Ay: Ocak 2014

  • 3- RİVAYETİN SIFATI: Hadis Usulü Online Oku

    3- RİVAYETİN
    SIFATI:

     

    Rivayetin sıfatı ifadesiyle, hadislerin kelimesi
    kelimesine aynen mi yoksa mana ile mi rivayet edilmiş olduğunu kasdetmekteyiz.
    Bilindiği gibi hadisler, hadis kitaplarımıza geçinceye kadar iki şekilde rivayet
    edilegelmişlerdir:

    Lafzan.

    Ma’nen.

    Şimdi bu konuyu tetkik edeceğiz.[1]



     




    [1]

    İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
    Yayınları: 65.

  • 3) Uzun Uzun Açıklama Usulü: Hadis Usulü Online Oku


    3) Uzun Uzun Açıklama Usulü:

     

    Bu, lehte ve aleyhteki bütün görüşleri, her
    kelime ve terkibi şiirden şahidler getirerek, müteradiflerini zikrederek,
    türetilişini, kullanım yer ve manalarını belirtmek; ricalin hallerini, kabile ve
    yaşayışlarını açıklamak, o hadisle sabit olan hükümlerden hareketle bir takım
    hükümler çıkarmaya çalışmak, uzaktan yakından bir alaka kurup hoşa gidecek
    kıssalar , garib hikayeler anlatmak usulüdür.

    Bu usul, kendilerinin ilim ve fazilet sahibi
    olduğunu herkese göstermek isteyen kıssacıların başvurduğu bir usuldür.[1]



     




    [1]

    Bk. Kasımi, Kavaidu’t-tahdis: 221-222; İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü,
    Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları: 64-65.

  • 2) Açıklanması Gerekli Noktaları Açıklama Usulü: Hadis Usulü Online Oku


    2) Açıklanması Gerekli Noktaları Açıklama Usulü:

     

    Bu, bir hadisi okuduktan sonra o hadiste geçen
    garib kelimeleri, çözümlü zor terkipleri, terimleri, senedde görülen yeni
    isimleri ve o hadisle sabit olan fıkhi hükümleri yeteri kadar açıklama sonra
    başka bir hadise geçme usulüdür.

    Bu usul, hadis öğrenmeye yeni başlamış ve devam
    etmekte olanlar içindir. Öğrenciler bu yolla, hadisi anlama imkan bulmuş ve
    tetkike dayalı bir istifade temin etmiş olurlar. Gerektikçe de hadis şerhlerine
    başvurarak karşılaşacakları müşkilleri çözerler.

    [1]



     




    [1]

    İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
    Yayınları: 64.

  • 1) Okuyup Geçme Usulü: Hadis Usulü Online Oku


    1) Okuyup Geçme Usulü:

     

    Hocanın lugat, hüküm ve rical yönlerine
    eğilmeksizin hadisleri okuyup geçmesi demektir.

    Bu usul, konunun mütehassısları için geçerlidir.
    Mütehassısların hadisi hocadan işitmiş olmalarını sağlar. Açıklamalar ise,
    şerhlere havale edilmiş olur. Aslında bu hadisi iyi anlamanın yolu şerh ve
    haşiyelerin iyice tetkikidir.

    [1]



     




    [1]

    İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
    Yayınları: 64.

  • C) Hadis Öğretimi Usulleri: Hadis Usulü Online Oku


    C) Hadis Öğretimi Usulleri:

     

    Hadisçilere göre hadis takririnde üç usul
    vardır.

  • 2. Rivayet Lafızlarının Önemi: Hadis Usulü Online Oku


    2. Rivayet Lafızlarının Önemi:

     

    Böylesine detaylı lafızlar kullanmanın artık
    devri geçmiştir gibi düşünecekler olabilir. Oysa bilindiği gibi bu lafızlar
    makbul ve merdud hadisleri ayırdedebilmek için vazgeçilmez vasıtalardır.

    Ravi, naklettiği bilgiyi hangi öğrenim
    (tahammül) yoluyla aldığını söylemiş olur, biz de onun doğru olup olmadığına
    kanaat getiririz.

    Öte yandan ravi mesela icazet yoluyla aldığı bir
    bilgiyi sema’ yoluyla almış gibi haddesena veya ahberena diye nakledecek olsa
    müdellis sayılır. Hatta bazı usulcüler böyle bir raviyi yalancılıkla itham
    ederler. Mesela Ahmed b. Muhammed b. İbrahim es-Semerkandi, Muhammed b. Nasr el-Mervezi’den
    yaptığı bir çok rivayetinde böyle davranmış ve müdellis sayılmıştır.

    Yine İshakb. Raşid el-Cezeri de vicade yoluyla
    aldığı hadisler için haddesena terimi kullanıldığı için müdellistir.[1]



     




    [1]

    Bk. Kadı İyad, el-İlma’: 119; Itr, Menhec: 226; İsmail Lütfi Çakan, Hadis
    Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları: 63-64.

  • B) Rivayet Lafızları: Hadis Usulü Online Oku


    B) Rivayet Lafızları:

     


    1. Alfabetik Liste:

     


    Sema’a Delalet Edenler:

     


    Kıraat (Arz)’a Delalet Edenler:

     


    İcazet’e Delalet Edenler:

     


    Münavele’ye Delalet Edenler:

     


    Kitabet’e Delalet Edenler:

     


    İ’lam’a Delalet Edenler:

     


    Vicade’ye Delalet Edenler:

  • Mükaşefe Ve Rüya Hadis Usulü Online Oku


    Mükaşefe Ve Rüya:

     

    Hadis almanın muhaddislerce kabul edilen ve usul
    kitaplarında âdab ve şartları belirtilen hadis alma yolları yukarıda açıklanan 8
    yoldan biri ile olur. Bunlar dışında başka bir yol bilinmez. Bazı kitaplarda
    rastlanan mükâşefe ve rüya yoluyla Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’den
    telakki edildiği söylenen sözlere hadis denemez, onların, dini hiçbir değeri
    yoktur. Rüyayı sâdıka hak ise de, sika bir kimse rüyasında Resûlullah (aleyhissalâtu
    vesselâm)’dan bazı sözler öğrenmiş olsa da buna hadis denemez. Rüya sadece gören
    kimse için bir kıymet taşır. Halbuki hadis kıyamete kadar, herkes için din
    ortaya koyar. Bunun yolu da objektif şartlara göre, belli kaidelere göre her
    zaman kontrolü tahkiki mümkün olan rivayetten geçer. Bunun aksini söyleyen,
    sübjektiviteyi esas alan tek bir sünnî muhaddis çıkmamıştır.[1]

    Burada özetle ele alınan hadis tahammül yolları,
    bazıları diğer bazılarına nisbetle daha çok itiraza uğramış olsa bile,
    hadisçiler arasında az veya çok tatbik alanı bulmuştur. Bu yollardan herhangi
    biri, hadisçilerin çoğunluğu tarafından zayıf sayılmış ise, bu yolla nakledilen
    hadislerin de zayıflığına hükmedilmiş; yolun sıhhatine inananlar ise, hadisleri
    de sahih kabul etmişlerdir. Bununla beraber, semâ’, arz veya kırâat gibi
    tahammül yolları, herhangi bir ihtilaf söz konusu olmaksızın en üstün hadis alma
    usûlleri olarak kabul görmüş ve hadisçiler, sırf bu yollarla hadis alabilmek
    için rıhle fi talebi’l-hadis adı altında uzun ve meşakatli seyahatleri göze
    almakta tereddüt görmemişlerdir.[2]



     




    [1]

    İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/68.



    [2]

    Talat Koçyigit, a.g.e., s. 419; Sabahaddin Yıldırım, Şamil İslam
    Ansiklopedisi: 6/88.

  • Vicadet Hadis Usulü Online Oku


    Vicadet’le Amel:

     

    Vicâdet yoluyla elde edilen hadislerle amel
    edilebilir mi? sorusu bahsimizin mühim bir meselesini teşkil eder. Çünkü,
    günümüzde bile, zaman zaman ismi bilindiği halde kütüphanelerde mevcud tek
    nüshasına rastlanmayan kitaplardan bazılarının kısmen veya tamamen ortaya
    çıktığına, bulunduğuna şâhit olmaktayız. Acaba bu kitapların muhtevasıyla amel
    edilebilir mi?

    Bu soruya Nevevî ve Suyûtî’nin müşterek eserleri
    olan Tedrîb’de şu cevap verilir:

    Vicâde ile amel konusunda, Mâlikî muhaddislerin
    çoğunluğundan ve başkalarından caiz olmayacağı rivayet edilmiştir. Şâfiî ve
    ashâbının meseleye eğilenlerinden, cevazına dair rivayet gelmiştir. Hatta Şafii
    mezhebine mensup muhakkiklerden bazıları daha ileri giderek, bulunana güven
    hâsıl olduğu takdirde amelin vacib olduğunu söylemişlerdir.”

    Nevevî, “Bu zamanda geçerli olabilecek görüş de
    budur” der.

    Tahkik sonucu güvene ulaşılan bulunmuş
    kitaplarla amel meselesinde, Şafiîler gibi düşünen İbnu’s-Salâh şöyle makul bir
    gerekçe de söyler: “Bu meselede amel, sadece rivâyet yoluyla gelen hadislere
    bağlı kalsa, menkulle amel kapısı kendiliğinden kapanır. Çünkü bunun
    gerçekleşmesi için koşulan şartların tahakkuku zordur.”

    İmâmü’d-Dîn İbnu Kesir, tefsîrinin baş
    kısımlarında, Vicâde ile amel edilmesi gereğine Sünnet’ten bir delil kaydeder.
    Hadis’te Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Ashab’a (radıyallahu anhüm) sorar:

    Kimlerin imanı Allah’ı (celle şânuhu) daha
    çok memnun kılar?

    – Melâikelerin….

    Onlar Rablerinin nezdinde bulunsunlar da
    inanmasınlar bu olacak şey değil!.

    – Peygamberlerin!

    Onlar vahiy getirsinler de inanmamış
    olsunlar mümkün mü?

    – Öyleyse bizlerin imanı!…

    Ben aranızda olduğum halde nasıl
    inanmazsınız, olacak şey mi?

    – Öyleyse onlar kimlerdir, Ey Allah’ın Resulü?

    Onlar, o kimselerdir ki, sizlerden sonra
    gelirler, bir takım kitaplar (suhuf) bulurlar ve o kitaplarda mevcut olanlara
    inanırlar!”.[1]


    Dikkat:

    Vicâde yoluyla elde edilen kitaptan rivâyetle,
    mevcut, mevsûk ve meşhur kitaplardan rivâyet karıştırılmamalıdır. Bazı
    muhaddisler bir hadisle amel için behemehal sema yoluyla (yani rivayetle) elde
    etmek gerekir demiş ise de fukahanın tamamı şu görüşte ittifak etmiştir:
    “Hadîsle amel, onun sema yoluyla alınmasına mütevakkıf değildir. Bilakis, nüsha
    nazarında sahîh ise, dinleyerek almamış bile olsa, onunla amel sahîhtir” Ebu
    İshâk el-Isferâyînî, mûtemed kitaplardan -musannıfına kadar ittisâl şartı
    olmadan- hadîs naklinin cevâzına dâir ulemanın icma ettiğini belirtmiştir. Bu
    icma, hadis kadar fıkıh kitaplarına da şâmildir.[2]



     




    [1]

    İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/67-68.



    [2]

    İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/68.

  • 8- Vicâde (Bulmak): Hadis Usulü Online Oku

    8- Vicâde (Bulmak):

     

    Vicâdet, lügat olarak bulmak demektir. Istılah
    olarak, bir kimsenin, bir muhaddis veya bir şeyhin hattıyla yazılmış bir kitabı
    veya bazı hadisleri ele geçirmesi demektir. Hadisçiler bunu semâ’, icâzet ve
    münavele söz konusu olmadığı halde bir kitaptan hadis almayı ifade için
    kullanılır. Kitabın müellifi ile bulan (vacid) muasarat (aynı asırda yaşamış
    olup olmamaları), sema, icazet gibi herhangi bir hoca talebe ilişkinin
    bulunmaması neticeyi değiştirmez. Bulduğu hadisleri vacid’in sema veya icazete
    delalet eden lafızlarla rivayet etmesi caiz değildir. Bu halde hadisleri ele
    geçiren kimse rivâyet ederken “vecedtü (veya kara’tu) bihatti fülân” ondan sonra
    sened ve metni kaydeder. (…nın el yazısı ile yazılmış olarak buldum ki..)
    diyerek durumu açıklaması gerekmektedir. Nevevî bu tarz sîgalara gerek eskilerin
    ve gerekse yenilerin kitaplarında sıkça rastlandığını ifâde eder. Bu tür
    ifadelere Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde rastlanılmaktadır. Abdullah b. Ahmed
    “Babamın kitabında el yazısıyla şunu buldum ..” diye bazı hadisleri
    nakletmektedir. Müslim’de de bu yolla gelen üç hadis bulunmaktadır. Vicâde,
    geçerli hadis öğrenimi ve öğretimi yollarından biridir. Bugün hadis
    kitaplarından yapılan nakillerin hepsi bir çeşit vicâdedir.

    Hadis öğrenim ve öğretim yolları, klasik usûller
    gibi görünse de, hadis öğrenimi ve rivâyet açısından gösterilen tarihî dikkatin
    delilleri olarak değerlendirilmelidir.[1]

    Vicâdet aslında munkatı gruba girer. Ancak (vecedtü
    bi-hattı fülânin) sözünden dolayı ittisal şaibesi de mevcuttur. Bazıları
    mütesâhil (gevşek) davranarak: (An fulânin kale) şeklinde bir sîga kullanıp
    vicâde yoluyla tahammülü hatırlatmaktan uzaklaşmıştır. Tabiîki buna cevaz
    verilmez.

    Vicade yoluyla tahammülün sıhhati bulunan
    rivayetin sahibine nisbetindeki doğruluğa bağlıdır. Bulan kimse aradaki
    mutâbakatı sağlıklı şekilde sağlayabilirse cezm ifâde eden tâbirler kullanır: (kara’tu
    bi-hattı fülânin an fulânin) veya (Mâ vecedtuhu bi-hattı fülânin)

    Şayet yazının musannıfa (veya raviye) ait
    olduğunda kesin kanaate varamamışsa “Falancanın şöyle şöyle söylediği bana
    ulaştı..” Falanın hattıyla olduğunu falanın bana haber verdiği yahut zannettiğim
    yahut kâtibinin fülanın dediği bir kitapta okudum.”

    Yahut “Fülanın yazısı olduğu söylenen yahut
    Fülanın tasnîfi olduğu söylenen bir kitapta…” vs.

    Vâcid’in (bulan’ın) bulduğu hadis musannıfın
    hattıyla değilse (Zekera fülânun) veya (Kale fülânun) veya (Ahberenâ fülânun)
    diyerek hadisin senedini sevkeder. Bu tarzda rivayet edilen hadisler ittisal
    şâibesi olmayan munkatı hadistir.

    Vicâdetin icazete makrun olduğu da vâkidir. Bu
    durumda şu sîga kullanılır: “Falan hadisi falancanın hattıyla buldum, o da bana
    rivayet etmem için izin verdi.”

    Vâcid, bulunan nüshayı aslıyla, bizzat veya
    güvenilir biri vasıtasıyla mukabele ederek sıhhatinden emîn olmadan (Kale
    fülânun) gibi cezm ifade eden bir  sevk sigası kullanmamalıdır.

    Tedrîbu’r-Râvi’de Nevevî ve Suyutî Hazretleri,
    kendi devirlerindeki insanların, bulunan nüshaların sıhhat durumunu ciddi bir
    tahkike tâbi tutmadan aşırı bir müsâmaha ve gevşeklikle hareket ederek onlardan
    cezm sîgasıyla (Kale fülânun) veya (Zekera fülânun) diyerek hadis rivayet
    ettiklerini kaydederler. Bu işi yapan kimsenin âlim, mutkin ve metinde vaki
    olacak değişme ve sakatlıkları yakalayabilecek güçte biri olması halinde böyle
    davranmanın caiz olacağını da belirtirler.[2]



     




    [1]

    İsmail Lütfü Çakan, Ana Hatlarıyla Hadis, İstanbul, 1983, s. 171-177; Subhi
    es-Salih, Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları, trc M. Yaşar Kandemir, Ankara
    1981 s. 70-84; Ahmed Naim, Tecrid-i Sarih Mukaddimesi, Ankara 1984, s.
    399-449; İbnü’s-Salah, Ulumu’l-Hadis, thk. Nurettin Itr, Beyrut 1981, s.
    114-157; Suyuti, Tedribu’r-Ravî, thk. Abdulvehhab Abdullatif, Medine-i
    Münevvere 1972,1, s.l-59; İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, Marmara
    Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları: 59; Sabahaddin Yıldırım, Şamil
    İslam Ansiklopedisi: 6/88;
    İbrahim
    Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/66.



    [2]

    İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/66-67.