Açıköğretim Arapça DersleriAöf İlahiyat

İsmi Tafdil – AÖF İlahiyat Arapça Dersleri (17)

 

derecelendiren ve anlamlarının önüne “daha” ve “en” ifadelerinin gelmesini

sağlayan müştak isim tipidir. Türkçede büyültme ismi olarak da bilinir.

Şartlara uygun, ek almamış üç harfli (Sülâsî mücerred) fiillerden doğrudan,

dört ve daha fazla harfe sahip fiillerden ise dolaylı olarak türetilir.

a. Yapılışı

1. Sülâsî Mücerred Fiiller: Adı geçen fiiller أَفْعَلُ veznine nakledilerek elde

edilir. Örneğin sırayla “Bildi, büyüdü ve cesaretlendi” anlamlarına gelen ( عَلِمَ

كَبُرَ  شَجُعَ fiilleri, ( أَعْلَمُ  أَكْبَرُ  أَشْجَعُ ) biçiminde ism-i tafdîl yapılarak

aynı sırayla “Daha bilen-en bilen, daha büyük-en büyük, daha cesur-en

cesur” anlamlarını ifade eder hale getirilmiştir.

2. Diğer Fiiller: Mansûb ve nekra biçimindeki mastarının önüne ، أَحْسَنُ

أَكْثَرُ، أَشَدُّ gibi yardımcı ism-i tafdîl kalıpları getirilerek yapılır. Sözgelimi

sırasıyla “israf etti, kibirlendi, tüketti” anlamlarına gelen (  أَسْرَفَ  تَكَبَّرَ

اِسْتَهْلَكَ ) fiilleri, yine aynı sırayla ( (أَكْثَرُ إِسْرَافًا  أَكْثَرُ تَكَبُّرًا  أَكْثَرُ اسْتِهْلاكًَا

kalıplarına nakledilerek “daha israfçı-en israfçı, daha kibirli-en kibirli, daha

tüketici-en tüketici” anlamlarını ifade eder hale getirilmişlerdir.

b. Çekimi

İsm-i tafdîller aşağıdaki gibi çekilir:

Cemi (Çoğul) Müsennâ (İkil) Müfred (Tekil)

أَكْبَرُونَ/ أَكَابِرُ

daha büyükler

en büyükler (çoğul)

أَكْبَرَانِ

daha büyükler

en büyükler

(ikil)

أَكْبَرُ

daha büyük,

en büyük

Müzekker

(eril)

كُبْرَيَاتٌ/ كُبَرُ

daha büyükler

en büyükler (çoğul)

كُبْرَيَانِ

daha büyükler

en büyükler

(ikil)

كُبْرَى

daha büyük

en büyük

Müennes

(dişil)

İsm-i tafdîl öncesindeki ismi niteleyen ( ال ) takılı sıfat konumunda olması hariç,

diğer tüm hallerde müfred müzekker olarak gelir.

Aşağıdaki fiillerden ism-i tafdîl türetiniz.

بَطَلَ، تَبِعَ، ثَبَتَ، جمَُلَ، حَكَمَ، رَذُلَ، كَرُمَ، مَجَدَ، نَدَرَ، حَسُنَ، لَزِمَ

  • İsmi Tafdil Hakkında Derlenen Bilgiler :
  • İsmi Tafdil, lafzî kıyasi âmilaşağıdaki beş şart bulunduğu zaman; zahiri fâili REF eden ve mefulün bihi NASB etmeyen bir lafzî kıyasi âmil
  • Örnek : مَا رَأَيْتُ رَجُلاً اَحْسَنَ فِي عَيْنِهِ الْكُحْلُ مِنْهُ فِي عَيْنِ زَيْدٍ  Zeyd’in gözündeki sürmeden, kendi gözündeki sürme daha güzel olan hiç bir adam görmedim. çümlesinde; 
  • 1.ŞART: İsmi tafdil olan ( اَحْسَنَ  ) lafzı, lafız cihetinden ( رَجُلاً  )lafzının sıfatıdır. (KAİDE: İsmi tafdil, Bir ŞEY’in sıfatı veya haberi veya hâli olmalıdır.)
  • 2.ŞART: İsmi tafdil olan ( اَحْسَنَ  ) lafzı, hakikatte ( الْكُحْلُ  o sürme) lafzının sıfatıdır. (KAİDE: hakikatte ise, o ŞEY müteallıkın sıfatı olmalıdır.)
  • 3.ŞART: Müteallık olan ( الْكُحْلُ  ) adamın gözü ile Zeyd’in gözü arasında müşterek olup, adamın gözüne itibarla üstündür.
  • 4.ŞART: Müteallık olan ( الْكُحْلُ  ) Zeyd’in gözüne itibarla, mufaddalun aleyh’dir. (NOT: 3. ve 4. maddeler, nefy edadı dahil olmadan önceki durumu anlatır. Nefy’den sonra ise durum, aksine dönecektir.)
  • 5.ŞART: İsmi tafdil olan ( اَحْسَنَ  ) lafzı, ( مَا  ) edadıyla menfi oldu ve nefy, ismi tafdilin belirttiği ziyadeliği ortadan kaldırdı. Bu nedenlerle de ( اَحْسَنَ  ) ismi tafdili, ( حَسُنَ  ) fiili mânasında oldu ve ( الْكُحْلُ  o sürme) lafzını, fâil alıp REF etti.
  • İsmi Tafdil,   mazi fiilden türetilen bir isimdir. ( أَفْضَلُ daha faziletli kişi) gibi. Ancak mazi fiilin;
  • İsmi Tafdil, fâilde amel etmez. Yani, fiili gibi amel edemediğinden dolayı fâili REF etmez. Çünkü, ziyadelikte onunla eşit olan bir fiil yoktur. Fakat müstetir zamirde, hâl’de ve temyiz’de şartsız olarak amel eder. Şöyle de söylenebilir : İsm-i Fâil, kesbidir (çalıştım demen gibi.) ve fiilleri herkes tarafından görülür, bilinir ve takdir edilir. İsm-i Tafdil ise, vehbîdir (çalıştırıldım demen gibi) ve fiilleri herkes tarafından görülemez, bilinemez ama bilen takdir eder.
  • İsmi Tafdil; sülasi olmayan, nâkıs, câmid (mazisi çekilip, muzarisi çekilmeyen), menfi ve meçhul fiilden türemez. İsmi Tafdil; ancak fiili teaccübün alındığı fiillerden üretilir. Kendisinden ism-i tafdil alınmayan fiilin masdarı, temyiz olmak üzere NASB edilerek, uygun görülen bir lafızdan sonra zikredilir. Örnek: ( أكْرَمَ ) fiilinden ism-i tafdil türetilmez. Ancak, bu fiilin masdarı olan ( إِكْرَامٌ ) lafzı NASB edilerek uygun görülen bir lafızdan sonra zikredilir. Bu uygulamadan sonra ( أَحْسَنُ إِكْرَاماً ) şeklinde ism-i tafdili elde edilir. 
  • İsmi tafdil elde etmek için uygun görülen lafızlar; ( أَشَدُّ daha şiddetli)  ve  ( أَقَلُّ daha az)  ve  ( أَكْثَرُ daha çok)  ve  ( أَعَزُّ daha güçlü)  ve  ( أَعْظَمُ daha büyük)  ve  ( أَحَبُّ daha sevgili)  ve  ( أَضْعَفُ daha zayıf)  ve  (أَقْوَى daha kuvvetli)  ve  ( أَحْسَنُ daha güzel) … gibi bir kelimeden sonra, sülasi dışındaki fiilin masdarı getirilir. Nekre ve mansub olan bu masdar  (isim), kıyaslama veya en üstünlük hâlinin neye nisbetle ifade edildiğini gösterir. Bundan dolayı bu mansub isim “TEMYİZ” adını alır. Aynı şekilde bu durum, üstünlük kalıbına giremeyen diğer sıfatları ifade etmede de geçerlidir.
  • İsmi Tafdil vezninde gelen ve renk, şekil, uzuv noksanlığı mânası bulunan kelimeler ismi tafdil olmayıp sıfatı müşebbehedir ( اَزْرَقُ mavi) gibi.
  • Mazi fiilden üretilen ismi tafdil’de
  • Muzari fiilden üretilen emirde
  • İsmi Tafdilin müzekkeri ( اَفْعَلُ ) veznindedir (NOT: Bu vezin gayri münsarif olduğu için, muzaf ve marife olmaları haricinde ESRE almazlar).
  • İsmi Tafdilin müennesi ( فُعْلَى ) veznindedir ve kıyaslamada bu vezin kullanılmaz. Sıfat tamlamasında ise, ( اَلْبِنْتُ الْكُبْرَى  en büyük kız. .. gibi) sıfat olarak geldiği için mevsufuyla, cinsiyet ve sayı olarak uyumludur. Bu da “en üstünlük” anlamını verir, ancak bir HÜKÜM içermez, sadece bir tesbiti anlatır.
  • İsmi Tafdilin cümlede kullanılışı hk’da derlenen bilgiler:
  • (a) Müzekkerleri:  ( كَبِيرٌ  büyük), ( أَكْبَرُ مِنْ  …den daha büyük), ( اَلْأَكْبَرُ  en büyük) ve
  • (b) Müennesleri: ( كَبِيرَةٌ  büyük), ( أَكْبَرُ مِنْ  …den daha büyük), ( اَلْأَكْبَرى  en büyük).
  • Kâide: Karşılaştırma yapılmadığı zaman, en üstünlük anlamını verir ve haber olarak görev yapar. Örnek-1 ( اللهُ أَكْبَرُ Ellah en büyüktür.)   
  • Müteallik : Bir yere bağlı, bir şeye mensub demektir. Bir cümlenin mânasını açıklayan veya tamamlayan kelimelerdir.)
  • Kâide: Kıyas yapılırken ( مِنْ  ) harfi ceri ile birlikte kullanılır, kıyaslananların cinsiyetine ve sayısına bakılmaz.  Kıyaslama yapılmadığı zaman ise, “en üstünlük” anlamını verir ve bir HÜKÜM içerir.
  • Kâide: İsmi tafdil, bir isim tamlamasında muzaf olduğu takdirde de, “en üstünlük” anlamını verir. Örnek: ( أَكْثَرُهُمْ  onların en çoğu)
  • Kâide: İsmi tafdil, müfred ve nekre bir isimle, sıfat tamlaması yaptığı takdirde de, “en üstünlük” anlamını verir. Örnek: ( أَكْبَرُ وَلَدٍ لَهُ  onun en büyük oğlu)
  • Kâide: ( خَيْرٌ  ) ve ( شَرٌّ  ) kelimeleri ( مِنْ  ) ile kıyas yapıldığında, ismi tafdil anlamını verirler. Bu durumda; müzekker, müennes ayırımı olmadığı gibi sıfat uyuşması da göstermezler. Örnekler: 
  • 7/12 : ( أَنَا خَيْرٌ مِنْهُ خَلَقْتَنِي مِنْ نَارٍ وَخَلَقْتَهُ مِنْ طِينٍdan daha hayırlıyım – beni ateşten yarattın – onu topraktan yarattın.”
  • 5/60 : ( … قُلْ هَلْ أُنَبِّئُكُمْ بِشَرٍّ مِنْ ذَلِكَdan daha şerrini size haber vereyim mi?”  5/59-63 deki Ayet-i Kerimelerden ;
  • (a) Fâsıklardan daha şer’li olanlar, Ellah Teala’nın lânet ettikleridir. Bunlar gazaba uğramış ve onlardan maymunlar, domuzlar ve tâğuta tapanlar yapmıştır. İşte bunlar mevkice daha şer’li olup, düz yoldan daha çok sapmışlardır.
  • (b) Fâsıklar, mü’minden hoşlanmazlar ( تَنْقِمُونَ  ) Ayıplamak, çekememek, beğenmemek, hoşlanmamak, cezâlandırmak veya intikam isteği duymak anlamarını kapsar). Lânetliler
  • Kâide: ( خَيْرٌ  ) ve ( شَرٌّ  ) kelimeleri nekre müfred bir isim veya marife çoğul bir isimle “isim tamlaması” yaptıklarında, isimi tafdil anlamını verirler. Örnek: ( هُوَ شَرٌّ الْكَافِرِينَ  O kafirlerin en kötüsüdür.)
  • Kâide: ( قَلِيلٌ  az) ve ( شَدِيدٌ  şiddetli) gibi iki harfin arasında illet harfi olan fiiller ismi tafdil veznine girince, illet harfi atılıp son iki harf şeddelenir. Örnek: ( أَقَلُّ  daha az) ve ( أَشَدُّ  daha şiddetli) gibi.
  • İsmi Tafdilin sayı bakımından çekimleri:
  • (a) Müzekkerleri: ( أَكْبَرُ  daha büyük), (REF hali: أَكْبَرَانِ  (iki) daha büyük),  (NASB hali: أَكْبَرَيْنِ  (iki) daha büyük), ( أَكْبَرُونَ  daha büyükler) ve
  • (b) Müennesleri: ( كُبْرَى  daha büyük), (REF hali: كُبْرَيَانِ  (iki) daha büyük),  (NASB hali: كُبْرَيَيْنِ  (iki) daha büyük), ( كُبْرَيَاتٍ  daha büyükler).
  • İsmi Tafdilin müfred – müzekker sîgası, tesniyelenmez cemilenmez ve müenneslenmez. (Kaynak: Muvazzah Sarf İlmi) Elif_Lâm’lı olan ism-i tafdilin sekiz sîgası vardır. Bunlar:
  • Müfred Müzekker : (  اَلْأَنْصَرُ  ) gibi.
  • Tesniye Müzekker : (  اَلْأَنْصَرَانِ  ) gibi.
  • Cemî Müzekker Musahhah : (  اَلْأَنْصَرُونَ  ) gibi.
  • Cemî Müzekker Mükesser : (  اَلْأَنَاصِرُ  ) gibi.
  • Müfred Müennes : (  أَلنُّصْرَى  En-nusrâ) gibi.
  • Tesniye Müennes : (  أَلنُّصْرَيَانِ  En-nusrayâni) gibi.
  • Cemî Müennes Musahhah: (  أَلنُّصْرَيَاتُ  En-nusrayâtu) gibi.
  • Cemî Müennes Mükesser : (  أَلنُّصَرُ  En-nusaru) gibi.

 

 

 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu