Kâde, Kerube ve Diğer Nakıs Filler
وَ كَادَ وَ خَبَرُهُ غَالِبًا مُضَارِغٌ بِلاَ أَنْ، نَحْوُ؛ كَادَ زَيْدٌ يَخْرُجُ. وَ قَدْ يَكُونُ مَعَ أَنْ. وَ كَرُبَ وَ هُوَ مِثْلُ كَادَ فِي وَجْهَيْنِ وَ هَلْهَلَ وَ طَفِقَ وَ أَخَذَ وَ اَنْشَأَ وَ اَقْبَلَ وَ هَبَّ وَ جَعَلَ وَ عَلِقَ وَ اَخْبَارُهَا الْفِعْلُ الْمُضَارِعُ بِلاَ أَنْ.
وَ كَادَ ve kâde “yakın oldu, neredeyse oldu” manasındadır. وَ خَبَرُهُ ve bu kâde nakıs fiilinin haberi غَالِبًا genellikle, مُضَارِغٌ muzaridir, بِلاَ أَنْ en-i masdariyyesiz. نَحْوُ misali şu şekildedir; كَادَ زَيْدٌ يَخْرُجُ “Zeyd az kalsın çıkacaktı, Zeyd çıkmaya yakın oldu” gibidir. وَ قَدْ يَكُونُ bazen muzari fiil olur, مَعَ أَنْen-i masdariyye ile birlikte, buna misal; كَادَ زَيْدٌ أَنْ يَكْتُبَ “Zeyd neredeyse yazacaktı, yazıyordu” gibidir. وَ كَرُبَ ve kerebe “yakın oldu, neredeyse oldu” manasındadır. وَ هُوَ ve o kerebe fiili, مِثْلُ كَادَ tıpkı kâde gibidir. Bu temessül فِي وَجْهَيْنِ iki vech hakkındadır; bu da muzari fiillerinin başlarına en-i masdariyye gelip gelmemesi konusudur. وَ هَلْهَلَ ve “yakın oldu, az kalsın oluyordu”, وَ طَفِقَ “… olmaya başladı”, وَ أَخَذَ “… olmaya başladı”, وَ اَنْشَأَ “… olmaya başladı”, وَ اَقْبَلَ “… olmaya başladı”, وَ هَبَّ “… olmaya başladı”, وَ جَعَلَ “… olmaya başladı”, وَ عَلِقَ “… olmaya başladı”, وَ اَخْبَارُهَا ve bu sayılan nakıs fiillerin haberleri, الْفِعْلُ الْمُضَارِعُ muzari fiildir ama بِلاَ أَنْ en-i masdariyyesiz.
Metnin Toplu Manası; Nakıs fiillerden كَادَ fiiline gelince; Bu nakıs fiilin haberi genellikle en-i masdariyyesiz muzari fiildir. Misal; كَادَ زَيْدٌ يَخْرُجُ gibidir. كَادَ nakıs fiilinin haberi olan muzari fiilin başına bazen en-i masdariyye gelebilir. Ve كَرُبَ fiiline gelince; Bu nakıs fiil, haberinin başına en-i masdariyye alıp almaması konusunda كَادَ fiilinin benzeridir. Diğer nakıs fiillere gelince; هَلْهَلَ ve طَفِقَ ve أَخَذَ ve اَنْشَأَ ve اَقْبَلَ ve هَبَّ ve عَلِقَ gibidir ve bu nakıs fiillerin haberleri en-i masdariyyesiz muzari fiildir.