41 | “Ve es’elüke biesmâike | Ey dilediği kullarının günahlarını bağışlayan Ğâfir, | |
Yâ Ğâfır | Ey ayıp ve kusurları örten Sâtir, | ||
Yâ Sâtir | Ey düşmanlarını mağlup eden Kâhir, | ||
Yâ Kahir | Ey her şeye gücü yeten Kâdir, | ||
Yâ Kadir | Ey bütün mahlûkatının hallerini gören Nâzır, | ||
Yâ Nazır | Ey bütün mahlûkatı yoktan var eden Fâtır, | ||
Yâ Fâtır | Ey kendisine yapılan ibadet ve şükürlere bol mükafat veren Şâkir, | ||
Yâ Şâkir | Ey kendisini zikredenleri yâd eden Zâkir, | ||
Yâ Zâkir | Ey dostlarına yardım eden Nâsır, | ||
Yâ Nâsır | Ey dilediğini zorla yaptıran Câbir, | ||
Yâ Câbir | Sen bütün kusur ve noksan sıfatlardan münezzehsin, | ||
Sübhâneke yâ lâ ilahe illâ ente’l-emâ-ne`l-emâne ecirnâ mine’n-nâr.” | Senden başka İlah yok ki bize imdat etsin. | ||
Emân ver bize, emân diliyoruz. Bizi Cehennemden kurtar. | |||
42 | “Yâ Men hüve fi’l-berri ve’l-bahri sebîlüh | Ey karada ve denizde yolu olan, | |
Yâ Men hüve fi’l-âfaki âyâtüh | Ey dış âlemde âyetleri bulunan, | ||
Yâ Men hüve fi’l-âyâti bürhânüh | Ey âyetlerinde delili olan, | ||
Yâ Men hüve fı’l-memâti kudratüh | Ey ölümlerde kudreti tecelli eden, | ||
Yâ Men hüve fı’l-kubûri ‘izzetüh | Ey kabirlerde izzeti olan, | ||
Yâ Men hüve fı’l-kıyâmeti milketüh | Ey kıyamette saltanatı olan, | ||
Yâ Men hüve fı’l-hisâbi heybetüh | Ey hesapta heybeti olan, | ||
Yâ Men hüve fı’l-mîzâni kadâüh | Ey mizanda hükmü olan, | ||
Yâ Men hüve fi’l-cenneti rahmetüh | Ey Cennette rahmeti olan, | ||
Yâ Men hüve fı’n-nâri ‘azâbüh | Ey ateşte azabı olan, | ||
Sübhâneke yâ lâ ilahe illâ ente’l-emâ-ne’l-emâne ecirnâ mine’n-nâr.” | Sen bütün kusur ve noksan sıfatlardan münezzehsin, | ||
Senden başka İlah yok ki bize imdat etsin. | |||
Emân ver bize, emân diliyoruz. Bizi Cehennemden kurtar. | |||
43 | “Yâ Men hüve ileyhi yehrabü’l-hâifûn | Ey korkanların kendisine kaçtığı, | |
Yâ Men hüve ileyhi yefze’u’l-müznibûn | Ey günahkârların kendisine sığındığı, | ||
Yâ Men hüve ileyhi yaksıdü’l-münîbûn | Ey tövbe edenlerin kendisine yöneldiği, | ||
Yâ Men hüve ileyhi yelceü’l-‘âsûn | Ey asilerin kendisine iltica ettiği, | ||
Yâ Men hüve ileyhi yerğabü’z-zâhidûn | Ey zâhidlerin kendisine rağbet ettiği, | ||
Yâ Men hüve fîhi yatme’u’l-hâtıûn | Ey hatalıların kendisinden ümit beslediği, | ||
Yâ Men hüve yeste’nisü bihi’l-mürîdûn | Ey kendisini arzulayanların onunla ünsiyet bulduğu, | ||
Yâ Men hüve yeftehiru bihi’l-muhsinûn | Ey iyilik yapanların kendisiyle iftihar ettiği, | ||
Yâ men hüve ‘aleyhi yetevekkelü’l-mütevekkilun | Ey tevekkül edenlerin kendisine güvendiği, | ||
Yâ men hüve yeskünü bihi’l-mûkınûn | Ey kuvvetli iman edenlerin kendisiyle huzur bulduğu, | ||
Sübhâneke yâ lâ ilahe illâ ente’l-emâ-ne’l-emâne ecirnâ mine’n-nâr.” | Sen bütün kusur ve noksan sıfatlardan münezzehsin, | ||
Senden başka İlah yok ki bize imdat etsin. | |||
Emân ver bize, emân diliyoruz. Bizi Cehennemden kurtar. | |||
44 | “Yâ Ekrabe min külli karîb | Ey bütün yakınlardan daha yakın, | |
Yâ Ehabbe miri külli habîb | Ey bütün sevilenlerden daha sevgili, | ||
Yâ A’zame min külli ‘azîm | Ey bütün büyüklerden daha büyük, | ||
Yâ E’azze min külli ‘azîz | Ey bütün izzet sahiplerinden daha aziz, | ||
Yâ Ekvâ min külli kaviyy | Ey bütün kuvvetlilerden daha kuvvetli, | ||
Yâ Ağnâ min külli ğaniyy | Ey bütün zenginlerden daha zengin, | ||
Yâ Ecvede min külli cevâd | Ey bütün cömertlerden daha cömert, | ||
Yâ Er’efe min külli raûf | Ey bütün şefkatlilerden daha şefkatli, | ||
Yâ Erhame min külli rahîm | Ey bütün merhametlilerden daha merhametli, | ||
Yâ Ecelle min külli celîl | Ey bütün yücelerden daha yüce, | ||
Sübhâneke yâ lâ ilahe illâ ente’l-emâ-ne’l-emâne ecirnâ mine’n-nâr.” | Sen bütün kusur ve noksan sıfatlardan münezzehsin, | ||
Senden başka İlah yok ki bize imdat etsin. | |||
Emân ver bize, emân diliyoruz. Bizi Cehennemden kurtar. | |||
45 | “Ve es’elüke biesmâike | Ey herşeye herşeyden daha yakın olan Karîb, | |
Karîb | Ey bütün mahlûkatını gözetleyen Rakîb, | ||
Yâ Rakîb | Ey müminlerin sevgilisi olan Habîb, | ||
Yâ Habîb | Ey kullarının dualarına cevap veren Mücîb, | ||
Yâ Mücîb | Ey kullarının bütün fiillerinin hesabını gören Hasîb, | ||
Yâ Hasîb | Ey bütün dertlere deva veren Tabîb, | ||
Yâ Tabîb | Ey her şeyi bütün incelikleriyle gören Basîr, | ||
Yâ Basîr | Ey her şeyden haberdar olan Habîr, | ||
Yâ Habîr | Ey her şeyi nuruyla aydınlatan Münîr, | ||
Yâ Münîr | Ey kullarına gerekli her şeyi açıklayan Mübîn, | ||
Yâ Mübîn | Sen bütün kusur ve noksan sıfatlardan münezzehsin, | ||
Sübhâneke yâ lâ ilahe illâ ente’l-emâ-ne’l-emâne ecirnâ mine’n-nâr.” | Senden başka İlah yok ki bize imdat etsin. | ||
Emân ver bize, emân diliyoruz. Bizi Cehennemden kurtar. | |||
46 | “Yâ Ğâliben gayra mağlûb | Ey mağlup olmayan galib, | |
Yâ Sâni’an gayra masnu’ | Ey yaratılmış olmayan sanatkâr, | ||
Yâ Hâlikan gayra mahlûk | Ey mahlûk olmayan yaratıcı, | ||
Yâ Mâliken gayra memlûk | Ey sahip olunamayan mülk sahibi, | ||
Yâ Kâhiran gayra makhûr | Ey kendisine üstün gelinemeyen Kâhir, | ||
Yâ Râfı’an gayra merfu’ | Ey yükseltilmekten münezzeh yükseltici, | ||
Yâ Hafızan gayra mahfuz | Ey korunmaya muhtaç olmayan koruyucu, | ||
Yâ Nâsiran gayra mensur | Ey yardıma ihtiyacı olmayan Yardım Edici, | ||
Yâ Sahiden gayra gâib | Ey kaybolmayan hazır ve Şâhid, | ||
Yâ Karîben gayra ba’îd | Ey uzak olmayan yakın, | ||
Sübhâneke yâ lâ ilahe illâ ente’l-emâ-ne’l-emâne ecirnâ mine’n-nâr.” | Sen bütün kusur ve noksan sıfatlardan münezzehsin, | ||
Senden başka İlah yok ki bize imdat etsin. | |||
Emân ver bize, emân diliyoruz. Bizi Cehennemden kurtar. | |||
47 | “Yâ Nûra’n-nûr | Ey nurların nuru, | |
Yâ Münevvira’n-nûr | Ey nurları nurlandıran, | ||
Yâ Müsavvira’n-nûr | Ey nurlara suret ve şekil veren, | ||
Yâ Hâlika’n-nûr | Ey nurları yaratan, | ||
Yâ Mükaddira’n-nûr | Ey nurları takdir eden, | ||
Yâ Müdebbira’n-nûr | Ey nurları idare eden, | ||
Yâ Nûran kable külli nûr | Ey bütün nurlardan evvel olan nur, | ||
Yâ Nûran ba’de külli nûr | Ey bütün nurlardan sonra da var olan nur, | ||
Yâ Nûran fevka külli nûr | Ey bütün nurların üstünde olan nur, | ||
Yâ Nûran leyse mişlehû nûr | Ey hiçbir nurun kendisine benzemediği nur, | ||
Sübhâneke yâ lâ ilahe illâ ente’l-emâ-ne’l-emâne ecirnâ mine’n-nâr.” | Sen bütün kusur ve noksan sıfatlardan münezzehsin, | ||
Senden başka İlah yok ki bize imdat etsin. | |||
Emân ver bize, emân diliyoruz. Bizi Cehennemden kurtar. | |||
48 | “Yâ Men ‘atâuhû şerîf | Ey bağış ve ihsanı şerefli olan, | |
Yâ Men fı’lühû latîf | Ey fiili latif ve ince olan, | ||
Yâ Men lütfühû mükim | Ey lütfu daimî olan, | ||
Yâ Men ihsânühû kadîm | Ey ihsanı ezelî olan, | ||
Yâ Men kavlühü hakk | Ey sözü hak olan, | ||
Yâ Men va’dühû sıdk | Ey vaadi doğru olan, | ||
Yâ Men ‘afVühû fadl | Ey affı fazla olan, | ||
Yâ Men ‘azabühû ‘adl | Ey azabı adalet olan, | ||
Yâ Men zikrühû hulv | Ey zikri tatlı olan, | ||
Yâ men ünsühû leziz | Ey dostluğu lezzetli olan, | ||
Sübhâneke yâ lâ ilahe illâ ente’l-ne’l-emâne ecirnâ mine’n-nâr.” | Sen bütün kusur ve noksan sıfatlardan münezzehsin, | ||
Senden başka İlah yok ki bize imdat etsin. | |||
Emân ver bize, emân diliyoruz. Bizi Cehennemden kurtar. | |||
49 | “Ve es’elüke biesmâike | Ey kullarına nimet ihsan eden Münevvil, | |
Yâ Münevvil | Ey bütün müşkilleri halleden ve hak ile batılın arasını ayıran Mufassil, | ||
Yâ Müfassü | Ey istediğini istediği şekilde değiştiren Mübeddil, | ||
YâMübeddil | Ey zorlukları kolaylaştıran Müsehhil, | ||
Yâ Müsehhil | Ey istediğini zelil kılan ve mahlûkatına boyun eğdiren Müzellil, | ||
Yâ Müzellil | Ey kitaplar ve bereketler indiren dilediğinin rütbesini alçaltan Münezzil, | ||
Yâ Münezzil | Ey kâinatta bütün işleri döndüren ve kullarını halden hale sevkeden Mühavvil, | ||
Yâ Muhavvil | Ey her şeyi münasip şekilde güzelleştiren Mücemmil, | ||
Yâ Mücemmil | Ey her şeyi kemale erdiren Mükemmil, | ||
Yâ Mükemmil | Ey istediğini istediğine üstün kılan Müfaddil, | ||
Yâ Müfaddil | Sen bütün kusur ve noksan sıfatlardan münezzehsin, | ||
Sübhâneke yâ lâ ilahe illâ ente ne’l-emâne ecirnâ mine’n-nâr.” | Senden başka İlah yok ki bize imdat etsin. | ||
Emân ver bize, emân diliyoruz. Bizi Cehennemden kurtar. | |||
50 | “Yâ Men yerâ velâ yürâ | Ey her şeyi gören fakat kendisi görülmeyen, | |
Yâ Men yahlüku velâ yühlâk | Ey her şeyi yaratan fakat kendisi yaratılmayan, | ||
Yâ Men yehdî velâ yühda | Ey her şeye yol gösteren fakat kendisi yol gösterilmeye muhtaç olmayan, | ||
Yâ Men yühyî velâ yühyâ | Ey hayat veren fakat kendisi hayat verilmeye muhtaç olmayan, | ||
Yâ Men yüt’imü velâ yüt’am | Ey her şeyi doyuran fakat kendisi doyurulmaktan münezzeh olan, | ||
Yâ Men yücîru velâ yücâr | Ey her şeyi koruyan fakat kendisi korunmaya muhtaç olmayan, | ||
Yâ Men yakdî velâ yükdâ ‘aleyh | Ey her şey hakkında karar veren fakat kendisi hakkında hüküm verilmeyen, | ||
Yâ Men yahkümü velâ yuhkemü ‘aleyh | Ey hüküm veren fakat kendisi aleyhinde hüküm verilmeyen, | ||
Yâ Men lem yelid velem yûled | Ey doğurmayan ve doğmayan, | ||
Ve lem yekûn lehû küfüven ehad | Ey hiçbir şey kendisine denk olmayan, | ||
Sübhâneke yâ lâ ilahe illâ ente’l-emâ-ne’l-emâne ecirnâ mine’n-nâr.” | Sen bütün kusur ve noksan sıfatlardan münezzehsin, | ||
Senden başka İlah yok ki bize imdat etsin. | |||
Emân ver bize, emân diliyoruz. Bizi Cehennemden kurtar. |