Osmanlı Türkçesi

ARAPÇA İSİM TAMLAMALARI

ARAPÇA YAPILI İSİM TAMLAMALARI
Şimdi Arapça isim ve sıfat tamlamalarının kuruluşunu görelim:
Arapçada da, Farsçada olduğu gibi tamlamadaki kelime sırası
Türkçedekinden farklıdır ve önce tamlanan (muzâf /mevsuf), sonra tamlayan
(muzâfun ileyh / sıfat) gelir. Tamlayan kelimenin başında harf-i tarif ( ال el- )
olur. Tamlanan (muzâf) kelimenin son harfi, bazı istisnalar dışında ötreli
okunur. Harf-i ta’rîfin elif’i hiçbir zaman okunmaz:
بابُ الْبيت bâbü’l-beyt ‘evin kapısı’
ty tn
95
Görüldüğü gibi bu tamlamada unsurların dizilişi Farsça باب بيت bâb-ı beyt
tamlaması ile aynıdır; tek fark ikinci kelimenin başındaki harf-i ta’rîf dediğimiz
ön ek ve bunun okunuşudur.
bâb-ı beyt bâbü’l-beyt
tn ty tn ty
Farsça tamlama Arapça tamlama
Şimdi aşağıdaki Arapça yapılı tamlamaların yapılarını ve anlamlarını
inceleyelim:
دين الاسلام dînü’l-İslâm “İslâm dini”
خالق الارض Hâliku’l-arz “arzın yaratıcısı”
دار الفنون dârü’l-fünûn “fenler evi”
شمس العرفان şemsü’l-irfân “irfan güneşi”
حب الوطن hubbü’l-vatan “vatan sevgisi”
امير المؤمنين emîrü’l-müminîn “mü’minlerin emîri”
كليد البحرين kilîdü’l-bahreyn “iki denizin kilidi”
مالك الملك mâlikü’l-mülk “mülkün sahibi”
Bu tamlamaları ال el- takısını kaldırarak ve izafet kesresi koyarak
kolaylıkla Farsça yapılı tamlamalar hâline dönüştürmek mümkündür. Meselâ
dînü’l-İslâm  dîn-i İslâm; Hâlıku’l-arz  Hâlık-ı arz vs.
Arapça Tamlamaların Okunuşu
Arapça tamlamaların okunuşunda tamlayanı (muzâfun ileyhi) güneş harfleriyle
(şemsî harflerle) başlayan kelimelere dikkat etmek gerekir; zira bu durumda
harf-i ta’rîfin lâm’ı tamlayanın ilk harfiyle aynı okunur:
فقر الدم fakrü’d-dem “kansızlık”
فاطر السماوات fâtıru’s-semâvât “göklerin yaratıcısı”
دار الدنيا dârü’d-dünyâ “dünya evi”
اعصار السالفه a’sâru’s-sâlife “geçmiş asırlar”
سلسلة الزهب silsiletü’z-zeheb “altın zincir”
بقية السيف bakiyyetü’s-seyf “kılıç artığı (savaşta ölmeyenler)”
Tamlanan (muzâf) kelime ekleme harflerden ە veya ت ile bitiyorsa bu
harfler ة ile yazılır. Dilimizde ت ile biten bazı kelimeler tamlayan (muzâfun
ileyh) oldukları zaman bu ٥ , ت olarak okunur.
96
حسرت  حسرة الملوك hasretü’l-mülûk ‘meliklerin hasreti(ni çektiği yer)
ليله  ليلة القدر leyletü’l-Kadr ‘Kadir gecesi’
تذكره  تذكرة الاوليا tezkiretü’l-evliyâ ‘evliyalar tezkiresi’
قيامت  يوم القيامه yevmü’l-kıyâme ‘kıyamet günü’
سعادت  دار السعاده dârü’s-saâde ‘mutluluk evi’
صحت  حفظ الصحه hıfzu’s-sıhha ‘sağlık koruma’
Arapça yapılı tamlamalar Farsça yapılı olanlara nispetle Osmanlı
Türkçesinde daha az kullanılmışlardır. Bunların büyük bir kısmı makam ve
mevki isimlerinde, kitap isimlerinde, kimi dinî tabirlerde ve bilhassa bilimsel
terminolojide karşımıza çıkar.
Makam ve Mevki İsimleri
اميرالامرا emîrü’l-ümerâ “beylerbeyi”, اميرالحج emîrü’l-hac “hac emîri”, باب السعاده
Bâbü’s-sa’âde “Saadet kapısı, İstanbul”, بيت المال beytü’l-mâl “devlet hazinesi”,
دار الخلافه Dâru’l-hilâfe “Halifelik evi, İstanbul”, دار السعاده Dârü’s-sa’âde
“Saadet evi, İstanbul”, دار السلطنه Dârü’s-saltana “saltanat evi, İstanbul”, رئيس
الاطبا re’îsü’l-etibbâ “tabiblerin başı”, رئيس الكتاب re’îsü’l-küttâb “Kâtiplerin
reisi; dışişleri bakanı”, شيخ الاسلام şeyhu’l-islâm “Din işleri reisi”, نقيب الاشراف
nakîbü’l-eşrâf “eşrâfın reisi” vs.
Kitap İsimleri
تحفة الحرمين Tuhfetü’l-haremeyn, تذكرة الاوليا Tezkiretü’l-evliyâ, تذكرة الشعرا
Tezkiretü’ş-şuarâ, حديقة الوزرا Hadîkatü’l-vüzera, زبدة التواريخ Zübdetü’-tevârîh,
مجموعة النظائر Mecmû’atü’n-nezâir, محاسن الآثار و حقائق الاخبار Mehâsinü’l-âsâr ve
Hakā’iku’l-ahbâr, مرآة الممالك Mir’âtü’l-memâlik, نهج الفراديس Nehcü’l-Ferâdîs
vs.
Bilimsel Terimler
ذات الجنب zâtü’l-cenb “akciğer örtüsü iltihabı”, ذات العظم zâtü’l-azm “kemik
dokusu iltihabı”, ذات الحركه zâtü’l-hareke “otomatik”, محب الكلس muhibbü’l-kils
“kireççil”, فقرالدم fakrü’d-dem “kansızlık, anemi”, داء الافرنج dâ’ü’l-efrenc
“Frengi hastalığı”, داء الكلب dâ’ü’l-kelb “kuduz”, مديدالبصر medîdü’l-basar
“hipermetrop”, قصيرالبصر kasîrü’l-basar “miyop”, حاملة السپور hâmiletü’s-spor
“spor taşıyan yaprak”, ميزان الحراره “ısı ölçer, termometre”, مصل الدم maslü’d-dem
“serum” vs.
 Bunların dışında bilhassa الله Allah kelimesiyle yapılan tamlamalar çok
kullanılmıştır:

عبدالله Abdullâh, رسول الله Resûlullâh, بيت الله Beytullâh, حبيب الله
Habîbullâh, فضل الله Fazlullâh, نصرالله Nasrullâh, لطف الله Lütfullâh vs.
 دين dîn kelimesiyle yapılan Arapça tamlamaların da şahıs ismi olarak sık
kullanıldığı görülür. Ancak bu gibi tamlamaların tamlanan unsuru
(muzâf) Osmanlı Türkçesinde ötreli değil üstünlü okunur: = نجم الدين
Necmü’d-dîn değil Necme’d-dîn:
نورالدين Nûre’d-dîn, سيف الدين Seyfe’d-dîn, شمس الدين Şemse’d-dîn, بدرالدين
Bedre’d-dîn, جلال الدين Celâle’d-dîn, غياث الدين Gıyâse’d-dîn vs.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu