20 VE SONRASI SAYILAR
Arapça’da sayıya adet (اَلْعَدَدُ), sayılana ma’dûd (اَلْمَعْدُودُ) dendiğini ve 1-20 arası sayılar ile özelliklerini daha önce görmüştük. Sayılar konusu Arapça’nın en çok kural taşıyan karmaşık konularından biridir. Ancak tekrar ve bol örnek sayesinde zihne yerleşir. İ’rab kaideleri zamanla unutulsa da yazılı metinlerde görülünce tekrar hatırlanır. Bu nedenle umutsuzluğa kapılmamalıdır. Şimdi de 20 sonrası sayılara ve ma’dûdlarına bakalım.
20-100 ARASINDAKİ SAYILAR
a) 20 den 99 un sonuna kadar olan sayılarda, sayılan isim (ma’dûd); müfred ve son harfi üstün tenvinlidir. Sayıların harekesi ise cümledeki ötre, üstün ve esre oluşlarına göre değişir. Nasb ve cer halinde “on”un katlarında vâv-nûn (ون), yâ-nûn (ين) haline gelir: (أَرْبَعُونَ =أَرْبَعِينَ) ( ثَلاَثُونَ =ثَلاَثِينَ)
Müennes | Müzekker | ||||
إِحْدَى وَعِشْرُونَ امْرأَةً | 21 kadın | وَاحِدٌ وَعِشْرُونَ بَاباً | 21 kapı | ||
اِثْنَتَانِ وَثلاثُونَ امْرأَةً | 22 kadın | اِثْنَانِ وَثلاثُونَ باَباً | 32 kapı | ||
ثَلاَثٌ وَأَرْبَعُونَ امْرأَةً | 43 kadın | ثَلاَثَةٌ وَأَرْبَعُونَ رَجُلاً | 43 adam | ||
أرْبَعٌ وَخَمْسُونَ بِنْتاً | 54 kız | أَرْبَعَةٌ وَخَمْسُونَ وَلَداً | 54 çocuk | ||
خَمْسٌ وَ سِتُّونَ تِلْميِذَةً | 65 talebe | خَمْسَةٌ وَسِتُّونَ تِلْمِيذاً | 65 talebe | ||
سِتٌ وَسَبْعُونَ لَيْلَةً | 76 gece | سِتَّةٌ وَسَبْعُونَ نَهَاراً | 76 gün | ||
سَبْعٌ وَثَمَانُونَ مُعَلِّمَةً | 87 öğretmen | سَبْعَةٌ وَثَمَانُونَ مُعَلِّماً | 87 öğretmen | ||
ثَمَانٍ وَتِسْعُونَ صُورَةً | 98 resim | ثَمَانِيةٌ وَتِسْعُونَ دَفْتَراً | 98 defter | ||
تِسْعٌ وَتِسْعُونَ امْرَأةً | 99 kadın | تِسْعَةٌ وَتِسْعُونَ رَجُلاً | 99 adam | ||
جَاءَتْ إِحْدَى وَعِشْروُنَ امْرَأَةً. | 21 kadın geldi. *Fâil* |
ذَهَبَ تِسْعَةٌ وَتِسْعُونَ رَجُلاً إِلىَ الْمَدْرَسَةِ. | 99 adam okula gitti. *Fâil* |
فَتَحْتُ وَاحِداً وَعِشْرِينَ بَاباً. | 21 kapı açtım. *Mef’ûl* |
رَأَيْنَا تِسْعاً وَتِسْعِينَ امْرأَةً فِي السُّوقِ. | Çarşıda 99 kadın gördük. *Mef’ûl* |
b) 20 ile 100 arasındaki sonu sıfırlı olan onluk başlarında müzekkerlik-müenneslik aranmaz. Müzekker ve müennes için ortak olarak kullanılır. Ma’dûd gene üstün tenvinli ve tekildir. Onluk sayılara ukûd (اَلْعُقُودُ) sayılar denir.
عِشْروُنَ | 20 | سِتُّونَ | 60 |
ثَلاَثُونَ | 30 | سَبْعُونَ | 70 |
أرْبَعُونَ | 40 | ثَمَانُونَ | 80 |
خَمْسُونَ | 50 | تِسْعُونَ | 90 |
Müennes | Müzekker | ||
عِشْروُنَ لَيْلَةً | 20 gece | عِشْروُنَ قَلَماً | 20 kalem |
أرْبَعُونَ صُورَةً | 40 resim | ثَلاَثُونَ يَوْماً | 30 gün |
تِسْعُونَ هِرَّةً | 90 kedi | خَمْسُونَ قَلَماً | 50 kalem |
سِتُّونَ غُرْفَةً | 60 oda | سَبْعُونَ حِصَاناً | 70 at |
أَرْبَعُونَ امْرأَةً | 40 kadın | تِسْعُونَ رَجُلاً | 90 adam |
Cer | Nasb | Ref’ |
سَلَّمْتُ عَلَى أَرْبَعِينَ رَجُلاً. | رَأَيْتُ أَرْبَعِينَ رَجُلاً. | جاَءَ أَرْبَعُونَ رَجُلاً. |
ساَفَرَ سِتُّونَ طاَلِباً. | 60 öğrenci gitti (yolculuk yaptı). | |
فِي الساَّعَةِ سِتُّونَ دَقِيقَةً. | Saatte 60 dakika vardır. | |
بَنَى الْمَدْرَسَةَ ثَماَنُونَ عاَمِلاً. | Okulu 80 işçi bina etti (yaptı). | |
وَصَلَتِ الْحاَفِلَةُ فِي عِشْرِينَ دَقِيقَةً. | Otobüs 20 dakikada geldi. | |
سَتَبْدَأُ الْعُطْلَةُ الصَّيْفِيَّةُ بَعْدَ عِشْرِينَ يَوْماً. | Yaz tatili 20 gün sonra başlayacak. | |
100 VE SONRASI SAYILAR
مِائَةٌ (yüz) sayısı yazıldığı gibi okunmayan bir kelimedir.
a) Yüzden sonra sayılan isimler bin ve sonrası da dahil olmak üzere müfredtir (tekildir) ancak muzafun ileyh durumunda olarak son harfi esre tenvinlidir.
مِائَةُ حَطَبٍ | Yüz odun | |
مِائَةُ سَمَكٍ | Yüz balık | |
رَأَيْنَا مِائَةَ امْرأَةٍ. | Yüz kadın gördük. | |
سَلَّمْنَا عَلَى مِائَةِ رَجُلٍ. | Yüz adamı selâmladık. |
b) مِائَتاَنِ – مِائَتَيْنِ sayısı madûd (sayılan şey) ile birlikte yazıldığında nûn harfi düşer.
Ref Hali: مِائَتاَ طاَلِبٍ ikiyüz öğrenci
Nasb ve Cer Hali: يَوْمٍ مِائَتَيْ مُنْذُ ikiyüz günden beri
c) Yüz’ün katları iki sayının birleşmesinden oluşur. Yüz ve bin’in katlarında da müzekkerlik ve müenneslik yoktur. Hem müzekker hem müennes için ortak kullanılır.
ثَلاَثُمِائَةِ طاَلِبٍ (طاَلِبَةٍ) | مِائَتاَ طاَلِبٍ (طاَلِبَةٍ) مِائَتَيْ طاَلِبٍ (طاَلِبَةٍ) | مِائَةُ طاَلِبٍ (طاَلِبَةٍ) |
300 öğrenci | 200 öğrenci[1] | 100 öğrenci |
سِتُّمِائَةِ طاَلِبٍ (طاَلِبَةٍ) | خَمْسُمِائَةِ طاَلِبٍ (طاَلِبَةٍ) | أَرْبَعُمِائَةِ طاَلِبٍ (طاَلِبَةٍ) |
600 öğrenci | 500 öğrenci | 400 öğrenci |
تِسْعُمِائَةِ طاَلِبٍ (طاَلِبَةٍ) | ثَماَنِمِائَةِ طاَلِبٍ (طاَلِبَةٍ) | سَبْعُمِائَةِ طاَلِبٍ (طاَلِبَةٍ) |
900 öğrenci | 800 öğrenci | 700 öğrenci |
İ’râbı (harekesi) birinci sayının sonunda görülür. İkinci sayı daima mecrûr olur:
قُطِعَ سَبْعُمِائَةِ شَجَرَةٍ فِي الْحَدِيقَةِ. | Bahçedeki 700 ağaç kesildi. |
رَأَيْتُ سَبْعَمِائَةِ شَجَرَةٍ فِي الْحَدِيقَةِ. | Bahçede 700 ağaç gördüm. |
عَلَى خَمْسِمِائَةِ رَجُلٍ سَلَّمْتُ. | 500 adama selâm verdim. |
d) 25, 115, 675.. gibi sayılar birbirlerine atıf harfi olan vâv’la bağlandıkları için bunlara ma’tûf (اَلْمَعْطُوفُ) sayılar denir.
سِتُّمِائَةٍ وَ خَمْسَةٌ وَ سَبْعُونَ | 675 | خَمْسَةٌ وَ عِشْرُونَ | 25 |
|
| ||
تِسْعُمِائَةٍ وَ سِتَّةٌ وَ تِسْعُونَ | 996 | مِائَةٌ وَ خَمْسَة عَشَرَ | 115 |
Sayılan şeyin durumu ise son sayıya göredir:
مِائَةٌ وَ خَمْسَةُ أَقْلاَمٍ | 105 kalem |
سَبْعُمِائَةٍ وَ ثَلاَثَةَ عَشَرَ قَلَماً | 713 kalem[2] |
تِسْعُمِائَةٍ وَ أَرْبَعَةٌ وَ خَمْسُونَ قَلَماً | 954 kalem |
BİNLER BASAMAĞI
أَلْفٌ kelimesi ma’dûd olduğunda مِائَةُ sayısından farklı olarak ma’dûd kurallarına uyar. 3-10 sayılarının ma’dûdu olduğunda آلاَفٌ (nadir olarak أُلُوفٌ ), 11-99 arasındaki sayılarda أَلْفاً, yüzler basamağındaki sayılardan sonra da أَلْفٍ şeklinde gelir.
أَلْفاَنِ – أَلْفَيْنِ | iki bin | أَلْفٌ | bin |
خَمْسَةُ آلافٍ | beşbin | ثَلاَثَةُ آلاَفٍ | üç bin |
خَمْسُمِائَةِ أَلْفٍ | 500 bin | خَمْسُونَ أَلْفاً | 50 bin |
أَلْفٌ (bin) sayısından sonraki ma’dûd aynı مِائَةٌ (yüz) sayısından sonra gelen ma’dûd gibi müfred nekre ve mecrûrdur.
أَلْفُ سَنَةٍ “bin yıl”
قَبْلَ أَلْفِ عاَمٍ “bin yıl önce”
*Ayrıntı arzu edenlere de aynen yüz sayısı ve sonrasında olduğu gibi şu bilgiler sunulabilir:
ثَلاَثَةُ آلاَفِ طاَلِبٍ (طاَلِبَةٍ) | أَلْفاَ طاَلِبٍ (طاَلِبَةٍ) | أَلْفُ طاَلِبٍ (طاَلِبَةٍ) | |
3 bin öğrenci | 2 bin öğrenci | Bin öğrenci | |
عَشْرَةُ آلاَفِ طاَلِبٍ (طاَلِبَةٍ) | ثَماَنِيَةُ آلاَفِ طاَلِبٍ(طاَلِبَةٍ) | أَرْبَعَةُ آلاَفِ طاَلِبٍ (طاَلِبَةٍ) | |
10 bin öğrenci | 8 bin öğrenci | 4 bin öğrenci | |
تِسْعُونَ أَلْفَ طاَلِبٍ(طاَلِبَةٍ) | خَمْسُونَ أَلْفَ طاَلِبٍ(طاَلِبَةٍ) | عِشْرُونَ أَلْفَ طاَلِبٍ(طاَلِبَةٍ) | |
90 bin öğrenci | 50 bin öğrenci | 20 bin öğrenci | |
ثَلاَثُمِائَةِ أَلْفِ طاَلِبٍ (طاَلِبَةٍ) | مِائَتاَ أَلْفِ طاَلِبٍ (طاَلِبَةٍ) | مِائَةُ أَلْفِ طاَلِبٍ (طاَلِبَةٍ) | |
300 bin öğrenci | 200 bin öğrenci | 100 bin öğrenci | |
مِلْياَرُ (مِلْياَراَتُ) طاَلِبٍ (طاَلِبَةٍ) | أَلْفُ أَلْفِ ( مَلْيُونُ ج مَلاَيِينُ ) طاَلِبٍ (طاَلِبَةٍ) | ||
Bir milyar öğrenci | Bir milyon öğrenci | ||
Binler hanesinin ma’tûf şekli:
أَلْفٌ وَ تِسْعُمِائَةٍ وَ تِسْعَةٌ وَ ثَماَنُونَ | 1989 (١٩٨٩) |
أَلْفٌ وَ تِسْعُمِائَةٍ وَ أَرْبَعَةٌ وَ سِتُّونَ | 1964[3] (١٩٦٤) |
ثَلاَثَةُ آلاَفٍ وَ خَمْسُمِائَةٍ وَثَلاَثَةٌ وَ أَرْبَعُونَ طاَلِباً | 3543 (٣٥٤٣) |
عَشْرَةُ آلاَفٍ وَ خَمْسُمِائَةٍ وَثَلاَثٌ وَ أَرْبَعُونَ طاَلِبَةً | 10.543 (١٠٥٤٣) |
Binli ifadeler bazen “min (mini’l-beyâniye-açıklama harfi)” kullanılarak yapılır:
ثَلاَثَةُ آلاَفٍ مِنَ الْمَلاَئِكَةِ | üçbin melek |
عَشْرَةُ آلاَفٍ مِنَ الْمُجاَهِدِينَ | onbin mücâhid |
Rakamların Yazılışı:
١ | 1 | ٢ | 2 | ٣ | 3 |
٤ | 4 | ٥ | 5 | ٦ | 6 |
٧ | 7 | ٨ | 8 | ٩ | 9 |
١٠ | 10 | ١١ | 11 | ١٨ | 18 |
١٠٠ | 100 | ١٢٣ | 123 | ١٠٠٠ | 1000 |
١٩٨٩ | 1989 | ٤٥٨ | 458 |
*** Şimdiye kadar geçen sayılarla ilgili önemli özet bilginin ayetlerle örneklemesi şudur:
a) 1 ve 2 sayıları sayılanın sıfatı olur ve sayılandan sonra gelir:
يَوْمٌ واَحِدٌ | bir gün | يَوْماَنِ اثْناَنِ | iki gün | |
وَإِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ. | İlâhınız bir tek ilahtır (Bakara, 163) . | |||
هُوَ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ واَحِدَةٍ. | O, sizi tek bir candan yaratandır (A’râf, 189) . | |||
b) 3-10 arasındaki sayıların ma’dûdu cemi, kesre tenvinli olup cinsiyet olarak tam tersinedir:
أَرْبَعَةُ أَياَّمٍ | dört gün | أَرْبَعُ لَياَلٍ | dört gece |
قَالَ آيَتُكَ أَلاَّ تُكَلِّمَ النَّاسَ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ. “Senin için işaret, insanlara üç gün, söz söylememendir” dedi (Âl-i İmrân, 41). | |||
آيَتُكَ أَلاَّ تُكَلِّمَ النَّاسَ ثَلاَثَ لَيَالٍ سَوِيًّا. Sana işaret, sapasağlam olduğun halde üç gece insanlarla konuşamamandır (Meryem, 10). | |||
|
c) 11-99 arasındaki sayıların ma’dûdu müfred fetha tenvinli olur:
خَمْسَةَ عَشَرَ يَوْماً | onbeş gün | |||
خَمْسَةٌ وَ عِشْرُونَ يَوْماً | yirmibeş gün | |||
إِذْ قَالَ يُوسُفُ لِأَبِيهِ يَا أَبتِ إِنِّي رَأَيْتُ أَحَدَ عَشَرَ كَوْكَبًا وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ رَأَيْتُهُمْ لِي سَاجِدِينَ. Bir zamanlar Yusuf babasına demişti ki: Babacığım! Ben rüyamda onbir yıldızla güneşi ve ayı gördüm; onları bana secde ederlerken gördüm (Yusuf, 4). | ||||
إِنَّ عِدَّةَ الشُّهُورِ عِنْدَ اللّهِ اثْنَا عَشَرَ شَهْرًا. Allah katında ayların sayısı on ikidir..(Tevbe, 36) | ||||
فَانْفَجَرَتْ مِنْهُ اثْنَتَا عَشْرَةَ عَيْناً. Derhal (taştan) on iki kaynak fışkırdı (Bakara, 60). | ||||
وَوَاعَدْنَا مُوسَى ثَلاَثِينَ لَيْلَةً وَأَتْمَمْنَاهَا بِعَشْرٍ فَتَمَّ مِيقَاتُ رَبِّهِ أَرْبَعِينَ لَيْلَةً. Mûsâ’ya otuz gece vade verdik ve ona on gece daha ilave ettik; böylece Rabbinin tayin ettiği vakit kırk geceyi buldu (A’râf, 142). | ||||
إِنَّ هَذَا أَخِي لَهُ تِسْعٌ وَتِسْعُونَ نَعْجَةً. Bu, kardeşimdir. Onun doksan dokuz koyunu var.. (Sâd, 23) | ||||
وَاخْتَارَ مُوسَى قَوْمَهُ سَبْعِينَ رَجُلاً لِّمِيقَاتِنَا. Musa tayin ettiğimiz vakitte kavminden yetmiş adam seçti (A’râf, 155). | ||||
d) 100 ve 1000 sayıları ile katlarının ma’dûdu müfred kesre tenvinli olur:
مِائَةُ يَوْمٍ | yüz gün | سَبْعَةُ آلاَفِ يَوْمٍ | yedibin gün | ||
مَثَلُ الَّذِينَ يُنْفِقُونَ أَمْوَالَهُمْ فِي سَبِيلِ اللّهِ كَمَثَلِ حَبَّةٍ أَنبَتَتْ سَبْعَ سَنَابِلَ فِي كُلِّ سُنبُلَةٍ مِئَةُ حَبَّةٍ. Allah yolunda mallarını harcayanların örneği, yedi başak bitiren bir dane gibidir ki, her başakta yüz dane vardır (Bakara, 261). | |||||
وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا نُوحًا إِلَى قَوْمِهِ فَلَبِثَ فِيهِمْ أَلْفَ سَنَةٍ إِلاَّ خَمْسِينَ عاَماً. Andolsun ki biz Nuh’u kendi kavmine gönderdik de o bin yıldan elli yıl eksik bir süre onların arasında kaldı (Ankebût, 14) . |