Mazi Fiillerde Cemi-Çoğul Hali
MAZİ FİİLLERDE CEMİ (ÇOĞUL) HALİ
Bir işi ikiden fazla kişi yaptığı zaman müzekker gâib için fiilin sonuna (ُوا) eklenip cemi müzekker gâib yapılmış olur. Örnekler:
ضَرَبَ den → |
ضَرَبُوا |
Onlar dövdüler |
شَرِبَ den → |
شَرِبُوا |
Onlar içtiler |
den →عَلِمَ |
عَلِمُوا |
Onlar bildiler |
أَكَلَ den → |
أَكَلوُا |
Onlar yediler |
Cemi müennes gâibe‘de (yani o kadınlarda) fiilin son harfi cezimlenip -ْنَ eklenir:
→ أَكَلَ |
أَكَلْنَ |
(O bayanlar) yediler |
→ عَلِمَ |
عَلِمْنَ |
bildiler |
→ شَرِبَ |
شَرِبْنَ |
(O bayanlar) içtiler |
→كَتَبَ |
كَتَبْنَ |
yazdılar |
→ وَجَدَ |
وَجَدْنَ |
(O bayanlar) buldular |
→ ضَرَبَ |
ضَرَبْنَ |
vurdular |
Muhâtab çoğulda; fiilin sonundaki cezimden sonra müzekkerlerde تُمْ müenneslerde تُنَّ eklenir. Örnekler:
Müennes |
|
Müzekker |
ضَرَبْتُنَّ |
dövdünüz |
ضَرَبْتُمْ |
عَلِمْتُنَّ |
bildiniz |
عَلِمْتُمْ |
أَكَلْتُنَّ |
yediniz |
أَكَلْتُمْ |
نَصَرْتُنَّ |
yardım ettiniz |
نَصَرْتُمْ |
وَجَدْتُنَّ |
buldunuz |
وَجَدْتُمْ |
دَخَلْتُنَّ |
girdiniz |
دَخَلْتُمْ |
Mütekellimin çoğulu: Birinci şahsın (ben’in) çoğulunda kaide, fiilin sonuna cezimden sonra tesniye için de cemi için de نَا zamirinin eklenmesidir. Erkek ve dişi için aynıdır.
|
den →وَجَدَ |
وَجَدْنَا |
(Biz-İkimiz) bulduk |
|
|
|
den →أَكَلَ |
أَكَلْنَا |
yedik |
|
|
|
den → فَتَحَ |
فَتَحْنَا |
açtık |
|
|
|
den → عَلِمَ |
عَلِمْنَا |
bildik |
|
|
|
den → شَرِبَ |
شَرِبْناَ |
içtik |
|
|
هَلْ فَتَحْتُمُ الْباَبَ ؟ |
Kapıyı açtınız mı? |
||||
هَلْ سَمِعْتُنَّ الْخَبَرَ ؟ |
Haberi işittiniz mi? |
||||
نَعَمْ ، سَمِعْناَ الْخَبَرَ. |
Evet haberi işittik. |
||||
Son iki konuyu özetlersek fiillerin tesniye ve cemi halinin tablosu şöyledir:
Cemi |
Tesniye |
|
||
كَتَبُوا |
كَتَبَا |
Gâib |
||
كَتَبْنَ |
كَتَبَتَا |
Gâibe |
||
كَتَبْتُمْ |
كَتَبْتُمَا |
Muhatap |
||
كَتَبْتُنَّ |
كَتَبْتُمَا |
Muhâtaba |
||
كَتَبْنَا |
كَتَبْنَا |
Mütekellim |
||
F Arapça cümle kuruluşunda fâil, fiilden sonraya kalırsa fiil daima tekil olur. Sadece fiilin müzekker mi yoksa müennes mi olduğu belirtilir. Yani, fâilin ortada geldiği gâib fiil cümlesinde; fâil bizzat cümlede yer aldığında söz konusu fâil, ister tesniye ister cemi olsun baştaki fiil daima tekil yani müfrettir.
الْبِنْتاَنِ الحِْصَانَ. رَكِبَتِ |
(İki kız ata bindi). |
الْبَنَاتُ الحِْصَانَ. رَكِبَتِ |
(Kızlar ata bindi). |
İsim cümlesinde ise durum farklıdır:
İsim cümlesinde fâil başa geldiğinde ortaya konulan fiil, fâilin durumuna göre ya tesniye ya da cemi olarak çekimli halde gelir.
اَلْبِنْتاَنِ رَكِبَتاَ الحِْصَانَ. |
(İki kız ata bindi). |
الحِْصَانَ. رَكِبْنَ اَلْبَنَاتُ |
(Kızlar ata bindi). |
Fâil, tesniye ya da cemi olarak bizzat gâib cümlede yer almadığında ise başa gelen fiil çoğul olur:
رَكِبَتاَ الحِْصَانَ. |
İkisi ata bindi (müennes). |
الحِْصَانَ. رَكِبْنَ |
Ata bindiler (müennes). |
كَتَبوُا الدَّرْسَ. |
Dersi yazdılar (müzekker). |
Mâzî fiillerle ilgili genel cümle örnekleri:
|
لَبِسْناَ الْمَلاَبِسَ. |
Elbiseleri giydik. |
|
سَمِعْناَ النَّصيِحَةَ. |
Nasihatı işittik. |
|
عَلِمْتُمُ السُّؤاَلَ. |
Soruyu bildiniz (müz.). |
|
أَكَلْتُنَّ الْبُرْتُقاَلَ. |
Portakalı yediniz (müe.). |
|
فَتَحُوا الْحَقيِبَةَ. |
Çantayı açtılar (müz.). |
|
فَتَحَ الْحَقيِبَةَ. |
Çantayı açtı. |
|
قَرأْتُمْ قِصَّةً وَ لَعِبْتُمُ الْكُرَةَ. |
Bir kıssa okudunuz ve top oynadınız. |
|
دَخَلْناَ الْمَطْبَخَ وَ عَمِلْناَ الْقَهْوَةَ. |
Mutfağa girdik ve kahve yaptık. |
|
عَمِلْتُنَّ الطَّعاَمَ الْيَوْمَ. |
Bugün yemeği yaptınız. |
|
هَلْ رَسَمْتَ الصُّورَةَ. |
Resmi çizdin mi? (müz.) |
|
نَعَمْ ، رَسَمْتُ الصُّورَةَ. |
Evet, resmi çizdim. |
|
وَجَدْتُمُ الْكِتاَبَ. |
Kitabı buldunuz (müz.). |
|
هَلْ سَمِعْنَ الْخَبَرَ ؟ |
Haberi işittiler mi? |
|
نَعَمْ سَمِعْنَ الْخَبَرَ. |
Evet, haberi işittiler. |
|
هَلْ عَمِلُوا الْواَجِبَ ؟ |
Ödevi yaptılar mı? |
|
لاَ ، قَرَأُوا الْكِتاَبَ. |
Hayır, kitap okudular. |
|
حَمَلْنَ الدَّفاَتِرَ. |
Defterleri taşıdılar. |
|
سَمِعْتُمُ النَّصيِحَةَ. |
Nasihatı işittiniz. |
عاَئِشَةُ وَ فاَطِمَةُ وَ زَيْنَبُ دَخَلْنَ الْمَطْبَخَ. |
Aişe, Fatıma ve Zeynep mutfağa girdiler. |
|
دَخَلَتْ عاَئِشَةُ وَ فاَطِمَةُ وَ زَيْنَبُ الْمَطْبَخَ. |
Aişe, Fatıma ve Zeynep mutfağa girdi. |
|
خاَلِدٌ وَ عاَدِلٌ وَ عُمَرُ دَخَلُوا الْمَطْبَخَ. |
Halit, Adil ve Ömer mutfağa girdiler. |
|
دَخَلَ خاَلِدٌ وَ عاَدِلٌ وَ عُمَرُ الْمَطْبَخَ. |
Halit, Adil ve Ömer mutfağa girdi. |
|
اَلنِّساَءُ أَكَلْنَ الطَّعاَمَ. |
Kadınlar yemeği yediler. |
|
أَكَلَتِ النِّساَءُ الطَّعاَمَ. |
Kadınlar yemeği yedi. |
|
اَلرِّجاَلُ سَمِعُوا الْخَبَرَ. |
Erkekler haberi işittiler. |
|
سَمِعَ الرِّجاَلُ الْخَبَرَ. |
Erkekler haberi işitti. |