Emsile
Arapçada Fiil ve İsim Kalıpları)
Not: Okumaya lütfen sağdan başlayınız!
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمٍ
| ||
نَصْرًا Mastar, mimsiz, müfred. Manası: Yardım etmek. | يَنْصُرُ Müzâri’ fiil, binası ma’lûm. Müfred, müzekker, gâib. Manası: Bir erkek, şimdiki hâlde veya gelecek zamanda yardım eder. | نَصَرَ Mâzi fiil, binası ma’lûm, müfred, gâib. Manası: Bir gâib erkek geçmiş zamanda yardım etti. |
لَمْ يَنْصُرْ Fiil-i müzâri’, cahd-ı mutlak, binası ma’lûm, müfred, müzekker, gâib. Manası: Bir gâib erkek geçmiş zamanda yardım etmedi. | وَذَاكَ مَنْصُورٌ İsm-i mef’ûl, müfred, müzekker. Manası: Yardım olunmuş bir erkek. | فَهُوَ نَاصِرٌ İsm-i fâil, müfred, müzekker. Manası: Yardım edici bir erkek. |
لَا يَنْصُرُ Fiil-i müzâri’, nefy-i İstikbâl (gelecek zamanın olumsuzu), binası ma’lûm, müfred, müzekker, gâib. Manası: Bir erkek gelecek zamanda yardım etmez. | مَا يَنْصُرُ Fiil-i müzâri’, nefy-i hâl (Şimdiki hâlin olumsuzu), binası ma’lûm, müfred, müzekker gâib. Manası: Bir erkek şimdiki hâlde yardım etmez. | لَمَّا يَنْصُرْ Fiil-i müzâri’, cahd-ı müstağrak, binası ma’lûm, müfred, müzekker, gâib. Manası: Bir gâib erkek geçmiş zamanın tümünde yardım etmedi. |
لَا يَنْصُرْ Nehy-i gâib, binası ma’lûm, müfred, müzekker, gâib. Manası: Bir gâib erkek gelecek zamanda yardım etmesin. | لِيَنْصُرْ Emr-i gâib, binası ma’lûm, müfred, müzekker, gâib. Manası: Bir gâib erkek gelecek zamanda yardım etsin. | لَنْ يَنْصُرَ Fiil-i müzâri’, te’kîd-i nefy-i istikbâl (gelecek zamanın pekiştirilmiş olumsuzu), binası ma’lûm, müfred, müzekker, gâib. Manası: Bir gâib erkek gelecek zamanda elbette yardım etmez. |
مَنْصَرٌ İsm-i zaman, ism-i mekân, masdar-ı mimi : Manası: Yardım edecek zaman, yardım edecek mekân, yardım etmek. | لَاتَنْصُرْ Nehy-i hâzır, binası ma’lûm, müfred, müzekker, muhâtab. Manası: Sen bir hâzır erkek gelecek zamanda yardım etme. | اُنْصُرْ Emr-i hâzır, binası ma’lûm, müfred, müzekker, muhâtab. Manası: Sen bir hâzır erkek gelecek zamanda yardım et. |
نِصْرَةً Masdar-ı binâ-i nev’ (Bir çeşit oluş bildiren masdar), müfred. Manası: Bir çeşit yardım etmek. | نَصْرَةً Masdar-ı binâ-i merre (Bir kere oluş bildiren masdar), müfred. Manası: Bir kere yardım etmek. | مِنْصَرٌ İsm-i âlet. Manası: yardım edecek âlet. |
نَصَّارٌ Mübalağalı ism-i fâil, müfred, müzekker. Manası: Mübalağa ile yardım edici bir erkek. | نَصْرِيٌّ İsm-i mensûb, müfred, müzekker. Manası: Yardım etmeğe mensûb bir erkek. | نُصَيْرٌ İsm-i tasgîr (Küçültme ismi), müfred, müzekker. Manası: Yardım etmecik bir erkek. |
وَاَنْصِرْبِهِ Fiil-i taaccüb-i sâni, müfred, müzekker, gâib. Manası: Bir gâib erkek ona ne aceb (= ne tuhaf) yardım etti. (Amma da yardım etti.) | مَا اَنْصَرُهُ Fiil-i taaccüb-i evvel, müfred, müzekker, gâib. Manası: Bir gâib erkek ona aceb (= tuhaf) yardım etti. (veya amma yardım etti.) | اَنْصَرُ İsm-i tafdîl, müfred, müzekker. Manası: Daha çok yardım edici bir erkek. |
Not : Emsile’de geçen bazı kelimelerin kısa açıklamaları:
Mâzi : Geçmiş zaman.
Müzâri’, : Şimdiki hâl veya geniş zaman.
Bina : Fiilin yapısı.
Ma’lûm : Fâili bilinen (etken fiil).
Meçhûl, : Fâili bilinmeyen (edilgen fiil).
Müfred : Tekil.
Tensiye (veya müsenna) : İkil.
Cemi’ : Çoğul.
Müzekker : Erkek.
Müennes : Dişi.
Gâib : Karşımızda bulunmayan (erkek).
Gâibe : Karşımızda bulunmayan (dişi).
Muhâtab : Karşımızda bulunan (erkek).
Muhâtaba : Karşımızda bulunan (dişi).
Mütekellim : Konuşan, sözü söyleyen.
Nefs-i mütekellim vahde’ : Sadece konuşanın kendisi (birinci tekil şahıs).
Nefs-i mütekellim ma’a’l-gayri, başkasıyla beraber konuşanın kendisi (yani birinci ikil ve çoğul şahıs). ]Nefs-i mütekellim ma’a’l-gayri : Tensiye ve cemi’, müzekker ve müennes için ortaklaşa kullanılır.[
Cahd-ı mutlak ve Cahd-ı müstağrak, Arapça gramerinde, (mâzi manalı) olumsuz geniş zaman kipleridir. Cahd : İnkâr etmek.
“Mâzi Fiil”in Ma’lûmunun Çekimine Örnekler :
Cemi’ (= Çoğul) Tesniye (= ikili) Müfred (=tekil)
نَصَرُوا Fiil-i mâzi, binası ma’lûm, cemi’, müzekker, gâib. Manası: Cemi’ gâib erkek geçmiş zamanda yardım ettiler. | نَصَرَا Fiil-i mâzi, binası ma’lûm, tesniye, müzekker, gâib. Manası: İki gâib erkek geçmiş zamanda yardım ettiler. | نَصَرَ Fiil-i mâzi, binası ma’lûm, müfred, müzekker, gâib. Manası: Bir gâib erkek geçmişte yardım etti. |
نَصَرْنَ Fiil-i mâzi, binası ma’lûm, cemi’, müennes, gâibe. Manası: Cemi’ gâibe kadınlar geçmiş zamanda yardım ettiler. | نَصَرَتَا Fiil-i mâzi, binası ma’lûm, tesniye, müennes, gâibe. Manası: İki gâibe kadın geçmiş zamanda yardım ettiler. | نَصَرَتْ Fiil-i mâzi, binası ma’lûm, müfred, müennes, gâibe. Manası: Bir gâibe kadın geçmiş zamanda yardım etti.
|
نَصَرْتُمْ Fiil-i mâzi, binası ma’lûm, cemi’, müzekker, muhâtab. Manası: Siz cemi’ hâzır erkekler geçmiş zamanda yardım ettiniz. | نَصَرْتُمَا Fiil-i mâzi, binası ma’lûm, tesniye, müzekker, muhâtab. Manası: Siz iki hâzır erkek geçmiş zamanda yardım ettiniz. | نَصَرْتَ Fiil-i mâzi, binası ma’lûm, müfred, müzekker, muhâtab. Manası: Sen bir hâzır erkek geçmiş zamanda yardım ettin. |
نَصَرْتُنَّ Fiil-i mâzi, binası ma’lûm, cemi’, müennes, muhâtaba. Manası: Siz cemi’ hâzır kadınlar geçmiş zamanda yardım ettiniz. | نَصَرْتُمَا Fiil-i mâzi, binası ma’lûm, tesniye, müennes, muhâtaba. Manası: Siz iki hâzır kadın geçmiş zamanda yardım ettiniz. | نَصَرْتِ Fiil-i mâzi, binası ma’lûm, müfred, müennes, muhâtaba. Manası: Sen bir hâzır kadın geçmiş zamanda yardım ettin. |
نَصَرْنَا ]Cemi’ ve tesniyesi aynıdır[.
| نَصَرْنَا Fiil-i mâzi, binası ma’lûm, nefs-i mütekellim maal-gayri (= başkasıyla beraber konuşanın kendisi). Manası: Biz geçmiş zamanda yardım ettik | نَصَرْتُ Fiil-i mâzi, binası ma’lûm, nefs-i mütekellim vahde (= sadece konuşanın kendisi). Manası: Ben geçmiş zamanda yardım ettim. |