Hz. Muhammedin Hayatı

Evs Ve Hazreç Hz. Muhammedin Hayatı

 

19. EVS VE HAZREÇ

 

Evs ve Hazrec
kabileleri kendileriyle birlikte Yesrib’de yaşayan bazı yahudi kabileleriyle
müttefiktiler. Fakat ara­larındaki ilişki çoğunlukla kötü duygularla örülmüştü.
Bu­nun nedeni ise tek tanrıcı Yahudilerin, Allah’ın seçilmiş kullan olarak, çok
tanrıcı Araplara güçlerinden dolayı saygı duymalarına rağmen bir kıskançlık
beslemeleriydi. Yahudiler sıkıntıya düştüklerinde ise şöyle diyorlardı
«Gönderilecek olan Peygamberin zamanı şimdidir. O bize geldiğinde biz sizi, Ad
ve irem1 kavimlerinin yerle bir edil­mesi gibi yok edeceğiz» Yahudi alimleri ve
kâhinler, Peygamber’in nereye geleceğini soranlara çoğunlukla Mekke ile aynı
yönde olan Yemen tarafını işaret ederlerdi. Bu ne­denle Yesribliler, Mekke’de
Peygamber olduğunu iddia eden bir adamın varolduğunu duyunca dikkat kesildiler;
getirdiği mesajın özelliklerini duyduklarında ise daha çok ilgi duydular, çünkü
onlar eskiden beri tek tanrıcı akide­ye aşinaydılar. Yahudiler, onlarla daha
iyi geçindikleri za­manlarda, onlara Tann’nin birliğini ve insanın esas amacı­nın
[1]»
olduğunu anlatırlar ve birlikte bu konuyu tartışır­lardı, öldükten sonra
dirilme fikri çoktanrıcı putperestler için kabul edilmesi zor bir konuydu. Bir
keresinde Yahudi alimlerinden biri bu konuyla İlgili olarak güneyi işaret
ederek, orada tekrar diriliş gerçeğini tasdik edip ispatlayacak bir peygamberin
geleceğini söylemişti.                            

Arapların Mekke’den
gelecek olan haberlere bu kadar dikkat etmeleri, dolaylı olarak,
Îbnu’l-Heyyebân adında Su­riye’den Yesrib’e göçmüş ve yağmur sularıyla vadiyi
bir­kaç kez kuraklıktan kurtarmış olan bir Yahudi’den kay­naklanıyordu. Bu
dindar adam, Peygamber (s.a.v.)’e ilk Vahy’in geldiği sıralarda Öldü. Öleceğini
anlayınca etra­fındakilere şöyle dedi: -Ey Yahudiler, beni ekmek ve şa­rabın
bol olduğu bir ülkeden açlık ve zorluk çekilen bu ül­keye getiren sebebi bir
düşünün?» «Sen daha iyi bilirsin-dediler. «Bu ülkeye, gelmesi yakın olan
Peygamber’i karşı­lamak için geldim. O bu ülkeye hicret edecek. Benim yaşa­mım
süresinde gönderileceğini ve benim de ona tabi ola­cağımı ümit ediyordum. Onun
size gelmesi yakındır»[2] ce­vabını
verdi. Bu sözler bazı Yahudi gençlerini çok etkile­di ve Peygamber (s.a.v.)
geldiğinde, Yahudi olmamasına rağmen onu kabul etmelerini sağladı.

Fakat genelde, Araplar
adamı tasdik ederken getirdi­ği mesajı kabul etmiyor, yahudiler ise mesajı
kabul ediyor, ancak yanlış adam olduğunu düşünüyorlardı. Çünkü Allah seçilmiş
milletten olmayan birini nasıl Peygamber gönderebilirdi? Bununla birlikte
hacılar Peygamberle ileili haberleri Yesrib’e ulaştırdığında, yahudiler kendilerinden
olmamasına rağmen bu haberlere ilgi duyuyor ve daha ay-nntılı bilgi
istiyorlardı. Yesrib Arapları bu ilgiyi farkettik-lerinde ve yahudi alimlerinin
ilgisinin daha çok mesajın monoteist olması üzerinde yoğunlaştığını
gördüklerinde, bu haberleri taşıyanlar gibi onlar da etkilenmekten kendileri­ni
alıkoyamadılar.

.Bunların yanısıra
Hazreçliler, şimdi bir Peygamber ol­duğunu iddia eden ve daha önce çocukken
annesiyle, son­raları da Suriye’ye giderken bir çok kez Yesrib’e uğramış, olan
bu adamla aralarında güçlü kan bağı olduğunun far­kındaydılar. Evs’e gelince,
onların ileri gelenlerinden biri, Ebu Kays, Hatice ve Varaka’nm halası olan bir
Mekke’li İle evlenmişti. Ebu Kays çoğunlukla Mekke’de, karısının ailesiyle
birlikte kalıyor ve Varaka’nm yeni Peygamber’le ilgili görüşüne katılıyordu.

Hacılar ve Mekke’yi
ziyaret edenlerin getirdiği haber­lerle desteklenen tüm bu faktörler, vadi
halkı üzerinde et­kisini göstermeye başladı. Fakat o an için asıl önemli olan
kendi iç sorunlarıydı. Bir Evs’li ve bir Hazreç’li arasında kan dökülmesiyle
biten çatışma, iki kabileden de bir çok boyun savaşa girmesine sebep oldu.
Hatta yahudiler bile bir tarafla müttefik oldular. Üç çatışma olmuştu, fakat bu
çatışmalar engelleyici olmaktan çok insanların kin ve 6c-alma duygularını
kabartmıştı. Diğerlerinden daha buyuk dördüncü bir çatışma kaçınılmaz
görünüyordu. Bu neden­le Evs’in ileri gelenleri Mekke’ye, Kureyşlüerden
Hazrec’e karşı yardım istemek üzere bir delege göndermeye karar verdiler»

Delegeler, Kureyş’ten
cevap beklerken Peygamber (s a.v.) onların yanlarına gitti ve geldikleri şeyden
daha gu-zel ve iyisini isteyip istemediklerini sordu. Bu daha iyinin ne
olabileceğini sordular; o da görevinden ve tebliğ etmek­le yükümlü olduğu
dinden bahsetti. Daha sonra onlara Kur’an’dan bir bölüm okudu. Bitirdiğinde
Muaz’ın oğlu îyas şöyle dedi: «Arkadaşlar, bu bizim geldiğimiz şeyden r?aha
iyidir». Fakat delegenin lideri yerden bir avuç toprak al;* i ve gencin yüzüne
atarak: «öyleyse, o senin olsun, ha­yatıma yemin ederim ki biz bundan başka bir
şey için geldik.» dedi. lyas sesini çıkarmadı ve Peygamber ts.a.v.) onların
yanından ayrıldı. Kureyş onlann yardım isteklerin ı geri çevirdi, onlar da
Medine’ye döndüler. Bundan kısa bir süre sonra îyas öldü, ölümünde yanında
olanlar onun Ölene kadar Allah’ın birliğine şehadet getirdiğini söyledi­ler. Bu
nedenle, O, islâm’a giren ilk Yesrib’ü olarak sayıla­bilir.

 

 



[1] Ad ve İrem, kendilerine gönderilen peygamberlere
uymayı reddettikleri için aniden helak olan Eski arap kavimleridir.

[2] I.I. 136.

 

İlgili Makaleler