Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sabri Erturhan, organ naklinin, insana hayat veren ulvi bir davranış olduğunu söyledi.
Seyit Ahmet Eksik / Merve Topuz – Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sabri Erturhan, organ naklinin, insana hayat veren ulvi bir davranış olduğunu söyledi.
Erturhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, başlangıçta bazı İslam bilginlerinin organ nakline sıcak bakmadığını ancak günümüzde organ naklinin öz verili bir davranış olarak değerlendirildiğini belirtti.
Kuran’ı Kerim’de bir insana hayat vermenin bütün insanlara hayat verecek derecede erdemli bir davranış olduğunun vurgulandığını dile getiren Erturhan,
“Organ nakli bir hayat verme olayıdır. Yine Kuran’da iyilik ve takva konusunda yardımlaşma içine girilmesi emredilmiştir. Organ nakli iyi, hayırlı ve yararlı bir iştir” dedi.
Kadavradan organ naklinin dinen geçerli olabilmesi için nakil izninin kişinin ölmeden önce kendisi veya öldükten sonra yakınları tarafından verilmiş olması gerektiğini ifade eden Erturhan, şöyle konuştu:
“Alıcının da açıkça bu organ naklini talep etmesi, organ veren kimsenin tıbbi ve hukuki anlamda ölümünün gerçekleşmiş olması şarttır. Ayrıca gerek canlıdan gerekse kadavradan yapılmış olsun nakledilecek organ karşılığında asla bir maddi bedel talep edilmemelidir. Bu bağışın maddi karşılık olmaksızın çok yüce insani ve İslami düşüncelerle yapılmış olması gerekir.”
Prof. Dr. Erturhan, organ naklinin yararının sadece nakil yapılan kişinin hayatta kalmasıyla sınırlı kalmadığını dile getirerek, “Kişi aldığı organla yeniden hayat bulacak, yeniden doğmuş olacaktır. Bu olay kişi için hayatında bir milat, bir dönüm noktası olacak, hayata bakışı başka olacaktır. Bu ve benzeri yönleri düşündüğümüzde organ bağışı ve naklinin ne denli ulvi bir davranış olduğu ortaya çıkmaktadır” ifadelerini kullandı.
-Organ mafyası korkusu-
CÜ Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi, Organ ve Doku Nakli Koordinatörü Doç. Dr. Aydın Nadir de Türkiye’de organ bağışına gereken önemin verilmediğini savundu.
Nadir, kadavradan naklin Türkiye’de gelişmiş ülkelere göre 20-25 kat daha düşük olduğuna işaret ederek, “Bu ise sosyal medyada dolaşan organ mafyası ve dini nedenlerden kaynaklanmakta” dedi.
Halkın organ bağışına gereken önemi vermediğine ve bu konuda biraz rahat davrandığına dikkati çeken Doç. Dr. Nadir, 18 yaşını geçmiş, akli dengesi yerinde olan herkesin organ bağışında bulunabileceğini sözlerine ekledi.
Numune Hastanesi Nefroloji Doktoru ve Organ Nakli Sorumlusu Dr. Vural Taner Yılmaz ise kadavradan organ bağışının artırılması gerektiğini söyledi.
Türkiye’de son yıllarda yapılan nakillerin yaklaşık yüzde 90’ının canlıdan, yüzde 10’unun kadavradan yapıldığını anlatan Yılmaz, şöyle konuştu:
“Toplumun her kesimi taşın altına elini koyup bu manada çaba göstermeli. Organ nakli konusunda doğru bilgiler edinilmeli. Toplumun bir kısmı dini inançları nedeniyle, bir kısmı tek böbrek kaldığında hayatını idame ettirme noktasında sıkıntı yaşayabileceğini düşünerek ve daha farklı sebeplerle organ bağışı yapmamakta. Bu sebeplerin çözümü noktasında hep birlikte çalışmalıyız.”