Ay: Kasım 2017

  • Arapça Üstün

     Üstün

    Üstün: Harflerin üzerine, sağdan sola eğik olarak yazılır. e, a sesi verir. Aşağıdaki kelimelerdeki harekesi üstündür.

    نَصَرَ غَفَرَ خَلَقَ جَعَلَ
    nasara gafara halaka Ce’ale

     

     

    Üstün: Harflerin üzerine, sağdan sola eğik olarak yazılır. e, a sesi verir. Aşağıdaki kelimelerdeki harekesi üstündür.

    نَصَرَ غَفَرَ خَلَقَ جَعَلَ
    nasara gafara halaka Ce’ale

     

     

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Bedel Baz

     Bedel Baz

    Bedel Baz – بدل بعض [بدل بعض من الكل]

    Bedel, mubdel minhin bir parçasını ifade ediyor ve ona dair bir zamir de taşıyorsa bu bedele bedel baz veya bedel baz minel kül denir. Bedel Baz, Türkçeye tercüme edilirken sanki isim tamlamasıymış gibi tercüme edilir.

    Örnek:

    مَشَيْتُ الطَّريقَ نِصْفَهُ – (mashaytu’t-Tarîqa niSfahu) – Yolun yarısını yürüdüm.

    Bu örnekte yolun yarısı, yolun tamamının bir parçasıdır. Aynı zamanda نصف (yarı) kelimesi ـه zamiri ile الطريق kelimesine bağlanmıştır. Yani onun yarısı gibi. Burada نصف kelimesi bedeldir. الطريق kelimesi mubdel minhtir. Bedel olan kelime mubdel minhin bir bölümünü temsil ettiği için bedel baz’dır.

    Diğer bedel çeşitleri şunlardır:

    1. Bedel Mutabık
    2. Bedel Mubayin
    3. Bedel İştimal

    Tüm detaylarıyla Arapçada bedel konusu için tıklayın  

    Bedel Baz – بدل بعض [بدل بعض من الكل]

    Bedel, mubdel minhin bir parçasını ifade ediyor ve ona dair bir zamir de taşıyorsa bu bedele bedel baz veya bedel baz minel kül denir. Bedel Baz, Türkçeye tercüme edilirken sanki isim tamlamasıymış gibi tercüme edilir.

    Örnek:

    مَشَيْتُ الطَّريقَ نِصْفَهُ – (mashaytu’t-Tarîqa niSfahu) – Yolun yarısını yürüdüm.

    Bu örnekte yolun yarısı, yolun tamamının bir parçasıdır. Aynı zamanda نصف (yarı) kelimesi ـه zamiri ile الطريق kelimesine bağlanmıştır. Yani onun yarısı gibi. Burada نصف kelimesi bedeldir. الطريق kelimesi mubdel minhtir. Bedel olan kelime mubdel minhin bir bölümünü temsil ettiği için bedel baz’dır.

    Diğer bedel çeşitleri şunlardır:

    1. Bedel Mutabık
    2. Bedel Mubayin
    3. Bedel İştimal

    Tüm detaylarıyla Arapçada bedel konusu için tıklayın  

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Cinsiyet Bakımından Kelimeler

     Cinsiyet Bakımından Kelimeler

    Arapça´da isimler cinsiyet bakımından müzekker ve müennes yani eril ve dişil olarak ikiye ayrılır. Erkek olarak kabul edilen varlığı gösteren kelimelere müzekker yani eril; dişi olarak kabul edilen varlığı gösteren kelimelere müennes yani dişil kelimeler denir. Bu sayfada müenneslik kurallarını ve çeşitlerini göreceksiniz. Bu izahlar dışında kalan kelimelerin tamamı müzekkerdir.

    Arapçada Dişi (Müennes) Kelimeler

    Arapçada müennes kabul edilen kelimelerin bazıları müenneslik alameti taşımalarına rağmen bazıları bu alametleri taşımasa da müennes kabul edilmiştir. Önce, bu müenneslik alametlerinin neler olduğunu görelim:

    Bir kelimenin dişi olduğunu gösteren işaretler

    Kapalı te – التاء المربوطة

    Yuvarlak veya kapalı te olarak ya da tau marbuta olarak isimlendirilir. İsmin asıl harflerinden sonra kapalı te harfi ( ة ) olarak isme eklenir, eklendiği ismin dişi, müennes olduğuna işaret eder.

    Örnek:

    Büyük (dişil)       كبيرة     –     Büyük (eril)         كبير

    Fakir (dişil)         فَقِيـرَةٌ    –     Fakir (eril)           فَقِيـرٌ

    Dikkat

    yuvarlak tâ, ( ة ) muttasıl zamirle birleştiği zaman “açık tâ” ( ت ) şeklinde yazılır:

    Okulum  مكتبتي   –   مكتبة

    Uzun elif – الألِفُ الممدودة

    Elif-i memdude olarak da isimlendirilir. İsmin sonunda (_َ اء) şeklinde yazılır. Kelimenin asıl harflerinden değildir.

    Örnek:

    Kırmızı (dişil)  حمراء      –     Kırmızı (eril)  أحمرُ

    Güzel (dişil)     حَسْناءُ      –     Güzel (eril)    أحْسَنُ

    Kısa elif – الألِفُ المَقْصورة

    Elif-i maksure olarak da isimlendirilir. İsmin sonunda (_َ ى) veya (_َ ا) şeklinde yazılır. Kelimenin asıl harflerinden değildir.

    Örnek:

    Susuz (dişil)           عَطْشى    –     Susuz (eril)       عَطْشان

    Daha büyük (dişil)  كُبرى     –     Daha büyük (eril) أكْبَرُ

    Dişilik İşareti Taşımayan Dişi Kelimeler

    Kadınlara verilen özel isimler

    Örnek:

    مَرْيمُ          زَيْنَبُ          هِنْدُ          سُعادُ

    Dişi varlıklara delalet eden cins isimler

    Örnek:

    Anne  أُمٌّ         dişi eşek  أتَانٌ            Kız kardeş  أُخْتٌ

    Vücudun çift organlarının isimleri

    Örnek:

    Göz  عَينٌ              Ayak  رِجْلٌ              Kulak  أُذُنٌ

    Ülke, şehir ve kabile isimleri

    Örnek:

    Gatafan kabilesi  غَطَفانُ           Şam  الشّامُ                Mısır مِصْرُ

    Rüzgâr ve ateş isimleri ve diğer bazı isimler

    Örnek:

    Ateş     نَارٌ            Kuvvetli ateş  سَعِرٌ           Batı rüzgârı  دَبُرٌ

    Ev        دارٌ            Güneş           الشَّمْسُ           Savaş   الحَرْبُ
    Kuyu  البِئْرُ            Yeryüzü       الأرْضُ

    Dikkat

    Akılsız varlıkların (gayri âkil) çoğulları da tekil (müfred) dişi (müennes) olarak kabul edilir.

    Sözde Dişi Kelimeler

    Üzerinde dişilik alameti taşıyan dişilere sözde dişi (lafzi müennes) denir. Kelimede dişilik alametlerinin zahiren görünmesi ve lafız olarak da telaffuz edilmesi sebebiyle bu kelimelere lafzi müennesler denmiştir. Sözde dişi kelimeler 3 gruba ayrılır:

    Arapça´da isimler cinsiyet bakımından müzekker ve müennes yani eril ve dişil olarak ikiye ayrılır. Erkek olarak kabul edilen varlığı gösteren kelimelere müzekker yani eril; dişi olarak kabul edilen varlığı gösteren kelimelere müennes yani dişil kelimeler denir. Bu sayfada müenneslik kurallarını ve çeşitlerini göreceksiniz. Bu izahlar dışında kalan kelimelerin tamamı müzekkerdir.

    Arapçada müennes kabul edilen kelimelerin bazıları müenneslik alameti taşımalarına rağmen bazıları bu alametleri taşımasa da müennes kabul edilmiştir. Önce, bu müenneslik alametlerinin neler olduğunu görelim:

    Yuvarlak veya kapalı te olarak ya da tau marbuta olarak isimlendirilir. İsmin asıl harflerinden sonra kapalı te harfi ( ة ) olarak isme eklenir, eklendiği ismin dişi, müennes olduğuna işaret eder.

    Örnek:

    Büyük (dişil)       كبيرة     –     Büyük (eril)         كبير

    Fakir (dişil)         فَقِيـرَةٌ    –     Fakir (eril)           فَقِيـرٌ

    yuvarlak tâ, ( ة ) muttasıl zamirle birleştiği zaman “açık tâ” ( ت ) şeklinde yazılır:

    Okulum  مكتبتي   –   مكتبة

    Elif-i memdude olarak da isimlendirilir. İsmin sonunda (_َ اء) şeklinde yazılır. Kelimenin asıl harflerinden değildir.

    Örnek:

    Kırmızı (dişil)  حمراء      –     Kırmızı (eril)  أحمرُ

    Güzel (dişil)     حَسْناءُ      –     Güzel (eril)    أحْسَنُ

    Elif-i maksure olarak da isimlendirilir. İsmin sonunda (_َ ى) veya (_َ ا) şeklinde yazılır. Kelimenin asıl harflerinden değildir.

    Örnek:

    Susuz (dişil)           عَطْشى    –     Susuz (eril)       عَطْشان

    Daha büyük (dişil)  كُبرى     –     Daha büyük (eril) أكْبَرُ

    Örnek:

    مَرْيمُ          زَيْنَبُ          هِنْدُ          سُعادُ

    Örnek:

    Anne  أُمٌّ         dişi eşek  أتَانٌ            Kız kardeş  أُخْتٌ

    Örnek:

    Göz  عَينٌ              Ayak  رِجْلٌ              Kulak  أُذُنٌ

    Örnek:

    Gatafan kabilesi  غَطَفانُ           Şam  الشّامُ                Mısır مِصْرُ

    Örnek:

    Ateş     نَارٌ            Kuvvetli ateş  سَعِرٌ           Batı rüzgârı  دَبُرٌ

    Ev        دارٌ            Güneş           الشَّمْسُ           Savaş   الحَرْبُ
    Kuyu  البِئْرُ            Yeryüzü       الأرْضُ

    Akılsız varlıkların (gayri âkil) çoğulları da tekil (müfred) dişi (müennes) olarak kabul edilir.

    Üzerinde dişilik alameti taşıyan dişilere sözde dişi (lafzi müennes) denir. Kelimede dişilik alametlerinin zahiren görünmesi ve lafız olarak da telaffuz edilmesi sebebiyle bu kelimelere lafzi müennesler denmiştir. Sözde dişi kelimeler 3 gruba ayrılır:

    Arapçada dişi (müennes) kelimeler, üzerinde taşıdıkları bir dişilik alameti olup olmaması durumuna göre sözde dişiler (lafzi müennesler) ve işitsel dişiler (semai müennesler) olmak üzere ikiye ayrılırlar.

    1. Sonunda ـة (yuvarlak te / التاء تانيث / التاء مربوطة) olan isimler.

    كِتَابٌ – كِتَابَةٌ

    مُعَلِّمٌ – مُعَلِّمَةٌ

    مَرِيضٌ – مَرِيضَةٌ

    2. Sonunda اء yani elif-i memdude (uzun elif) olan isimler.

    Bu alamet daha ziyade renk ve sakatlığı ifade eden أَفْعَلُ veznindeki kelimelerin müenneslerinde kullanılır.

    أَبْيَضٌ – بَيْضَاءُ

    أَحْمَرُ – حَمْرَاءُ

    أَسْوَدٌ – سَوْدَاءُ

    3. Sonu ى yani elif-i maksura (kısa elif) ile biten isimler.

    Elif-i maksura daha ziyade أَفْعَلُveznindeki derecelendirilmiş sıfatların müenneslerinde kullanılır.

    أَكْبَرٌ – كُبْرَى

    أَصْفَرٌ – صَفْرَى

    فَعْلاءُ veznindeki sıfatların müennesleri de فُعْلَى vezninde kullanılır.

    عَطْشَانٌ – عَطْشَى

    İşitsel Dişi Kelimeler

    Üzerinde dişilik alameti olmayıp, dişi sayılan isimlerdir. Bu isimlerin neden dişi kabul edildiklerine dair bir kural yoktur. Geleneksel olarak dişi kabul edilmiş kelimelerdir. Bu nedenle bu dişi kelimeler sözlüğe bakılarak ve/veya işitilerek öğrenilir.

    اَلْحَاجَبُ

    اَلْفَأْسُ

    اَلأُذْنُ

     

    Arapçada Dişi (müennes) kelimeler, taşıdıkları bu dişilik özelliğinin gerçek veya mecazi olması durumuna göre gerçek dişiler (hakiki müennesler) ve mecazi dişiler (mecazi müennesler) olmak üzere ikiye ayrılırlar.

    Gerçek Dişi Kelimeler

    Yaradılışları itibariyle fıtratlarında müenneslik yani dişilik bulunan kelimeler, üzerlerinde dişilik alameti taşısalar da taşımasalar da gerçek dişi (hakiki müennes) kategorisinde değerlendirilirler. Bunlardan üzerinde dişilik alameti taşıyanlara gerçek sözde dişiler (hakiki lafzi müennesler); üzerinde dişilik alameti taşımayanlara gerçek işitsel dişiler (hakiki semai müennesler) denir.

    Örnek:

    أُمٌّ – Anne (Hakiki Semai)

    دجاجة – Tavuk (Hakiki Lafzi)

    Mecazi Dişi Kelimeler

    Yaradılışları itibariyle fıtratlarında müenneslik yani dişilik bulunmayan kelimeler, üzerlerinde dişilik alameti taşısalar da taşımasalar da mecazi dişi kategorisinde değerlendirilirler. Bunlardan üzerinde dişilik alameti taşıyanlara mecazi sözde dişiler (mecazi lafzi müennesler); üzerinde dişilik alameti taşımayanlara mecazi işitsel dişiler (mecazi semai müennesler) denir.

    Örnek:

    طاولة – Masa (Mecazi Lafzi)

    شمس – Güneş (Mecazi Semai)

    Dikkat

    Müennes (dişi) gibi görünen bazı müzekker (eril) isimler bu kurallardan müstesnadır.

    Örnek:

    حَمْزَةُ (Hamza)

    طَلْحَةُ (Talha)

    عُرْوَةُ (Urve)

    Dikkat

    Mübalağa ifade eden فَعَّالَةٌ vezninin sonundaki ta-i marbuta ـة müenneslik (dişilik) için değildir.

    Örnek:

    عَلاَّمَةٌ (çok bilgili)

    نَسَّابَةٌ (soy bilgini)

    رَحَّالَةٌ (çok gezmiş)

    Arapçada Eril Kelimeler

    Dişilik alameti bulunmayan ve dişilik şartlarını taşımayan tüm kelimeler erildir (müzekkerdir).

    Eril isimler ikiye ayrılır:

    Gerçek Eril Kelimeler

    Yaradılışları itibariyle fıtratlarında müzekkerlik yani erillik bulunan ve dişilik alameti taşımayan kelimeler gerçek eril (hakiki müzekker) kategorisinde değerlendirilirler.

    Örnek:

    Ahmet أحمدُ

    Baba أبٌ

    Kardeş أخٌ

    Muhammed محمّدُ

    Mecazi Eril Kelimeler

    Yaradılışları itibariyle fıtratlarında müzekkerlik yani erillik bulunmayan ve dişilik alameti taşımayan kelimeler mecazi eril (mecazi müzekker) kategorisinde değerlendirilirler.

    Örnek:

    Ev البيتُ

    Ay القمرُ

    Dil اللسانُ

    Arapçada dişi (müennes) kelimeler, üzerinde taşıdıkları bir dişilik alameti olup olmaması durumuna göre sözde dişiler (lafzi müennesler) ve işitsel dişiler (semai müennesler) olmak üzere ikiye ayrılırlar.

    كِتَابٌ – كِتَابَةٌ

    مُعَلِّمٌ – مُعَلِّمَةٌ

    مَرِيضٌ – مَرِيضَةٌ

    Bu alamet daha ziyade renk ve sakatlığı ifade eden أَفْعَلُ veznindeki kelimelerin müenneslerinde kullanılır.

    أَبْيَضٌ – بَيْضَاءُ

    أَحْمَرُ – حَمْرَاءُ

    أَسْوَدٌ – سَوْدَاءُ

    Elif-i maksura daha ziyade أَفْعَلُveznindeki derecelendirilmiş sıfatların müenneslerinde kullanılır.

    أَكْبَرٌ – كُبْرَى

    أَصْفَرٌ – صَفْرَى

    فَعْلاءُ veznindeki sıfatların müennesleri de فُعْلَى vezninde kullanılır.

    عَطْشَانٌ – عَطْشَى

    Üzerinde dişilik alameti olmayıp, dişi sayılan isimlerdir. Bu isimlerin neden dişi kabul edildiklerine dair bir kural yoktur. Geleneksel olarak dişi kabul edilmiş kelimelerdir. Bu nedenle bu dişi kelimeler sözlüğe bakılarak ve/veya işitilerek öğrenilir.

    اَلْحَاجَبُ

    اَلْفَأْسُ

    اَلأُذْنُ

     

    Arapçada Dişi (müennes) kelimeler, taşıdıkları bu dişilik özelliğinin gerçek veya mecazi olması durumuna göre gerçek dişiler (hakiki müennesler) ve mecazi dişiler (mecazi müennesler) olmak üzere ikiye ayrılırlar.

    Yaradılışları itibariyle fıtratlarında müenneslik yani dişilik bulunan kelimeler, üzerlerinde dişilik alameti taşısalar da taşımasalar da gerçek dişi (hakiki müennes) kategorisinde değerlendirilirler. Bunlardan üzerinde dişilik alameti taşıyanlara gerçek sözde dişiler (hakiki lafzi müennesler); üzerinde dişilik alameti taşımayanlara gerçek işitsel dişiler (hakiki semai müennesler) denir.

    Örnek:

    أُمٌّ – Anne (Hakiki Semai)

    دجاجة – Tavuk (Hakiki Lafzi)

    Yaradılışları itibariyle fıtratlarında müenneslik yani dişilik bulunmayan kelimeler, üzerlerinde dişilik alameti taşısalar da taşımasalar da mecazi dişi kategorisinde değerlendirilirler. Bunlardan üzerinde dişilik alameti taşıyanlara mecazi sözde dişiler (mecazi lafzi müennesler); üzerinde dişilik alameti taşımayanlara mecazi işitsel dişiler (mecazi semai müennesler) denir.

    Örnek:

    طاولة – Masa (Mecazi Lafzi)

    شمس – Güneş (Mecazi Semai)

    Müennes (dişi) gibi görünen bazı müzekker (eril) isimler bu kurallardan müstesnadır.

    Örnek:

    حَمْزَةُ (Hamza)

    طَلْحَةُ (Talha)

    عُرْوَةُ (Urve)

    Mübalağa ifade eden فَعَّالَةٌ vezninin sonundaki ta-i marbuta ـة müenneslik (dişilik) için değildir.

    Örnek:

    عَلاَّمَةٌ (çok bilgili)

    نَسَّابَةٌ (soy bilgini)

    رَحَّالَةٌ (çok gezmiş)

    Dişilik alameti bulunmayan ve dişilik şartlarını taşımayan tüm kelimeler erildir (müzekkerdir).

    Eril isimler ikiye ayrılır:

    Yaradılışları itibariyle fıtratlarında müzekkerlik yani erillik bulunan ve dişilik alameti taşımayan kelimeler gerçek eril (hakiki müzekker) kategorisinde değerlendirilirler.

    Örnek:

    Ahmet أحمدُ

    Baba أبٌ

    Kardeş أخٌ

    Muhammed محمّدُ

    Yaradılışları itibariyle fıtratlarında müzekkerlik yani erillik bulunmayan ve dişilik alameti taşımayan kelimeler mecazi eril (mecazi müzekker) kategorisinde değerlendirilirler.

    Örnek:

    Ev البيتُ

    Ay القمرُ

    Dil اللسانُ

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Arapça Ef’alu Medh ve Zem

     Ef’alu Medh ve Zem

    Efalu Medh ve Zem
    (Ovme ve Yerme Fiilleri)

    Efal-u medh ve zem veya diğer adıyla övme ve yerme fiilleri, adlarından da anlaşılacağı üzere Arapçada birini methetmek (övmek) ya da zemmetmek (yermek) için kullanılırlar. Övmek için kullanılanlarına medh fiilleri veya övme fiilleri; yermek için kullanılanlarına ise zem fiilleri veya yerme fiilleri denir. Medh için kullanılanları Türkçeye tercüme edilirken “ne güzel”, “ne iyi” şeklinde tercüme edilirken, yermek için kullanılan fiiller ise Türkçeye “ne kötü”, “ne çirkin” olarak tercüme edilirler.

    Medh ve zem fiilleri camid fillerdir. Yani donukturlar ve sadece mazi zamanda kullanılırlar. Ancak kendilerinden sonra kullanılacak failin cinsiyetine göre müzekker veya müennes sigasında gelirler. Kendilerinden sonra mutlaka iki merfu isim gelir. Medh ve zem fiilleri akabinde gelen bu iki merfu isimden ilki medh ve zem fiilinin faili olarak, ikincisi ise mahsusu olarak kabul edilir.

    Övme (medh) fiilleri şunlardır:

    نِعْمَ – حَبَّذَا – جَمُلَ

    Yerme (zem) fiilleri şunlardır:

    بِئْسَ – سَاءَ – لاَ حَبَّذَا – خَبُثَ

    Bu efal-u medh ve zem arasında bulunan حبّذا ve لا حبّذا ‘dan sonra sadece bir merfu isim gelir. Zira fail konumundaki merfu isim yerine burada ذا gelmiştir. Aynı zamanda bu iki medh ve zem fiili hiçbir değişikliğe uğramaksızın tekil, çoğul ve ikillerde aynen kullanılır. Müennes sigası da yoktur.

    Örnek:

    حَبَّذا الإجْتِهَادُ

    Çalışmak ne kadar güzel!

    لا حَبَّذا السَّرِقَةُ

    Hırsızlık ne kadar kötü!

    Efal-u Medh ve Zem Kullanım Örnekleri

    نِعْمَ اليَومُ يَومُ الجُمُعَةِ
    Cuma günü ne güzel bir gün!

    Bu cümlede نعم övme ve yerme fiilleri kategorisinde övme fiilidir. اليوم kelimesi faildir. يوم الجمعة kelimesi mahsustur.

    نِعْمَتْ الفتاةُ مريمُ

    Meryem ne iyi kız!

    Bu örnekte de görüldüğü üzere övme yerme fiilleri kendisinden sonra gelen ve fail konumunda değerlendirilen merfu ismin cinsiyetine göre çekilerek kullanılır.

    Benzer örnekler övme ve yerme fiilleri kapsamında yerme fiilleri için de geçerlidir.

    بِئْسَ البيتُ بيتُ رجبٍ

    Recebin evi ne kötü ev!

    بئْسَتْ السيّارةُ سيارةُ أبيك

    Babanın arabası ne kötü araba!

    جَمُلَ النَجَاحُ بُلُوغُ الأَمَلِ

    Emele (arzuya) ulaşmak güzel bir başarıdır.

    سَاءَ الخُلُقُ شَهَادَةُ الزُورِ

    Yalancı şahitlik ne kötü huydur.

    خَبُثَ عَدُوُّ اللهِ الكَافِرُ

    İnanmayan Allah’ın kötü (kişilikli) düşmanıdır.

    Efalu Medh ve Zem
    (Ovme ve Yerme Fiilleri)

    Efal-u medh ve zem veya diğer adıyla övme ve yerme fiilleri, adlarından da anlaşılacağı üzere Arapçada birini methetmek (övmek) ya da zemmetmek (yermek) için kullanılırlar. Övmek için kullanılanlarına medh fiilleri veya övme fiilleri; yermek için kullanılanlarına ise zem fiilleri veya yerme fiilleri denir. Medh için kullanılanları Türkçeye tercüme edilirken “ne güzel”, “ne iyi” şeklinde tercüme edilirken, yermek için kullanılan fiiller ise Türkçeye “ne kötü”, “ne çirkin” olarak tercüme edilirler.

    Medh ve zem fiilleri camid fillerdir. Yani donukturlar ve sadece mazi zamanda kullanılırlar. Ancak kendilerinden sonra kullanılacak failin cinsiyetine göre müzekker veya müennes sigasında gelirler. Kendilerinden sonra mutlaka iki merfu isim gelir. Medh ve zem fiilleri akabinde gelen bu iki merfu isimden ilki medh ve zem fiilinin faili olarak, ikincisi ise mahsusu olarak kabul edilir.

    Övme (medh) fiilleri şunlardır:

    نِعْمَ – حَبَّذَا – جَمُلَ

    Yerme (zem) fiilleri şunlardır:

    بِئْسَ – سَاءَ – لاَ حَبَّذَا – خَبُثَ

    Bu efal-u medh ve zem arasında bulunan حبّذا ve لا حبّذا ‘dan sonra sadece bir merfu isim gelir. Zira fail konumundaki merfu isim yerine burada ذا gelmiştir. Aynı zamanda bu iki medh ve zem fiili hiçbir değişikliğe uğramaksızın tekil, çoğul ve ikillerde aynen kullanılır. Müennes sigası da yoktur.

    Örnek:

    حَبَّذا الإجْتِهَادُ

    Çalışmak ne kadar güzel!

    لا حَبَّذا السَّرِقَةُ

    Hırsızlık ne kadar kötü!

    نِعْمَ اليَومُ يَومُ الجُمُعَةِ
    Cuma günü ne güzel bir gün!

    Bu cümlede نعم övme ve yerme fiilleri kategorisinde övme fiilidir. اليوم kelimesi faildir. يوم الجمعة kelimesi mahsustur.

    نِعْمَتْ الفتاةُ مريمُ

    Meryem ne iyi kız!

    Bu örnekte de görüldüğü üzere övme yerme fiilleri kendisinden sonra gelen ve fail konumunda değerlendirilen merfu ismin cinsiyetine göre çekilerek kullanılır.

    Benzer örnekler övme ve yerme fiilleri kapsamında yerme fiilleri için de geçerlidir.

    بِئْسَ البيتُ بيتُ رجبٍ

    Recebin evi ne kötü ev!

    بئْسَتْ السيّارةُ سيارةُ أبيك

    Babanın arabası ne kötü araba!

    جَمُلَ النَجَاحُ بُلُوغُ الأَمَلِ

    Emele (arzuya) ulaşmak güzel bir başarıdır.

    سَاءَ الخُلُقُ شَهَادَةُ الزُورِ

    Yalancı şahitlik ne kötü huydur.

    خَبُثَ عَدُوُّ اللهِ الكَافِرُ

    İnanmayan Allah’ın kötü (kişilikli) düşmanıdır.

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Arapça Hakiki müzekker kelimeler

     Hakiki müzekker kelimeler

    Hakiki Müzekker Kelimeler

    Yaradılışları itibariyle fıtratlarında müzekkerlik yani erillik bulunan ve müenneslik alamati taşımayan kelimeler hakiki müzekker kategorisinde değerlendirilirler.

    Örnek:

    Ahmet أحمدُ

    Baba أبٌ

    Kardeş أخٌ

    Muhammed محمّدُ

     

    Arapçada cinsiyet kavramı (müennes – müzekker) ile ilgili daha detaylı bilgi için tıklayın >

    Hakiki Müzekker Kelimeler

    Yaradılışları itibariyle fıtratlarında müzekkerlik yani erillik bulunan ve müenneslik alamati taşımayan kelimeler hakiki müzekker kategorisinde değerlendirilirler.

    Örnek:

    Ahmet أحمدُ

    Baba أبٌ

    Kardeş أخٌ

    Muhammed محمّدُ

     

    Arapçada cinsiyet kavramı (müennes – müzekker) ile ilgili daha detaylı bilgi için tıklayın >

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Arapça Kesra

     Kesra

    Kesra: Harflerin altına, sağdan sola eğik olarak yazılır. ı, i sesi verir. Aşağıdaki kelimelerin orta harekesi kesradır.

    خَشِيَ عَمِلَ رَضِيَ غَضِبَ
    haşiye A’mile radiye gadibe

     

     

    Kesra: Harflerin altına, sağdan sola eğik olarak yazılır. ı, i sesi verir. Aşağıdaki kelimelerin orta harekesi kesradır.

    خَشِيَ عَمِلَ رَضِيَ غَضِبَ
    haşiye A’mile radiye gadibe

     

     

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Lazım Mebni Zarflar

     Lazım Mebni Zarflar

    Lazım mebniler kategorisinde bazı zarflar yer almaktadır. Mekan veya zaman belirlemek için kullanılan zarflardan 17 tanesi lazım mebnidir.

    1.1   حَيثُ – damme üzere mebni mekan zarfıdır. …dığı yere, …ceği yere, her nerede ise .. gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek:  أنظر حيث ينظر أحمد – Ahmed’in baktığı yere bak!

    1.2 لَدُنْ – sükun üzere mebni mekan zarfıdır. Yanında, katında, tarafında, nezdinde anlamlarında kullanılır.

    Örnek: وعلّمْناهُ من لَدُنّا علمًا – Ve ona katımızdan bir ilim öğrettik

    1.3 لدَى – sükun üzere mebni mekan zarfıdır. Yanında, katında, tarafında, nezdinde anlamlarında kullanılır.

    Örnek: رأيتُه لدى العمارة – Onu binanın yanında gördüm.

    1.4 أيْنَ – Fetha üzere mebni mekan zarfıdır. Aynı zamanda soru ismidir. Nerede, nereye anlamlarında kullanılır.

    Örnek: أيْنَ كُنْتُمْ؟ – Neredeydiniz?

    1.5 هُنا – Sükun üzere mebni, mekan işaret ismidir. Burada, buraya anlamlarında kullanılır.

    Örnek: هنا سوق كبير – Burası büyük bir çarşıdır.

    1.6 ثَمَّ – Fetha üzere mebni, mekan işaret ismidir. Orada, oraya, orası gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek: ثم ينام رجلٌ – Orada bir adam uyuyor.

    1.7 إذْ – Sükun üzere mebni, zaman zarfıdır. O zaman, …dığında gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek: أقرأ إذ قرأتَ – Okuduğun zaman okurum.

    1.8 إذا – Sükun üzere mebnidir, zaman zarfıdır. Aynı zamanda cezm etmeyen şart edatlarındandır. O zaman, …dığında, …dığı zaman gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek: إذا جاء الربيع تتفتح الأزهار – Bahar geldiği zaman çiçekler açar.

    1.9 أمسِ – Kesra üzere mebni zaman zarfıdır. Dün anlamında kullanılır.

    Örnek: كان الجو ممطرًا أمسِ – Dün hava yağmurluydu.

    1.10 مُنذُ – Damme üzere mebnidir. Zaman zarfıdır. …den beri anlamında kullanılır.

    Örnek: ما رأيتك منذُ سنتين – iki seneden beri seni görmedim.

    1.11 مُذْ – Sükun üzere mebni, zaman zarfıdır. …den beri anlamında kullanılır.

    Örnek: ما رأيتك مذ سنتين – iki seneden beri seni görmedim.

    1.12 قَطُّ – Damme üzere mebni, zaman zarfıdır. Asla, hiç anlamlarında kullanılır.

    Örnek: ما رأيت اسطنبول في حياتي قطُّ – Hayatımda İstanbul’u hiç görmedim.

    1.13 لَمّا – Sükun üzere mebni, zaman zarfıdır. …dığında, …ınca anlamlarında kullanılır.

    Örnek: لمّا دخلت الغرفة سلمت عليه– Odaya girince ona selam verdim.

    1.14 أيّانَ – Fetha üzere mebni, zaman zarfıdır. Soru ve şart ifade eder. Ne zaman, …dığı zaman gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek: أيّان تٌبعَثون من كُبُرِكُم – Kabirlerinizden ne zaman diriltileceksiniz?

    أيّانَ تَذْهَبْ أذهبْ معك – Ne zaman gidersen, seninle giderim.

    1.15 مَتَى – Sükun üzere mebni zaman zarfıdır. Soru ve şart ifade eder. Ne zaman, …dığında, …dığı zaman gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek: متى تأتي هنا؟ – Buraya ne zaman geliyorsun?

    متى تسألْ أجيبْ – Sorduğunda cevap veririm.

    1.16 ألآنَ – Fetha üzere mebni  zaman zarfıdır. Şimdi, şu anda anlamlarında kullanılır.

    Örnek: يمكنك أنْ تقرأَ الآنَ – Şimdi okuyabilirsin.

    1.17 أنَّى – Sükun üzere mebni zaman, mekan veya durum zarfıdır.

    Örnek: قال يا مريم أنّى لك هذا؟ – Meryem, bu sana nereden geldi?

    Diğer lazım mebniler:

    1. Bazı zarflar
    2. Mazi Fiiller
    3. Emr-i Hazır
    4. Şart Edatları
    5. Soru İsimleri
    6. İsim Fiiller
    7. Savtlar (Sesleri taklit eden yapılar)
    8. Bazı Kinayeler

     

    Detaylı olarak lazım mebnileri incelemek için tıklayın > 

     

    Lazım mebniler kategorisinde bazı zarflar yer almaktadır. Mekan veya zaman belirlemek için kullanılan zarflardan 17 tanesi lazım mebnidir.

    1.1   حَيثُ – damme üzere mebni mekan zarfıdır. …dığı yere, …ceği yere, her nerede ise .. gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek:  أنظر حيث ينظر أحمد – Ahmed’in baktığı yere bak!

    1.2 لَدُنْ – sükun üzere mebni mekan zarfıdır. Yanında, katında, tarafında, nezdinde anlamlarında kullanılır.

    Örnek: وعلّمْناهُ من لَدُنّا علمًا – Ve ona katımızdan bir ilim öğrettik

    1.3 لدَى – sükun üzere mebni mekan zarfıdır. Yanında, katında, tarafında, nezdinde anlamlarında kullanılır.

    Örnek: رأيتُه لدى العمارة – Onu binanın yanında gördüm.

    1.4 أيْنَ – Fetha üzere mebni mekan zarfıdır. Aynı zamanda soru ismidir. Nerede, nereye anlamlarında kullanılır.

    Örnek: أيْنَ كُنْتُمْ؟ – Neredeydiniz?

    1.5 هُنا – Sükun üzere mebni, mekan işaret ismidir. Burada, buraya anlamlarında kullanılır.

    Örnek: هنا سوق كبير – Burası büyük bir çarşıdır.

    1.6 ثَمَّ – Fetha üzere mebni, mekan işaret ismidir. Orada, oraya, orası gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek: ثم ينام رجلٌ – Orada bir adam uyuyor.

    1.7 إذْ – Sükun üzere mebni, zaman zarfıdır. O zaman, …dığında gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek: أقرأ إذ قرأتَ – Okuduğun zaman okurum.

    1.8 إذا – Sükun üzere mebnidir, zaman zarfıdır. Aynı zamanda cezm etmeyen şart edatlarındandır. O zaman, …dığında, …dığı zaman gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek: إذا جاء الربيع تتفتح الأزهار – Bahar geldiği zaman çiçekler açar.

    1.9 أمسِ – Kesra üzere mebni zaman zarfıdır. Dün anlamında kullanılır.

    Örnek: كان الجو ممطرًا أمسِ – Dün hava yağmurluydu.

    1.10 مُنذُ – Damme üzere mebnidir. Zaman zarfıdır. …den beri anlamında kullanılır.

    Örnek: ما رأيتك منذُ سنتين – iki seneden beri seni görmedim.

    1.11 مُذْ – Sükun üzere mebni, zaman zarfıdır. …den beri anlamında kullanılır.

    Örnek: ما رأيتك مذ سنتين – iki seneden beri seni görmedim.

    1.12 قَطُّ – Damme üzere mebni, zaman zarfıdır. Asla, hiç anlamlarında kullanılır.

    Örnek: ما رأيت اسطنبول في حياتي قطُّ – Hayatımda İstanbul’u hiç görmedim.

    1.13 لَمّا – Sükun üzere mebni, zaman zarfıdır. …dığında, …ınca anlamlarında kullanılır.

    Örnek: لمّا دخلت الغرفة سلمت عليه– Odaya girince ona selam verdim.

    1.14 أيّانَ – Fetha üzere mebni, zaman zarfıdır. Soru ve şart ifade eder. Ne zaman, …dığı zaman gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek: أيّان تٌبعَثون من كُبُرِكُم – Kabirlerinizden ne zaman diriltileceksiniz?

    أيّانَ تَذْهَبْ أذهبْ معك – Ne zaman gidersen, seninle giderim.

    1.15 مَتَى – Sükun üzere mebni zaman zarfıdır. Soru ve şart ifade eder. Ne zaman, …dığında, …dığı zaman gibi anlamlarda kullanılır.

    Örnek: متى تأتي هنا؟ – Buraya ne zaman geliyorsun?

    متى تسألْ أجيبْ – Sorduğunda cevap veririm.

    1.16 ألآنَ – Fetha üzere mebni  zaman zarfıdır. Şimdi, şu anda anlamlarında kullanılır.

    Örnek: يمكنك أنْ تقرأَ الآنَ – Şimdi okuyabilirsin.

    1.17 أنَّى – Sükun üzere mebni zaman, mekan veya durum zarfıdır.

    Örnek: قال يا مريم أنّى لك هذا؟ – Meryem, bu sana nereden geldi?

    1. Bazı zarflar
    2. Mazi Fiiller
    3. Emr-i Hazır
    4. Şart Edatları
    5. Soru İsimleri
    6. İsim Fiiller
    7. Savtlar (Sesleri taklit eden yapılar)
    8. Bazı Kinayeler

     

    Detaylı olarak lazım mebnileri incelemek için tıklayın > 

     

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Arapça Özel İsimler – Alem

     Özel İsimler – Alem

    Arapçada Özel İsimler “özel isim”  anlamında kullanılan bir dil bilgisi terimidir. Gramerde “Alem” olarak da bilinir. Alem kelimesi aslında “bilmek” anlamındaki علم [alime] fiilinden türemiştir. Bir kişinin veya kurumun vb. kendine has olan ismine özel isim denir. Biz o kişiyi veya kurumu o ismiyle “biliriz” bu yüzden özel isim kavramı Arapçada Özel İsimler kavramıyla eşleşmiştir.

    Özel isimlere Arapçada “Alem” denir. Alem kelimesi aynı zamanda “bayrak” anlamında da kullanılır. Çünkü uluslar bayraklarıyla “bilinirler”

    Peki Arapçada Özel İsimler türleri nelerdir, inceleyelim:

    Arapçada Özel İsimler “özel isim”  anlamında kullanılan bir dil bilgisi terimidir. Gramerde “Alem” olarak da bilinir. Alem kelimesi aslında “bilmek” anlamındaki علم [alime] fiilinden türemiştir. Bir kişinin veya kurumun vb. kendine has olan ismine özel isim denir. Biz o kişiyi veya kurumu o ismiyle “biliriz” bu yüzden özel isim kavramı Arapçada Özel İsimler kavramıyla eşleşmiştir.

    Özel isimlere Arapçada “Alem” denir. Alem kelimesi aynı zamanda “bayrak” anlamında da kullanılır. Çünkü uluslar bayraklarıyla “bilinirler”

    Peki Arapçada Özel İsimler türleri nelerdir, inceleyelim:

    İnsan isim ve soy isimleri

    Halit – خالد

    Muhammed – محمد

    Halit – خالد

    Muhammed – محمد

    Kurum, dernek vs. isimleri

    Ankara Üniversitesi – جامعة انقرة

    Türk Dil Kurumu – مجمع اللغة التركية

    Ankara Üniversitesi – جامعة انقرة

    Türk Dil Kurumu – مجمع اللغة التركية

    Millet, din, mezhep isimleri

    Türk – تركي

    Hanefi – حنفي

    Türk – تركي

    Hanefi – حنفي

    Dil isimleri

    Türkçe – التركية

    Arapça – العربية

    Türkçe – التركية

    Arapça – العربية

    Kıta isimleri

    Asya – آسيا

    Avrupa – أروبا

    Asya – آسيا

    Avrupa – أروبا

    Ülke ve bölge isimleri

    Türkiye – تركيا

    Anadolu – أناضول

    Türkiye – تركيا

    Anadolu – أناضول

    Adreste kullanılan isimler

    Ankara – أنقرة

    Keçiören – حي كشهي أورن

    Ankara – أنقرة

    Keçiören – حي كشهي أورن

    Deniz, nehir vs. isimleri

    Akdeniz – البحر الأبيض المتوسط

    Fırat – الفرات

    Akdeniz – البحر الأبيض المتوسط

    Fırat – الفرات

    Dağ, ova, yayla isimleri

    Karadağ – الجبل الأسود

    Harran Ovası – شهب حران

    Karadağ – الجبل الأسود

    Harran Ovası – شهب حران

    Yıldız ve gezegen adları

    Mars – مريخ

    Büyükayı – بنات نعش الكبرى

    Mars – مريخ

    Büyükayı – بنات نعش الكبرى

    Kitap, dergi vs. isimleri

    Ortadoğu Gazetesi – جريدة الشرق الاوسط

    Ortadoğu Gazetesi – جريدة الشرق الاوسط

    Hayvanlara, eşyalara vs. takılan özel isimler

    Pamuk, Maviş

    Pamuk, Maviş

    Arapçada Özel İsimler olarak kabul edilen isimlerden aşağıdaki özellikleri taşıyanlar gayri munsarif kabul edilirler:

    Arapçada Özel İsimler olarak kabul edilen isimlerden aşağıdaki özellikleri taşıyanlar gayri munsarif kabul edilirler:

    Yabancı dilden Arapçaya giren alem isimler

    هارون – Harun (İbranice);

    أنقرة – Ankara (Türkçe)

    هارون – Harun (İbranice);

    أنقرة – Ankara (Türkçe)

    Müennes alem isimler

    زينب – Zeynep

    طلحة – Talha (Erkek ismi olmasına rağmen müennes gayri munsarif isimlerdendir)

    دمشق – Dimaşk (Şam)

    دنيا – Dünya

    زينب – Zeynep

    طلحة – Talha (Erkek ismi olmasına rağmen müennes gayri munsarif isimlerdendir)

    دمشق – Dimaşk (Şam)

    دنيا – Dünya

    Sonunda ان harfleri bulunan alem isimler

    عثمان – Osman

    رمضان – Ramazan

    عثمان – Osman

    رمضان – Ramazan

    Fiil vezninde olan alem isimler

    أحمد – Ahmed (muzari fiil kalıbında)

    يزيد – Yezid (muzari fiil kalıbında)

    أحمد – Ahmed (muzari fiil kalıbında)

    يزيد – Yezid (muzari fiil kalıbında)

    فُعَلُ kalıbındaki alem isimler

    عُمَرُ – Ömer

    هُبَلُ – Hübel

    عُمَرُ – Ömer

    هُبَلُ – Hübel

    İki ismin kaynaşmasıyla oluşan alem isimler

    حضرموت (حضر  موت ) – Hadramavt

    بعلبك (بعل  بك)

    حضرموت (حضر  موت ) – Hadramavt

    بعلبك (بعل  بك)

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

    ARAPÇA ÖĞRENME YÖNTEMLERİ

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Marife ve Nekra

     Marife ve Nekra

    Arapçada isimler belirli veya belirsiz olma durumlarına göre marife ve nekra olarak iki ana kola ayrılırlar. Marife, belirli; nekra ise belirsiz demektir. Şimdi ayrı ayrı marife ve nekra isimleri tanıyalım:

    Marife (Belirli) İsimler

    Belirli olan bir nesneyi işaret eden isimlerdir. Marife isim grupları şunlardır:

    1. Özel isimler – Alem isimler
      Örnek: Osman – عثمان ; İstanbul – اسطنبول ;
    2. Başına harf-i tarif (ال – el takısı) alan isimler
      Örnek: (belirli, bilinen) bahçe – الحديقة ; (belirli,bilinen) ev – البيت

    İrabını hareke ile alan ve başına el takısı gelmiş olan isimlerin son harflerinin harekesi tenvinli olmaz.
    Örnek: bir ev – بيتٌ ; (belirli) ev – البيتٌ

    1. Zamirler (bitişik ve ayrı zamirler)
      Örnek: O – هو ; Sen – أنت ; Senin / sana – …ــك
    2. İsm-i işaretler (işaret isimleri)
      Örnek: Bu – هذا ; O – تلك ; Orada / şurada – هناك
    3. İsm-i mevsuller (bağlantı isimleri)
      Örnek: …ki o – الذي ; ki o şey – ما ; ki o kimse – من
    4. Marife isme muzaf olan isimler (belirli isimle isim tamlaması yapan isimler)
      Örnek: Evin kapısı – باب البيت ; Senin okulun – مدرستك

    Nekra (Belirsiz) İsimler

    Belirsiz bir nesneyi işaret eden, başına harf-i tarif (el takısı / belirlilik takısı) almamış veya diğer marife isim kategorilerinden hiçbirine girmeyen isimlerdir.

    Örnek: (belirsiz bir) adam – رجلٌ ; (belirsiz bir) ev – بيتٌ

    Marife ve Nekra Kullanımları

    Türkçede belirsizlik ifadesi anlatan bir takı yoktur. Ancak kelimenin belirsiz olduğunu ifade etmek için bazen “bir…” kelimesini kullanırız.

    Örnek cümleler:
    (Nekra) Adamın biri (bir adam) geldi – أتى رجلٌ
    (Marife) Adam geldi – أتى الرجلُ

    (Nekra) Bir arabaya bindim. – ركبت سيارةً
    (Marife) Arabaya bindim. – ركبت السيارةَ

    (Nekra) Onu bir ağacın yanında gördüm. – رأيته جنب شجرةٍ
    (Marife) Onu ağacın yanında gördüm. – رأيته جنب الشجرةِ

     

    Arapçada isimler belirli veya belirsiz olma durumlarına göre marife ve nekra olarak iki ana kola ayrılırlar. Marife, belirli; nekra ise belirsiz demektir. Şimdi ayrı ayrı marife ve nekra isimleri tanıyalım:

    Belirli olan bir nesneyi işaret eden isimlerdir. Marife isim grupları şunlardır:

    1. Özel isimler – Alem isimler
      Örnek: Osman – عثمان ; İstanbul – اسطنبول ;
    2. Başına harf-i tarif (ال – el takısı) alan isimler
      Örnek: (belirli, bilinen) bahçe – الحديقة ; (belirli,bilinen) ev – البيت

    İrabını hareke ile alan ve başına el takısı gelmiş olan isimlerin son harflerinin harekesi tenvinli olmaz.
    Örnek: bir ev – بيتٌ ; (belirli) ev – البيتٌ

    1. Zamirler (bitişik ve ayrı zamirler)
      Örnek: O – هو ; Sen – أنت ; Senin / sana – …ــك
    2. İsm-i işaretler (işaret isimleri)
      Örnek: Bu – هذا ; O – تلك ; Orada / şurada – هناك
    3. İsm-i mevsuller (bağlantı isimleri)
      Örnek: …ki o – الذي ; ki o şey – ما ; ki o kimse – من
    4. Marife isme muzaf olan isimler (belirli isimle isim tamlaması yapan isimler)
      Örnek: Evin kapısı – باب البيت ; Senin okulun – مدرستك

    Belirsiz bir nesneyi işaret eden, başına harf-i tarif (el takısı / belirlilik takısı) almamış veya diğer marife isim kategorilerinden hiçbirine girmeyen isimlerdir.

    Örnek: (belirsiz bir) adam – رجلٌ ; (belirsiz bir) ev – بيتٌ

    Türkçede belirsizlik ifadesi anlatan bir takı yoktur. Ancak kelimenin belirsiz olduğunu ifade etmek için bazen “bir…” kelimesini kullanırız.

    Örnek cümleler:
    (Nekra) Adamın biri (bir adam) geldi – أتى رجلٌ
    (Marife) Adam geldi – أتى الرجلُ

    (Nekra) Bir arabaya bindim. – ركبت سيارةً
    (Marife) Arabaya bindim. – ركبت السيارةَ

    (Nekra) Onu bir ağacın yanında gördüm. – رأيته جنب شجرةٍ
    (Marife) Onu ağacın yanında gördüm. – رأيته جنب الشجرةِ

     

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –

  • Arapça Ef’alu Mukarebe

     Ef’alu Mukarebe

    Efal-u Mukarebe – أفعال المقاربة

    Efal-u mukarebe, Hususî manaları bulunan yardımcı fiillerdir. Mübteda ve haberin başına gelerek, nakıs fiiller gibi isim cümlesinin mübtedasını ismi, isim cümlesinin haberini ise haberi yaparlar; ismini ref, haberini nasb ederler. Efal-u mukarebenin haberleri daima muzari fiil ile başlar.

    Örnek:

    Binanın yapımı tamamlanmak üzere.                         كاد المنزلُ يتِمُّ بِناؤُه.

    Umulur ki Allah size merhamet eder.                         عسى الله أن يرحمكم

    Mühendis arabayı tamir etmeye başladı.      شرع المهندس يُصلِح السيارةَ.

     

    Bu fiillere (كاد) ve benzerleri de denir. Üç kısma ayrılır:

    1-Mukarebe (Yaklaşma) Fiilleri (أفعال المقاربة)

    En çok kullanılan mukarebe fiilleri şunlardır:

    كاد          كرب            أوشك

    Bu fiiller, -e yazdı, az kalsın…, neredeyse…, -mek üzere(ydi) gibi manalara gelir.

    Örnek:

    Çocuk düşeyazdı. (düşecekti ama düşmedi)                                                      كاد الولدُ يسقطُ

    Polis, hırsızı neredeyse görecekti.                                                       يكادُِ الشرطيُّ يرى اللصَّ

    Asker, kumandanını görür görmez, ona selam verdi.     لم يكد الجنديُّ يرى القائد حتى سلّم عليه

    Kalbi, kederinden az kalsın eriyecekti.                                              كرب قلبُهُ مِن حزنه يذوبُ

    Suçlu, öldürüle yazdı.                                                                                   يوشِكُ المُجرِمُ يُقْتلُ

    2-Ümit Bildiren (Terecci) Fiiller (أفعال الترجّي)

    Ümit bildiren fiiller şunlardır:

    عسى             حرى              اخلولق

    Ümit ifade eden filer, belki, umulur ki, herhalde, ola ki, -bilir gibi manalara gelir.

    Bu fiilerin sadece mazileri kullanılır ve haberlerinin başındaki muzari fiillerin önlerinde أن bulunur.

    Örnek:

    Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder.              عسى ربّكم أن يرحمَكُمْ

    Her halde yağmur yağar.                                       حرى السماء أن تُمطِرَ

    Umulur ki (belki) tembel çalışır.                         اِخْلَوْلَقَ الكسلانُ أنْ يجتَهِدَ

    3-Başlama Bildiren (Şuruu) Fiiller (أفعال الشروع)

    Başlama bildiren filler şunlardır:

    جعل،     أخذ،     شرع،     بدأ،     ابتدأ،     اَنشأ،     قامَ،     عاد،     راح،     أقبل،     طفِق،     علق،     اِنبرى،     هَبَّ،     اِنطلق

    Başlama bildiren fiiller , -meğe başladı, bazen de devam etti, sürdürdü manalarına gelir.

    Başlama ifade ettiklerinden, daima mazileri kullanılır.

    Örnek:

    Çocuk ağlamaya başladı.                            أخذ الولدُ يبكي

    Çiftçi ekini biçmeye başladı.        شرع الفلاحُ يَحْصُدُ الزَّرْعَ.

    Dikkat

    Mukarebe Fiillerinin Özellikleri

     

    • Bu fiillerin içlerinden كاد daha çok kullanılır.
    • كاد ‘nin mazi ve muzarisi kullanılmakla beraber, pratikte daha çok muzarisi kullanılır.
    • كرب ‘nin sadece mazisi kullanılır. Ve bu fiil pratikte az kulanılır.
    • أوشك ‘nin muzarisi mazisinden daha çok kulanılır.
    • عسى ‘nıın sadece mazisi çekildiği için camiddir. Haberinin başındaki mazi fiil umumiyetle أن ile kullanılır.
    • حرى ve اخلولق nın sadece mazileri kullanılır.haberlerinin başına mutlaka أن Bu iki fiil pratikte pek kullanılmaz.
    • Başlama bildiren fiiller başlama ifade ettiklerinde sadece mazileri kullanılır.haberlerinin başındaki muzari fiilde mutlaka أن bulunmalıdır.

    Efal-u Mukarebe – أفعال المقاربة

    Efal-u mukarebe, Hususî manaları bulunan yardımcı fiillerdir. Mübteda ve haberin başına gelerek, nakıs fiiller gibi isim cümlesinin mübtedasını ismi, isim cümlesinin haberini ise haberi yaparlar; ismini ref, haberini nasb ederler. Efal-u mukarebenin haberleri daima muzari fiil ile başlar.

    Örnek:

    Binanın yapımı tamamlanmak üzere.                         كاد المنزلُ يتِمُّ بِناؤُه.

    Umulur ki Allah size merhamet eder.                         عسى الله أن يرحمكم

    Mühendis arabayı tamir etmeye başladı.      شرع المهندس يُصلِح السيارةَ.

     

    Bu fiillere (كاد) ve benzerleri de denir. Üç kısma ayrılır:

    En çok kullanılan mukarebe fiilleri şunlardır:

    كاد          كرب            أوشك

    Bu fiiller, -e yazdı, az kalsın…, neredeyse…, -mek üzere(ydi) gibi manalara gelir.

    Örnek:

    Çocuk düşeyazdı. (düşecekti ama düşmedi)                                                      كاد الولدُ يسقطُ

    Polis, hırsızı neredeyse görecekti.                                                       يكادُِ الشرطيُّ يرى اللصَّ

    Asker, kumandanını görür görmez, ona selam verdi.     لم يكد الجنديُّ يرى القائد حتى سلّم عليه

    Kalbi, kederinden az kalsın eriyecekti.                                              كرب قلبُهُ مِن حزنه يذوبُ

    Suçlu, öldürüle yazdı.                                                                                   يوشِكُ المُجرِمُ يُقْتلُ

    Ümit bildiren fiiller şunlardır:

    عسى             حرى              اخلولق

    Ümit ifade eden filer, belki, umulur ki, herhalde, ola ki, -bilir gibi manalara gelir.

    Bu fiilerin sadece mazileri kullanılır ve haberlerinin başındaki muzari fiillerin önlerinde أن bulunur.

    Örnek:

    Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder.              عسى ربّكم أن يرحمَكُمْ

    Her halde yağmur yağar.                                       حرى السماء أن تُمطِرَ

    Umulur ki (belki) tembel çalışır.                         اِخْلَوْلَقَ الكسلانُ أنْ يجتَهِدَ

    Başlama bildiren filler şunlardır:

    جعل،     أخذ،     شرع،     بدأ،     ابتدأ،     اَنشأ،     قامَ،     عاد،     راح،     أقبل،     طفِق،     علق،     اِنبرى،     هَبَّ،     اِنطلق

    Başlama bildiren fiiller , -meğe başladı, bazen de devam etti, sürdürdü manalarına gelir.

    Başlama ifade ettiklerinden, daima mazileri kullanılır.

    Örnek:

    Çocuk ağlamaya başladı.                            أخذ الولدُ يبكي

    Çiftçi ekini biçmeye başladı.        شرع الفلاحُ يَحْصُدُ الزَّرْعَ.

    Mukarebe Fiillerinin Özellikleri

     

    • Bu fiillerin içlerinden كاد daha çok kullanılır.
    • كاد ‘nin mazi ve muzarisi kullanılmakla beraber, pratikte daha çok muzarisi kullanılır.
    • كرب ‘nin sadece mazisi kullanılır. Ve bu fiil pratikte az kulanılır.
    • أوشك ‘nin muzarisi mazisinden daha çok kulanılır.
    • عسى ‘nıın sadece mazisi çekildiği için camiddir. Haberinin başındaki mazi fiil umumiyetle أن ile kullanılır.
    • حرى ve اخلولق nın sadece mazileri kullanılır.haberlerinin başına mutlaka أن Bu iki fiil pratikte pek kullanılmaz.
    • Başlama bildiren fiiller başlama ifade ettiklerinde sadece mazileri kullanılır.haberlerinin başındaki muzari fiilde mutlaka أن bulunmalıdır.

    ARAPÇA DİL BİLGİSİ KONULARI

     

    Arapça Gramer Arapça Dil Bilgisi Arapça Öğren Arapça Dersleri Fasih Arapça

    Aöf Arapça Pratik Arapça   – Arapça Sarf – Arapça Nahiv –