28 Şubat sürecinin İmam Hatip’lere yönelik hedefleri nelerdi?
Postmodern darbe süreci olarak adlandırdığımız 28 Şubat’ın siyasi hedefleri ve toplumun gelişimine müdahale edebilecek birtakım sosyo-kültürel hedefleri vardı. Sürecin özünde Türkiye’de İslami hayatın gelişimini besleyen alanların sınırlandırılması yatıyordu. İmam Hatipler bu alanlardan sadece biriydi. Onların yanında İlahiyat Fakülteleri, Kuran Kursları ve İslami sivil toplum kuruluşları da hedefler arasındaydı.
Dönemin en derin izleri imam hatip camiasına bırakıldı
İfade ettiğimiz bu kurumlar zapturapt altına alınarak Türkiye’nin onlara göre farklı yönlere gidişinin durdurulması ve biçimlendirilmesi istendi. Dönemin en derin izleri de imam hatip camiasına bırakıldı. Okullarımızın orta kısımları kapatıldı. Katsayı engeliyle imam hatip mezunlarının üniversiteye girişleri engellendi. İmam Hatip Liselerinde hanımlar üzerinde kılık kıyafet terörü estirildi. İlahiyat Fakültelerinin kontenjanları düşürüldü. Kuran Kursları’na başlama yaşıyla ilgili düzenlemeler yapılarak Kuran-ı Kerim eğitimi sınırlandırıldı. Toplumun ekonomik, sosyal, siyasi vs. bütün alanlarında tahripler ortaya çıkardı.
Öğrenci sayımız 600 binlerden 60 binlere kadar düştü
28 Şubat’ın ilk zamanlarında İmam Hatipler bir şok yaşamıştı. Hem bu okulların sayısını azaltmak hem de çocukların daha erken yaşlarda imam hatiplilik bilincini kazanmasını engellemek için 8 yıllık kesintisiz eğitim öngörüldü. 28 Şubat sürecinin tahrip edici özelliğine rağmen imam hatipler ayakta kaldı. Bu süreci işletenler orta kısımları kapatarak, liseden üniversiteye geçişi engelleyerek sayılarının azalmasını ve milletin teveccühünün kırılmasını bekliyorlardı. Ama sonra yeniden toparlandık ve öğrenci sayımız 300 binleri geçti.
Günümüzde durum nasıl?
Cenab-ı Hakk’a hamdolsun özelikle 2000’li yıllardan sonra Türkiye’deki değişen siyasi irade ve atmosfer bu sürecin durması ve geri döndürülmesiyle ilgili ciddi gelişmelere sebep oldu. Son yıllarda yapılan değişiklere bakarsak başörtüsü yasağı esnetildi. Katsayı zulmü ortadan kaldırıldı. İmam Hatip Ortaokulları yeniden açıldı. Bu okulların açılmasıyla beraber İmam Hatiplerde okuyan öğrenci sayısının 1 milyonu bulacağı kanaatindeyiz. Ayrıca normal ortaokul müfredatına 90 yıl aradan sonra Kuran-ı Kerim in ve Peygamberimizin hayatı ve ders olarak eklendi.
ÖNDER olarak bu süreçte siz neler yaptınız?
Biz sürecin tahriplerini en aza indirmek için çok çaba sarf ettik. Öncelikle o günden bugüne kapatılan imam hatipler ile vatandaşın kendisinin yaptığı ancak devletin eğitime açmadığı okulların açılması için mücadele ettik. Sonra kılık kıyafet meselesi, katsayı zulmü ve orta kısımların kapatılmasına bağlı olarak gelişen sorunların giderilmesiyle ilgili ciddi bir mücadele ortaya koyduk. Nitekim yeni eğitim sistemiyle de bu sorunların çoğu aşıldı.
Peki, İmam Hatip Ortaokulları’nın yeniden açılmasını nasıl değerlendirmek gerekiyor?
İmam Hatip Ortaokulları’nın yeniden kazanılmış olması eski zenginlikleri ortaya çıkaracaktır. Çocuklarımız daha erken yaşlarda Kuran, Arapça ve diğer mesleki derslerle tanışmış olacaklar. Yani süreci daha erken yaşlarda yaşamış olacaklar. Ayrıca İmam Hatip Okulları’nın ve sayısı artacak bu sayede daha fazla gencimiz imam hatip imkânı bulacak. Mezun olduklarında isterlerse İmam Hatip Liselerine devam edecekler. İsterlerse de Anadolu, Fen lisesine veya meslek liselerine yönelebilecekler.
Ortaokullar öğrencilere ne katkılar sağlayacak?
İmam Hatip Okulları kurulduğu günden bu yana hayatın her alanına ciddi katkılar sağladı. İmam Hatip’ler verdiği eğitimle hem akademik hem de mesleki anlamda başarısını ortaya koymuştur. Orta kısımdan katılan öğrencilerimizin dinlerini daha erken yaşta öğreniyor ve mesleki yatkınlık kazanıyorlar. Aynı zamanda da bir imam hatip ikliminde olmaları açısından ortaokullar önemliydi. Zaten kapatılmadan önce sayı olarak lise kısmının iki katı öğrencisi vardı.
Vatandaşların kayıtlara yoğun talep göstermesini nasıl açıklıyorsunuz?
Halkımızın bu talebi bütün engellemelere, horlamalara ve sınırlamalara rağmen okullarımızın kurulduğu 1951 yılından bu yana var. Ancak bütün zorlamalara rağmen milletimiz bu okullara sahip çıktı. Çünkü halkımız bu okulların ülkeye kattığı değeri biliyor. Hem mesleki derslerin okutulup hem de yanında normal ortaokullardaki derslerin okutuluyor olması okullarımızı cazibe merkezi haline getiriyor. Ayrıca öğrencilerimize burs ve yurt gibi imkânlar sağlıyor olmamız da tercih nedenleri arasında. Ama bana sorarsanız velilerin çocuklarını bu okula göndermesindeki tek sebep dinini, imanını bilen ve bu çerçevede bir ahlak kazanan gençler yetiştirecek olmamızdır.
İmam Hatip’lerde özellikle kayıtlarda bazı sıkıntılar yaşandı. Ayrıca kılık kıyafet konusu da tam olarak netleşebilmiş değil. Bu sıkıntılar nasıl aşılacak?
Öncelikle bu zorlukları aşmak için çalışmalarımızın devam ettiğini belirteyim. Sıkıntılarımızdan biri bağımsız İmam Hatip Okulları’nın sayısının az olmasıydı. Okulların çoğunluğu normal ortaokulların bünyesinde dizayn edildi. Geçen sene talep ettiği halde okullarımıza giremeyen çok öğrenci olmuştu. Ayrıca ilk çıkan yönetmelikte imam hatiplere öngörülen kontenjandan daha fazla başvuru olursa kayıt kura ile belirlenecek demişlerdi.
İmam Hatiplere başvuran herkes kayıt edilecek
Bu sene ise imam hatiplere başvuran herkes kayıt edilecek ve kontenjan aşımında da yeni okullar açılacak sözü verildi. Biz sürecin başından itibaren kayıtların e-okul üzerinden yapılmasını önermiştik. Fakat öğrenciler otomatik olarak normal ortaokullara yerleştirildi. İmam hatiplere gitmek isteyen öğrencilerden de dilekçe ile başvurmaları istendi. Bunun zorluk olduğunu belirttik ve ardından e-okuldan kayıt alınmaya başlandı.
Bütün vatandaşlarımız inancının gereği kıyafetlerle hayatlarında olabilmeli
Kılık kıyafetle ilgili de İmam Hatip Liseleri’nde yasal bir düzenleme yok ama fiiliyatta problem yok. Ortaokullarda da henüz bir uygulama yok ama kılık kıyafet sorunu olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Ülkemizde gerek okuyan gerek çalışan bütün vatandaşlarımız inancının gereği kıyafetlerle hayatlarında olabilmelerini istiyoruz. İnsan hakları çerçevesinde bu temel bir haktır. Bu konularda taleplerimizi ilgililere iletiyoruz.
‘4+4+4’ sistemiyle eğitimin zorunlu olarak 12 yıla çıkarılmasını destekliyor musunuz?
Eğitimdeki ‘4+4+4’ modeli önemli bir düzenleme. Öncelikle sistemin kendisinin esnek, geçişken ve çoğulcu yapısı eğitim sitemimize ciddi bir katkı sağlayacak. Biz teklifin yasalaşması sürecinde mecliste kanaatlerimizi belirttik ve raporlarımızı komisyona sunduk. Eğitimin zorunlu olarak 12 yıla çıkarılmasının devlet için ciddi bir ekonomik yük oluşturacağını ve eğitimde çeşitliliği sınırlayacağı düşünüyoruz.
Başka ne yapılabilirdi?
Mesela sertifika zorunluluğu getirilebilirdi. Ancak eğitimi illa 12 yıl olarak devletin resmi ortamlarında alacaksın diye zorunlu bir uygulamanın çok faydalı olmayacağını düşünüyoruz. Beşikten mezara kadar ilim öğrenmenin gerekli olduğu inancına sahibiz ama vatandaşlarımızın hangi aşamada nasıl eğitim alacağı ile ilgili devletin zorlaması olmamalı. Biz eğitime değil de biçimine ve zorunluluğuna karşıyız.
İmam Hatip mezunlarına hala bazı alanlarda kısıtlamalar devam ediyor mu?
Mezunlarımıza yönelik en büyük kısıtlama katsayı ve alan zorunluluğuydu. Yapılan düzenlemelerle bunlar ortadan kalktığı için bunlar artık sorun değiller. İmam Hatip Okulları’na gelen öğrenciler Anadolu Liselerine, Fen Liselerine, Polis Okullarına, farklı meslek liselerine ve istedikleri üniversite bölümlerine yönelebilirler. Ancak mezunlarımızın askeri okullara gidebilmesi yönünde sıkıntı var. Ancak onun da yakın zamanda Türkiye’nin normalleşmesi sürecinde aşılacağını düşünüyoruz.
ÖNDER olarak öğrencilere ne gibi imkânlar sağlıyorsunuz?
Diğer vakıflarla ortak yürüttüğümüz yurt ve burs katkılarımız var. Okullarımızı başarılı öğrencilerin tercih etmesini sağlamak amacıyla ortaöğretim, lise, lisans ve doktora bursları veriyoruz. Geçmişte çok yüksek puanlarla istedikleri okulda okuyabilecekleri halde başörtüsü ve katsayı yüzünden yerleşemeyen gençlerimize Türkiye’de vakıf üniversitelerinde okuma imkânı sağlıyorduk. Yurtdışında WONDER isimli kuruluşumuz var. Yine başörtüsü ve katsayı yüzünden burada okuyamayan öğrencilerimizi başta Avusturya olmak üzere diğer Avrupa ülkelerine gönderiyorduk. Bu çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Son olarak sizin eklemek istedikleriniz var mı?
Ben velilerimize seslenmek istiyorum. 4. sınıftan 5. sınıfa geçen bütün öğrenciler İmam Hatip Ortaokulları’na kayıt olabilirler. Ayrıca normal ortaokullarda seçmeli olarak Kuran ve Siyer dersleri var. İmam Hatibi seçmeyen öğrencilerimiz de bu dersleri alsınlar. Mezunlarımıza da sesleniyorum. Çevrenizdeki öğrencileri bu okullara yönlendirin. Okullarımız 28 Şubat’tan önceki başarılı, coşkulu günlerine geri dönsün ve bu topluma katkı sağlamaya devam etsin.
RÖPORTAJ: ABDÜLKADİR KARAKAYA
Milat