeri
de ‘Paris Halk Kütüphanesi’nde 435 numarada olmak üzere iki
nüshası bulunmaktadır
Tehzîbu’l-Lüğa ( ( تهذيب اللغة
Kelimeleri harflerinin mahreçleri esas alınarak tertip edilmiş
bir diğer eser de Ebû Mansûr Muhammed b. Ahmed el-Ezherî (ö.
370/ 980)22’nin Tehzîbu’l-Luğa adlı eseridir. Kendisi
Niftaveyhi’den ders almış, ondan rivayet etmiş ayrıca ez-Zeccâc,
İbnu’s-Serrâc ve İbnu’l-Enbârî ile çeşitli ilmi mütalaalarda bulunmuştur.
Mukaddimesinde bu eseri yetmiş yaşını aştığında
tamamladığı anlaşılmaktadır.
Müellif Lügat konusunda en önemli kaynaklardan kabul edilen
bu sözlüğün yazılma gayesini izah ederken konuyla ilgili olarak
şöyle der: ‘Kur’an-ı Kerîm indi. Onun muhatapları üstün bir
beyana ve derin bir anlayışa sahip Arap kavmi idi. Yüce Allah
onu, onların dillerinde ve yetiştikleri ve konuşmaya alışık oldukları
kelam şeklinde indirdi. Onlar da hitap şekillerini bildikleri ve
düzene koyma tekniklerini anladıkları bu kitap üzerinde çalışmalar
yaptılar.’ der23.
Bu eserde kelimelerin diziliş şekli Kitâbu’l-Ayn’de olduğu gibidir.
Müellif kelimelerin anlamlarınında şevahidle istidlal etmiştir.
Kendisinden önceki lügatçilerden farklı olarak Irak havalisini
ve çölleri gezip dolaşarak köklü araştırmalar yapmak suretiyle
onların işlemediği bazı kelimelerle, yer, memleket ve su kaynaklarının
isimlerini de ele almıştır. Bu itibarla Kitâbu’l-‘Ayn’ın biraz
daha genişletilmiş şekli denebilir.
Müellif eserini Kitâbu’s-Sünâi el-Muzaaf, Kitâbu’s-Sülâsi es-
Sahih, Kitâbu’s-Sülâsi el-Mehmûz, Kitâbu’s-Sülâsi el-Mu’tel,
Kitâbu’r-Rübâi ve Kitâbu’l-Hümâsi adları ile bölüm başlıklarına
ayırmıştır.
Tehzîbu’l-Luğa, kendinden sonra telif edilmiş Lisânu’l-‘Arab ve
Tâcu’l-‘Arûs gibi eserlerin birinci kaynağı kabul edilmiştir. Hatta
Tehzîbu’l-Luğa’da yer alan kelimelerin hemen hemen tamamı
Lisânu’l-‘Arab’ta yer almaktadır denebilir. İbn Manzûr bu hususta
‘Lügatlar içerisinde el-Ezheri’nin Tehzîbu’l-Luğa’sından daha
güzelini görmedim’ der24.
Abdusselâm Hârun ve arkadaşları tarafından tahkik edilerek
15 cilt halinde 1964–1967 yıllarında Kahire’de basılmıştır25.
el-Muhît fi’l-Luğa ( (المحيط في اللغة
Bu eser Ebu’l-Kâsım es-Sâhib İsmâ’îl b. ‘Abbâd b. Veziran b.
el-‘Abbâs (ö. 385/995) tarafından telif edilmiştir. Kendisi
Müeyyiduddevle Ebû Mansûr el-Buveyhî’nin veziri iken yedi cilt
halinde bu eseri telif etmiştir.
Bu eser de harflerin mahreçleri esas alınarak tertip edilmiştir.
Yaklaşık 810 bin kelime vardır. Müştak kelimelerin sayısı 40
bin kadardır. Eserde şevahidin çok az kullanılması dikkat çekmektedir.
Bu yönüyle fazla rağbet görmemiştir.
Eserin h. 760 sene tarihli eksiksiz yazma nüshası İngiltere
Müzesi Kütüphanesinde bulunmaktadır. Bu nüshadan başka h.
1117 sene tarihli yazması Kerbelâ’da ‘Şemsî el-Kazvinî Kütüphanesi’nde
bulunmaktadır26.
el-Muhkem ve’l-Muhîtiu’l- A’zam ( ( المحكم والمحيط الأعظم
Bu eserin sahibi Ebu’l-Hasan Ali b. İsmail b. Sîde (ö.
458/1066) 27’dir. İbn Side künyesiyle şöhret kazanmıştır. Bu eser
de harflerin mahreçleri esas alınarak tertip edilmiştir. Ancak el-
Halîl ve el-Ezherî’nin eserleri mahreç sırasına göre son üç harfi
و، ا، ي) ) olarak tertip edilmişken bu eserde aynı harfler ( ا، ي، و ) şeklinde
düzenlenmiştir. Kelimelerin tasrif ve iştikak durumları incelenmiştir.
Müellif ele aldığı kelimelerin izahında yer yer tefsir ve
hadis şerhlerinden yararlanmıştır. 26 cilt gibi oldukça hacimli bir
sözlüktür.
İbn Side’nin bu eserinin yanında Mısır’da Bulak matbaasında
17 cilt olarak basılmış el-Muhassas adlı başka bir sözlük çalışması
daha vardır.
b- Kelimelerin Son Harfleri Esas Alınan Sözlükler:
Bu kategoride yer alan sözlüklerde kelimeler son harfleri esas
alınarak kendi içinde alfabetik düzene göre tertip edilmiştir.
Şimdi bu sözlük türlerini inceleyim:
Dîvânu’l-Edeb fî Beyâni Luğati’l-‘Arab ديوان الأدب في بيان لغة العرب
Bu sözlük Ebû İbrâhîm İshâk b. İbrâhîm el-Fârâbi (ö.
350/961) tarafından kelimelerin son harfleri esas alınarak tertip
edilmiştir. Sözlük Kitâbu’s-sâlim, Kitâbu”l-muzâ‘af, Kitâbu’l-
misâl, Kitâbu zevâti’s-selâse, Kitâbu zevâti’l-erba‘a ve Kitâbu’lhemze
olmak üzere altı bölümden oluşmaktadır.
Her bölümde önce isimleri sonra da fiilleri ele almıştır. Kelimelerin
işlenişinde vezinlerden hareket edilmiştir. Bu tertipte
hemze ve illet harfleri yer almamış, bunlar için ayrı bâblar açılmıştır.
Buna göre mesela ( د) bölümünde bu harfle biten kelimeler
ب) ) bölümünde de yine bu harfle biten kelimeler yer almış ama
bölüm içindeki sıralama kelimenin ilk harfine göre alfabetik olarak
yapılmıştır.
Fârâbî bu eseriyle Cevherî’ye öncülük etmiştir.
Tâcu’l-Luğa ve Sıhâhu’l-‘Arabiyye ( ( تاج اللغة وصحاح العربية
Bu eserin sahibi İsmail b. Ahmed el-Cevherî (ö.
393/1001)’dir28. Türk asıllıdır29. Esere kısaca es-Sihâh’da denilmektedir.
Bu isimle adlandırılmasının bir sebebi de seçilmiş olan
kelimelerin sahih ve güvenilir olmasıdır. Müellif, eserin mukaddimesinde
bu mevzu ile alakalı olarak ‘sahih olan Arap lügatını
toplamış olduğunu’ vurgular30.
el-Cevherî Farab’da dünyaya gelmiş, İran’a, Ceziretu’l-Arab,
Suriye ve Mısır’a seyahat ettikten sonra Horasan’a dönmüş ve
son olarak Nisabur’da ikamet etmiştir.
Bu sözlük İslam dünyasındaki en önemli sözlüklerden biri
kabul edilir.
Eser kelimelerin son harfleri esas alınarak alfabetik düzende
tertip edilen bir sözlüktür. Müellif kelimenin son harfleri müşterek
olan kelimeleri toplayarak alfabetik sıralamaya tabi tutmuş,
daha sonra bu kelimelerin birinci harflerini alfabetik sıraya göre
tertip etmiştir. Bu şekliyle son harfe ‘bâb’, bu bablar içinde yer
alan kelimelerin başladığı birinci harfe ise ‘fasl’ demiştir. Bu tertibe
göre örneğin ( ذَهَبَ) kelimesini araştıracak olan okuyucu bu
kelimeyi önce ‘bâ’ babından arayacak, ardından alfabetik sıralamaya
göre ‘zâ’ faslından bulacaktır.
el-Cevherî hecâ harflerinden her birisi için özel bir bâb ayırmıştır.
( و)harfi ile ( ي) harflerini ise bir babta toplamıştır.( ه) harfini
( و) harfinden önceye almıştır. Kitabını ‘elif-i leyyine’ yani ( (و
28 el-Hamevî Yakût, Mu’cemu’l-Buldân, Leipzig, 1868, III/733.
29 ez-Zehebî Şemsuddin, el-İber fî Haberi Men Gaber, Kuveyt, 1961.
30 el-Cevherî İsmail b. Hammad, es-Sıhah, Beyrut, 1972, II. Bsk. I/33.
veya ( و)’den munkalib olmayan ‘elif’le bitirmiştir. Fasıllarda düzenli
olmasa da sık sık ikili üçlü veya dörtlü kelimeleri zikretmektedir.
Rubâi ve humâsilerin ikinci, üçüncü ve dördüncü harflerini
dikkate almıştır. Sözlüğünün bir diğer önem arz eden farklılığı
da kelimelerin harekelerini ( بالكسر/ بالضم / بالتشديد/ بالتحريك) gibi
ifadeleriyle vermiş olmasıdır.
Sözlüğü bir diğer özelliği de sarf ve nahiv meselelerine temas
ediyor olmasıdır.
el-Cevherî’nin kendi ifadesiyle ‘daha önce görülmemiş’ bu sisteme
başvurmasının sebebi hakkında bazı tahliller yapılmıştır.
Bazıları bunun sebebinin şair ve yazarlara kolaylık sağlayacağı
görüşündedir. Zira yazarlar seci’e, şairler de kafiyelere önem verirler.
Dolayısıyla kelimelerin son harfleri esas alınarak tertip edilen
böylesi bir sözlük onlar için oldukça önem arz edecektir. Kanaatimize
göre el-Cevherî’nin tercih etmiş olduğu bu üslub,
lügattan daha kolay istifade edilebilmesi için konulmuştur. Zira
Arapça’da sözcüklerin vezinleri ( فعل) yapısı ile karşılanır. Kelimede
değişikliğe uğramayan tek harf sondaki lâm’dır.
Bu eserin çeşitli baskıları yapılmıştır. Tahkikli ilk baskısı
Ahmed Abdulğâfûr Attâr tarafından 1956 senesinde Kahire’de
yapılmış, daha sonra değişik tarihlerde Beyrut’ta yayınlanmıştır.
Eserin 1979 senesinde Beyrut’da yapılan 2. baskısında ‘es-Sıhah:
Tâcu’l-Lüga ve Sıhahu’l-Arabiyye’ şeklinde geçmektedir.
Bu eser Mehmet Vânî (ö. 1000/1591) tarafından ‘Vankuli
Lügatı’ ismiyle Türkçe’ye de çevrilmiştir. Eser İbrahim Müteferrika
tarafından 1141 senesinde basılmıştır.
Lisânu’l-‘Arab لسان العرب
Bu eserin sahibi Ebu’l-Fadl Cemalu’d-din Muhammed b. el-
‘İzz b. el-Mukerrem el-Ensârî İbn Manzûr (ö. 711/1311)31’dur.
Arap dilinin en sağlam sözlük kaynağı olarak kabul edilir. Kelimelerin
son harfleri esas alınarak tertip edilen el-Cevherî’nin es-
Sıhâh adlı eseri ile aynı kategoride değerlendirilir 32.
Yukarıda da zikrettiğimiz üzere müellif bu eserini telif ederken
başta Ebû Mansûr Muhammed b. Ahmed el-Ezherî (ö. 370/
980)’nin Tehzîbu’l-Luğa adlı eseri olmak üzere el-Cevherî’nin es-
31 Bkz., Kahhâle, Mu’cemu’l-Müellifîn, XII, 46-47.
32 Ibn Manzur, Ebi’l-Fadl Cemali’d-Din Muhammed el-İzz b. Mukerrem İbn
Manzur, Lisânu’l-‘Arab, 1/15, Beyrut/ 1994 (1414).
Sıhâh’ından, İbn Side’nin el-Muhkem, İbnu’l-Esîr’in en-Nihâye ve
İbn Dureyd’in el-Cemhere adlı eserlerinden istifade etmiştir.
Müellif eserde yaklaşık seksen bin kök harfli kelimeyi incelemiştir.
Müştak kelimelerin sayısı 158 bin olup madde başlığı 10
bin kadardır.
Bu kelimelerin açıklanmasını da başta ayet ve hadis olmak
üzere Arap şiiri, emsâl ve hikmetli sözlerden yararlanmıştır. Eser
lügat olmasının yanında dil, tefsir, hadis ve edebiyat gibi konulara
da yer veren bir ansiklopedi mahiyetindedir. Farklı baskıları
göz önüne alındığında 15-20 ciltler arasında değişen çok kapsamlı
ansiklopedik bir dil kaynağı olduğu görülecektir.
el-Kâmûsu’l-Muhît القاموس المحيط
Bu eser büyük dilci Muhammed b. Ya‘kûb el-Fîrûzâbâdi33 (ö.
816/1413) tarafından telif edilmiştir. Bu eserin ilk telif edildiğinde
60 ciltten oluştuğu rivayet edilir. Bu gün elimizde mevcut olan
‘Kamus’ o kapsamlı kamusun ancak otuzda biridir34.
Yaklaşık 733 bin kelime vardır. Müştak kelimelerin sayısı 70
bin olup madde başlığı 11 bin kadardır.
Metot olarak kelimelerin son harfleri esas alınarak tertip edilen
el-Cevherî’nin es-Sıhâh ve İbn Manzûr’un Lisânu’l-‘Arab adlı
eserleri ile aynı kategoride değerlendirilir. Fîrûzâbâdi’nin bu eserinde
Lisânu’l-‘Arab’tan istifade ettiği gözlemlenmektedir. Diğerinden
farklı olan yönü şahıs ve yer isimlerinin de zikredilmiş
olmasıdır. Kitabını hecâ harfleri sayısınca 27 bâba ayırmıştır.
Bunlara ilave olarak tek bir babta ‘vav ve yâ’ harflerini incelemiştir.
Sonra her bâbı 28 fasla bölmüştür. Eserde dikkat çeken bir
diğer özellik ise ele alınan kelimelerin ‘aynu’l-harfleri’ zamme ve
kesre durumunda harekelenmiş olmasıdır.
Bu eser önce Merkez zâde Ahmed Efendi (ö. 963/1556) tarafından
‘Bâbus’ adı ile daha sonra da Mütercim Âsım Efendi (ö.
1235/1820) tarafından el-Okyanûsu’l-Basît fî Tercemeti’l-
Kâmûsi’l-Muhit adı ile Türkçe’ye tercüme edilmiştir. Bu tercüme
33 el-Fîrûzâbâdî hakkında fazla bilgi için bkz., C. Brockelmann, Fîrûzâbâdî, İA,
IV, 653; Kahhâle, Mu’cemu’l-Müellifîn, XII, 118-119.
34 Geniş bilgi için bkz. Abdurrahman Fehmi Efendi, Medresetu’l-Arab, İslam
Medeniyeti Tarihi, yayına hazırlayanlar: Elmalı Hüseyin, Eren Cüneyt, İstanbul,
2005, s. 105.
Arapça-Türkçe en kapsamlı sözlüktür35. Bu tercümenin hem İstanbul
hem de Mısır Bulak baskıları mevcuttur.
Tâcu’l-‘Arûs ( ( تاج العروس
Bu sözlük Muhammed b. Muhammed el-Huseyn ez-Zebîdî (ö.
1205/1790) tarafından telif edilmiştir. Lisânu’l-‘Arab ve el-
Kâmûsu’l-Muhît gibi kelimelerin son harfleri esas alınarak tertip
edilmiştir. Müellif el-Ezherî’nin Tehzîbu’l-Luğa ve el-
Fîrûzâbâdi’nin el-Kâmûsu’l-Muhît adlı eserlerinden oldukça istifade
etmiştir. Özellikle el-Kâmûsu’l-Muhît’in genişletilmiş hali olduğu
söylenir. ez-Zebîdî bu ilaveleri ‘el-mustedrek’ ve ‘min mâ
yustedrek aleyh’ kayıtlarıyla yapmaktadır.
c- Kelimenin İlk Harfi Esas Alınan Sözlükler:
Kelimenin ilk asli harfi esas alınarak hazırlanmış olan sözlükler
geleneksel kök tertibine göre madde başlıkları elif harfinden
başlayarak yâ harfine kadar ilk aslî harflerine göre sıralanmıştır.
Kelimelerin ikinci ve üçüncü harflerinin sıralanışı da kendi içinde
alfabetik olarak düzenlemiştir.
Kökten türeyen fiiller genel olarak sülasi mücerretten başlayarak
birleşik kullanımlarını takip eder şekilde sıralanır.
Kitâbu’l-Cîm ( ( آتاب الجيم
Bu sözlük Ebû ‘Amr İshâk b. Mirâr eş-Şeybânî (ö. 213/828)
tarafından telif edilmiştir. Kendisi İmam Ahmed b. Hanbel, Ebû
‘Ubeyd el-Kâsım b. Sellâm ve Ya’kub b. es-Sikkît’in üstadıdır36.
Eser Kitâbu’l-Hurûf ve Kitâbu’l-Lüga isimleriyle de anılır.
Kelimenin ilk asli harfi esas alınarak hazırlanmış olan ilk sözlüktür.
Madde başlıkları elif harfinden başlayarak yâ harfine kadar
ilk aslî harflerine göre yirmi sekiz bab olarak düzenlenmiştir.
Ancak kelimelerin ikinci ve üçüncü harflerinin sıralanışı alfabetik
değildir. Dolayısıyla araştırımacılar için kullanımı zor bir sözlüktür.
35 Eski alimlerimiz, İslâmi ilimlerle uğraşan hiçbir bilginin kâmustan müstağni
olamayacağını göstermek için: ‘Rençbere çamus (manda), mollaya kamus gerekir’
demişlerdir. Asım Efendi, Ebu’l-Kemal, Kâmûs Tercümesi-el-
Okyanûsu’l-Basît fi Tercemeti Kâmusi’l-Muhît, I-IV, İstanbul 1304–1305.
35 Bkz., Kahhâle, Mu’cemu’l-Müellifîn, II, 238-239.
36 ”Makâme-i Teyyibiye” Makâmâtu’l-Harîrî’nin 32 makâmesidir. Bkz., a.g.e.,
Nşr. Muhammed Abdulkâdir, Bulak, 1317, I, 372-404.
36 Bkz., Kahhâle, Mu’cemu’l-Müellifîn, XII, 186-187.
el-Cemhere ( ( الجمهرة في اللغة
Ebû Bekr Muhammed b. el-Hasan b. Dureyd (ö. 321/931) tarafından
telif edilmiş olan bu sözlüğe el-Cemhere fi’l-Lüğa veya
Cemheretu’l-Lüğa da denilmektedir. Sözlükteki kelimelerin tertibi
alfabetik sıralama esasına göredir. Ayrıca kalb sistemi ile anlamı
verilen kelimenin harflerinin yer değiştirilmesi ile meydana gelen
yeni kelimeleri de ele almaktadır. Bu esasa göre kelimeler, önce
sunâî, sülâsî, rubâî, humâsî, lefif, nevâdir vb. bâblara ayrılmış,
daha sonra bu bâblardaki kelimeler hemze’den yâ harfine kadar
alfabetik sıraya göre dizilmiştir37. Aslî harflerine göre sıralanmış
olan kelimelerle bunlardaki harflerin yerlerinin değişmesiyle
meydana gelen kelimelerin mânâları, aynı yerde bulunmaktadır.
Mesela ( ذَهَبَ) maddesinde önce bu kök, sonra da kalb sistemine
göre elde edilen maklublarından ( بَذَهَ) ve ( ذَبَهَ) maddeleri incelenmiş,
ardından ( ذَهَبَ) ve ( بَذَه)َ maddelerinin alfabetik sıraları geldiğinde
de sadece daha önce geçtikleri yerlere işaret etmekle yetinilmiştir.
Eser 13 bölümden oluşmaktadır. Son bölümde Arap
dili meselelerine temas edilmiştir.
Mu‘cemu Mekâyîsi’l-Luğa معجم مقاييس اللغة
Bu sözlük Ebu’l-Huseyn Ahmed b. Fârîs (ö. 395/1004) tarafından
telif edilmiştir. Kendisinin bu sahada Kitâbu’l-Mucmel veya
el-Mucmel fi’l-Luğa adlı bir başka eseri daha vardır. Makâmât sahibi
el-Harîrî, Makâme-i Tayyibiye’de kendisine övgülerde bulunur38.
Ahmed b. Fâris eserine temel teşkil eden kaynakları arasında
el-Halil’in el-Ayn’ını, Ebû ‘Ubeyd’in (ö. 224/834) Garîbü’l-
Hadîs’iyle Mikyâsü’l-Garîb’ini, İbnü’s-Sikkît’in (ö. 244/858) el-
Mantık’ını ve İbn Düreyd (ö. 321/933) ’in el-Cemhere’sini zikreder.
Mu‘cemu Makâyîsi’l-Luğa sözlükler içerisinde iştikak metodunun
en güzel uygulandığı bir sözlüktür. Bu eser de kelimenin
ilk asli harfi esas alınarak hazırlanmıştır. Madde başlıkları elif
harfinden başlayarak yâ harfine kadar ilk aslî harflerine göre bölümlere
ayrılmıştır. Her bölüm kendi içinde muzâ‘af, sülâsî asıllı
ve asli harfleri üçten fazla olan kelimeler olmak üzere üçe ayrılmıştır.
Ele alınan kelimenin birinci harfleri ve bu harfi takip eden
harfleri alfabetik sıraya göre sıralanmıştır. Mesela ( ج) bölümünde
ج) ) ve ( ح) ile başlayan kelime alfabetik olarak bu sıranın bitişine
kadar sürer. Bu bölüm sona erdikten sonra ( ج) ve ( ج) ,(أ) ve ( (ج) ,(ب
ve ( ت) ile başlayan kelimelere geçilir.
el-Mucmel fi’l-Luğa ( ( المجمل في اللغة
Bu sözlük yukarıda da belirttiğimiz üzere Ebu’l-Huseyn
Ahmed b. Fârîs (ö. 395/1004) tarafından telif edilmiştir.
Kelimenin ilk aslî harfi esas alınarak hazırlanmıştır. Madde
başlıkları elif harfinden başlayarak yâ harfine kadar ilk aslî harflerine
göre bölümlere ayrılmıştır. İlk iki bölümde tertip esnasında
kelimelerin sadece ilk harflerini ve bu harfi takip eden harfleri
alfabetik sıraya göre esas almıştır.
Sözlük Züheyr Abdu’l-Muhsin Sultan tarafından tahkik edilmiş
1986 senesinde Beyrut’ta dört cilt olarak basılmıştır.
Esâsu’l-Belâğa ( ( أساس البلاغة
Bu eserin sahibi de Mahmûd b. ‘Umer ez-Zemahşerî (ö. 583
538/1143)’dir 39. Kelimenin ilk asli harfi esas alınarak hazırlanmıştır.
Ancak ez-Zemahşerî, eş-Şeybâni’nin aksine bu sözlükte
kelimelerin ikinci ve üçüncü harflerinin sıralanışını da alfabetik
olarak düzenlemiştir. Bu sözlüğün özelliği kelimeleri hem lügat
hem de mecâzi anlamıyla birlikte vermesidir. Mecazî mânâlarda
kullanılan ne kadar kelime varsa hemen hemen hepsini derlemiştir.
Eserde ayet, hadis, mesel, şiir, deyim ve meşhur sözlerle
şevahid getirilmiştir.
Bu eser ilk kez h. 1327 senesinde Mısır’da basılmıştır.
Muhtâru’s-Sıhâh ( ( مختار الصحاح
Bu sözlüğün sahibi Muhammed b. Ebî Bekr b. ‘Abdilkâdir er-
Râzî (ö. 666/1267’den sonra)’dir. Eser el-Cevherî’nin es-Sıhâh’da
yer alan kelimelerden seçilerek bir çeşit es-Sıhâh’ın özet yapılmış
halidir denebilir. Kelimelerin izahı yapılırken sıkça ayet ve hadis-i
şeriflerden istişhadlar yapılmıştır.
39 Bkz., Kahhâle, Mu’cemu’l-Müellifîn, XII, 186-187.
el-Mu‘cemu’l-Vasît ( ( المعجم الوسيط
‘Mısır Milli Eğitim Bakanlığı’nın rehberliğinde Arap Dil Kurumu
üyelerinden İbrâhîm Mustafâ, Ahmed Hasan ez-Zeyyât,
Hâmid ‘Abdulkâdir ve Muhammed ‘Ali en-Neccâr tarafından hazırlanmış
değerli bir sözlüktür.
Kelimenin ilk aslî harfi esas alınarak hazırlanmıştır. Kelimelerin
ikinci ve üçüncü harflerinin sıralanışı da alfabetik olarak
düzenlemiştir. Klasik sözlüklerde olmayan bir özelliği de ilmî ve
teknik terimleri, muarrab sözcükleri ihtiva etmiş olması, ayrıca
600 adet resimle zenginleştirmesidir.
Sözlükte 30.000 madde başlığı, 450 bin kelime vardır.
Yukarıda zikredilen bu sözlüklerin dışında son dönemde ilk
harf sistemine göre telif edilmiş sözlükler şunlardır:
el-Misbâhu’l-Münîr fi Ğaribi’ş-Şerhi’l-Kebîr ( المصباح المنير في
( غريب الشرح الكبير
Ahmed b. Muhammed el-Feyyûmî (ö. 770/1368) tarafından
telif edilmiştir. Kısaca el-Misbâhu’l-Münîr adıyla şöhret kazanmıştır.
Zamehşeri’nin Esâsu’l-Belâga adlı eserinden oldukça etkilendiği,
görüş ve kaynaklarından sıkça istifade ettiği görülmektedir.
Kaynakları arasında muasırı olduğu İbn Manzûr’un Lisânu’l-
Arab’ın yer almaması dikkat çekicidir40.
Sözlük alfabetik sıraya göre kelimenin ilk harfi esas alınarak
ele alınmış sözlüklerdendir. Müellif hecâ harflerinden her birisi
için özel bir bâb ayırmıştır. ( ي) ,(و) ve ( لا) harflerini ise son babta
toplamıştır. Kelimelerin izahında hadis-i şeriflerden istifade edilmiştir.
Lügat anlamlarının yanı sıra fıkhî anlamları da verilmiştir.
Fiillerin bablarına işaret edilmiş, yer yer gramatik bilgilere de işaret
edilmiştir. Sözlüğün sonunda sarf ve nahiv mevzuları da eklenmiştir41.
Muhîtu’l-Muhît ( ( محيط المحيط
Lübnanlı Butrûs el-Bustânî (ö. 1883) tarafından telif edilmiştir.
Modern denebilecek sözlüklerin ilki olma özelliğini taşır.
40 Bkz. Abdussemi’ Muhammed Ahmed, a.g.e, s. 163.
41 Bkz. el-Feyyûmî Ahmed b. Muhammed, el-Misbâhu’l-Münîr fi Ğaribi’ş-Şerhi’l-
Kebîr, s. Önsöz, Lübnan, 1987.
Müellifin istifade ettiği temel kaynak el-Fîrûzâbâdi’nin el-
Kâmûsu’l-Muhît’i olup bu esere ilavelerde bulunmuştur. Örneğin
müfret kelimelerin, bazıları kıyâsi olup zikredilmesinde fayda
mülahaza edilmeyen cemilerini eklemiş. Yine dile sonradan girmiş
uydurukça, avamca ve Hıristiyan dinine ait kavramlar, kullanımlar,
ilmî, teknik, felsefî terimler, bazı edebiyatçıların eser
isimleri ve nesir ve şiir örnekleri, nahve ve sarfa ait terimler ilave
etmiştir.
Yaklaşık 1 milyon 300 bin kelime vardır. Müştak kelimelerin
sayısı yaklaşık 85 bin kadardır.
Müellif bu eseri öğrencilerin daha kolay istifade etmeleri
maksadıyla daha sonra ‘Kutru’l-Muhît’ adı altında özetlemiştir
Akrebu’l-Mevârid fî Fusahi’l-‘Arabiyye ve’ş-Şevâhid ( أقرب
(الموارد في فصاح العربيةوالشواهد
Sa’îd b. ‘Abdillâh b. Mihâîl eş-Şertûnî (ö. 1912) tarafından telif
edilmiştir. Bu eser 1889 senesinde telif edilmiştir. Müellifin
istifade ettiği temel kaynak el-Fîrûzâbâdi’nin el-Kâmûsu’l-
Muhît’idir. Kendisi de sözlüğün mukaddimesinde beyan ettiği gibi
el-Kâmûsu’l-Muhît dışında Lisânu’l-Arab, Esâsu’l-Belâğa,
Muhtâru’s-Sıhâh, Tâcu’l-Luğa ve Sıhâhu’l-‘Arabiyye ve el-Mucmel
fi’l-Luğa istifade ettiği kaynaklar arasında yer almaktadır.
Bu sözlük çağdaş sözlüklerin yanında ilmi terimler, sonradan
uydurulmuş muhdes sözcükler ve halkın yaygın olarak
kullanageldiği avamca ve yabancı dillerden alınma kelimeleri de
ihtiva eder. Tertib olarak kelimelerin önce mâzi fiil kipi, ardından
isim ve sıfat halleri verilmiştir.
el-Müncid fi’l Lüğa vel ‘A’lam ( ( المنجد في اللغة و الأعلام
Rahip Luis Ma’luf el-Yesûî tarafından 1908 senesinde telif
edilmiş olan bu sözlük metot olarak geleneksel kök tertibine göre
ilk asli harfi esas alınarak hazırlanmıştır. Kelimelerin ikinci ve
üçüncü harflerinin sıralanışı da kendi içinde alfabetik olarak düzenlemiştir.
Kısaca el-Müncid ismiyle şöhret kazanmıştır. Kaynak olarak
bazı eski sözlüklerle birlikte Butrûs el-Bustânî’nin ‘Muhîtu’l-
Muhît’ adlı sözlüğünden oldukça istifade edilmiştir.
42 Bkz. Nassar Hüseyin, a.g.e, I/568.
Arapça Alfabetik Sözlüklerin Tanıtımı
Sözlük hakkında yapılan tenkitlerin başında sözlüğün Hıristiyanlık
propagandası yaptığı, yer yer İslam akidesini tahrif edici
bilgiler aktarıldığı ve İslami terimlere özellikle yer vermediği şeklinde
olmuştur 43. Örneğin ( قَرَأُ-Karae) maddesinden ( القرآن-el-
Kur’ân) kelimesini ele alırken bu kelimenin masdariyetine işaret
eder ve Kur’ân-ı Kerîm’den bir kelime dahi olsa bahsetmez44. Ancak
Hıristiyan terminolojisine ait hemen hemen bütün kelime ve
kavramlar sözlükte yerini bulmuştur.
Sözlüğünde yeni olarak yabancı sözlüklerde kullanılan rumuzlara
benzer işaretleri kullanmıştır. Bu babtan olmak üzere
mesela ( فا) rumuzunu ism-i fâil için, ( مفع) rumuzunu ism-i mef’ul
için, ( مص) rumuzunu masdar için, ( ج) rumuzunu cem’i için, ( (جج
rumuzunu cem’i cem’ için, ( م) rumuzunu müennes için, ( مث) rumuzunu
müsennâ için, ( ه) rumuzunu da mefûl bih için kullanmıştır.
Önceleri sadece mücerret lügat sözlüğü şeklinde tasarlanmışken
1956 yılındaki baskılarından sonra Rahip Fernand Totıl
el-Yesûi tarafından içine a’lâm, atasözleri, Arap gramerine ait
özet bilgiler, imlâ kuralları, felsefe, sosyoloji, psikoloji, eğitim,
ekonomi, hukuk, matematik ve diğer pozitif bilimlere ait yeni terimler
eklenmiştir.
Daha sonra bu sözlük esas alınarak özetlenmiş el-Muncidu’l-
Ebcedî (1968), Muncidu’t-Tullâb (1968), el-Müncidu’l-İ’dâdî (1969),
el-Muncidu’l-Musavvar li’l-Etfâl gibi sözlükler telif edilmiştir.
el-Bustân ( ( البستان
Abdullah b. Mihâil el-Bustânî (ö. 1930) tarafında telif edilmiştir.
Mahmûd b. ‘Umer ez-Zemahşerî’nin Esâsu’l-Belâga adlı eserindeki
metodla aynı olarak kelimenin ilk asli harfi esas alınarak
hazırlanmıştır. Kelimelerin ikinci ve üçüncü harflerinin sıralanışı
da alfabetik olarak sıralanmıştır. Her madde kendi içinde fiil,
isim ve sıfat sıralamasıyla düzenlenmiştir. Bazı ilavelerle birlikte
metod olarak Butrûs el-Bustânî’nin ‘Muhîtu’l-Muhît’ adlı sözlüğünün
bir benzeridir.
d- Kelimenin Okunduğu Şekliyle Tertip Edilen Sözlükler:
Bu kategoride yer alan sözlüklerde kelimeler, klasik Arapça
sözlüklerde olduğu gibi kök tertibi esasına göre değil okunduğu
gibi alfabetik sıraya göre tertip edilmiştir. Kahire’deki Arap Dili
Konseyi Genel Sekreteri Dr. İbrahim Medkûr bu tertibin okuyucu
için aslında klasik tasrif metoduna göre hazırlanmış sözlüklerden
daha kolay bir metod olduğunu ifade etmektedir45.
Şimdi bu sözlük türlerini inceleyim:
el-Merca’ ( ( المرجع
Bu sözlük Abdullah el-Alaylî el-Merca’ tarafından hazırlanmıştır.
Yukarıda yer alan sözlük örneklerinden tamamen farklı
olarak kelimenin okunduğu gibi tertip edilen sözlüktür. Bu sisteme
terim olarak kısaca et-Tertîbu’n-Nutkî denilmiştir. Dolayısıyla
örneğin ( الْمَجْهول) kelimesini ( ج) harfi grubunda, kelimenin iştikaklarından
arınmış aslî harfleri olan ( جَهَلَ) kelimesinden değil
kelimelerin kendi içinde alfabetik okunuş sıraları esas alınarak
م) ) harfi grubunda doğrudan ( مَجْهول) maddesinde aranır.
Abdullah el-Alaylî kaleme aldığı bu eserle sistem olarak kelimenin
okunduğu gibi tertip edilen sözlükler kategorisine öncülük
etmiştir.
er-Râid ( ( الرائد
Cübran Mes’ud tarafından hazırlanmıştır. İlk defa 1964 senesinde
neşredilmiştir. el-Merca’ gibi kelimenin okunduğu üzere
tertip edilen sözlüktür. Diğer bir tabirle idgam açılmamış, örneğin
( تِكَّةٌ) kelimesi ( ت ك ك ) bölümünde değil ( ت ك ت ) bölümünde yer
almıştır. Dolayısıyla kelimenin mastarı araştırılmadan doğrudan
alfabetik harf sıralaması gözetilmiştir. Ancak mezîd ve illetli fiillerin
masdarlarına da o kelimenin başında parantez içerisinde işaret
edilmiştir. Müellif mukaddimede sözlüğünün metodu hakkında
yaptığı izahatta bunun araştırmacıya kolaylık sağladığınız
söyler 46.
Kelimelerin manaları önem sırasına göre verilmiştir. Ayrıca
sözlüğe felsefe, sosyoloji, psikoloji, eğitim, ekonomi, hukuk, matematik
ve diğer pozitif bilimlere ait yüzlerce kelime eklenmiştir.
Kelimelerin anlamları verilirken klasik sözlüklerde yer alan bilgiler
muhafaza edilmiş, yer yer detaylara girilerek örneklendirilmiştir.
Sözlükte yeni olarak Luis Ma’luf’in el-Muncid adlı sözlüğünde
olduğu gibi yabancı sözlüklerde kullanılan rumuzlara benzer işaretler
yer almıştır. Örneğin ( ج) rumuzunu cem’i için, ( جج) rumuzunu
cem’i cem’ için, ( م) rumuzunu müennes için, ( مث) rumuzunu
müsennâ için, ( مص) rumuzunu masdar için, ( فا) rumuzunu ism-i
fâil için, ( مف) rumuzunu ism-i mef’ul için, ( ر) rumuzunu karşılaştırma
için kullanmıştır.
Sözlüğün ikinci baskısı 1967 senesinde Beyrut’ta tek bir cilt
halinde, üçüncü baskısı da 1978 senesinde iki cilt olarak yapılmıştır.
el-Muncidu’l-Ebcedî ( ( المنجد الأبجدي
Fuad Efram el-Bustânî tarafından hazırlanmıştır. Kısaca el-
Muncid adıyla anılagelmiştir. 1964 senesinde neşredilmiştir. Yine
el-Merca’ ve er-Râid gibi kelimenin okunduğu üzere tertip edilen
sözlüktür.
Sözlükte yabancı sözlüklerde kullanılan rumuzlara benzer
işaretler bulunmaktadır. Bunlardan bazıları ( فا) rumuzunu ism-i
fâil için, ( مف) rumuzunu ism-i mef’ul için, ( ج) rumuzunu cem’i
için, ( جج) rumuzunu cem’i cem’ için, ( م) rumuzunu müennes için,
مث) ) rumuzunu müsennâ için, ( مص) rumuzunu masdar için, ( (ز
ziraatla ile ilgili terimleri belirtmek için, ( فك) astronomi ile ilgili
terimleri belirtmek için, ( ك) kimya ile ilgili terimleri belirtmek için,
ر) ) rumuzunu karşılaştırma için kullanmıştır. Sözlüğün ilk sayfalarında
10 sayfa kadar Arap Dili gramerine ait özet bilgiler verilmiştir47.
Dikkat çeken bir diğer husus da sözlükteki hecâ harfleri okuyucu
tarafından pratik olarak kolayca bulunabilmesi için içe doğru
gözeneklerle ayrılmıştır.
Rahip Luis Ma’luf el-Yesûî’nin el-Müncid fi’l Lüğa vel ‘Alam,
adlı eserinin bir çeşit özeti mahiyetindedir.
47 Bkz. el-Bustânî Fuad Efram, el-Muncidu’l-Ebcedî, önsöz.
Larous ( (لاروس المعجم العربى الحديث
Halîl el-Cer tarafından hazırlanmıştır. Lügat bölümüne Muhammed
Halil Paşa ve Hâni Ebû Muslih’in da katkıları olmuştur.
Muhammed eş-Şâyib de redaktesini yapmıştır. 1973 senesinde
neşredilmiştir.
Bu sözlük de el-Merca’, er-Râid ve el-Muncidu’l-Ebcedî gibi kelimenin
okunduğu üzere tertip edilen sözlüktür.
Kelimelerin izahları şevahid ve örneklerle zenginleştirilmiştir.
Özellikle Kur’ân-ı Kerîm’den sıkça şevahid olabilecek türden
ayetler getirilmiştir. İzahları yapılan alet, edavat, insan, hayvan
ve bitkilerin resimleri eklenmiştir. Meşhur yazar ve şairlerin kullandıkları
kelimeler dışında kullanımı kalkmış kelimeler özellikle
alınmamıştır Sözlükte ayrıca pozitif bilimlere ait yüzlerce kelime
bulunmaktadır. Bu arada yabancı dillerden Arapça’ya girmiş ve
günlük hayatta yaygın olarak kullanılmakta olan radyo, televizyon,
sinema gibi kelimeler kullanıldıkları şekliyle alınmıştır.
Marife kelimeler ve masdarları diğerlerinden ayırmak için bold
yapılmıştır 48.
III. Sonuç
Sözlükler bir dilde yer alan kelimenin anlamını ortaya koyan
çalışmalardır. Arapça’da mu’cem, kâmus ve lügat kelimelerinin
karşılığıdır. Tarihte çağdaş diyebileceğimiz bilimsel kıstasları ile
metodolojik sözlük çalışmaları ilk kez Araplar tarafından yapılmıştır.
Bu çalışmaların öncelikli olarak Kur’ân ve Hadis içerisindeki
garip kelimeleri anlamaya yönelik Garîb’ul-Kur’ân ve
Garîbu’l-Hadîs adlarıyla şöhret kazanmış ‘mevzui lügat’ da denilen
telifler olduğu görülmektedir.
Arapça sözlükler genel olarak harflerin mahreçleri, kelimelerin
son harfleri, kelimenin ilk harfi esas alınan sözlükler ve kelimenin
okunduğu şekliyle tertip edilen sözlüklerden olmak üzere
dört başlık altında toplanırlar.
Harflerin mahreçleri esas alınan sözlüklerin başlıcaları
Kitâbu’l-‘Ayn, el-Bâri’ fî Garîbi’l-Lügati’l-‘Arabiyye, Tehzîbu’l-Lüğa,
el-Muhît fi’l-Luğa, Kitabu’l-Muhkam ve’l-Muhîti’l-‘A’zam; Kelimelerin
son harfleri esas alınan sözlüklerin başlıcaları Dîvânu’l-Edeb
fî Beyâni Luğati’l-‘Arab, Tâcu’l-Luğa ve Sıhâhu’l-‘Arabiyye,
Lisânu’l-‘Arab, el-Kâmûsu’l-Muhît, Tâcu’l-‘Arûs; kelimenin ilk harfi
48 Bkz. el-Cer Halîl, Larous, s. 2. Mektebetu Larous, Paris, 1973.
esas alınan sözlüklerin başlıcaları Kitâbu’l-Cîm, el-Cemhere,
Mu‘cemu Makâyîsi’l-Luğa, el-Mucmel fi’l-Luğa, Esâsu’l-Belâğa,
Muhtâru’s-Sıhâh, el-Mu‘cemu’l-Vasît’tir. Bu metot günümüzde en
yaygın olan metotdur. Son olarak da kelimenin okunduğu şekliyle
tertip edilen sözlüklerin başlıcaları ise el-Merca’, er-Râid, el-
Muncidu’l-Ebcedî ve Larous adlı eserlerdir.
ÖZET
Bu çalışmada Arapça alfabetik sözlüklerin tanıtımı ele alınmıştır. Bu bağlamda
Arapça sözlük çalışmaları tür ve şekilleri ayrıntılı olarak ortaya konmuştur.
Sözlük ve bu anlamı taşıyan müradif kelimeler izah edilerek yaygın dillerdeki
karşılıkları verilmiştir. Ayrıca sözlük çalışmalarının tarih boyunca geçirdiği evrelere
temas edilmiştir. Çalışmada ayrıca Araplarda sözlüklerin ortaya çıkış nedenleri
üzerinde durulmuştur.
Çalışma çerçevesinde belli başlı Arapça alfabetik sözlüklerin tesbit ve mahiyeti
hakkında genel bilgi de verilmeye çalışılmıştır.
Anahtar kelimeler: Sözlük, mu’cem, kâmus, lügat, sözlük bilim, müştak, hecâ
harfleri
ABSTRACT
Introduction to Arabic Alphabetical Dictionaries
This investigation first presents a brief introduction to Arabic alphabetical
dictionaries and then describes some kinds and forms of Arabic dictionary
studies in detail. It second explicates the word “dictionary” and its
synonymouses and gives their equivalents in common languages. It also
mentiones the phases of dictionary studies throughtouht history. It ends with
some findings regarding reasons about how dictionaries in Arabs have occured.
This paper aims to give common information about verse Arabic alphabetical
dictionaries then tries to introduce.
Key Words: dictionary, mu’cem, comprehensive dictionary (kâmus), lexicon,
lexicology,
derivative, letters of hecâ
Ali Cüneyt EREN•
1 Bkz. İbn Dureyd, Ebû Bekr Muhammed b. Hasan el-Ezdî, Kitâbü
Cemherati’l-Lüğa, II/104., Bağdat, 1344 h.
2 Bkz. Attar A. Abdulkadir, Mukaddemetu’s-Sıhâh, Beyrut, 1979, s. 38.
3 Bkz. İbn Fâris, el-İttibâ ve’l-Muzâvece, I/4; el-Ezherî, Tehzîbu’l-Lüga, III/173;
İbn Side, el-Muhassas, II/231.
4 Nassar Hüseyin, el-Mu’cemu’l-Arabî, Neşetuhu ve Tetavvuruhu, Mısır, 1988,
I/9.
5 Aksan Doğan, Her Yönüyle Dil, T.D.K., Ankara, 1995, s. 393.
6 Attar Abdulgafur, Mukaddimetu’s-Sıhah, s.40-41, Kahire, 1956.
7 Aksan Doğan, a.g.e., s. 394.
8 Garibu’l-Hadis ile ilgili çalışmalar hakkında bilgi için bkz. Palabıyık
Abdülkadir, Garibu’l-Hadis Nevinin Doğuşu ve Abdulgâfir b. İsmail’in el-
Mufhim li Şerhi Garîb Sahihi Muslim Adlı Eseri, İzmir, 1997.
9 Muhammed Reşad Hamzâvî, Îmâlu Mecme’u’l-Luga al-‘Arabiyya, s. 491, Kahire,
1968; Yavuz Galip, Sözlükbilim ve Arapça Sözlük Çalışmalarına Tarihsel
Bir Yaklaşım’dan naklen.
10 İbrahim Medkur, el-Mu’cemu’l-Arabî fi’l-Karni’l-İşrîn, Mecmau’l-Luğatu’l-
Arabiyye, sayı 16, s. 7, Kahire, 1963; Yavuz Galip, Sözlükbilim ve Arapça
Sözlük Çalışmalarına Tarihsel Bir Yaklaşım’dan naklen.
11 Bkz., İbnu’n-Nedîm, el-Fihrist, tah. İbrahim Ramazan, Beyrut, 1994, s. 48-
49.
12 İbnu’n-Nedîm, a.g.e., s. 42; el-Mufassal, s. 191; bkz. Demirayak Kenan,
Çögenli Sadi, Arap Edebiyatında Kaynaklar, s. 123, Erzurum, 1995.
13 Hakkında fazla bilgi için bkz. İbnu’n-Nedîm, a.g.e., göst. yer; el-Kıftî,
İnbâhu’r-Ruvât, I/341, İbn Hallikân, Vefeyatu’l-A’yân, II/244, Kehhâle,
Mu’cemu’l-Müellifîn, IV/112; İA, Moh. Ben Cheneb, V/158.
14 Bkz. İkbâl Ahmed eş-Şerkâvî, Mu’cemu’l-Meâcim, s. 192, Lübnan, 1993.
15 Geniş bilgi için bkz. s. 27. Abdussemi’ Muhammed Ahmed, el-Meâcimu’l-
Arabiyye, II. bsk. Dâru’l-Fikri’l-Arabî, 1984.
16 Civelek Yakup, Arap Dil Bilime Giriş, Van 2003, s. 314.
17 Geniş bilgi için bkz. Abdurrahman Fehmi Efendi, İslam Medeniyeti Tarihi,
(Medresetu’l-Arab), Yayına hazırlayanlar: Elmalı Hüseyin, Eren Cüneyt, İstanbul,
2005, s. 94.
18 Konu ile ilgili bkz. Sümertaş Burhan, ‘el-Halil b. Ahmed’in Hayatı Eserleri ve
Kitabu’l-Ayn Adlı Eserinin Kelime İndeksi’ Mezuniyet Tezi, Danışman: Hüseyin
Elmalı, İzmir, 1994.
19 Geniş bilgi için bkz. İkbâl Ahmed eş-Şerkâvî, a.g.e, s. 198.
20 Fazla bilgi için bkz., Elmalı Hüseyin, el-Emâlî, T.D.VİA, XI, 72.
21 Muhtar Cemal, İslamda Sözlük Çalışmaları II., Marmara Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Dergisi, sy. 4, s. 339, İstanbul, 1986.
22 Bkz., Kahhâle, Mu’cemu’l-Müellifîn, VIII, 230-231.
23 Muhammed b. Ahmed el-Ezherî, Tehzîbü’l-Lüğa, Mısır, 1964, I/3.
24 Ezherî Ebû Mansur, et-Tehzîb, el-Müessesetu’l-Mısriyyetu’l-Âmme, Mısır,
tsz., I/22.
25 Konu ile ilgili bkz. Akçakaya M. Ali, ‘el-Ezherî’nin Tehzîbu’l-Lüga Adlı Eserinin
Kelime İndeksi’ Mezuniyet Tezi, Danışman: Hüseyin Elmalı, İzmir, 1987.
26 Geniş bilgi için bkz. İkbâl Ahmed eş-Şerkâvî, a.g.e, s. 200.
27 İbn Sîde hakkında bkz., Moh. Ben Cheneb, İbn Sîde, İA,V, 807.
37 Bkz. Abdussemi’ Muhammed Ahmed, a.g.e, s. 59.
Nşr. Muhammed Abdulkâdir, Bulak, 1317, I, 372-404.
43 es-Sâlih Muhammed b. Ahmed, Takrîru’n ani’l-Müncid fi’l-Lügati ve’l-A’lâm,
Mecelletu’l-Buhûsu’l-İslâmiyye, 46/s. 243-250.
44 el-Yesûî Luyis Ma’luf, el-Müncid fi’l Lüğa vel ‘Alam, et-Tabatu’l-Katulikiyye, s.
617., 19. bsk., 1982, Lübnan.
45 Bkz. el-Bustânî Fuad Efram, el-Muncidu’l-Ebcedî, s. 1., I. Bsk., Dâru’l-
Meşrık, Beyrut, 1967.
46 Mesud Cübran, er-Râid, II. Bsk. s. 13., Beyrut, 1967.