Ay: Kasım 2017

  • Arapça Arapçada Alem Kavramı

     Arapçada Alem Kavramı

    Arapçada Alem “özel isim”  anlamında kullanılan bir dil bilgisi terimidir. Aslında “bilmek” anlamındaki علم [alime] fiilinden türemiştir. Bir kişinin veya kurumun vb. kendine has olan ismine özel isim denir. Biz o kişiyi veya kurumu o ismiyle “biliriz” bu yüzden özel isim kavramı Arapçada alem kavramıyla eşleşmiştir.

    Alem kelimesi aynı zamanda “bayrak” anlamında da kullanılır. Çünkü uluslar bayraklarıyla “bilinirler”

    Peki Arapçada alem türleri nelerdir, inceleyelim:

    Arapçada Alem “özel isim”  anlamında kullanılan bir dil bilgisi terimidir. Aslında “bilmek” anlamındaki علم [alime] fiilinden türemiştir. Bir kişinin veya kurumun vb. kendine has olan ismine özel isim denir. Biz o kişiyi veya kurumu o ismiyle “biliriz” bu yüzden özel isim kavramı Arapçada alem kavramıyla eşleşmiştir.

    Alem kelimesi aynı zamanda “bayrak” anlamında da kullanılır. Çünkü uluslar bayraklarıyla “bilinirler”

    Peki Arapçada alem türleri nelerdir, inceleyelim:

    İnsan isim ve soy isimleri

    Halit – خالد

    Muhammed – محمد

    Halit – خالد

    Muhammed – محمد

    Kurum, dernek vs. isimleri

    Ankara Üniversitesi – جامعة انقرة

    Türk Dil Kurumu – مجمع اللغة التركية

    Ankara Üniversitesi – جامعة انقرة

    Türk Dil Kurumu – مجمع اللغة التركية

    Millet, din, mezhep isimleri

    Türk – تركي

    Hanefi – حنفي

    Türk – تركي

    Hanefi – حنفي

    Dil isimleri

    Türkçe – التركية

    Arapça – العربية

    Türkçe – التركية

    Arapça – العربية

    Kıta isimleri

    Asya – آسيا

    Avrupa – أروبا

    Asya – آسيا

    Avrupa – أروبا

    Ülke ve bölge isimleri

    Türkiye – تركيا

    Anadolu – أناضول

    Türkiye – تركيا

    Anadolu – أناضول

    Adreste kullanılan isimler

    Ankara – أنقرة

    Keçiören – حي كشهي أورن

    Ankara – أنقرة

    Keçiören – حي كشهي أورن

    Deniz, nehir vs. isimleri

    Akdeniz – البحر الأبيض المتوسط

    Fırat – الفرات

    Akdeniz – البحر الأبيض المتوسط

    Fırat – الفرات

    Dağ, ova, yayla isimleri

    Karadağ – الجبل الأسود

    Harran Ovası – شهب حران

    Karadağ – الجبل الأسود

    Harran Ovası – شهب حران

    Yıldız ve gezegen adları

    Mars – مريخ

    Büyükayı – بنات نعش الكبرى

    Mars – مريخ

    Büyükayı – بنات نعش الكبرى

    Kitap, dergi vs. isimleri

    Ortadoğu Gazetesi – جريدة الشرق الاوسط

    Ortadoğu Gazetesi – جريدة الشرق الاوسط

    Hayvanlara, eşyalara vs. takılan özel isimler

    Pamuk, Maviş

    Pamuk, Maviş

    Arapçada alem olarak kabul edilen isimlerden aşağıdaki özellikleri taşıyanlar gayri munsarif kabul edilirler:

    Arapçada alem olarak kabul edilen isimlerden aşağıdaki özellikleri taşıyanlar gayri munsarif kabul edilirler:

    Yabancı dilden Arapçaya giren alem isimler

    هارون – Harun (İbranice);

    أنقرة – Ankara (Türkçe)

    هارون – Harun (İbranice);

    أنقرة – Ankara (Türkçe)

    Müennes alem isimler

    زينب – Zeynep

    طلحة – Talha (Erkek ismi olmasına rağmen müennes gayri munsarif isimlerdendir)

    دمشق – Dimaşk (Şam)

    دنيا – Dünya

    زينب – Zeynep

    طلحة – Talha (Erkek ismi olmasına rağmen müennes gayri munsarif isimlerdendir)

    دمشق – Dimaşk (Şam)

    دنيا – Dünya

    Sonunda ان harfleri bulunan alem isimler

    عثمان – Osman

    رمضان – Ramazan

    عثمان – Osman

    رمضان – Ramazan

    Fiil vezninde olan alem isimler

    أحمد – Ahmed (muzari fiil kalıbında)

    يزيد – Yezid (muzari fiil kalıbında)

    أحمد – Ahmed (muzari fiil kalıbında)

    يزيد – Yezid (muzari fiil kalıbında)

    فُعَلُ kalıbındaki alem isimler

    عُمَرُ – Ömer

    هُبَلُ – Hübel

    عُمَرُ – Ömer

    هُبَلُ – Hübel

    İki ismin kaynaşmasıyla oluşan alem isimler

    حضرموت (حضر  موت ) – Hadramavt

    بعلبك (بعل  بك)

    حضرموت (حضر  موت ) – Hadramavt

    بعلبك (بعل  بك)

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

    ARAPÇA ÖĞRENME YÖNTEMLERİ

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Bedel

     Bedel

    Arapçada Bedel, kendisinden önceki kelimeyi açıklamak için ona muadil veya onun bir parçasıyla ilgili yahut da bir özelliğiyle ilgili getirilen ve i’râb bakımından ona uyan kelimelere denir. Bedel’den önceki kelimeye “kendisinden bedel yapılan kelime” anlamında mübdel minh denir. Yani bedel olan kelime ile onun mübdel minhi arasında bir irab uyumu olur. Bedel kavramı Arapça dil bilgisi kaynaklarında tevabi’ (tâbi olanlar) veya mansubat (mansup olanlar) başlıkları altında incelenir.

    Arapçada, bedel mutabık (bedel kül min kül), bedel ba’d minel kül, bedel iştimal, bedel mubayin olmak üzere 4 çeşit bedel vardır. Kimi kaynaklarda bedel mubayin çeşidinin kendi içinde bedel idrab ve bedel galat ve’n-nisyan olmak üzere ikiye ayrılmış olarak işlenmektedir. Şimdi Arapçada bedel çeşitlerini detaylarıyla inceleyelim:

    Şimdi Arapçada bedel çeşitlerini detaylarıyla inceleyelim:

    1. Bedel Mutabık – بدل متابق [بدل كل من الكل]

    Bedel ile mübdelün minh aynı şey ise, aynı şeyi kastediyorlarsa bu tür bedele bedeli kül veya bedeli mutâbık denir.

    Örnek:

    حَضَرَ أبُوهُ أَكْرَمٌ – (HaDara a’bûhu a’kramu) – Babası Ekrem geldi.

    Bu cümlede أكرم ismi أبوه isim tamlamasının bedelidir. Yani أبوه ifadesi mübdel minh tir. Bu cümlede bedel ile mübdel minh aynı şeyi kastetmektedir. Burada babası ifadesi ile Ekrem ifadesi aslında aynı kişidir. Bir bedelin bedel mutabık olup olmadığını anlamanın en güzel yolu, bedeli veya mubdel minhi kaldırıp cümlede anlam değişmesi olup olmadığına bakmaktır. Eğer anlam değişmesi olmuyorsa o bedel, bedel mutabık cinsinden bir bedeldir.

    حَضَرَ أبُوهُ

    حَضَرَ أكْرَمٌ

    Her iki cümlede de kastedilen kişi aynıdır ve anlam bozulmamıştır.

    2. Bedel Baz – بدل بعض [بدل بعض من الكل]

    Bedel, mubdel minhin bir parçasını ifade ediyor ve ona dair bir zamir de taşıyorsa bu bedele bedel baz veya bedel baz minel kül denir. Bedel Baz, Türkçeye tercüme edilirken sanki isim tamlamasıymış gibi tercüme edilir.

    Örnek:

    مَشَيْتُ الطَّريقَ نِصْفَهُ – (mashaytu’t-Tarîqa niSfahu) – Yolun yarısını yürüdüm.

    Bu örnekte yolun yarısı, yolun tamamının bir parçasıdır. Aynı zamanda نصف (yarı) kelimesi ـه zamiri ile الطريق kelimesine bağlanmıştır. Yani onun yarısı gibi. Burada نصف kelimesi bedeldir. الطريق kelimesi mubdel minhtir. Bedel olan kelime mubdel minhin bir bölümünü temsil ettiği için bedel baz’dır.

    Bu bedel türünde, bedel mübdelün minhin bir parçası değil de ona ait bir özelliktir. Tıpkı Bedel Baz’da olduğu gibi bedelde mubdel minhe ait bir zamir bulunur ve bu zamir cinsiyet ve adet bakımından mubdel minhe uygun olarak getirilir. Bedel İştimal, Türkçeye tercüme edilirken sanki isim tamlamasıymış gibi tercüme edilir.

    Örnek:

    أَعْجَبَنِي الطِّفْلُ أَدَبَهُ (a’3cebanî aT-Tıflu e’debuhu) – Çocuğun edebi hoşuma gitti.

    رَأَيْتُ الْبَيْتَ جَمَالَهُ (ra’eytu’l-beyte cemâlehu) – Evin güzelliğini gördüm.

    Yukarıdaki örneklerde “çocuğun edebi” ve “evin güzelliği” ifadeleri “çocuk” ve “ev”in ne tamamen aynısı ne de bir bölümü veya bir parçasıdır. Bilakis bu ifadeler mubdel minh’lerinin birer özelliğini anlatmaktadır. Çocuğun edepli olması onun ahlaki bir özelliğidir. Aynı şekilde evin güzel olması evin, kapı, pencere, döşeme gibi bir parçası değil, bir özelliğidir.

    4. Bedel Mubayin – البدل المباين

    Bedel mubayin bazı kitaplarda bedel idrab ve bedel galat ve’n-nisyan olarak iki başlık altında incelenir. Aslında her iki durumdada yapılan şey aynıdır. Bir sözde unutma veya hata gibi bir sebepten dolayı yanlışlıkla veya eksik söylenen bir kelimenin peşinden tamamlayıcı kelimenin veya asıl kelimenin kullanıldığı bedel türüdür. Bedel mubayin daha ziyade konuşurken kullanılan bir bedel türüdür. Zira yazıda kastedilen kelime hatalı bile olsa silinip düzeltilebilir.

    Örnek:

    أَكَلْتُ الْجُبْنَ اللَّحْمَ (e’keltu’l-cubne’l-lahme) – Peynir yedim, et (peynir demişim et demek istedim)

    رَأَيْتُ خَالِدًا رَجَبًا (rae’ytu khaliden raceben) – Halid’i gördüm, Receb’i (Halid demişim, Recep demek istedim)

    Arapçada Bedel, kendisinden önceki kelimeyi açıklamak için ona muadil veya onun bir parçasıyla ilgili yahut da bir özelliğiyle ilgili getirilen ve i’râb bakımından ona uyan kelimelere denir. Bedel’den önceki kelimeye “kendisinden bedel yapılan kelime” anlamında mübdel minh denir. Yani bedel olan kelime ile onun mübdel minhi arasında bir irab uyumu olur. Bedel kavramı Arapça dil bilgisi kaynaklarında tevabi’ (tâbi olanlar) veya mansubat (mansup olanlar) başlıkları altında incelenir.

    Arapçada, bedel mutabık (bedel kül min kül), bedel ba’d minel kül, bedel iştimal, bedel mubayin olmak üzere 4 çeşit bedel vardır. Kimi kaynaklarda bedel mubayin çeşidinin kendi içinde bedel idrab ve bedel galat ve’n-nisyan olmak üzere ikiye ayrılmış olarak işlenmektedir. Şimdi Arapçada bedel çeşitlerini detaylarıyla inceleyelim:

    Bedel ile mübdelün minh aynı şey ise, aynı şeyi kastediyorlarsa bu tür bedele bedeli kül veya bedeli mutâbık denir.

    Örnek:

    حَضَرَ أبُوهُ أَكْرَمٌ – (HaDara a’bûhu a’kramu) – Babası Ekrem geldi.

    Bu cümlede أكرم ismi أبوه isim tamlamasının bedelidir. Yani أبوه ifadesi mübdel minh tir. Bu cümlede bedel ile mübdel minh aynı şeyi kastetmektedir. Burada babası ifadesi ile Ekrem ifadesi aslında aynı kişidir. Bir bedelin bedel mutabık olup olmadığını anlamanın en güzel yolu, bedeli veya mubdel minhi kaldırıp cümlede anlam değişmesi olup olmadığına bakmaktır. Eğer anlam değişmesi olmuyorsa o bedel, bedel mutabık cinsinden bir bedeldir.

    حَضَرَ أبُوهُ

    حَضَرَ أكْرَمٌ

    Her iki cümlede de kastedilen kişi aynıdır ve anlam bozulmamıştır.

    Bedel, mubdel minhin bir parçasını ifade ediyor ve ona dair bir zamir de taşıyorsa bu bedele bedel baz veya bedel baz minel kül denir. Bedel Baz, Türkçeye tercüme edilirken sanki isim tamlamasıymış gibi tercüme edilir.

    Örnek:

    مَشَيْتُ الطَّريقَ نِصْفَهُ – (mashaytu’t-Tarîqa niSfahu) – Yolun yarısını yürüdüm.

    Bu örnekte yolun yarısı, yolun tamamının bir parçasıdır. Aynı zamanda نصف (yarı) kelimesi ـه zamiri ile الطريق kelimesine bağlanmıştır. Yani onun yarısı gibi. Burada نصف kelimesi bedeldir. الطريق kelimesi mubdel minhtir. Bedel olan kelime mubdel minhin bir bölümünü temsil ettiği için bedel baz’dır.

    Bu bedel türünde, bedel mübdelün minhin bir parçası değil de ona ait bir özelliktir. Tıpkı Bedel Baz’da olduğu gibi bedelde mubdel minhe ait bir zamir bulunur ve bu zamir cinsiyet ve adet bakımından mubdel minhe uygun olarak getirilir. Bedel İştimal, Türkçeye tercüme edilirken sanki isim tamlamasıymış gibi tercüme edilir.

    Örnek:

    أَعْجَبَنِي الطِّفْلُ أَدَبَهُ (a’3cebanî aT-Tıflu e’debuhu) – Çocuğun edebi hoşuma gitti.

    رَأَيْتُ الْبَيْتَ جَمَالَهُ (ra’eytu’l-beyte cemâlehu) – Evin güzelliğini gördüm.

    Yukarıdaki örneklerde “çocuğun edebi” ve “evin güzelliği” ifadeleri “çocuk” ve “ev”in ne tamamen aynısı ne de bir bölümü veya bir parçasıdır. Bilakis bu ifadeler mubdel minh’lerinin birer özelliğini anlatmaktadır. Çocuğun edepli olması onun ahlaki bir özelliğidir. Aynı şekilde evin güzel olması evin, kapı, pencere, döşeme gibi bir parçası değil, bir özelliğidir.

    Bedel mubayin bazı kitaplarda bedel idrab ve bedel galat ve’n-nisyan olarak iki başlık altında incelenir. Aslında her iki durumdada yapılan şey aynıdır. Bir sözde unutma veya hata gibi bir sebepten dolayı yanlışlıkla veya eksik söylenen bir kelimenin peşinden tamamlayıcı kelimenin veya asıl kelimenin kullanıldığı bedel türüdür. Bedel mubayin daha ziyade konuşurken kullanılan bir bedel türüdür. Zira yazıda kastedilen kelime hatalı bile olsa silinip düzeltilebilir.

    Örnek:

    أَكَلْتُ الْجُبْنَ اللَّحْمَ (e’keltu’l-cubne’l-lahme) – Peynir yedim, et (peynir demişim et demek istedim)

    رَأَيْتُ خَالِدًا رَجَبًا (rae’ytu khaliden raceben) – Halid’i gördüm, Receb’i (Halid demişim, Recep demek istedim)

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Cevabın Başına ف Gelmesi

     Cevabın Başına ف Gelmesi

    Cevap Cümlesinin Başına Fe Harfinin Geldiği Durumlar

     

    Şart cümlelerinde cümle yapısı şart kısmını içeren cümle ve cevap kısmını içeren cümle olmak üzere iki omurga üzerine oturur. Şart isimleri konusunda şart anlamını sağlayan edatları detaylıca görebilirsiniz. Şart cümlelerinde şart ortaya konulduktan sonra o şart yerine geldiğinde ortaya çıkacak sonuçla ilgili kısım söylenir. Bu kısma şartın cevabı veya cevap cümlesi denir. İşte bazı ifadelerde cevap cümlesinin başına fe harfnin geldiği durumlar oluşur.

    Cevap cümlesinin başına fe harfinin geldiği durumlar şöyle sıralanabilir:

    1. Cevap cümlesinin isim cümlesi şeklinde gelmesi.

    Örnek:

    إنْ تَسْتَقِمْ فَالْفَوْزٌ لَكَ – Dosdoğru olursan başarı senindir.

    2. Cevap cümlesi aşağıdaki camid fiillerden biriyle başlarsa:
    عسى – بئس – نعم – ليس

    Örnek:

    مَنْ أَفْشَى سِرَّ صَدِيقِهِ فَلَيْسَ بِأَمِينٍ – Kim arkadaşının sırrını yayarsa, güvenilir değildir.

    3. Cevap cümlesi emir fiille başlarsa.

    Örnek:

    إذا أَرَدْتَ النَّجَاحَ فأجْتَهِدْ في ما أنْتَ مُكَلَّفٌ بِهِ – Başarılı olmak istiyorsan, sorumlu olduğun şeylere çalış.

    4. Cevap cümlesi nehiy (yasaklama) ile başlarsa.

    Örnek:

    إنْ رَأَيْتَهُ فَلاَ تَقُلْ لَهُ شَيْأ – Eğer onun görürsen, bir şey söyleme

    5. Cevap cümlesi soru ile başlarsa.

    Örnek:

    مَنْ يَكْثِرْ مِزَاحَهُ فَهَلْ يَنْجَحْ في عَمَلِهِ؟ – Çok şaka yapan, işinde başarılı olur mu?

    This is custom heading element

    Örnek:

    من يضعْ لَبِنَة في بناء نهضة وطنه  فقد إرتفعتْ  مكانته.

    “Kim yurdunun kalkınmasında bir tuğla koyarsa, mevkisini yükseltir.”

    8. (لَنْ ) ile başlarsa,

    Örnek:

    إن تصادقْ الصالحَ فلن تضِلُّ أبداً.

    “İyi birini dost edinirsen, asla şaşmazsın.”

    9. ( سَ) ile başlarsa,

    Örnek:

    إن أحسنتَ إلى الناس  فسيُؤْتيك اللّهُ  أجْرَك.

    “İnsanlara iyilik yaparsan Allah senin ecrini verir.”

    متى يأتِ  الشِّتاءُ فسنَلْبَسُ  الملابسَ الصوفية.

    “Ne zaman kış gelirse, yünlü elbiseler giyeriz.”

    10. (سَوْفَ) ile başlarsa,

    Örnek:

    مهما تُخِفْ مِن طِباعِك  فسوف تُعرفْ.

    “ Her ne kadar tabiatını gizlesen de (o) bilinir.”

    من ظلمَ  النّاسَ فسوف يندمْ.

    “Kim insanlara zulüm ederse, pişman olur.”

    من يَرْتَدَّ عن دينه فسوف يأتي اللهُ  بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ

    “Sizden kim dininden dönerse, (bilin ki) Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki,

    Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler.”

    11. İnşâî bir fiille başlıyorsa,

    Örnek:

    إن كُنْتُمْ  تُحِبّون اللهَ  فاتّبِعوني  يُحْبِبكم اللهُ

    cümlenin başında bir “ف”   harfi bulunmalısı zorunludur.

    “Yaptıklarından dolayı başlarına bir kötülük isabet ederse ümitlerini hemen yitiriverirler.”

    Cevap Cümlesinin Başına Fe Harfinin Geldiği Durumlar

     

    Şart cümlelerinde cümle yapısı şart kısmını içeren cümle ve cevap kısmını içeren cümle olmak üzere iki omurga üzerine oturur. Şart isimleri konusunda şart anlamını sağlayan edatları detaylıca görebilirsiniz. Şart cümlelerinde şart ortaya konulduktan sonra o şart yerine geldiğinde ortaya çıkacak sonuçla ilgili kısım söylenir. Bu kısma şartın cevabı veya cevap cümlesi denir. İşte bazı ifadelerde cevap cümlesinin başına fe harfnin geldiği durumlar oluşur.

    Örnek:

    إنْ تَسْتَقِمْ فَالْفَوْزٌ لَكَ – Dosdoğru olursan başarı senindir.

    Örnek:

    مَنْ أَفْشَى سِرَّ صَدِيقِهِ فَلَيْسَ بِأَمِينٍ – Kim arkadaşının sırrını yayarsa, güvenilir değildir.

    Örnek:

    إذا أَرَدْتَ النَّجَاحَ فأجْتَهِدْ في ما أنْتَ مُكَلَّفٌ بِهِ – Başarılı olmak istiyorsan, sorumlu olduğun şeylere çalış.

    Örnek:

    إنْ رَأَيْتَهُ فَلاَ تَقُلْ لَهُ شَيْأ – Eğer onun görürsen, bir şey söyleme

    Örnek:

    مَنْ يَكْثِرْ مِزَاحَهُ فَهَلْ يَنْجَحْ في عَمَلِهِ؟ – Çok şaka yapan, işinde başarılı olur mu?

    Örnek:

    من يضعْ لَبِنَة في بناء نهضة وطنه  فقد إرتفعتْ  مكانته.

    “Kim yurdunun kalkınmasında bir tuğla koyarsa, mevkisini yükseltir.”

    Örnek:

    إن تصادقْ الصالحَ فلن تضِلُّ أبداً.

    “İyi birini dost edinirsen, asla şaşmazsın.”

    Örnek:

    إن أحسنتَ إلى الناس  فسيُؤْتيك اللّهُ  أجْرَك.

    “İnsanlara iyilik yaparsan Allah senin ecrini verir.”

    متى يأتِ  الشِّتاءُ فسنَلْبَسُ  الملابسَ الصوفية.

    “Ne zaman kış gelirse, yünlü elbiseler giyeriz.”

    Örnek:

    مهما تُخِفْ مِن طِباعِك  فسوف تُعرفْ.

    “ Her ne kadar tabiatını gizlesen de (o) bilinir.”

    من ظلمَ  النّاسَ فسوف يندمْ.

    “Kim insanlara zulüm ederse, pişman olur.”

    من يَرْتَدَّ عن دينه فسوف يأتي اللهُ  بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ

    “Sizden kim dininden dönerse, (bilin ki) Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki,

    Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler.”

    Örnek:

    إن كُنْتُمْ  تُحِبّون اللهَ  فاتّبِعوني  يُحْبِبكم اللهُ

    cümlenin başında bir “ف”   harfi bulunmalısı zorunludur.

    “Yaptıklarından dolayı başlarına bir kötülük isabet ederse ümitlerini hemen yitiriverirler.”

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Arapça Ef’alu Kulub

     Ef’alu Kulub

    Efalu Kulub افعال القلوب

    Bilgi, zan ve değiştirme fiilleri olarak da isimlendirilen bu fiiller bir şeyi bilmek, zannetmek gibi anlamlar yüklediğinden Bilgi, zan ve değiştirme fiilleri olarak da adlandırılırlar. Diğer fiillere nisbetle en farklı yönleri iki meful almalarıdır. Başına geldikleri isim cümlesinin müptedasını birinci mef’ul, haberini de ikinci mef’ul olarak nasb ederler. İkinci mef’ûl müfred olarak geldiği gibi, cümle ve şibh cümle olarak da gelebilir.

    Örnek:

    رَجَبٌ فَقِيرٌ – Recep fakirdir.

    ظَنَنْتُ رَجَبًا فَقِيرًا – Receb’i fakir zannettim.

    İlk cümle bir isim cümlesidir. İkinci cümlede ise ef’alu kulub’dan zan fiiilleri kategorisinden bir fiil ظَنَّ fiili bu isim cümlesinin başına gelerek hem haberi hem de müptedayı kendisine birer mef’ul yapmıştır.

    Üç ana grup halinde bu sayfada bigi, zan ve değiştirme fiillerini anlatmakla birlikte her birini ayrıca birer başlık altında da inceleyeceğiz.

    1. Bilgi Fiilleri أفعال اليقين

    Bilgi fiilleri, bilmek, görmek, algılamak anlamlarını veren, ef’alu yakin ismiyle de bilinen fiil çeşitleridir. Şu fiillerden oluşur:

    وَجَدَ  – buldu  –  وَ وَجَدَكَ عَائِلاً فَأَغْنَى  – Seni fakir bulup zengin etmedi mi? (Seni fakir olarak görüp zenginleştirmedi mi?)

    رَأَي – gördü  –  رَأَيْتُ الْقِرَاءَةَ مُفِيدَةً – Okumayı faydalı gördüm.

    عَلِمَ – bildi   –  عَلِمْتُ إسْطًنْبُولَ كَرِيمَةً – İstanbul’u cömert bildim.

    دَرَي – bildi    –  دْرِي بهِ صديقِي – Onu arkadaşım bilirim.

    تَعَلَّمْ – bil (emir) – تَعَلَّمْ الحياةَ صَعْبَةً – Hayatı zor bil (Bil ki hayat zordur)

    2. Zan Fiilleri أفعال الظن

    Zan fiilleri, yanlış bir yargıda bulunmak, zannetmek, sanmak anlamında kullanılan ef’alu zan adı da verilen fiil türüdür. Diğer ef’alu kulub fiilleri gibi zan fiilleri de iki meful alırlar. Ef’alu zan şunlardır:

    حَسِبَ – hesab etti – حَسِبْتُهُ غَنِيًّا – Onu zengin hesab ettim (Onu zengin sandım)

    ظَنَّ – zannetti – ظَنَنْتُ الغُرْفَةَ فَارِغَةً – Odayı boş zannettim (sandım)

    عَدَّ – saydı – يَعُدُهُم من الْأعْرَابِ  – Onları Araplardan sayıyorlar.

    خَالَ – hayal etti – أخِيلُ أبانا شَابًّا – Babamızı bir genç olarak hayal ediyorum (genç olduğunu varsayıyorum)

    زَعَمَ – zannetti – أ زَعَمْتَ رَجَبًا غَنِيًّا – Receb’i zengin mi zannettin?

    هَبْ – farzet (emir) – هَبْ وَلَدًا ذَكِيَّا – farzet (ki) zeki bir çocuk

    3. Değiştirme Fiilleri أفعال التحويل

    Değiştirme fiilleri, bir durumdan başka bir duruma dönüşümü, değişimi, edinmeyi veya kılmayı anlatan fiillerdir. Bu fiillere ef’alu’t-tahvil de denir. Ef’alu tahvil şunlardır:

    إِتَّخَذَ – edindi – إتَّخَذَ اللهُ إبْرَاهِيمَ خَلِيلاً – Allah İbrahim’i dost edindi.

    صَيَّرَ – kıldı, yaptı –  مَنْ عَلَّمَنِي حَرْفًا فَقَدْ صَيَّرَنِي عَبْدًا – kim ki bana bir harf öğretti beni köle yaptı (bana bir harf öğretenin kölesi olurum)

    جَعَلَ – yaptı –  جَعَلَ الإسْلاَمُ المُؤْمِنِينَ إِخْوَانًا – İslam, müminleri kardeş yaptı.

    حَوَّلَ – değiştirdi –  حَوَّلَ المَوْضُوعَ إلى غَيْرِهِ – Konuyu değiştirdi.

    رَذَّ – geri çevirdi – رَذِذْتُ الرجُلَ حَزِينًا  – Adamı mutsuz olarak geri çevirdim

    Efalu Kulub افعال القلوب

    Bilgi, zan ve değiştirme fiilleri olarak da isimlendirilen bu fiiller bir şeyi bilmek, zannetmek gibi anlamlar yüklediğinden Bilgi, zan ve değiştirme fiilleri olarak da adlandırılırlar. Diğer fiillere nisbetle en farklı yönleri iki meful almalarıdır. Başına geldikleri isim cümlesinin müptedasını birinci mef’ul, haberini de ikinci mef’ul olarak nasb ederler. İkinci mef’ûl müfred olarak geldiği gibi, cümle ve şibh cümle olarak da gelebilir.

    Örnek:

    رَجَبٌ فَقِيرٌ – Recep fakirdir.

    ظَنَنْتُ رَجَبًا فَقِيرًا – Receb’i fakir zannettim.

    İlk cümle bir isim cümlesidir. İkinci cümlede ise ef’alu kulub’dan zan fiiilleri kategorisinden bir fiil ظَنَّ fiili bu isim cümlesinin başına gelerek hem haberi hem de müptedayı kendisine birer mef’ul yapmıştır.

    Üç ana grup halinde bu sayfada bigi, zan ve değiştirme fiillerini anlatmakla birlikte her birini ayrıca birer başlık altında da inceleyeceğiz.

    Bilgi fiilleri, bilmek, görmek, algılamak anlamlarını veren, ef’alu yakin ismiyle de bilinen fiil çeşitleridir. Şu fiillerden oluşur:

    وَجَدَ  – buldu  –  وَ وَجَدَكَ عَائِلاً فَأَغْنَى  – Seni fakir bulup zengin etmedi mi? (Seni fakir olarak görüp zenginleştirmedi mi?)

    رَأَي – gördü  –  رَأَيْتُ الْقِرَاءَةَ مُفِيدَةً – Okumayı faydalı gördüm.

    عَلِمَ – bildi   –  عَلِمْتُ إسْطًنْبُولَ كَرِيمَةً – İstanbul’u cömert bildim.

    دَرَي – bildi    –  دْرِي بهِ صديقِي – Onu arkadaşım bilirim.

    تَعَلَّمْ – bil (emir) – تَعَلَّمْ الحياةَ صَعْبَةً – Hayatı zor bil (Bil ki hayat zordur)

    Zan fiilleri, yanlış bir yargıda bulunmak, zannetmek, sanmak anlamında kullanılan ef’alu zan adı da verilen fiil türüdür. Diğer ef’alu kulub fiilleri gibi zan fiilleri de iki meful alırlar. Ef’alu zan şunlardır:

    حَسِبَ – hesab etti – حَسِبْتُهُ غَنِيًّا – Onu zengin hesab ettim (Onu zengin sandım)

    ظَنَّ – zannetti – ظَنَنْتُ الغُرْفَةَ فَارِغَةً – Odayı boş zannettim (sandım)

    عَدَّ – saydı – يَعُدُهُم من الْأعْرَابِ  – Onları Araplardan sayıyorlar.

    خَالَ – hayal etti – أخِيلُ أبانا شَابًّا – Babamızı bir genç olarak hayal ediyorum (genç olduğunu varsayıyorum)

    زَعَمَ – zannetti – أ زَعَمْتَ رَجَبًا غَنِيًّا – Receb’i zengin mi zannettin?

    هَبْ – farzet (emir) – هَبْ وَلَدًا ذَكِيَّا – farzet (ki) zeki bir çocuk

    Değiştirme fiilleri, bir durumdan başka bir duruma dönüşümü, değişimi, edinmeyi veya kılmayı anlatan fiillerdir. Bu fiillere ef’alu’t-tahvil de denir. Ef’alu tahvil şunlardır:

    إِتَّخَذَ – edindi – إتَّخَذَ اللهُ إبْرَاهِيمَ خَلِيلاً – Allah İbrahim’i dost edindi.

    صَيَّرَ – kıldı, yaptı –  مَنْ عَلَّمَنِي حَرْفًا فَقَدْ صَيَّرَنِي عَبْدًا – kim ki bana bir harf öğretti beni köle yaptı (bana bir harf öğretenin kölesi olurum)

    جَعَلَ – yaptı –  جَعَلَ الإسْلاَمُ المُؤْمِنِينَ إِخْوَانًا – İslam, müminleri kardeş yaptı.

    حَوَّلَ – değiştirdi –  حَوَّلَ المَوْضُوعَ إلى غَيْرِهِ – Konuyu değiştirdi.

    رَذَّ – geri çevirdi – رَذِذْتُ الرجُلَ حَزِينًا  – Adamı mutsuz olarak geri çevirdim

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Fiil Cümlesi

     Fiil Cümlesi

    Arapçada Fiil Cümlesi

    Arapçada  iki çeşit cümle yapısı vardır. Bir isimle başlayan cümlelere isim cümlesi, bir fiille başlayan cümlelere de fiil cümlesi denir. Diğer bir deyişle öznesi yükleminden önce gelen cümlelere isim cümlesi, yüklemi öznesinden önce gelen cümlelere de fiil cümlesi denir.

    Arapça Fiil Cümlesinin Unsurları

    Arapça fiil cümlesi 3 ana unsurdan oluşur.

    Fiil (yüklem) + Fail (özne) + Meful (tümleç/nesne)

    Bu unsurların sıralaması ise sağdan sola doğru şu şekilde olur,

    Önce fiil söylenir, sonra söz konusu fiili gerçekleştiren özne yani fail söylenir, sonra da failin yaptığı bu eylemden etkilenen nesne (tümleç) yani mef’ul söylenir.

    Örnek:

    رأي رجبٌ حسنًا  (rea recebun hasanen) – Recep Hasan’ı gördü

    Bu örnekte cümlemiz görmek eylemi ile yani “rea” fiili ile başlamıştır. Görme eylemini gerçekleştiren fail “Recep”tir. Bu nedenle sonu “un” şeklinde bitmiştir. Receb’in bu eyleminden etkilenen nesne ise “Hasan”dır.  Bu sebeple “hasenen” şeklinde bitmiştir.

    Şimdi tersini yapalım, Hasan Receb’i gördü diyelim:

    رأي حسنٌ رجبًا

    Arapçada Fiil, Fail, Mef’ul

    Fiil cümlesinin unsurlarına şimdi biraz daha yakından bakalım:

    1. Fiil
      Bir eylemi, zamana bağlı olarak anlatan kelimelerdir. Örneğin yukarıdaki cümlede yer alan “gördü” ifadesi görme eyleminin geçmiş zamanda yapıldığını anlatmaktadır. “görüyor” dense idi bu durumda yine görme eyleminin bu sefer şimdiki zamanda yapıldığını anlatmış olacaktı.
      Arapçada üç fiil zamanı vardır.
      Geçmiş zaman (Mazi)
      b. Şimdiki ve geniş zaman (Muzari)
      c. Emir (Emr)
    2. Fail
      Türkçede özne kavramının tam karşılığıdır. Kendisinden önce söylenen eylemi (fiili) gerçekleştiren unsurdur. Fail tek kelimelik bir isim olabileceği gibi, bir cümle şeklinde veya cümlemsi yapılar (şibih cümle) şeklinde gelebilir. Failler daima merfu konumda olurlar (Ref Hali). Merfuluk, yani öznel hal (veya yalın hal) tekil kelimelerde kelimenin son harfinin harekesine bakılarak anlaşılır. Merfu kelimelerin (tekil olanlar) son harflerinin harekesi ötre olur.
    3. Mef’ul
      Türkçede tümleç veya nesne dediğimiz kavramın Arapçadaki karşılığıdır. Tanım olarak, failin gerçekleştirdiği fiilden etkilenen unsurdur. Mef’uller daima mansub konumda olurlar (Nasb Hali). Mansubluk, yani nesnel hal veya bir kelimenin ek almış hali, tekil kelimelerde kelimenin son harfinin harekesinin fethalı olması ile anlaşılır.

    Arapçada Fiil Cümlesi

    Arapçada  iki çeşit cümle yapısı vardır. Bir isimle başlayan cümlelere isim cümlesi, bir fiille başlayan cümlelere de fiil cümlesi denir. Diğer bir deyişle öznesi yükleminden önce gelen cümlelere isim cümlesi, yüklemi öznesinden önce gelen cümlelere de fiil cümlesi denir.

    Arapça fiil cümlesi 3 ana unsurdan oluşur.

    Fiil (yüklem) + Fail (özne) + Meful (tümleç/nesne)

    Bu unsurların sıralaması ise sağdan sola doğru şu şekilde olur,

    Önce fiil söylenir, sonra söz konusu fiili gerçekleştiren özne yani fail söylenir, sonra da failin yaptığı bu eylemden etkilenen nesne (tümleç) yani mef’ul söylenir.

    Örnek:

    رأي رجبٌ حسنًا  (rea recebun hasanen) – Recep Hasan’ı gördü

    Bu örnekte cümlemiz görmek eylemi ile yani “rea” fiili ile başlamıştır. Görme eylemini gerçekleştiren fail “Recep”tir. Bu nedenle sonu “un” şeklinde bitmiştir. Receb’in bu eyleminden etkilenen nesne ise “Hasan”dır.  Bu sebeple “hasenen” şeklinde bitmiştir.

    Şimdi tersini yapalım, Hasan Receb’i gördü diyelim:

    رأي حسنٌ رجبًا

    Fiil cümlesinin unsurlarına şimdi biraz daha yakından bakalım:

    1. Fiil
      Bir eylemi, zamana bağlı olarak anlatan kelimelerdir. Örneğin yukarıdaki cümlede yer alan “gördü” ifadesi görme eyleminin geçmiş zamanda yapıldığını anlatmaktadır. “görüyor” dense idi bu durumda yine görme eyleminin bu sefer şimdiki zamanda yapıldığını anlatmış olacaktı.
      Arapçada üç fiil zamanı vardır.
      Geçmiş zaman (Mazi)
      b. Şimdiki ve geniş zaman (Muzari)
      c. Emir (Emr)
    2. Fail
      Türkçede özne kavramının tam karşılığıdır. Kendisinden önce söylenen eylemi (fiili) gerçekleştiren unsurdur. Fail tek kelimelik bir isim olabileceği gibi, bir cümle şeklinde veya cümlemsi yapılar (şibih cümle) şeklinde gelebilir. Failler daima merfu konumda olurlar (Ref Hali). Merfuluk, yani öznel hal (veya yalın hal) tekil kelimelerde kelimenin son harfinin harekesine bakılarak anlaşılır. Merfu kelimelerin (tekil olanlar) son harflerinin harekesi ötre olur.
    3. Mef’ul
      Türkçede tümleç veya nesne dediğimiz kavramın Arapçadaki karşılığıdır. Tanım olarak, failin gerçekleştirdiği fiilden etkilenen unsurdur. Mef’uller daima mansub konumda olurlar (Nasb Hali). Mansubluk, yani nesnel hal veya bir kelimenin ek almış hali, tekil kelimelerde kelimenin son harfinin harekesinin fethalı olması ile anlaşılır.

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • İsim Cümlesi

     İsim Cümlesi

    Arapçada İsim Cümlesi – Müpteda Haber

    Arapçada iki temel cümle yapısı vardır. Fiil cümlesi ve isim cümlesi. Cümlenin isim cümlesi mi yoksa fiil cümlesi mi olduğunu anlamak için cümlenin ilk kelimesine bakılır. İlk kelimesi fiil ise fiil cümlesi, ilk kelimesi isim cinsinden bir kelime olursa isim cümlesi olur. Başka bir deyişle, isimle başlayan cümlelere isim cümlesi, fiil ile başlayan cümlelere de fiil cümlesi denir:

    İsim cümlesinin 2 temel unsuru vardır: Mübteda ve haber. Mübteda, cümlenin öznesidir. Genellikle isim cümlesinin başında bulunur ve merfu konumdadır. Haber ise cümlenin yüklemidir ve mübtedadan sonra gelir. Haber, mübteda hakkında bilgi veren unsurdur.

    Arapça İsim Cümlesinde Müptedanın Özellikleri

    1. İsim cümlesinin ilk unsurudur.
    2. Marifedir. Yani belirlidir.
    3. Merfudur. Yani öznedir.

    Arapça İsim Cümlesinde Haberin Özellikleri

    1. Haber tek bir kelime olarak, harf-i cerin mecruru bulunan bir isim olarak ve zarf olarak gelebileceği gibi cümle olarak da gelebilir.
    2. Haber, müptedaya adet ve cinsiyet açısından uyum gösterir. Yani tekil müptedanın haberi tekil olur. Müennes müptedanın haberi de müennes olur.
    3. Haber, mübteda gibi ref durumunda gelir. Ancak harf-i cerli isim, zarf ve cümle olarak geldiğinde ref alameti açıkça görülmez. Ref alametini açıkça göremediğimiz için, “yer itibariyle merfu” anlamında “mahallen merfu” ifadesini kullanırız.
    4. Mübteda gayr-i âkıl cem’i olduğunda, yani akıl sahibi olmayan varlıkların cemisi olduğunda haber müfred-müennes olarak gelir.
    5. Haber tek bir kelime olduğunda şu kaideler geçerlidir:
    • Mübteda önce, haber sonra gelir.
    • Mübteda marife, haber nekra olur.
    • Haber mübtedaya cinsiyet, sayı ve irab açısından uyar.
    1. Haber, harf-i cerin mecruru olan bir isim veya zarf olduğunda haber mübtedadan önce gelebilir. Bu durumda mübteda nekra olur. Cümle Türkçeye, “Bir yerde bir kimse veya bir şey var.” şeklinde tercüme edilir.
    2. Haber bir fiil cümlesi olabilir. Bu durumda mübteda mutlaka başta gelir ve marife olur. Haber konumunda olan fiil ise cinsiyet ve sayı bakımından mübtedaya uyar.
    3. Haber isim cümlesi olarak da gelebilir.

    Arapçada İsim Cümlesi – Müpteda Haber

    Arapçada iki temel cümle yapısı vardır. Fiil cümlesi ve isim cümlesi. Cümlenin isim cümlesi mi yoksa fiil cümlesi mi olduğunu anlamak için cümlenin ilk kelimesine bakılır. İlk kelimesi fiil ise fiil cümlesi, ilk kelimesi isim cinsinden bir kelime olursa isim cümlesi olur. Başka bir deyişle, isimle başlayan cümlelere isim cümlesi, fiil ile başlayan cümlelere de fiil cümlesi denir:

    İsim cümlesinin 2 temel unsuru vardır: Mübteda ve haber. Mübteda, cümlenin öznesidir. Genellikle isim cümlesinin başında bulunur ve merfu konumdadır. Haber ise cümlenin yüklemidir ve mübtedadan sonra gelir. Haber, mübteda hakkında bilgi veren unsurdur.

    1. İsim cümlesinin ilk unsurudur.
    2. Marifedir. Yani belirlidir.
    3. Merfudur. Yani öznedir.
    1. Haber tek bir kelime olarak, harf-i cerin mecruru bulunan bir isim olarak ve zarf olarak gelebileceği gibi cümle olarak da gelebilir.
    2. Haber, müptedaya adet ve cinsiyet açısından uyum gösterir. Yani tekil müptedanın haberi tekil olur. Müennes müptedanın haberi de müennes olur.
    3. Haber, mübteda gibi ref durumunda gelir. Ancak harf-i cerli isim, zarf ve cümle olarak geldiğinde ref alameti açıkça görülmez. Ref alametini açıkça göremediğimiz için, “yer itibariyle merfu” anlamında “mahallen merfu” ifadesini kullanırız.
    4. Mübteda gayr-i âkıl cem’i olduğunda, yani akıl sahibi olmayan varlıkların cemisi olduğunda haber müfred-müennes olarak gelir.
    5. Haber tek bir kelime olduğunda şu kaideler geçerlidir:
    • Mübteda önce, haber sonra gelir.
    • Mübteda marife, haber nekra olur.
    • Haber mübtedaya cinsiyet, sayı ve irab açısından uyar.
    1. Haber, harf-i cerin mecruru olan bir isim veya zarf olduğunda haber mübtedadan önce gelebilir. Bu durumda mübteda nekra olur. Cümle Türkçeye, “Bir yerde bir kimse veya bir şey var.” şeklinde tercüme edilir.
    2. Haber bir fiil cümlesi olabilir. Bu durumda mübteda mutlaka başta gelir ve marife olur. Haber konumunda olan fiil ise cinsiyet ve sayı bakımından mübtedaya uyar.
    3. Haber isim cümlesi olarak da gelebilir.

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Lazım Mebniler

    Lazım Mebniler

    Lâzım Mebnî Kelimeler ve Çeşitleri

    I- Lâzım Mebnî (المبنى اللازم)
    II- Arız Mebnî (ر المبنى العارض

    1 Lazım Mebnî (المبنى اللأزم ): Hiç bir durumda sonu değişmeyen kelimedir. Lazım mebnî kelimeler üçe ayrılır:

    A. Lâzım Mebnî isimler: 

    l-Zamîrler,

    2-İsm-i işaretler,

    3- İsmi mev-sûller

    4-Şart isimleri

    5-îstifhâm (soru) isimleri

    6-Bazı kinayeler (belgisiz sıfatlar),

    7-Lazım Mebni zarflar,

    8-Fiil isimleri

    9-Savtlar (taklit edilen sesler)

    B Lazım Mebnî Fiiller:

    1-Mâzî,

    2-Emir
    C-Lâzım Mebnî Harfler: Bütün harfler

    2 Ârız Mebni (المبنى العارض): Normalde mu’rabken bazı şartlarla
    1- Mu‘rab: جاء الرجل، رايت لرجل، اثنيت على لرجل
    2- Mebnî: لأ رجل في الدار، يا رجل
    Yukarıdaki ilk üç cümlede (الرجل) kelimesi mu’rabken, umûmî
    olumsuzluk bildiren لآ nın ismi olunca feth üzere mebnî, münâdâ olunca zamme üzere mebnî olmuştur.

    Arızı Mebni

    Mebni ifadesi Arapçada, cümle içerisinde hangi görevi alırsa alsın son harfinin harekesi değişmeyen kelimeler için kullanılan bir kavramdır. Arapçada Mebniler bahsinde bu konu ayrıca işlenmiştir. Mebni kelimeler, arız mebni ve lazım mebni olmak üzere iki ana kategoride incelenir.

    Lazım mebni dendiğinde belli bir şarta bağlı kalmaksızın kelimenin kendi yapısı sebebiyle sürekli mebni olan kelimeler anlaşılır.

    Lazım mebni kelime grupları şunlardır:

    1. Bazı zarflar

     

    Mekan veya zaman belirlemek için kullanılan zarflardan 17 tanesi lazım mebnidir.

    1.1   حَيثُ – damme üzere mebni mekan zarfıdır. …dığı yere, …ceği yere, her nerede ise .. gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek:  أنظر حيث ينظر أحمد – Ahmed’in baktığı yere bak!

    1.2 لَدُنْ – sükun üzere mebni mekan zarfıdır. Yanında, katında, tarafında, nezdinde anlamlarında kullanılır.

    Örnek: وعلّمْناهُ من لَدُنّا علمًا – Ve ona katımızdan bir ilim öğrettik

    1.3 لدَى – sükun üzere mebni mekan zarfıdır. Yanında, katında, tarafında, nezdinde anlamlarında kullanılır.

    Örnek: رأيتُه لدى العمارة – Onu binanın yanında gördüm.

    1.4 أيْنَ – Fetha üzere mebni mekan zarfıdır. Aynı zamanda soru ismidir. Nerede, nereye anlamlarında kullanılır.

    Örnek: أيْنَ كُنْتُمْ؟ – Neredeydiniz?

    1.5 هُنا – Sükun üzere mebni, mekan işaret ismidir. Burada, buraya anlamlarında kullanılır.

    Örnek: هنا سوق كبير – Burası büyük bir çarşıdır.

    1.6 ثَمَّ – Fetha üzere mebni, mekan işaret ismidir. Orada, oraya, orası gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek: ثم ينام رجلٌ – Orada bir adam uyuyor.

    1.7 إذْ – Sükun üzere mebni, zaman zarfıdır. O zaman, …dığında gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek: أقرأ إذ قرأتَ – Okuduğun zaman okurum.

    1.8 إذا – Sükun üzere mebnidir, zaman zarfıdır. Aynı zamanda cezm etmeyen şart edatlarındandır. O zaman, …dığında, …dığı zaman gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek: إذا جاء الربيع تتفتح الأزهار – Bahar geldiği zaman çiçekler açar.

    1.9 أمسِ – Kesra üzere mebni zaman zarfıdır. Dün anlamında kullanılır.

    Örnek: كان الجو ممطرًا أمسِ – Dün hava yağmurluydu.

    1.10 مُنذُ – Damme üzere mebnidir. Zaman zarfıdır. …den beri anlamında kullanılır.

    Örnek: ما رأيتك منذُ سنتين – iki seneden beri seni görmedim.

    1.11 مُذْ – Sükun üzere mebni, zaman zarfıdır. …den beri anlamında kullanılır.

    Örnek: ما رأيتك مذ سنتين – iki seneden beri seni görmedim.

    1.12 قَطُّ – Damme üzere mebni, zaman zarfıdır. Asla, hiç anlamlarında kullanılır.

    Örnek: ما رأيت اسطنبول في حياتي قطُّ – Hayatımda İstanbul’u hiç görmedim.

    1.13 لَمّا – Sükun üzere mebni, zaman zarfıdır. …dığında, …ınca anlamlarında kullanılır.

    Örnek: لمّا دخلت الغرفة سلمت عليه– Odaya girince ona selam verdim.

    1.14 أيّانَ – Fetha üzere mebni, zaman zarfıdır. Soru ve şart ifade eder. Ne zaman, …dığı zaman gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek: أيّان تٌبعَثون من كُبُرِكُم – Kabirlerinizden ne zaman diriltileceksiniz?

    أيّانَ تَذْهَبْ أذهبْ معك – Ne zaman gidersen, seninle giderim.

    1.15 مَتَى – Sükun üzere mebni zaman zarfıdır. Soru ve şart ifade eder. Ne zaman, …dığında, …dığı zaman gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek: متى تأتي هنا؟ – Buraya ne zaman geliyorsun?

    متى تسألْ أجيبْ – Sorduğunda cevap veririm.

    1.16 ألآنَ – Fetha üzere mebni  zaman zarfıdır. Şimdi, şu anda anlamlarında kullanılır.

    Örnek: يمكنك أنْ تقرأَ الآنَ – Şimdi okuyabilirsin.

    1.17 أنَّى – Sükun üzere mebni zaman, mekan veya durum zarfıdır.

    Örnek: قال يا مريم أنّى لك هذا؟

    – Meryem, bu sana nereden geldi?

    2. Mazi Fiiller

     

    Mazi fiiller lazım mebni kategorisindedir. Cem-i müzekker gaib (3. şahıs çoğul eriller) damme üzere mebni iken; gaib ve gaibenin müfred ve tesniyeleri (3. şahıs eril ve dişil çekimlerin tekil ve ikil versiyonları) fetha üzere mebnidir. Geri kalan diğer çekimler ise sükun üzere mebni olurlar.

    3. Emr-i Hazır

     

    Emr-i Hazır (1. şahıs emir çekimleri) lazım mebni kategorisindedir. Müfred müzekker (tekil eriller) ve cem-i müennes (dişil çoğullar) sükun üzere mebni iken; cem-i müzekker (çoğul eriller), müfred müennes (tekil dişiller) ve tesniye siygalarında (ikil çekimlerinde) sondaki nun harfinin düşmesiyle mebni olurlar.

    4. Şart Edatları

     

    Şart isimleri, şart ifade eden harfler ve şart ifade eden zarflar lazım mebni kategorisindedir.

    a) Lazım mebni olan Şart isimleri şunlardır:

    مَنْ ، ما ، مَهْما ، إذما ، متَى ، أيّانَ ، أينَ ، أنّى ، حَيْثُما ، كَيْفم

    b) Lazım mebni olan şart harfleri şunlardır:

    لَوْ ، لَوْلا ، لَوْما ، أمّا

    c) Lazım mebni olan ve şart ifade eden zarflar şunlardır:

    لمّا ، إذا ، إذْ ، عِنْدَما ، كُلَّما ، بَيْنَما ، حِينَما

    5. Soru İsimleri

     

    أيّ haricinde soru isimlerinin tamamı lazım mebni kategorisindedir.

    a) مَنْ – Sükun üzere mebni soru ismidir. Akıllı varlıklar için kullanılır. Kim, kime, kimi, hangisi gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek: مَنْ وجَدَ هذا الولد؟ – Bu çocuğu kim buldu?

    b) مَا – Sükun üzere mebni soru ismidir. Akılsız varlıklar için kullanılır. Ne, neyi, neye gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek: ما رأيك في هذا الموضوع؟ – Bu konudaki görüşün ne?

    c) مَنْ ذَا – Sükun üzere mebni soru isidir. مَنْ soru ismiyle aynı anlamda ve aynı şekilde kullanılır.

    d) مَا ذا – Sükun üzere mebni soru ismidir. ما soru ismiyle aynı anlamda ve aynı şekilde kullanılır.

    e) مَتَى – Sükun üzere mebni soru ismidir. Ne zaman anlamında kullanılır.

    Örnek: مَتى نذهب؟ – Ne zaman gidiyoruz?

    f) أيّان – Fetha üzere mebni soru ismidir. Ne zaman anlamında gelecek zaman için kullanılır.

    Örnek: أيان يوم الرجوع؟ – Dönüş günü ne zaman?

    g) أيْنَ – Fetha üzere mebni soru ismidir. Nerede, nereye anlamlarında mekan sormak için kullanılır.

    Örnek: أين أبوك؟ – Baban nerede?

    h) كَيْفَ – Fetha üzere mebni soru ismidir. Nasıl? anlamında hal, durum sormak için kullanılır.

    Örnek: كَيفَ كانت رحلتك؟ – Yolculuğun nasıldı?

    ı) كَمْ – Sükun üzere mebni soru ismidir. Kaç, ne kadar anlamlarında sayı ve aded sormak için kullanılır.

    Örnek: كَم دقيقة عندنا؟ – Kaç dakikamız var?

    i) أنّى – Sükun üzere mebni soru ismidir. Nasıl, nerede anlamlarında kullanılır.

    Örnek: أنّى يكون ذلك؟ –  Bu nasıl olur?

    6. İsim Fiiller

     

    Arapçada bazı isimler mazi fiil veya muzari fiil ya da emir fiil olarak kullanılırlar fakat aslında fiil olmadıkları için çekimleri yapılmaz. Bu nedenle lazım mebni kategorisinde değerlendirilirler. İsim fiillerin yapıları ve örnekler isim fiiller başlığı altında ayrıca incelenecektir. Burada bir kaç isim fiil örneği vermekle yetiniyoruz:

    مَهْ – yapma!

    وَيْ – vay canına, şaşarım!

    سُرْعانَ – ne çabuk!

    أُفٍّ – bıktım!

    آمِينْ – kabul et! öyle olsun!

    7. Savtlar (Sesleri taklit eden yapılar)

     

    Savtlar bazı sesleri taklid etmek, seslenmek, kovmak veya çağırmak için kullanılan ses taklidi kelimelerdir. Bazı gramercilere göre nida harfleri ve taaccüb (şaşkınlık) ifadeleri de savtlar bahsinin içerisinde incelenir. Savtlar başlığında bu konu detaylarıyla işlenecektir. Burada bir kaç savt örneği vermekle yetiniyoruz:

    غِشْ – (kediye) pist!

    هَجْ – (köpeğe) hoşt!

    إخْ – deveyi çökertmek için söylenir.

    8. Bazı Kinayeler

     

    Aslında belli olan bir hususu, sanki belli değilmiş gibi açık olmayan bir şekilde anlatmaya kinaye denir. Bu anlatım tarzı için kullanılan bazı kinaye kelimeleri lazım mebni kategorisinde değerlendirilir. Kinaye konusu ayrıca işlenecektir. Lazım mebni olan kinayeler şunlardır:

    كَمْ ، كَأيِّنْ ، كَأيٍّ ، كذا ، كَيْتَ ، ذَيْتَ

    Bunların dışında kalan kinayeler lazım mebni değil, muğrabtırlar.

    Mebni ifadesi Arapçada, cümle içerisinde hangi görevi alırsa alsın son harfinin harekesi değişmeyen kelimeler için kullanılan bir kavramdır. Arapçada Mebniler bahsinde bu konu ayrıca işlenmiştir. Mebni kelimeler, arız mebni ve lazım mebni olmak üzere iki ana kategoride incelenir.

    Lazım mebni dendiğinde belli bir şarta bağlı kalmaksızın kelimenin kendi yapısı sebebiyle sürekli mebni olan kelimeler anlaşılır.

    Lazım mebni kelime grupları şunlardır:

    Mekan veya zaman belirlemek için kullanılan zarflardan 17 tanesi lazım mebnidir.

    1.1   حَيثُ – damme üzere mebni mekan zarfıdır. …dığı yere, …ceği yere, her nerede ise .. gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek:  أنظر حيث ينظر أحمد – Ahmed’in baktığı yere bak!

    1.2 لَدُنْ – sükun üzere mebni mekan zarfıdır. Yanında, katında, tarafında, nezdinde anlamlarında kullanılır.

    Örnek: وعلّمْناهُ من لَدُنّا علمًا – Ve ona katımızdan bir ilim öğrettik

    1.3 لدَى – sükun üzere mebni mekan zarfıdır. Yanında, katında, tarafında, nezdinde anlamlarında kullanılır.

    Örnek: رأيتُه لدى العمارة – Onu binanın yanında gördüm.

    1.4 أيْنَ – Fetha üzere mebni mekan zarfıdır. Aynı zamanda soru ismidir. Nerede, nereye anlamlarında kullanılır.

    Örnek: أيْنَ كُنْتُمْ؟ – Neredeydiniz?

    1.5 هُنا – Sükun üzere mebni, mekan işaret ismidir. Burada, buraya anlamlarında kullanılır.

    Örnek: هنا سوق كبير – Burası büyük bir çarşıdır.

    1.6 ثَمَّ – Fetha üzere mebni, mekan işaret ismidir. Orada, oraya, orası gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek: ثم ينام رجلٌ – Orada bir adam uyuyor.

    1.7 إذْ – Sükun üzere mebni, zaman zarfıdır. O zaman, …dığında gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek: أقرأ إذ قرأتَ – Okuduğun zaman okurum.

    1.8 إذا – Sükun üzere mebnidir, zaman zarfıdır. Aynı zamanda cezm etmeyen şart edatlarındandır. O zaman, …dığında, …dığı zaman gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek: إذا جاء الربيع تتفتح الأزهار – Bahar geldiği zaman çiçekler açar.

    1.9 أمسِ – Kesra üzere mebni zaman zarfıdır. Dün anlamında kullanılır.

    Örnek: كان الجو ممطرًا أمسِ – Dün hava yağmurluydu.

    1.10 مُنذُ – Damme üzere mebnidir. Zaman zarfıdır. …den beri anlamında kullanılır.

    Örnek: ما رأيتك منذُ سنتين – iki seneden beri seni görmedim.

    1.11 مُذْ – Sükun üzere mebni, zaman zarfıdır. …den beri anlamında kullanılır.

    Örnek: ما رأيتك مذ سنتين – iki seneden beri seni görmedim.

    1.12 قَطُّ – Damme üzere mebni, zaman zarfıdır. Asla, hiç anlamlarında kullanılır.

    Örnek: ما رأيت اسطنبول في حياتي قطُّ – Hayatımda İstanbul’u hiç görmedim.

    1.13 لَمّا – Sükun üzere mebni, zaman zarfıdır. …dığında, …ınca anlamlarında kullanılır.

    Örnek: لمّا دخلت الغرفة سلمت عليه– Odaya girince ona selam verdim.

    1.14 أيّانَ – Fetha üzere mebni, zaman zarfıdır. Soru ve şart ifade eder. Ne zaman, …dığı zaman gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek: أيّان تٌبعَثون من كُبُرِكُم – Kabirlerinizden ne zaman diriltileceksiniz?

    أيّانَ تَذْهَبْ أذهبْ معك – Ne zaman gidersen, seninle giderim.

    1.15 مَتَى – Sükun üzere mebni zaman zarfıdır. Soru ve şart ifade eder. Ne zaman, …dığında, …dığı zaman gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek: متى تأتي هنا؟ – Buraya ne zaman geliyorsun?

    متى تسألْ أجيبْ – Sorduğunda cevap veririm.

    1.16 ألآنَ – Fetha üzere mebni  zaman zarfıdır. Şimdi, şu anda anlamlarında kullanılır.

    Örnek: يمكنك أنْ تقرأَ الآنَ – Şimdi okuyabilirsin.

    1.17 أنَّى – Sükun üzere mebni zaman, mekan veya durum zarfıdır.

    Örnek: قال يا مريم أنّى لك هذا؟

    – Meryem, bu sana nereden geldi?

    Mazi fiiller lazım mebni kategorisindedir. Cem-i müzekker gaib (3. şahıs çoğul eriller) damme üzere mebni iken; gaib ve gaibenin müfred ve tesniyeleri (3. şahıs eril ve dişil çekimlerin tekil ve ikil versiyonları) fetha üzere mebnidir. Geri kalan diğer çekimler ise sükun üzere mebni olurlar.

    Emr-i Hazır (1. şahıs emir çekimleri) lazım mebni kategorisindedir. Müfred müzekker (tekil eriller) ve cem-i müennes (dişil çoğullar) sükun üzere mebni iken; cem-i müzekker (çoğul eriller), müfred müennes (tekil dişiller) ve tesniye siygalarında (ikil çekimlerinde) sondaki nun harfinin düşmesiyle mebni olurlar.

    Şart isimleri, şart ifade eden harfler ve şart ifade eden zarflar lazım mebni kategorisindedir.

    a) Lazım mebni olan Şart isimleri şunlardır:

    مَنْ ، ما ، مَهْما ، إذما ، متَى ، أيّانَ ، أينَ ، أنّى ، حَيْثُما ، كَيْفم

    b) Lazım mebni olan şart harfleri şunlardır:

    لَوْ ، لَوْلا ، لَوْما ، أمّا

    c) Lazım mebni olan ve şart ifade eden zarflar şunlardır:

    لمّا ، إذا ، إذْ ، عِنْدَما ، كُلَّما ، بَيْنَما ، حِينَما

    أيّ haricinde soru isimlerinin tamamı lazım mebni kategorisindedir.

    a) مَنْ – Sükun üzere mebni soru ismidir. Akıllı varlıklar için kullanılır. Kim, kime, kimi, hangisi gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek: مَنْ وجَدَ هذا الولد؟ – Bu çocuğu kim buldu?

    b) مَا – Sükun üzere mebni soru ismidir. Akılsız varlıklar için kullanılır. Ne, neyi, neye gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek: ما رأيك في هذا الموضوع؟ – Bu konudaki görüşün ne?

    c) مَنْ ذَا – Sükun üzere mebni soru isidir. مَنْ soru ismiyle aynı anlamda ve aynı şekilde kullanılır.

    d) مَا ذا – Sükun üzere mebni soru ismidir. ما soru ismiyle aynı anlamda ve aynı şekilde kullanılır.

    e) مَتَى – Sükun üzere mebni soru ismidir. Ne zaman anlamında kullanılır.

    Örnek: مَتى نذهب؟ – Ne zaman gidiyoruz?

    f) أيّان – Fetha üzere mebni soru ismidir. Ne zaman anlamında gelecek zaman için kullanılır.

    Örnek: أيان يوم الرجوع؟ – Dönüş günü ne zaman?

    g) أيْنَ – Fetha üzere mebni soru ismidir. Nerede, nereye anlamlarında mekan sormak için kullanılır.

    Örnek: أين أبوك؟ – Baban nerede?

    h) كَيْفَ – Fetha üzere mebni soru ismidir. Nasıl? anlamında hal, durum sormak için kullanılır.

    Örnek: كَيفَ كانت رحلتك؟ – Yolculuğun nasıldı?

    ı) كَمْ – Sükun üzere mebni soru ismidir. Kaç, ne kadar anlamlarında sayı ve aded sormak için kullanılır.

    Örnek: كَم دقيقة عندنا؟ – Kaç dakikamız var?

    i) أنّى – Sükun üzere mebni soru ismidir. Nasıl, nerede anlamlarında kullanılır.

    Örnek: أنّى يكون ذلك؟ –  Bu nasıl olur?

    Arapçada bazı isimler mazi fiil veya muzari fiil ya da emir fiil olarak kullanılırlar fakat aslında fiil olmadıkları için çekimleri yapılmaz. Bu nedenle lazım mebni kategorisinde değerlendirilirler. İsim fiillerin yapıları ve örnekler isim fiiller başlığı altında ayrıca incelenecektir. Burada bir kaç isim fiil örneği vermekle yetiniyoruz:

    مَهْ – yapma!

    وَيْ – vay canına, şaşarım!

    سُرْعانَ – ne çabuk!

    أُفٍّ – bıktım!

    آمِينْ – kabul et! öyle olsun!

    Savtlar bazı sesleri taklid etmek, seslenmek, kovmak veya çağırmak için kullanılan ses taklidi kelimelerdir. Bazı gramercilere göre nida harfleri ve taaccüb (şaşkınlık) ifadeleri de savtlar bahsinin içerisinde incelenir. Savtlar başlığında bu konu detaylarıyla işlenecektir. Burada bir kaç savt örneği vermekle yetiniyoruz:

    غِشْ – (kediye) pist!

    هَجْ – (köpeğe) hoşt!

    إخْ – deveyi çökertmek için söylenir.

    Aslında belli olan bir hususu, sanki belli değilmiş gibi açık olmayan bir şekilde anlatmaya kinaye denir. Bu anlatım tarzı için kullanılan bazı kinaye kelimeleri lazım mebni kategorisinde değerlendirilir. Kinaye konusu ayrıca işlenecektir. Lazım mebni olan kinayeler şunlardır:

    كَمْ ، كَأيِّنْ ، كَأيٍّ ، كذا ، كَيْتَ ، ذَيْتَ

    Bunların dışında kalan kinayeler lazım mebni değil, muğrabtırlar.

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Marife

     Marife

    Belirli olan bir nesneyi işaret eden isimlere “belirli isimler” veya diğer adıyla “marife” denir.

    Belirli isim grupları şunlardır:

    1. Özel isimler – Alem isimler

    Örnek: Osman – عثمان ; İstanbul – اسطنبول ;

    This is custom heading element

    Örnek: (belirli, bilinen) bahçe – الحديقة ; (belirli,bilinen) ev – البيت

    İrabını hareke ile alan ve başına el takısı gelmiş olan isimlerin son harflerinin harekesi tenvinli olmaz.
    Örnek: bir ev – بيتٌ ; (belirli) ev – البيتٌ

    3. Zamirler (bitişik ve ayrı zamirler)

    Örnek: O – هو ; Sen – أنت ; Senin / sana – …ــك

    4. İşaret isimleri (İsm-i işaretler)

    Örnek: Bu – هذا ; O – تلك ; Orada / şurada – هناك

    5. Bağlantı isimleri (İsm-i mevsuller)

    Örnek: …ki o – الذي ; ki o şey – ما ; ki o kimse – من

    6. Belirli isimle isim tamlaması yapan isimler (Marife isme muzaf olan isimler)

    Örnek: Evin kapısı – باب البيت ; Senin okulun – مدرستك

    Belirli olan bir nesneyi işaret eden isimlere “belirli isimler” veya diğer adıyla “marife” denir.

    Belirli isim grupları şunlardır:

    Örnek: Osman – عثمان ; İstanbul – اسطنبول ;

    Örnek: (belirli, bilinen) bahçe – الحديقة ; (belirli,bilinen) ev – البيت

    İrabını hareke ile alan ve başına el takısı gelmiş olan isimlerin son harflerinin harekesi tenvinli olmaz.
    Örnek: bir ev – بيتٌ ; (belirli) ev – البيتٌ

    Örnek: O – هو ; Sen – أنت ; Senin / sana – …ــك

    Örnek: Bu – هذا ; O – تلك ; Orada / şurada – هناك

    Örnek: …ki o – الذي ; ki o şey – ما ; ki o kimse – من

    Örnek: Evin kapısı – باب البيت ; Senin okulun – مدرستك

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Semai Müennes Kelimeler

     Semai Müennes Kelimeler

    Üzerinde müenneslik alameti olmayıp, müennes sayılan isimlerdir. Bu isimlerin neden müennes kabul edildiklerine dair bir kural yoktur. Geleneksel olarak müennes kabul edilmiş kelimelerdir. Bu nedenle bu müennesler sözlüğe bakılarak ve/veya işitilerek öğrenilir.

    اَلْحَاجَبُ

    اَلْفَأْسُ

    اَلأُذْنُ

     

    Üzerinde müenneslik alameti olmayıp, müennes sayılan isimlerdir. Bu isimlerin neden müennes kabul edildiklerine dair bir kural yoktur. Geleneksel olarak müennes kabul edilmiş kelimelerdir. Bu nedenle bu müennesler sözlüğe bakılarak ve/veya işitilerek öğrenilir.

    اَلْحَاجَبُ

    اَلْفَأْسُ

    اَلأُذْنُ

     

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Şemsi Harfler

     Şemsi Harfler

    • Şemsi harfler (الحروف الشمسية)

    Şemsi harfle başlayan ismin başına harf-i tarif ( ال ) gelince harf-i tarifin “lam”ı okunmaz. Elif şemsi harfe şedde ile bağlanır. Harf-i tarifli şemsi harfle başlayan ismin önünde kelime bulunursa, hem “elif” hem de “lam” okunmaz. Bir önceki kelimenin son harfi şemsi harfe şedde ile bağlanır.

    Şemsi harfler şunlardır:

    ت ث د ذ ر ز س ش ص ض ط ظ ل ن

    الشمس         الدار       الزيتون        الثور

    و الضوء     باب الطائرة       النوم العميق

    • Şemsi harfler (الحروف الشمسية)

    Şemsi harfle başlayan ismin başına harf-i tarif ( ال ) gelince harf-i tarifin “lam”ı okunmaz. Elif şemsi harfe şedde ile bağlanır. Harf-i tarifli şemsi harfle başlayan ismin önünde kelime bulunursa, hem “elif” hem de “lam” okunmaz. Bir önceki kelimenin son harfi şemsi harfe şedde ile bağlanır.

    Şemsi harfler şunlardır:

    ت ث د ذ ر ز س ش ص ض ط ظ ل ن

    الشمس         الدار       الزيتون        الثور

    و الضوء     باب الطائرة       النوم العميق

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –