Aniden gündeme geldi, çok tartışıldı, eğitim-öğretim yılı başında uygulamaya geçti. 4+4+4, 18 Ağustos 1997’de hayatımıza giren ilköğretim okullarını kaldırarak ilkokul ve ortaokulları geri getirdi. Ortaokulların bir bölümü ise İmam Hatip olarak açıldı.
SERAY ŞAHİNLER / İSTANBUL
4 bin okulda 2 milyon 600 bin öğrencinin eğitim gördüğü İstanbul, geçiş sürecini en hızlı yaşayan illerden oldu. İstanbul Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız bu dönüşümü AKŞAM’a anlattı ve “yasaklanan” kitaplardan, yanan tarihi binaya kadar birçok konuda sorularımızı yanıtladı.
85 İMAM HATİP AÇTIK
4+4+4’le birlikte yaşanan değişimin ardından bütün ortaokul ve liselerin birbirine paralel eğitim verdiğini söyleyen İstanbul Milli Eğitim Müdürü Yıldız tartışmaları da ilginç sözlerle yorumladı: “4+4+4 ile ilgili bir tartışma olmadı. Bunların sanal olduğunu, çocuklarımızın çatır çatır her şeyi öğrendiklerini gördük.”
GEÇİŞ ESNEK OLACAK
“DERSLİK ihtiyacımız vardı. 5 bin yeni derslikle çözdük” diyen Yıldız, şöyle devam etti: Her yıl ne oluyorsa bu yıl da o oldu. İmam Hatiplere yönelik bu yıl her ilçede en az 2 olmak üzere toplamda 85 tane dönüştürdük. Birçok ilçede talep vardı bu talepleri karşılayamadık.
YENİ okullarımızın bir kısmı da bu sene dönüşecek. Esnek bir geçiş yapıyoruz. İlkokul ihtiyacı varken orayı İmam Hatip diye tutarsak yönetici olarak bize yakışmaz. Buna dikkat ediyoruz.
Olan kitaba oluyor
FARELER ve İnsanlar, Şeker Portakalı, Semerkant kitaplarıyla başlayan “sakıncalı”, “yasak” kitap tartışmasına da değinen Dr. Muammer Yıldız, şunları söyledi: “Kitaplar üzerinden bir tartışma yapılmak isteniyor. Öğretmen tavsiye ediyor, insanlar kitaptaki bir kelimeye takılıyor. Dilekçe yazıp “neden bu kitabı okutuyorsunuz, bu kitabı hatta öğretmeni okulda istemiyorum” diyebiliyor. Koskoca bir kitap içinde sadece bir kelime.
KİTABA ilişkin elbette kritik yapılabilir. Velilerimizin bu genel anlamdaki duyarlılıklarını önemsiyorum. Biz eğitim sürecinde velilerin daha aktif olmalarını sürece katılmalarını eğitim ortamının demokratikleştirilmesi anlamında önemsiyoruz. Bu kelimeleri her yerde kullanabilirsiniz ama kitapta geçince herkes daha bir muhafazakâr tavır takınıyor. Ben bunu haklı bulmuyorum. Olan kitaba oluyor.
ÇOCUKLARIMIZ bizden akıllı ve her şeyin farkında. Eğer kitapta zararlı bir unsur varsa bırakalım onlar eleştirsinler. Veli olarak dikkat etme hakkımız var ama bunun dozajını ayarlamamız gerekir. Bu kadar kuşku fazla. Kim ne yapıyorsa yapsın, hangi ideolojik kavgayı veriyorsa versin umurumda değil ama kitap bunun aracı aleti unsuru olmasın. Müdür arkadaşlarıma, öğretmenlerime ve velilerime açıkça söylüyorum, kitap üzerinden tartışma yapmayalım.
Müzeye dönüşecek
DR. Muammer Yıldız’la sohbetimizde İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün tarihi binasındaki yangın da vardı. Yıldız, Cağaloğlu’ndaki tarihi binanın yenilendiğini söyledi: Yangının büyük olduğunu tahmin edemedim. Televizyonda gördüm. Kanım dondu. İnsanın yıkıldığı anlar hayatında çok azdır. Benim de öyle oldu. Çaresizsiniz. Müdahale edemiyorsunuz. Arşiv binamız Zeytinburnu’nda. Tarihi belgeler ve kaynaklar da orada. Dolayısıyla büyük bir kayıp olmadı. Burada günlük dosyalar, çalışmalar, özlük bölümler vardı onlar yandı ama elektronik ortamda geriye dönük yazdığımız yazıların yüzde 98’ine ulaştık onlar kurtarıldı. Geri kalanları da ilçelerden telafi ediyoruz.
YANAN tarihi binamızda 14 birimimiz vardı. Ana bina dışında 5-6 binamız daha var. Bu birimleri oralara verdik. Orada da aşırı yüklenme oldu. Çökmesinden korkuyoruz. Valimiz görüştü. Yakın zamanda Vatan Caddesi’nde bir binada, tek merkezde kalıcı olarak toplanacağız. Yanan binamız bittikten sonra da oraya da tekrar geçeceğiz. Fakat burayı makam olarak kullanacağız. Bir katını da Milli Eğitim Müzesi olarak düzenleyeceğiz.