Hadis Usulü

Izdırap Türleri Hadis Usulü Online Oku


Izdırap Türleri:

 


1) İsnadda Izdırap:

 

Suyûtî’nin Tedrîb’te senetteki ızdırabla ilgili
kaydettiği örneklerden biri şudur: Ebu İshâk vasıtasıyla Ebu Bekir’den rivâyet
edildiğine göre bir gün Hz. Peygambere:

“Ya Rasûlullah! Seni yaşlanmış görüyorum”
deyince, Rasulullah şöyle buyurdu:

Beni, Hûd ve ona benzer sûreler
ihtiyarlattı”

Bu hadîs, sadece Ebu İshak es-Sebî’i vasıtasıyla
rivâyet edilmiş olmakla beraber, hadîsin birbirine muhalif on kadar isnadı
vardır. Sözgelimi bazı isnadlar rivâyeti, Ebu Bekir’in, bazıları Saîd İbnu Ebî
Vakkas’ın, bazıları ise Hz. Aişe (radıyallahu anhüm ecmain)’nin müsnedi olarak
gösterirken, bazıları da irsal eder. Rivayetlerin hepsinde de raviler güvenilir
oldukları için bunlar arasında bir tercih imkânı bulunmadığından hadisin
muzdarib olduğuna hükmedilmiştir.

[1]

Ebu Davud ve İbn Mace, İsmail b. Uleyye –Ebu Amr
b. Muhammed b. Hureys-Dedesi Hureys-Ebu Hureyre isnadıyla şöyle bir hadis
rivayet ederler:


“Biriniz namaz kılacağı vakit karşısına (sütre
olarak) bir şey koysun. (Koyacak bir şey) bulamazsa bir deynek diksin, onu da
bulamazsa –hiç değilse- bir çizgi çeksin. Ondan sonra önünden geçen artık onun
namazına zarar vermez.”

Bu hadisin ravisi İsmail ve senetteki Hureys
üzerinde ihtilaf edilmiştir. Her muhaddis bunlar için ayrı bir şey söylemiştir.
Bunları birleştirmek; aralarında bir tercih yapmak imkânı yoktur. Bu yüzden bu
hadis muztaribdir.[2]  

Hadisin çeşitli rivayetleri çatıştığı zaman,
onun hakkında bir karara varabilmek için, râvilerin durumları incelenir.
Tenkid’e uğramış bir râvi ile hakkında muhalefetin vuku bulunmadığı râvi aynı
seviyede olmadığından, doğal olarak, hakkında ihtilaf edilmeyen ravinin rivayeti
sahih kabul edilir ve hadis muztarıb olmaktan çıkar. Ancak râviler birbirine
denk olursa, muhtelif rivayetlerin hangisinin sahih olduğuna karar
verilemeyeceği için, hadis zayıf olmuş olur. Birbirine muhalif rivayetlerin
sıhhat bakımından birbirine denk oluşu, ile zayıflık bakımından denk oluşu
arasında bir fark yoktur. Zira her iki durumda da birini diğerine tercih etmek
için bir yol bulunmamaktadır.[3]

 



 




[1]

İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/122-123;
Talat Koçyiğit, Hadis İstılahları, Ankara 1980, 176; Suphi es-Salih, a.g.e.,
157; Talat Koçyiğit, Mücteba Uğur, İ. Hakkı Ünal, İmam-Hatib Liseleri İçin
Hadis Usulü, 12. sınıf: 21.



[2]

Talat Koçyiğit, Mücteba Uğur, İ. Hakkı Ünal, İmam-Hatib Liseleri İçin Hadis
Usulü, 12. sınıf: 20-21.



[3]

Suphi es-Salih, a.g.e., 158.

İlgili Makaleler