Kafiye

Kelime ve Kısımları 2

اَلْكَلِمَةُ Kelime; taşıdığı mana bakımından insan nefsinde yara gibi etki bıraktığı için كَلْمْ “yaralamak” kökünden türetilmiştir.  اَلْكَلِمَةُ lafzındaki elif-lam harfleri cins içindir. Bir şeyi tarif ederken onun fertlerini değil de genel anlamda mutlak manasına itibar edilir. Mesela Fiil’i tanımlarken ferdi (parçası) olan ya sülasidir yada rubaidir diye anlatmayız. Fiil, kendi nefsinde bir manaya delalet etmiş olup 3 zamandan (mazi, hal ve istikbâl) birine yakın olan kelimedir diye anlatırız. اَلْكَلِمَةُ lafzındaki elif-lam da aynı bunun içindir, yani bir cins olduğunu bildirir. اَلْكَلِمَةُ lafzının sonundaki ة ta harfi için vahdet (teklik) ta’sı denilir. اَلْكَلِمَةُ lafzında elif-lam cinslik, ة ta harfi vahdetlik katıyor. Cinslik ile teklik arasında bir ayrım yoktur. Cins olan bir şey teklik ile vasfedilebilir, tek olan bir şey ise cinslik ile vasfedilebilir. Bu açıklamalar ile birlikte اَلْكَلِمَةُ lafzı kelime cinsinden olup tek olan şeyler manasındadır. Kelimenin tarifine gelince; لَفْظٌ bir lafızdır, lafzetmektir. لَفْظٌ lafzı اَلْكَلِمَةُ lafzının haberidir. Yani اَلْكَلِمَةُ لَفْظٌ “Kelime lafız etmektir” gibi bir isim cümlesidir. اَلْكَلِمَةُ isim, لَفْظٌ haberdir. لَفْظٌ lafız; lugatta “atmak” manasında gelir. Istılahta ise مَلْفُوظٌ melfuz (telaffuz edilen şey, konuşulan şey) manasındadır. Melfuz ister manasız (mühmel) olsun ister manalı (mevzu) olsun ister mürekkeb, ister müfred olsun fark etmez. İster زَيْدٌ gibi hakiki, ister زَيْدٌ ضَرَبَ lafzındaki gibi ضَرَبَ ‘nin tahtındaki müstetir هُوَ zamiri gibi hükmi bir lafız olsun farketmez.

Mübteda olan اَلْكَلِمَةُ lafzının sonunda ة ta harfi bulunmasına rağmen neden haberi olan لَفْظٌ lafzının sonunda ona uygun olan bir müenneslik alameti (misal; ة ta harfi) bulunmadı? El-Cevab; لَفْظٌ lafzı masdar olduğundan müenneslik (te’nis) veye müzekkerlik (tezkir) bakımından eşittir. Her ikisini de kapsar. Harici olan bir alamete ihtiyacı yoktur. Lafzedilen kelime; وُضِعَ konuldu, konulmuştur. Vad’; Bir şeyin başka bir şeye has kılınmasıdır. Ne zamanki o iki şeyden biri anlaşıldı, diğeri de hemen ona binaen anlaşılır. Burada lafz edilen kelime nereye tayin edildi, lafz edilen kelime nereye konuldu diye sorarsak eğer; لِمَعْنًى bir manaya konuldu, bir manaya tayin edildi deriz. Mana; lugatta her hangi bir şey ile kastedilene denilir. Mazisi عَنَى ve muzari يَعْنِى ve masdarı, ismi mekan ve ismi zamanı ise مَعْنَى olarak gelir. مَعْنَى lafzı masdar-ı mimi sigasındadır. Orijinal masdarı عِنَايَةٌ şeklindedir. Yahud مَعْنَى lafzı ismi meful olan مَعْنِىٌّ lafzından takdiri olarak tahfif edilmiş olan şekli de olabilir. Kısacası مَعْنَى demek “kastedilen şey” demektir. Peki bu مَعْنًى lafzının sıfatı nedir diye sorarsak eğer cevap olarak مُفْرَدٍ müfred “tekil” bir mana deriz. Eğer مُفْرَدْ lafzı mecrur olup مُفْرَدٍ şeklinde gelirse مَعْنًى lafzının sıfatı olur. Merfu olup مُفْرَدٌ şeklinde gelirse لَفْظٌ lafzının sıfatı olur. مُفْرَدٍ (مُفْرَدٌ) diyerek bütün mürekkeb lafızlar kelime olmaktan çıkar. Misal; عَبْدُ اللهِ lafzı bir terkiptir. Normalde kelime sayılmaz ama özel (alem) isimse kelime olur. Mananın müfred olması demek; her hangi bir şey zihinde meydana geldiğinde ifade ettiği mefhum tek bir şeyden ibaretse bu manalara müfred mana denilir. زَيْدٌ، ضَرَبَ وَ مِنْ gibi. Herhangi bir şey zihnimizde meydana geldiğinde ifade ettiği mefhum iki veya daha fazla şeyden ibaretse bu manalara mürekkeb manalar denilir. غُلاَمُ زَيْدٍ، قَامَ زَيْدٌ، إِنْ قَامَ زَيْدٌ gibi. Kısacası Kelime: Müfred olan bir mana için konulmuş lafızdır. İsim, Fiil ve Harf olarak 3 kısımdır.

İlgili Makaleler