3- Kendisinden Daha Ehil Olana Saygı Göstermek:
Muhaddisin yaşça, ilimce kendisinden daha
muvafık (evlâ) birisi varken rivâyette bulunmaması gerekir. Hatta bazı âlimler,
kendi beldesinde bu işe elyak olan varken rivâyeti mekruh addetmiş, bu hususta
muhaddise müracaat edenler çıktığı takdirde ehak olana göndermesi gerektiğini
belirtmiştir. Ancak İbnu Dakîki’l-Îd gibi bazıları kendisinde değişik rivâyet
bulunan kimsenin, tâlibi, isnâd-ı âlî sâhibine göndermemesi gerekeceği
kanaatindedir.
[1]
Kendisinden yaş veya ilim bakımından daha
büyüklerin yanında hocalık yapmaya kalkışmamak da hadis hocasından beklenen bir
davranıştır. Hasen b. Ali el-Hallal anlatıyor: Mu’temir b. Süleyman’ın
yanındaydık, bize hadis rivayet ediyordu. Abdullah b. El-Mubarek çıkageldi.
Mu’temir derhal sustu. “Devam et” diye ısrar edenler oldu. Bunun üzerine: “Biz,
büyüklerimizin yanında ağzımızı açmayız.” cevabını verdi.
Yine Rizz b. Hubeyş, Ebu Vail Şakik b.
Seleme’den daha yaşlıydı. Beraber bulundukları zaman Ebu Vail asla hadis rivayet
etmezdi. Yahya b. Main de “Kendisinden daha layık birinin bulunduğu yerde hadis
rivayet etmeye (veya okutmaya) kalkan ahmaktır.” der.
Öte yandan kendisinden daha yetişkin biri varsa,
talebeye o hocayı tavsiye etmesi de “ehil kişiye saygı” gereğidir. İbn Şihab
diyor ki: Sa’lebe b. Ebi Suayr’ın ders halkasına girdim. Bana:
“Görüyorum ki sen ilmi seviyorsun.” dedi.
“Evet.” dedim.
“O zaman sana Said b. El-Müseyyeb’i tavsiye
ederim.” dedi.
Gttim yedi sene hocaya hizmet ettim. Sonra ondan
ayrıldım. Urve b. Zübeyr’in meclisine devam ettim, sanki deryaya daldım.”[2]