Arapça GramerArapça Gramer Kitabı Online Fihrist

Mehmuz Fiil Aksam-ı Seba

 

B) MEHMÛZ FİİL

İçinde hemze ( أ ء   ) bulunan fiile denir.

Hemze fiilin başında (yani fâu’l-fiilinde) ise mehmûze’l-fâ,    أَكَلَ yedi, أَخَذَ aldı

Hemze fiilin ortasında (yani ayne’l-fiilinde) ise mehmûze’l-ayn,  سَأَلَ  sordu

Hemze fiilin sonunda (yani lâme’l-fiilinde) ise mehmûze’l-lâm denir: قَرَأَ okudu gibi

Mehmûz fiiller daha ziyade birinci ve üçüncü babtan gelir.

1) MEHMÛZE’L-FA

 

Muzâri Meçhûl

Muzâri Malûm

Mâzî Meçhûl

Mâzî Malûm

 

 

 

يُؤْكَلُ

يَأْكُلُ

أُكِلَ

أَكَلَ

1. bab

 

 

yenilir

yer

yenildi

yedi

 

 

 

يُؤْذَنُ

يَأْذَنُ

أُذِنَ

أَذِنَ

4. bab

 

 

izin verilir

izin verir

izin verildi

izin verdi

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Emr-i Hâzır

          İsm-i Mef’ûl

       İsm-i Fâil

 

 (يَأْكُلُ)  den  كُلْ(ye)

(أَكَلَ)den (مَأْكُولٌ)(yenilen)

(أَكَلَ)den (آكِلٌ)(yiyen)

(يَأْذَنُ)  den إِيذَنْ (izin ver)

(أَذِنَ)den (مَأْذُونٌ)( izin verilen)

(أَذِنَ)den (آذِنٌ) (izin veren)

                       

Hemzeli fiillerin mâzi muzâri ve meçhûllerinin çekim örneklerini daha önceki derslerimizde yapmıştık. Sahih fiillerden pek farkı yoktur. Örnekte verilen ism-i fâil ve mef’ûllere bilindiği gibi tâ-i merbûta eklersek müennesini yapmış oluruz: (آكِلٌ ث آكِلَةٌ) (مَأْكُولٌ ث مَأْكُولَةٌ) gibi. Örnek teşkil etmesi açısından yalnız müfred müzekker  kalıpları verilmiştir. Dikkat edilmesi gereken diğer noktalar:

a) Muzâri mütekellim vahde; يَأْكُلُ  dan (أَاْكُلُ) değil, iki hemzenin yanyana gelişinden dolayı آكُلُ (ben yerim) şeklinde söylenir.

b) Emir fiili de aynı şekilde (أُاْكُلْ) şeklinde söylenmez. İki hemzenin okunuşu dile ağır geldiği için hemzeli kısım atılır. Geriye kalanın çekimi yapılır. Hatırlanacağı üzere fiili muzâri ya da emirlerde fiilin sonunda hareke değişikliği ya da cezm yapılacağı zaman fiil çekiminde yer alan nunlar düşer:

Emr-i Hâzır Çekim Örneği:

كُلوُا

كُلاَ

كُلْ

Muhatap

كُلْنَ

كُلاَ

كُلىِ

Muhâtaba

siz yeyin

ikiniz yeyin

sen ye

 

(يَأْذَنُ)  den إِيذَنْ (izin ver) kalıbında ise, görüldüğü gibi emr-i hâzır (إِأْذَنْ) şeklinde olacaktı. O da dile ağır geldiği için zamanla (إِيذَنْ) şeklini almıştır. Çekimi şöyledir:  

إِيذَنُوا

إِيذَناَ

إِيذَنْ

Muhatap

إِيذَنَّ

إِيذَناَ

إِيذَنِي   

Muhâtaba

siz izin verin

ikiniz izin verin

sen izin ver

 

2) MEHMÛZE’L-AYN

Orta harfi hemze (أ  ء) olan fiildir.

Muzâri Meçhûl

Muzâri Malûm

Mâzî Meçhûl

Mâzî Malûm

 

يُسْئَلُ

sorulur

يَسْأَلُ

sorar

سُئِلَ

soruldu

سَأَلَ

sordu, istedi

 

Emr-i Hâzır

İsm-i Mef’ûl

  İsm-i Fâil

يَسْأَلُ dan إسْأَلْ  (ya da kısaca  سَلْ)

sor

مَسْؤُولٌ ث مَسْؤُولَةٌ

sorulan, istenen

سَائِلٌ ث ساَئِلَةٌ

isteyen, soran

 

 

 

               

Emr-i Hâzır çekimi:

اِسْأَلُوا

اِسْأَلاَ

اِسْأَلْ

Muhâtab

 

اِسْأَلْنَ

اِسْأَلاَ

اِسْأَلِي

Muhâtaba

sorun

ikiniz sorun

sor

 

 

Ayet Örnekleri:

1- …لِلرِّجَالِ نَصِيبٌ مِمَّا اكْتَسَبُوا وَلِلنِّسَاء نَصِيبٌ مِمَّا اكْتَسَبْنَ وَاسْأَلُوا اللّهَ مِنْ فَضْلِهِ …

Erkeklerin kendi kazandıklarından bir payı var, kadınların da kendi kazandıklarından bir payı vardır. (İsteklerinizi) Allah’ın fazlından (kereminden) isteyin  (Nisâ, 32).

2- واَسْأَلْهُمْ عَنِ الْقَرْيَةِ الَّتِي كَانَتْ حَاضِرَةَ الْبَحْرِ 

(O Yahudilere) deniz kenarındaki kasaba halkının (başına gelen felaketi) sor (A’râf, 163).

3- سَلْ بَنِي إِسْرَائِيلَ كَمْ آتَيْنَاهُمْ مِنْ آيَةٍ بَيِّنَةٍ …

İsrailoğullarına sor: Biz onlar(ın ataların)a ne kadar açık mucizeler vermiştik (Bakara, 211).

4- سَلْهُم أَيُّهُم بِذَلِكَ زَعِيمٌ .

Onlara sor: İçlerinden hangisi buna kefildir? (Kalem, 40)

3) MEHMÛZE’L-LÂM

Son harfi hemze (أ ء) olan fiildir.

 

Muzâri Meçhûl

Muzâri Malûm

Mâzî Meçhûl

Mâzî Malûm

 

يُقْرَأُ

okunuyor

يَقْرَأُ

okuyor

قُرِئَ

okundu

قَرَأَ

okudu

 

Emr-i Hâzır

İsm-i Mef’ûl

İsm-i Fâil

 

يَقْرَأُ dan   إقْرَأْ 

oku

مَقْرُوءٌ

okunan, okunmuş

قَارِئٌ  (قَرَأَ)

okuyan

 

                 

Emr-i Hâzır Çekimi:

إقْرَأُوا

إقْرَآ

إقْرَأْ

إقْرأْنَ

إقْرَآ

إقْرَئيِ

siz okuyun

ikiniz okuyun

oku

 

Cümle Örnekleri:

1- واَلِدَتيِ تَأْكُلُ السَّمَكَ كَثيِراً – سَأَلَكَ الْمُدَرِّسُ لِأَنَّكَ قَرَأْتَ الدَّرْسَ جَيِّداً.

2- اِنْتَظَرْتُكَ طَويِلاً لِأنَّكَ تَأَخَّرْتَ كَثيِراً – سَتَبْدَأُ الْعُطْلَةُ فيِ الْأُسْبوُعِ الْقاَدِمِ .

3- اَلتِّلْميِذَةُ قَرَأَتْ قَليلاً – هُوَ يأْخُذُ مِنْ واَلِدِهِ رِياَلاً كُلَّ يَوْمٍ وَ يَشْتَرِي كِتاَباً جَديِداً كُلَّ أُسْبوُعٍ.

 

4- هَلْ تَقْرَأُ الْعَرَبِيَّةَ جَيِّداً ؟ نَعَمْ ، أَقْرَأُ الْعَرَبِيَّةَ جَيِّداً .

5- ماَذاَ تَفْعَلُ الْمُمَرِّضاَتُ كُلَّ صَباَحٍ؟ يَبْدأْنَ عَمَلَهُنَّ. كَيْفَ تَبْدَأُ الْمُمَرِّضاَتُ عَمَلَهُنَّ ؟ تَبْدَأُ الْمُمَرِّضاَتُ عَمَلَهُنَّ فِي نَشاَطٍ. أَلاَ تَبْدَأُ الْمُمَرِّضاَتُ عَمَلَهُنَّ فِي نَشاَطٍ؟ بَلَى، تَبْدَأُ عَمَلَهُنَّ فِي نَشاَطٍ .

6- هَلْ تَبْدَأُ عَمَلَكَ فِي نَشاَطٍ ؟ نَعَمْ ، أَبْدَأُ عَمَلِي فِي نَشاَطٍ .

7- سَيَقْرَؤُونَ شَيْئاً مِنَ الْقُرْآنِ – سَأَذْهَبُ إِلَى الْمَكْتَبَةِ لِقِراَءَةِ الْكِتاَبِ .

8- لِماذاَ سَأَلَ عَنْ ذَلِكَ ؟ – عَلَى الْمُسْلِمِ أَنْ يَأْمُرَ بِالْمَعْرُوفِ وَ يَنْهَى عَنِ الْمُنْكَرِ.

9- أَذِنَ اللَّهُ لِرَسُولِهِ بِالْهِجْرَةِ مِنْ مَكَّةَ إِلَى الْمَدِينَةِ – تَبْدَأُ الْحِصَّةُ الْأُولَى فِي الساَّبِعَةِ صَباَحاً. 

Tercüme:

1- Annem balığı çok yer. Dersi iyi okuduğun için öğretmen sana sordu.

2- Çok geciktiğin için seni uzun (süre) bekledim. Gelecek hafta tatil başlayacak.

3- Öğrenci biraz okudu. O hergün babasından bir riyal alır ve her hafta yeni bir kitap satın alır.

4- Arapça’yı iyi okur musun? Evet, Arapça’yı iyi okurum.

5- Hemşireler her sabah ne yapar? İşlerine başlarlar. Hemşireler işlerine nasıl başlarlar? Hemşireler işlerine neşe içinde başlarlar. Hemşireler işlerine neşe içinde başlamazlar mı? Bilakis, işlerine neşe içinde başlarlar.

6- İşine neşe içinde mi başlarsın? Evet, işime neşe içinde başlarım.

7- Kur’ân’dan birşey okuyacaklar. Kitap okumak için kütüphaneye gideceğim.

8- Niçin onun hakkında sordu? Müslümanın iyiliği emretmesi, kötülükten nehyetmesi gerekir.

9- Allah Mekke’den Medîne’ye hicret etmesi için Rasûlüne izin verdi. İlk ders sabah yedide başlıyor.

İlgili Makaleler