( مَا) lafzının Görevleri Hakkında derlenen genel bilgiler :
(1) İstifhamiye olarak görev yapar, (2) Şart edatı olarak görev yapar, (3) Mevsul olarak görev yapar, (4) Müfret ile sıfatlanarak mevsuf olarak görev yapar, (5) Cümle ile sıfatlanarak mevsuf olarak görev yapar, (6) Sıfat olarak görev yapar. (7) Sıla’ya, sıfata ve âid zamirine ihtiyaç duymayan tam isim olarak görev yapar. Örnek 2/271
( … إِنْ تُبْدُوا الصَّدَقَاتِ فَنِعِمَّا هِيَ ) “Eğer sadakaları aşikâr olarak verirseniz o ne iyi şeydir.”
Ayeti Kerimesindeki ( مَا ) “şey” mânasında mahallen merfu fâildir ve cümlenin anlamı ;
( نِعْمَ شَيْئاً هِيَ ) veya ( نِعْمَ الشَيْءُ هِيَ ) “o ne iyi şeydir”
( لَيْسَ) ye benzetilen ( مَا) ‘nın ismi, kendisine haberinin isnad edildiği şeydir :
( لَيْسَ ) ye benzetilen ( مَا )‘nın ismi, REF mahallinde ve ( مَا )‘nın haberi NASB mahallindedir. Çünkü ( مَا ) HÂL’i nefy için gelir, ismi nefy etmez. Örnek : 2/8 ( وَمَا هُمْ بِمُؤْمِنِينَ ) Ayeti Kerimesinde “leyse” ye benzeyen “mâ” gelmesiyle, olumsuzluğun geçici ve bilinçsizce olduğunu bildirir. Eskiden bizim nesile “Amentüyü ezberleyene ve inanarak söyleyene mü’min denir.” diye öğretmişlerdi. Mü’min olmanın bu kadar kolay olmadığını çok sonra anladım.
( لَيْسَ ) ye benzetilen ( مَا ) ‘nın isminin hükmü, mübtedanın hükmü gibidir. ( مَا )‘nın haberinin hükmü de, haberin hükmü gibidir
.
( لَيْسَ ) ye benzetilen ( مَا ) hareke değişikliği yapabilmesi için dört şart vardır ;
(1) ( مَا )‘nın haberinin önce gelmemesi şarttır. (2) Olumsuzluğunun ( إِلاَّ ) ile bozulmaması şarttır. Aksi halde “değil” anlamı verir. (3) Haberinden önce zâid, ( بِ ) gelebilir. Ancak, Kur’an-ı Kerim’de zâid harf-i cer yoktur. (4) ( مَا )‘nın isim cümlesinin başında gelmesi şarttır. Şayet ( مَا ) cümle ortasında gelirse, “ne / şey” anlamını verir ve sonraki kelimeyle birlikte anlam kazanır.
Örnek 59/18 : ( …وَ لْتَنْظُرْ نَفْسٌ مَا قَدَّمَتْ لِغَدٍ …) “ve nefis, yarın için takdim ettiği şeye baksın / ne takdim ettiğine baksın.”
81/25 : ( وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَيْطَانٍ رَجِيمٍ ) “O kovulmuş şeytanın sözü değildir.” Ayet-i Kerimesinin i’râbı : ( وَ ) : Atıf harfidir. ( مَا ) : Nefiy harfi, ( لَيْسَ ) gibi amel eder. ( هُوَ ) : Munfasıl zamiri, ( مَا )‘nın ismidir ve REF mahallindedir. ( بِ ) : Harficer. ( قَوْلِ ) : muzaf ve ( مَا )‘nın haberi olup lafzan mecrur ve mahallen mansub’tur. ( شَيْطَانٍ ) : muzafun ileyh, mecrur ve mevsûf’dur. ( رَجِيمٍ ) : sıfat ve mecrur’dur.
Âvamil,117 (مَا اللهُ تَعَالَى مُتَمَكِّناً بِمَكَانٍ) “Ellah’u Teala bir mekanda yerleşici değildir.” 1) Lafzen merfu olan ( اللهُ ), “mâ” lafzının ismi ve lafzen mensub olan ( مُتَمَكِّناً ), “mâ” lafzının haberidir. 2) Fâili, ( مُتَمَكِّناً ) ismine raci olan, tahtında müstetir ( هُوَ ) zamiridir.
Hud, 11/84 hk’da : مَا لَكُمْ مِنْ “sizin için yoktur” anlamında bir kalıptır.
( لَيْسَ) ye benzetilen ( لاَ) ‘nın ismi, kendisine haberinin isnad edildiği şeydir. Örnek :
Âvamil,117 (لاَ شَيْئٌ مُشَابِهاً لِلهِ تَعَالَى) “Hiç bir şey Ellah’u Teala’ya benzeyici değildir.”
( شَيْئٌ ), lafzı ( لاَ)’nın ismi ve ( مُشَابِهاً ), ise haberidir. ( لَيْسَ) ye benzetilen ( لاَ)’nın isminin hükmü, mübtedanın hükmü gibidir. Haberi de mübtedanın haberi gibidir.
İsim cümlesi üzerinde hareke değişikliği yapabilmesi için, (1) haberinin önce gelmemesi, (2) olumsuzluğunun ( إِلاَّ ) ile bozulmaması, (3) isminin ve haberini nekre olması, (4) kendisinden sonra zâid ( إِنْ) gelmemesi, (5) ismi ile arasında yabancı bir kelime bulunmaması şarttır. Aksi halde ismini REF ve haberi NASB etmez, yalnız olumsuzluğu (değil anlamı) kalır.