23 30 Mart Bediüzzaman Said Nursî Haftası dolayısıyla Kahramanmaraş Yeni Asya Gazetesi Temsilciliği tarafından düzenlenen panelde Bediüzzaman Said Nursînin milliyet anlayışı anlatıldı.
Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezinde düzenlenen ve Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi( KSÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Hamdi Aydının yönettiği panele, Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Müdürü Kâzım Güleçyüz ve Eğitimci-Yazar H. İbrahim Akgünler konuşmacı olarak katıldılar.
Panelin açış konuşmasını yapan Yeni Asya Gazetesi Kahramanmaraş Temsilcisi Mehmet Diken, Kurânın ifade ettiği manalar gösteriyor ki, İslâmın telkin ettiği kardeşlik, insanın kendi milliyetine ve ırkına muhabbet taşıması, diğerlerine düşmanlık beslemesine sebep teşkil etmiyor. Bu ölçüler dışındaki fikir ve ideolojilerin, son yüzyılımızda 1. ve 2. Cihan Savaşlarına yol açtığına, Ortadoğuyu ve kıtaları kan gölü hâline getirdiğine şahit olduk ve hâlen de oluyoruz. Bediüzzamanın, tüm insanlığın huzur ve saadeti için sunduğu Kurânî pusulalara, devletlerin ve milletlerin ne kadar ihtiyacı olduğunu görüyoruz dedi.
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ
Kâzım Güleçyüz, Kahramanmaraşın simgelerinden Sütçü İmamı rahmetle anarak başladığı konuşmasında Çanakkale Şehitliğine bakıldığında, o zamanki Osmanlı coğrafyasının her köşesinden gelen askerlerle birlikte savaşıldığına dikkat çekerek, Osmanlıdaki milliyet anlayışı böyleydi. Kişinin milliyetine bakmaksızın, Osmanlı sınırları dahilindeki herkes vatandaştı. Aralarında ayrım yapılmazdı. Fakat İttihat ve Terakki iktidarı ile başlayıp Cumhuriyetin kuruluşu ile devam eden süreçte, Türkçülük öne çıkarıldı. Daha sonra Ne mutlu Türküm diyene sözüne karşı çıkanlara neredeyse düşman gözüyle bakılmaya başlandı. Oysa Peygamberimiz Veda Hutbesinde Arabın Arap olmayana üstünlüğü olmadığını, üstünlüğün ancak takva ile olduğunu söylüyor. Milletimiz yalnız İslamiyettir diyen Bediüzzaman da Kürtlerle Türklerin kardeş olduğunu vurguluyor ifadelerini kullandı.
Tek parti rejimiyle yola çıkan cumhuriyetin başından itibaren gerçekleştirilen devrimlerle dinî ve manevî hayat üzerinde büyük tahribat yapıldığını ifade eden Güleçyüz, şapka inkılâbı, tevhid-i tedrisat, alfabenin değişimi, ezanın Türkçe okutulması gibi uygulamaların dindar halkta büyük hayal kırıklığı uyandırdığını söyledi.
Güleçyüz, Türkiyenin yaşamakta olduğu terör hadisesini yorumlarken, Devlet demokratikleşemediği için halkını dışladı. Cumhuriyetin ilânının ardından millete dayatılan devrim kanunları ile milliyetçilik ve katı laiklik anlayışı geniş halk kitlelerini devlete küstürdü. Oysa milletimiz İslâm kardeşliği çatısı altında asırlarca barış ve huzur içinde birlikte yaşıyordu. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren derinleştirilen manevî boşluğa ilaveten antidemokratik ve hukuk dışı devlet uygulamaları sonraki yıllarda terör hadisesinin ortaya çıkmasına uygun zemini hazırladı diye konuştu.
IRKÇILIK YERİNE DİN KARDEŞLİĞİ
H. İbrahim Akgünler ise, Bediüzzaman Said Nursînin fikirlerinin maya gibi olduğunu belirterek, Bu tür anma toplantılarındaki manevi hava da adeta her yere yayılarak mayalanır. Bediüzzamanın fikirleri artık dünyanın her yerinde itibar görüyor. Üzerinde düşünülüyor. Bediüzzaman, menfi ve müspet olmak üzere medeniyetleri ikiye ayırıyor. Avrupanın şimdiye kadarki olan medeniyeti menfi medeniyettir. Menfi medeniyette; kuvvetli olan haklıdır, menfaat öne çıkar, heva ve heves tahrik edilir. Akifin tabiriyle bir nevi Tek dişi kalmış canavar. Bu medeniyet, iki dünya savaşını sonuç verdi. 2. Dünya Savaşında 70 milyon insan öldü. Osmanlıyı bölen ırkçılıktır. Avrupadan gelen milliyetçilik cereyanları bizi parçaladı. Müspet medeniyette ise; hak öne çıkar, kanun hâkimiyeti var, yardımlaşma asıldır, ırkçılık yerine din birliğini ve kardeşliğini öne sürer, Allahın rızasını hedef alır şeklinde konuştu.
Güleçyüz, panelden sonra kitaplarını imzaladı, okuyucularla sohbet etti. Panele çevre il ve ilçelerin yoğun bir katılımı olduğu da gözlendi.
RAMAZAN AYDIN
SELİM ORHAN KEÇE
KAHRAMANMARAŞ