FİİLİ MUZARİ MANSUB الفِعْلُ المُضارِعُ المَنصوبُ
Şu edatlar fiili muzaari’yi doğrudan nasb ederler: أنْ لَنْ كيْ إذَنْ
أنْ ) ( 1 ): Fiili muzarinin önüne gelerek onu nasb eder ve manasını mastara
çevirir.
أَرادَ الطالِبُ أَنْ يَقْرَأَ شيْئاً : Öğrenci bir şey okumak istedi.
يَجِبُ عَلَيْكَ أنْ تُساعِدَ الفُقَراءَ : Fakirlere yardım etmen gerekir.
أحبُّ أن أآافئَ المجتهدَ : Çalışkanı ödüllendirmek istiyorum.
لَنْ ) ( 2 ): Muzarinin manasını gelecek zamana çeviriri ve olumsuz yapar.
لَنْ أَآْذِبَ :Yalan söylemeyeceğim.
لَنْ يَسْتَنْكِفَ المَسِيحُ أنْ يَكونَ عَبْداً لِلّهِ : Mesih, Allah’a kul olmaktan
kaçınmaz! (Nisa,172)
لَنْ يَنْجَحَ الطالبُ الكَسْلانُ : Tembel öğrenci (asla) başaramaz.
لن أتهاونَ في واجباتي : Ödevlerimi (asla ) ihmal etmem!
كيْ ) ( 3 ) veya ( لِكَيْ ) : Sebep bildirir.
يَقْرَأُ الطالِبُ كيْ يَتَعَلّمَ : Öğrenci öğrenmek için okuyor.
أدرسُ آي أنجحَ :Başarılı olmak için okuyorum.
رَقَدْتُ على السرِيرِ لِكَي أَنامَ :Yatağa uyumak için uzandım.
إذَنْ) ( 4 ) : Cevap cümlesinin başında bulunmalıdır.
أنا سَأزورُكَ : ( Seni ziyaret edeceğim) diyene,
إذَنْ أآْرِمُكَ : ( öyleyse sana ikramda bulunurum) denilir.
قالَ الطّالبُ: سأدرسُ، فأجابَ المدرّسُ : إذنْ تنجحَ : ‘Okyacağım’ diyen
öğrenciye öğretmen, ‘öyleyse başarılı olursun’ dedi.
Diğer nasb harfleri: Bu harflerden sonra gizli bir ( أنْ ) olduğu kabul edilir.
Dolayısıyla bu harfler de muzariyi nasb ederler.
لِ ) – 1 ) – Lamu’t ta’liil: Sebep bildiren lam.
ذهَبْتُ لِأشاهِدَ المُبارةَ : Maçı izlemek için gittim.
جلَسْتُ لِأسْتَرِحَ : Dinlenmek için oturdum.
لِأَنْ ) ) şeklinde de gelebilir.
جلَسْتُ لِأن أسْتَرِحَ : Dinlenmek için oturdum.
طَبَخْنا اللحْمََ لِأَنْ نأآُلَ : Yemek için et pişirdik.
حَتّى ) – 2 ) : ta ki, -caya kadar, -den dolayı gibi anlamlarda kullanılır.
إصْبِرْ حَتّى تَدْخلَ الجَنّة : Sabırlı ol ki cennete giresin!
لا تتكَلّمْ حَتّى يأتيَ دَوْرُكَ : Sıran gelinceye kadar konuşma!
لِ) – 3 )- Lamu’l Cuhuud ( İnkâr lamı) : İsmin başında bulunduğunda
harfi cerdir. Olumsuz ( آانَ )’ nin haberinin başındaki muzariyi nasb eder.
ما آُنْتُ لِأَنْ أَآْتُمَ الحَقَ : Hiçbir zaman gerçeği gizlemem.
وما آانَ أللهُ لِيطْلِعَكُمْ على الغَيبِ : Allah sizi gayba muttali kılacak değildir!
(Al-i İmran, 179)
أَوْ ) – 4 ): Gizli ( أنْ ) ile muzariyi nasb eder. Atıf harfidir. Ancak إلاّ ve
إلى anlamında kullanılırsa muzariyi nasb eder.
يُعاقَبُ المُذْنِبُ أوْ يَتُوبَ : Günahkar cezalandırılır veya tevbe eder.
إسْتَمِعْ نُصْحَ الطبيبِ أوْ يَتِمَّ شِفاؤُكَ : İyileşinceye kadar doktorun tavsiyesini
dinle.
فَ) ) – Fau’s Sebebiye (Sebep bildiren fa): Olumsuzluk veya talepten
sonra gelirse nasb edebilir.
لَمْ يَقْرأ فَيَعْلَمَ : Okumadı ki bilsin.
لا تَكُنْ رَطْباً فَتُعْصَرَ و لا يابِساً فَتُكْسَرَ :Yaş olma sıkılırsın, kuru olma
kırılırsın.
و) – 5 ) – Vavu’l maiyye (Beraberlik vavı): Atıf harfidir.
Nefiy ve talepten sonra gelirse muzariyi nasb eder.
لا تَغْتَبْ الناسَ وتتحَدَّسَ عنْ إثْمِ الغِيْبةِ : Gıybetin günahından söz edip de
(kendin) halkı çekiştirme.
لا تأمُرْ بالصِّدقِ وَ تَكْذبْ : Doğruluğu emredip, kendin yalan söyleme!