Bu eserin sahibi İsmail b. Ahmed el-Cevherî (ö.
393/1001)’dir28. Türk asıllıdır29. Esere kısaca es-Sihâh’da denilmektedir.
Bu isimle adlandırılmasının bir sebebi de seçilmiş olan
kelimelerin sahih ve güvenilir olmasıdır. Müellif, eserin mukaddimesinde
bu mevzu ile alakalı olarak ‘sahih olan Arap lügatını
toplamış olduğunu’ vurgular30.
el-Cevherî Farab’da dünyaya gelmiş, İran’a, Ceziretu’l-Arab,
Suriye ve Mısır’a seyahat ettikten sonra Horasan’a dönmüş ve
son olarak Nisabur’da ikamet etmiştir.
Bu sözlük İslam dünyasındaki en önemli sözlüklerden biri
kabul edilir.
Eser kelimelerin son harfleri esas alınarak alfabetik düzende
tertip edilen bir sözlüktür. Müellif kelimenin son harfleri müşterek
olan kelimeleri toplayarak alfabetik sıralamaya tabi tutmuş,
daha sonra bu kelimelerin birinci harflerini alfabetik sıraya göre
tertip etmiştir. Bu şekliyle son harfe ‘bâb’, bu bablar içinde yer
alan kelimelerin başladığı birinci harfe ise ‘fasl’ demiştir. Bu tertibe
göre örneğin ( ذَهَبَ) kelimesini araştıracak olan okuyucu bu
kelimeyi önce ‘bâ’ babından arayacak, ardından alfabetik sıralamaya
göre ‘zâ’ faslından bulacaktır.
el-Cevherî hecâ harflerinden her birisi için özel bir bâb ayırmıştır.
( و)harfi ile ( ي) harflerini ise bir babta toplamıştır.( ه) harfini
( و) harfinden önceye almıştır. Kitabını ‘elif-i leyyine’ yani ( (و
28 el-Hamevî Yakût, Mu’cemu’l-Buldân, Leipzig, 1868, III/733.
29 ez-Zehebî Şemsuddin, el-İber fî Haberi Men Gaber, Kuveyt, 1961.
30 el-Cevherî İsmail b. Hammad, es-Sıhah, Beyrut, 1972, II. Bsk. I/33.
Ali Cüneyt EREN
Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, IX (2009), sayı: 1
veya ( و)’den munkalib olmayan ‘elif’le bitirmiştir. Fasıllarda düzenli
olmasa da sık sık ikili üçlü veya dörtlü kelimeleri zikretmektedir.
Rubâi ve humâsilerin ikinci, üçüncü ve dördüncü harflerini
dikkate almıştır. Sözlüğünün bir diğer önem arz eden farklılığı
da kelimelerin harekelerini ( بالكسر/ بالضم / بالتشديد/ بالتحريك) gibi
ifadeleriyle vermiş olmasıdır.
Sözlüğü bir diğer özelliği de sarf ve nahiv meselelerine temas
ediyor olmasıdır.
el-Cevherî’nin kendi ifadesiyle ‘daha önce görülmemiş’ bu sisteme
başvurmasının sebebi hakkında bazı tahliller yapılmıştır.
Bazıları bunun sebebinin şair ve yazarlara kolaylık sağlayacağı
görüşündedir. Zira yazarlar seci’e, şairler de kafiyelere önem verirler.
Dolayısıyla kelimelerin son harfleri esas alınarak tertip edilen
böylesi bir sözlük onlar için oldukça önem arz edecektir. Kanaatimize
göre el-Cevherî’nin tercih etmiş olduğu bu üslub,
lügattan daha kolay istifade edilebilmesi için konulmuştur. Zira
Arapça’da sözcüklerin vezinleri ( فعل) yapısı ile karşılanır. Kelimede
değişikliğe uğramayan tek harf sondaki lâm’dır.
Bu eserin çeşitli baskıları yapılmıştır. Tahkikli ilk baskısı
Ahmed Abdulğâfûr Attâr tarafından 1956 senesinde Kahire’de
yapılmış, daha sonra değişik tarihlerde Beyrut’ta yayınlanmıştır.
Eserin 1979 senesinde Beyrut’da yapılan 2. baskısında ‘es-Sıhah:
Tâcu’l-Lüga ve Sıhahu’l-Arabiyye’ şeklinde geçmektedir.
Bu eser Mehmet Vânî (ö. 1000/1591) tarafından ‘Vankuli
Lügatı’ ismiyle Türkçe’ye de çevrilmiştir. Eser İbrahim Müteferrika
tarafından 1141 senesinde basılmıştır.
Ali Cüneyt EREN•