Görmez, sezaryenle doğum, kürtaj ve nüfus artışı ile ilgili olarak Din İşleri Yüksek Kurulu’nun görevlendirildiğini, yakında bu konularla ilgili geniş kapsamlı açıklama yapılarak halkın aydınlatılacağını ifade etti.
Geçtiğimiz günlerde yapılan Hac kurası ardından yaşanan tartışmalara da değinen Görmez, Hacca gideceklerin belirlenmesinde kura çekimine başvurulmasının en adil yöntem olduğunu, 1970’li yıllardan bu yana Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığı ile hiç kimsenin birden fazla Hacca gitmesine izin verilmediğini anlattı.
Bazı kişilerin değişik ülkeler üzerinden ya da farklı yöntemlerle, birden fazla kez hacca gittiğini ancak bunun doğru olmadığını ifade eden Görmez, ”Binlerce insan yıllarca hacca gidebilmek için sıra beklerken, bunun için içi yanıp gözyaşı dökerken bazı kimselerin, Türkiye’nin kotasına da zarar vererek 2, 3, 4 kere hacca gitmesi haksızlıktır. Hakka uygun değildir” diye konuştu.
Kazakistan’ın farklı dini gruplar arasındaki diyalog çalışmasını önemsediğini, ancak bunun yanlış ifade edildiğini anlatan Görmez, ”Dinler arası diyalog olmaz, din adamları arasında diyalog olur. Yani iki farklı dinden din adamı oturup örneğin çevre ile ilgili, savaşlarla ilgili bir konuyu görüşebilir, bu diyalogdur. Ancak dinler arası diyalog olmaz.
Dinler birbirine dönüştürülmez, din adamları dünya ile ilgili yaşanan sorunlarla ilgili sorunlarını tartışır” dedi.
Astana’da oluşturulan Dini Liderler Konseyi’nin de bazı küresel sorunların çözümünde faydası olabileceğini dile getiren Görmez, ”Mühim olan düşmanlıkları, yanlış anlaşılmaları, ötekileştirmeyi bırakarak bir masa etrafında konuşabilmektir” diye konuştu. Görmez, günümüz dünyasında dinin yeniden insanların manevi sorunlarının çözümünde etkin rol almaya başladığını bunun da sevindirici olduğunu kaydetti.