Yıl: 2012

  • Bekir Bozdağdan Diyanete Mele Alımıyla İlgili Açıklama Geldi

    Bekir Bozdağ, ”Melelere kadro verilmesiyle ilgili çalışmalarınız ne durumda- Melelerle ilgili kriterleriniz ne olacak” sorusu üzerine bunun istisnai bir düzenleme olduğunu söyledi.
    Bu nedenle uygulama şartlarının da istisnai olacağını dile getiren Bozdağ, şunları kaydetti:

     ”Çünkü bu kapsamda olacak kişiler, imam hatip lisesi veya ilahiyat fakültesi mezunu olmayanlar ama din eğitimi öğretimi konusunda en az onlar kadar ve bazıları onlardan daha fazla yetkinliği, bilgisi, görgüsü, tecrübesi olan insanlardır. Bunlar da çok iyi eğitim almışlar. Bölgelerinde çok büyük saygınlıkları, ağırlıkları ve yerleri olan değerli insanlarımız. Biz onlardan ihtiyacımız olan yerlerde istifade etmenin ülkemiz, insanımız için faydalı olacağını düşünüyoruz. O nedenle yasayı çıkardık.”

    Konuyla ilgili ilanın bugünlerde çıkacağını bildiren Bozdağ, ”En son arkadaşlar çalışmayı bitirdiler. Herhalde şubatın sonunda, bana verdikleri bilgi, şartları ilan edecekler. İlandan sonra müracaatlar alınacak ve müracaatlar çerçevesinde bir sınav yapılacak. Arkasından da belli bir süre eğitim verdikten sonra onlar hizmete başlayacak. Şu anda bin kişilik bir kadro söz konusu. Onunla ilgili çalışmalar bitti sayılır. Muhtemeldir bu ay içinde ilana çıkılacak. Bütün şartlar da bu ilanda yer alacak” dedi.
    Bozdağ, ”Hac kontenjanının artırılmasının söz konusu olup olmadığı” yönündeki soru üzerine, kontenjan konusunun zaruretten kaynaklandığını ifade etti.
    Hac taleplerinin, dünyadaki bütün İslam ülkelerinden geldiğini vurgulayan Bozdağ, ”Alan belli. Bu alana bir şey uygulamadığınız zaman hac ihtiyacını sağlıklı karşılama imkanı neredeyse yok. Onun için de bir kural. Sadece Türkiye’ye değil bütün İslam dünyasına ilişkin böyle bir kural uygulanıyor. Bu da Türkiye açısından 74 bin kişilik bir kontenjana tekabül ediyor” dedi.
    Bekir Bozdağ, ”Kabe’de, Osmanlı eseri revakların yıkılmaması için Türkiye’nin girişimlerde bulunduğunun” hatırlatılarak, bununla ilgili son durumun sorulması üzerine bu konunun geçen yıl tartışıldığını, Türkiye’nin girişimleriyle de biraz ötelendiğini dile getirdi.
    Konuyla ilgili Türkiye’ye bir heyetin geldiğini ve görüşmelerin yapıldığını belirten Bozdağ, şöyle devam etti:
    ”Şu anda henüz adım atılmadı. Bizim girişimlerimiz de devam ediyor. Onların iddiası, bunun ihtiyaçtan kaynaklandığı yönünde. Yani bir Osmanlı eserine, Türk eserlerine dönük kastlarının olmadığı, daha fazla kişinin orada ziyarette bulunması için ihtiyaçtan doğduğu belirtildi.

    Biz de şunu söyledik, ‘O sizin ihtiyacınızı karşılayacak, giderecek bir iş değil. Baktığınızda sizin ihtiyacınız o kadar çok ki buradan sağlanacak alanla, bu çokluğun yüzde birini bile gidermeyen bir durum var. Dolayısıyla bunu yapmak fazla bir şey kazandırmıyor ama çok önemli bir şeyi kaybettiriyor. Bunun dışında başka formül arayışlarında fayda var.’ Onlar da olumlu baktılar. Üzerinde duruluyor, bakalım. İnşallah bu konuda olumlu bir gelişme olur. Olması için uğraşıyoruz.”

  • Genc İmamlar Rahatsız

    Siz hiç Diyanet Dergisi’ni merakla bekleyen bir imam gördünüz mü? Ben hiç görmedim. İmamların sırtında bir angarya gibi duran Diyanet Dergisi her nedense bürokratik kıskaç altına alınmış imamlarımız tarafından sorgulanmaz/ sorgulanamaz. Tatlı su sendikacılarının da aklına böyle bir sorun nedense gelemez. 

    İmamların maaşından yarı mecburi kesilerek finanse edilen bu dergi ne dini ne felsefi ne ilmi anlamda hiçbir boşluğu da doldurmaz. Satın alınması zorunlu olduğu için de imamlarımız tarafından antipati ile karşılanır.  Ne camide ne evde hiç kimsenin okumadığı bir dergiye her altı ayda bir otuz altı lira gibi bir para ödemek de imamlarımızın zoruna gidiyor. 

    İçerik itibariyle herhangi bir ilahiyat fakültesinde görev yapan akademisyenin doktora tezinin özetlendiği, eşin dostun parti cemaat ilişkilerinin şekillendirdiği sıradan metinlerle imamların ilmi ihtiyacının karşılanabildiği söylenemez. Herhangi bir cemaat dergisinde yazılar yazan pek çok ismi Diyanet Dergisi’nde de pekâlâ görmek mümkün.

    İmamların dini bilgiye ulaşması açısından bu derginin büyük bir ihtiyaca cevap verdiğini hiç kimse söyleyemez. İmamların dini bilgiye ulaşma kaynaklarının çeşitlendiği bir zamanda zorla/ kerhen aldıkları bir dergiden öğrenecekleri hiç de bir şey yok.

    Devletin ayakkabı üretmemesi gerektiğinin ısrarla vurgulandığı bu rekabetler çağında, bir devlet kurumunun bu şekilde dergi yayıncılığı yapması makul bir gerekçeyle açıklanamaz.

    İlahiyat Fakülteleri ilmi dergi yayınlayabilir, kaynak eserleri basabilir fakat Diyanet İşleri Başkanlığı dini bilgi üzerinde bir tekel kurmak maksadıyla bir dergi yayıncılığı yapmamalıdır.

    Kaldı ki yapmış olduğu yayının fikri kamuoyunda herhangi bir ciddiye alınır karşılığı yoktur.

    İslami anlamda dergi yayıncılığı yapan pek çok dini cemaat ve örgütlenme var zaten. Aynı adamlardan aynı yazıların bir değişiğini talep edip dergiye doldurmanın bir manası da yok.

    Dolgu malzemesi gibi yığılmış bir yığın yazı hiçbir albenisi olmayan adeta lise talebelerinin okul dergisi gibi bir şeyi piyasa şartlarında gönüllü olarak kimsenin para verip satın alacağına imkân ve ihtimal vermiyoruz. Yeni, çarpıcı ya da zeka mahsulü bir eser ortaya koyduktan sonra hiçbir sakınca yok, şekil bakımından kapak, dizayn ve mizanpaj bakımından ortada bir renklilik farklılık çeşitlilik yoksa ısrarla imamların sırtına bu angaryayı bu yükü yüklemenin manası ne olabilir.

    Prof. Dr. Mehmet Görmez gibi ölçekleri büyütme iddiasındaki bir Diyanet İşleri Başkanı daha başka bir pencereden bakar diye düşünüyorum. Eskiden devraldığı yükleri sırtında taşımaz taşımamalıdır. Prof. Görmez, Diyanete ve imamlara yük olan bu türden safraları atıp, daha üst perdeden daha resmin tamamını görecek çalışmalara imza atmalıdır.

    NE YAPILMALI?

    Diyanet Dergisi basılı dergi olmaktan çıkarılıp internet ortamına taşınmalı. Pasif bir internet sitesi değil aksine sürekli ve süratle güncellenen, dünyanın her yerinden haberli ve irtibatlı güçlü bir internet sitesi olarak yayın hayatına sanal ortamda devam etmeli. Bu sanal dergiye içerik üretme açısından üniversitelerden imamlardan ve farklı kaynaklardan yararlanılmalı.

    Ayrıca bu sanal dergi Facebook , Twitter gibi sosyal paylaşım siteleriyle direk bağlantılı yaşayan sosyal hayatın birebir içinde ve kalbinde yaşayan bir yapıda olmalıdır. Diyanet’in resmi bürokratik soğukluğundan soyutlanmış daha gerçekçi daha sahih bir formata dönüşmelidir.  

    Dünyaya daha geniş bir pencereden bakan kadrolarla Diyanet kadrosunu da toplumu da istenilen istikamette dönüştürmelidir.  Bakın gazetecilikte altın kural şu“Etkilemek için değil açıklamak için yaz” aynen onun gibi Diyanet İşleri Başkanlığı ısrarla devletin resmi propaganda aracı gibi davranmaya devam ettikçe toplum nezdinde itibar kaybediyor.

    Devletin Pravda’sı konumundaki bir Diyanet İşleri, toplum nezdinde hak ettiği itibarı görmez görmüyor da… Bunu nereden anlıyoruz diye sorduğunuzda her iddiamızın altını doldurmak temellendirmek durumundayız. Diyanet Dergisi ile herhangi bir cemaat dergisi arasında mukayese ettiğimizde görüyoruz ki hem okumuş yazmış çevreler cemaat dergilerini daha fazla sahiplenmektedir.  Bu da bizim iddiamıza kaynaklık teşkil edebilir.

    Diyanet personeli artık eskisi gibi köy imamlarından oluşmuyor, akademik kariyer sahibi pek çok imam bu kurum içinde görev yapıyor ve dünyayı pozitif ilim okuyan pek çok aydından daha iyi takip ediyor. Kendi personeline güvenmeyen tabiri caizse koyun muamelesi yapan bir Diyanet yönetimi kurumu yukarılara taşıyamaz. Kurumunu ve ülkesini yukarılara hak ettiği yerlere taşımak isteyen yöneticiler de eski ‘imam kafasını bir yere koymalı değil midir?

    Prof. Görmez, Diyanet Dergisinin etki analizini yaptırmalı, ne kadar etkili oluyor? Onun yerine koyabileceğimiz başka araçlar yok mu? (Sanal ortamda yayıncılık gibi) Bu konuda imamlar arasında araştırmalar yaptırmalıdır. Türkiye’de hemen hemen, her imam artık bilgisayarı, sosyal paylaşım sitelerini rahatlıkla kullanabiliyor. Öyleyse basılı dergide ısrar etmenin makul mantıklı izahı ne olabilir?

    Tayyip Erdoğan gibi bir Başbakan, Ahmet Davutoğlu gibi bir Dışişleri Bakanı, Prof. Dr. Mehmet Görmez gibi bir Diyanet İşleri Başkanı olan bir ülke, küçük ölçeklerle zaman kaybetmez. Herkes de adımlarını bu kadroya uygun ölçekte atmalı, ayak uyduramayan horondan çekilmelidir. Eski usul alışkanlıklar geçmişte kaldı artık hiç kimse de sırtında çeki taşları taşımak istemiyor.

    Bürokratik üstünlük devlet erkini kullanma Diyanet yöneticilerinde olabilir fakat felsefi ve psikolojik üstünlük teknolojiyi doğru kullananlardan yanadır. Diyanet dergi yayıncılığını bırakıp teknolojik altyapısını güçlendirmeli, toplumla daha dolaysız iletişim araçlarını/aletlerini geliştirmelidir. 

     Facebook, Twitter, Youtube, Fzy karşısında Diyanet Dergisi bu küresel oyunda rol alamaz… Eski kafayı bir kenara koyup yeni gelişmelere uyum sağlayamayanlar, sahnenin dışında kalmaya mahkûmdur.

    Milliyet

  • Dinçer: 8 Yıllık Eğitim İmam Hatiplerin önünü kesmek içindi!

     

    Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 28 Şubat süreci sonrasında dönemin doğası gereği 8 yılık eğitimin kesintisiz olması yönündeki görüşlerin konjonktürel olarak ağırlık kazandığını belirterek, “Karşıt görüşler dikkate alınmamıştır. İmam hatip liselerinin önünün kesilmesi mantığıyla geçilen 8 yıllık kesintisiz eğitim uygulamasıyla süreç tüm meslek liselerini olumsuz etkilemiştir” dedi.

    Teklifin tümü üzerinde hükümet adına söz alan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, dünyada zorunlu eğitimin 9 ila 13 yıl arasına çıktığını hatırlatarak, Türkiye’de de zorunlu eğitim yılının artırılmasının önemli olduğunu söyledi.

    Dinçer, 8 yıllık kesintisiz eğitimin amaçlarına erişilemediğini belirterek, Türkiye’de zorunlu eğitimin süresinin artırılması ile ilgili ihtilaf bulunmadığını belirterek, “Ancak bunun kesintili mi kesintisiz mi olacağı konusundaki tartışma, özellikle 1980 askeri darbesi sonrası ve 1997 yılındaki 28 Şubat süreci sonrası dönemde gündeme gelmiştir. Dönemin doğası gereği 8 yılık eğitimin kesintisiz olması yönündeki görüşler, konjonktürel olarak ağırlık kazanmış ve bu konudaki karşıt görüşler dikkate alınmamıştır. İmam hatip liselerinin önünün kesilmesi mantığıyla geçilen 8 yıllık kesintisiz eğitim uygulamasıyla süreç tüm meslek liselerini olumsuz etkilemiştir” dedi.

    Çağdaş ve gelişmiş ülkelerin eğitim alanındaki deneyim ve uygulamaları incelendiğinde temel eğitim sürecini tek bir aşamada düzenlemek yerine öğrencilerin yaş grupları ve fiziki özellikleri temelinde bir kademelendirmenin tercih edildiğinin görüldüğünü belirten Dinçer, şöyle devam etti:

    “Ülkemiz eğitim sisteminin de 18. Milli Eğitim Şurası’nda alınan kararlar doğrultusunda 4+4+4 şeklinde yeniden yapılandırılması ve eğitimlerin ayrı binalarda verilmesi sağlanmalıdır. Kanun teklifiyle zorunlu eğitimin söz konusu şura kararlarıyla da tespit edilen uluslararası örnekler ile bilimsel araştırmaların ortaya koyduğu esaslar ışığında kademeli bir yapıyla 12 yıla çıkarılması amaçlanmaktadır. İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, eğitim sistemimizin halihazırdaki yapısal sorunlarına ve gelecek hedeflerimize dönük önemli bir düzenlemedir.”

    Teklifin görüşmeleri devam ediyor.

  • İmam Hatip Orta Bölümleri Açılacak Mı?

    “4+4+4” olarak adlandırılan kademeli eğitim sistemiyle getirilen yenilikler şöyle: Birinci kademe ilköğretimin ilk 4 yılını oluşturacak. “İlköğretim okulu”nun yeni adı “ilköğretim birinci kademe” olacak.

     
    10 YAŞINDA ADAY ÇIRAK
    İkinci kademe ise öğrenciler için geçiş evresi olacak. 5’inci sınıftan itibaren öğrencilere Bakanlar Kurulu’nun yönetmelikle belirleyeceği alanlarda tercihler sunulacak. Böylece öğrenciler yeteneklere uygun mesleklere yönlendirilecek. Velilere de çocuklarını “açık öğretim”e gönderme hakkı verilecek. Çocuklar bu yöntemle dışarıdan sınava girip okulu bitirebilecek. Ya da Bakanlar Kurulu’nun imam hatip, meslek lisesi gibi belirleyeceği alanlara yönelebilecek. 8 yıllık kesintisiz eğitimde kapanan imam hatiplerin ve meslek liselerinin orta kısımları yeniden faaliyete geçecek.
    Bu sistemle 5. sınıftan itibaren “örgün eğitim” ortadan kalkacak. Aynı şekilde meslek liselerinin açılacak olan ortaokul bölümleri için 10 yaşındaki çocuklara “aday çırak” olma imkânı tanınacak.
     
    Son kademede ise eğitim genel-meslekiteknik lise olarak devam edecek. Öğrenci, ikinci kademede seçtiği alanıyla ilgili derinlemesine eğitim alacak.
  • Sakarya İlahiyat Yenilendi

     

    SAÜ bünyesinde ilahiyat fakültesi kurulduğu zaman yer olarak 45 yılık eski bir binanın tahsis edildiğini belirten Günay, binanın yenilenmesinin gerekli olduğunu ifade etti. Yapılan tadilatla binanın çatısından zemin döşemelerine kadar her şeyin yenilendiğini dile getiren Günay, “Aslında tadilat geçen yaz döneminde yapılacaktı. Ancak ihale süreci uzayınca Eylül ayında başlamak durumda kaldık. Bir yandan eğitim devam ederken bir yandan da tadilat devam etti. Tadilat sırasında öğrencilerimizi mümkün olduğu kadar rahatsız etmemeye çalıştık. Ancak ufak tefek sıkıntılar olmuş olabilir. Öğrenci ve öğretim üyelerimize gösterdikleri anlayıştan dolayı teşekkür ediyoruz. Bu güne kadar bize bir şikayet gelmedi. Öğrencilerimize ve hocalarımıza pırıl pırıl mekan kazandırdık.” diye konuştu.

    İlahiyat Fakültesi Dekanı Günay, tadilatla yapılanları şöyle özetledi: “Binanın eskiyen ve akan çatısını değiştirdik. Bina eski olduğu için zemin kara mozaiktendi. Yeni yer döşemeleriyle zemin güzelleştirildi. Kapılar, pencereler yenilendi. Sınıflardaki eski sıralar değiştirilerek yeni sıralar konuldu. Sınıflarımız pırıl pırıl oldu. Binanın içi dışı yeniden boyandı. Çok az bir işimiz kaldı. Çevre düzenlemesinin de yapılmasıyla çalışmalar bitirilecek. Tadilat için yaklaşık 1 milyon liraya yakın para harcandı.” CİHAN

  • Diyanet Yeterlilik Sınavı Soruları 11 Mart 2012

     Resmi Sınav Soruları Açıklandığında Sitemizden Ulaşabileceksiniz. Sorular forum bölümümüzden alıntılandığı için hatalar bulunabilir

     

    SORULAR

    1) Efendimizi vefatından sonra kim yıkadı? HZ ALİ.

    2) ölüyü kefenlemenın hukmu? cvp: farzı kifaye

    3) Oruçun farz kılındığı ayet? cvp: bakara 183 

    4) namazı vaktinde kılmaya eda,vakti çıktıktan sonra kılmaya kaza denir

    5) usve i hasene?cvp: güzel örnek

    6) zekat için 160 koyunu olan birinin kaç adet koyun zekat vermesi lazım

    a )1 b )2 c )3 d ) 4

    7) 4 mezhebe göre abdestin hukmu

    8) gazvetül usr saatül usr ceyşül usr sorusunun cevabı tebük seferi

    9) kıyam hangi namazlarda rukündur ?

    10) zekatın verildiği yolda kalanlar ne demektir? İbnus-sebil

    11) edebül müfred’in yazarı kimdir? buhari

    12 ene (zamir olan) durulursa nasıl durulur?

    13) maturidi mezhebinde irade nasıl olur? insan kesb eder Allah halk eder

    14) haccın farzlarından değildir? sader tavafı

    15) hac ve umrede kesilen kurbanlara ne denir? hedy

    16) cenaza bahsinde hangisi konu edilmez? telfikk

    17) ölen kişinin sadece vücüdunu örten kefenin hükmü nedir? farz

    18) Elhamdü lillahi rabbil alemin de rabb de durmak nasıl vakıftır? vakfı kabih/ izdırari/ tam/

    19) zekatın geçerliliği için ne gerekir? temlil/niyet* nisab yıllanma* akıl/baliğğ

    20) cahiliyyedeki asabiyyet ne demektir? kavimcilik

    21)

    22) Kuranda Mucize terimiyle aynı anlamda kullanılmamıstır? burhan ayet beyyine rikak

    23 ) hicretten önce, islam’a davet için hangi sahabi gönderilmiştir?zeyd b.sabit, muaz b. cebel, mus’ab b. umeyr….

    24) filozoflara göre habfisi ahlak konusu değildir? aşk/ nebat /nefs/siyaset

    25) peyg. s.a.v katılmadığı savaşlara ne denir? seriyye

    26) Kuranda geçen VASAT kavramından ne anlaşılır? adalet/güç/ son/ vaa’d

    27) ramazan orucuna niyyetin vakti? güneşin batmasıyla beraber zevval vaktinden biraz öncesine kadar

    28) hudeybiye de müslümanların müttefiki olan topluluk? huzaala/ bekir/ gatafanlılar/

    29) uhut savaşı sonrasında müşrikleri korkutmak için tekrar yapılan gazvenin ismi?hamreül esed

    30)saatül usre gazvetül usree savaşlarından hangisi kasdedilir? tebük

    31)yesribe gönderilen ilk hoca? musab b umey

    32) şafiye göre umrenin rükünleri

    33) uhuddan sonra gidilen olay hamraül esed

    34)cenazeyle ilgili olmayan terim telfik

    35)şafiye göre kunut sabah namazı farzında okunur

    36) zekatın geçerlik şart niyet ve temlik

    37) Allahın sıfatı ilgili soru muhalefetün lil havadis

    38) delil değildir sorusu istihlas delili

    39) guslü gerektirmeyen istihaze

    40 ) bu çürümüş kemikleri kim diriltecek ayetine cevap :ba’s

    41)medineye heyetlerin geldiği seneye ne denir? senei vufutt

    42) namazı vaktinde kılmak EDA vaktinden sonra kılmaya KAZA vakti içinde kılıp sahih olmadığı için tekrar kılmaya İADE DENİR

    43) Seferilik hükümleriyle ilgili olarak hangisi yanlıştır? bütün mezheplerde sünnetler terk edilmez kısaltılmaz/ namazları kısaltarak kılmak malikilere göre müekked sünnet/ hanefilere göre kısaltmak azizmettir/ şafilere göre kısaltmak ruhsattır

    44) imama uymakla ilgili olarak hangisi yanlıştır? imam lahih veye mesbuk olamaz/ imamla muktedi arasında kadın saf olamaz/ muktedi nevi olarak imamdan yüksek namaz kılar/ mukdedi imamla aynı hizada veya önde olamaz

    45) insani ilişkilerde akıl ve kültürle kazanılan bağışlayıcılık vs özelliklere ne denir? hilm 

    46)mahreçleri aynı olan harfler ha ve aynyanlış olan tecvid terimi iklab olacaktı

    47) hangisi haccın farzı değil dir veda tavafı

    48) akşamdan oruca niyetlenip gündüz sefere çıkanın hanefiye göre hükmü

    49) farz namazın son oturuşunu yaptıktan sonra kalkıp beş reket kıldıktan sonra altıya tamamlayıp selam verilen namazın hükmü

    50) hacda kesilen kurban hedy

    51) Elhamdü lillahi rabbil alemin de rabb de durmak nasıl vakıftır? vakfı kabih/ izdırari/ tam/ kafi

    52) orucun kefaretinin şer’i delili?/kuran/sünnet/kıyas/istinbat 

    53 kefhaayn daki ayndaki tecvid -meddi lin-meddi lazm

    54 Mecraha kelimesinde hangi tecvit kuralı vardır..(imale)

    55 dudak ihfası(ihfavı şefevi) sorusu nasıl olur cevap:sakin mimden sonra harekeli be harfini gelmesi olacktı.

    meddi munfasılı ziyade medle uzatmanın hükmü-caiz

    rem-i cimar = minada şeytan taşlamak

    şafilerde umrenin rukunleri nelerdir = 4 ihram tavaf say traş

    harekesi iki üstün olan hemzede nasıl durulur

    HANEFİYE GÖRE ÖRGÜLÜ SAÇLA GUSLÜN HÜKMÜ 

    gadtebeyyene deki mütecanis idgam nasıl idgamdır-tam idgam

    kurbanla ilgili soru vardı 6 ayını doldurmuş 1 yaşında gibi gösteriyorsa kurban edilirr

     

     


    1- usvei hasene güzel örnek

    2- ene kelimesi meddi tabii yapılarak vakfedilir

    3- sevee meddi tabii yapılarak vakfedilir

    4- müslümanlarla mütttefik olan kabile huzaa

    5- araf cenet cehennem arası

    6- önceki durağın aynısı kef harfi

    7- mahreçleri aynı olan ayn hı

    8- Tam İdğam ebedtum

    9- iz zalamu mütecaniseyn

    10- yesribe gönnderilen musab bin umeyr

    11- peygamberimizi yıkayan hz ali

    12- ceyşul usra tebuk

    13- kâf hâ ayn sâdda ayn da medd-i lin

    14- mecrehe imale vardır

    15- cenaze namazının rükünleri kıyam tekbir

    16- izhari kameriyye el-Gavlu

    17- lem takısından sonra idğami şemsiye

    18- necaseti hafiife 5 te bir

    19- havaici feriyye

    20- havelenul havl

    21- hangis yanlıştır idğam:ğunne yapmak

    22- minada şeytan taşlama remyi cimar

    23- esmaül hüsnada yanlıştır el-azim

    24- kendine yasaklanması ihram

    25- hangisi farz değildir sader tavafı

    26- munfasılın üstüne eklenen meddin durumu – caiz

    27- sakin nun ve sakin vav ye bir kelimede ise— izhar

    28- orucun niyet zamanı– akşamdan zevale kadar

    29- allahın isimlerinden can alan — el-Kabz

    30- yaratılana benzememek olan- muhalefetül lil havadis

    31- yasin süresi çürümüş kemiklerden yaratmak– ba’s

    32- geçmişten günümüze gelen dinlerde ortak özellik- inanç esaslarının aynı olması

    33- zekatın geçerlilik şartı– niyet , temlik

    34- hissi mucize– duyu organlarıyla anlaşılır olması

    35- mucize kuranda ne olarak geçmiyor– rikak

    36- namzı vaktince kılan falan diye boşluklar — eda , kaza , iade

    37- hangisine boy abdesti gerkmez– istihaze

    38- cenazeyle ilgili olmayan terim—telfik

    39- Uhut Savaşı sonrası Hamraül eset

    40- Asabiyet – Yakınlara her halükarda Yardım(!)

    41- Teşrii İrade ile doğrudan alaklı olmayan – Allah’ın İnsanı Yaratması(!)

    42- Allah’ın varlığını isbat eden delillerden değil – İstihlas

    43- Heyetler senesi – Senei Vüfud

    44- Elhamdü lillahi Rab de vakıf – Vakf-ı Kabih

    45- Öncesi sonrasıyla anlam bakımından bağı olmayan – Vakf-ı Tam

    46- İstağfir lizikri – İdğam yok

    47- Gusul gerekmez – Saç örgülerinin çözülmesi

    48- Hangi Tecvid Yoktur – Meddi Lazım(!)

    49- Mim den sonra B – İzhar-ı Şefevi

    50- Şafilerde umrenin rüknü – ihram tavaf say tıraş(!)

    51- Vasat Ümmet – Adalet(!)

    52- insani ilişkilerde akıl ve kültürle kazanılan bağışlayıcılık vs. Hilm(!)

    53- Allah’a Karşı saygı.. – Takva(!)

    54- ( Harflerle El takısından sonra hangi harflerde idgam yapılmaz o soru)

    55- Abdestte Niyet – Hanefilerde Sünnet, diğerlerinde Farz

    56- Cenazenin Kefenlenmesi – Farz(!)

    57- Akşamdan niyet eden gündüz yolculuğa çıkarsa – Kefaret gerekmez(!)

    58- Kıyamın Farz Olduğu Namazlar – Farzlar, Vacipler ve Sabahın Sünneti(!)

    59- Peygamber(s.a.v)’ in katılmadığı savaşlara ne denir? Seriyye

    60- Filozoflara Göre Ahlakın Konusuna girmeyen – Nebat(!)

    61- Seferilikte Namazlarla ilgili – Maliki Sünnet-i müekket(!)

    62- Oruçta Kefaretin Kaynağı – Kur’an(!)

    63- Orucun Farziyyeti – Bakara 183-185(!)

    64- Şafilerde Konut – Sabah(!)

    65- Allah’ın varlığını isbatta selim akıl.. – Fıtrat Delili

    66- Muktedi ile alaklı….

    67- Sorumluluk vs… – Şükür(!)

    68- Zekat verilen Yolda Kalmışlar – İbn-ü Sebil

    69- Namazda Konuşmadan Gözlerini kıbleden Çevirmek (!)

    70- namazda konuşmak vs.namazı bozan hatalara ne denir – müfsidatı salat(!)

    71- ..Ru ru’ba.. – Vasl halinde birinci kelime Meddi Tabii olup uzatılır

    72- Şafilerde Fatiha yanlış okunursa namaz bozulur..(!)

    73- 160 koyunun Zekat nisabı – 2 (3)

    74- Hacc’da kesilen Kurban – Hedy

    75- Edebü Müfred – Buhari

    76- Iztırari fiiller..mi Kesb mi?

    77- Yatsının farzında 5 ve 6. Rekatlar..

    78 Kurbanlıklar – 6 ayını doldurmuş 1 yaşında gibi gösteriyorsa kurban edilirr

    79- İzhar-ı Kameriye Harfi – He

    80) veğfir li zenbik  ra sakin olduğundan kıraat imamı asım a göre ra nasıl okunur ?

     

    Resmi Sorular

    11 Mart 2012’de yapılacak olan Diyanet işleri başkanlığı personel yeterlilik sınavı soru ve cevapları Egitek ile eşzamanlı olarak sitemizde yayımlanacak. 

    11 Mart 2012 Diyanet Mesleki Yeterlilik Sınav Soruları ve Cevapları

    Sınav soru ve cevapları sınavdan sonra sitemizde yayınlanacaktır.Sınava girecek adaylara başarılar dileriz.

     

    Forum Bölümümüzde Takipçilerimiz Tarafından Eklenen 11 Mart  2012 Yeterlilik soruları

     

     

     “Stajyer Vaiz” 2012 Yeterlik Soru ve Cevapları

    “Stajiyer Kuran Kursu Öğreticisi ” 2012 Yeterlik Soru ve Cevapları

    “İmam Hatip” 2012 Yeterlik oru ve Cevapları

    “Müezzin Kayyım” 2012 Yeterlik Soru ve Cevapları”

     

    ÖNCEKİ DÖNEM SORU VE CEVAPLARI 

     

    19 Mart 2011’de yapılan Diyanet işleri başkanlığı personel yeterlilik sınavı soru ve cevapları yayımlandı.  Soru ve cevaplara aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz…

     

    Diyanet İşleri Başkanlığı 2011 Personel Yeterlilik Sınavı Soru ve Cevapları

     

    19 Mart 2011’de yapılan Diyanet işleri başkanlığı personel yeterlilik sınavı soru ve cevapları yayımlandı.

      Soru ve cevaplara  bağlantıdan ulaşabilirsiniz…




  • Diyanetten Facebook ve Twitter Kılavuzu

    Sosyal medyaya dedikodunun hakim olduğu ise şöyle anlatılıyor: “Sosyal ağlarda tanıdık veya tanımadık binlerce insanla iletişim kuruluyor. Bu içeriklerin çoğu bireysel ilişkiler ve kişiler arası iletişim üzerine kurulu. Burada sakıncalı nokta ise insani ilişkilerle ilgili merak ve dedikodunun sosyal medyaya hakim olması.”

    İşte o tavsiyeler

    – Size gelen bir iletiyi başkasına aktarmak istediğinizde bu iletiyi size gönderenin bunu isteyip istemediğinden emin olun.

    – Şaka yaparken veya eleştirel sözler yazarken çok dikkatli olunuz. Yüz yüze olmadığınız için şakanız eleştiri olarak da algılanabilir. Sevincinizi ve güldüğünüzü “:)” işareti ile belirtiniz.

    – Sosyal ağlarda size nasıl davranılmasını istiyorsanız siz de aynı şeklide davranınız.

    – Özel simgeler kullanmaktan, esprili ya da alaycı anlatımlardan kaçınınız, farklı söyleşi biçimi ile herkese açık ortamlarda iletişimde bulunmayınız.

  • Diyanet Bazı Haberleri Yalanladı

    Diyanet İşleri Başkanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, ”Diyanet yılın ahlaklı ve dindarını seçecek”, başlığı ile yayınlanan haberlerin gerçeklikle hiçbir ilgisinin bulunmadığı belirtildi.

    Bir muhabirin Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar’la yaptığı telefon görüşmesine dayalı olarak ürettiği haberin gerçeklikle hiçbir ilgisi bulunmadığı vurgulanan açıklamada, ”Yeni hazırlanan strateji planında yer alan hedeflere yönelik olarak Prof. Dr. Özafşar’ın getirdiği açıklık, ciddi anlamda tahrif edilerek habere konu edilmiştir. Bu çerçevede ‘Diyanet yılın ahlaklı ve dindarını seçecek’ başlığı ile kamuoyuna duyurulan haber ve bu haberin içeriğinin basın ahlak ilkeleri ve dürüst gazetecilik prensipleriyle örtüştüğünden söz edilemez” ifadelerine yer verildi.

    Açıklamada, gazetelerde ”Enişte terfisine iptal” ya da ”Diyanet’e enişte terfisine iptal” başlığıyla yayımlanan haberlerde de, Başkanlığın atama kuralları hakkında şüphe uyandırmaya yönelik bir dil kullanıldığı kaydedildi.

    Habere söz konusu olan Doç. Dr. İsmail Karagöz’ün Başkanlığın değişik kademelerinde görev yaptığı, son olarak iç denetçilik görevinde iken Rehberlik ve Teftiş Kurulu Başkanlığına atandığı vurgulandı.

    Açıklamada, şunlar kaydedildi:

    ”Doç. Dr. Karagöz’ün tercih edilmesinin yegane sebebi kurumsal geleneğimizde aslolan liyakat ve ehliyet kriterlerine sahip olmasıdır.

    Söz konusu haberde ifade edilen Doç. Dr. Karagöz’ün müfettişlik yapmadığı ise asla doğru değildir.

    Ankara, 16. İdare Mahkemesi tarafından verilen iptal kararı hakkındaki hukuki süreç sona ermemiş, konu Danıştay’a intikal etmiştir.

    Enişte terfisi başlığı altında yer alan haberlerin hiçbir şekilde gerçeklikle ilgisi bulunmamaktadır. Başkanlığımızda her zaman olduğu gibi bugün de aslolan liyakat ve ehliyettir.”

  • Diyanet Yeterlilik Başvurularını Uzattı

    D U Y U R U

    11.03.2012 tarihinde yapılacak 2012 Yılı Yeterlik Yazılı Sınavı için başvuru ücretini yatırdığı halde e-başvuru sisteminde kaydı yer almayan adaylar için sınav başvuru süresi 23.02.2012 tarihine kadar 2 (iki) gün süre ile uzatılmıştır.

    Adayların, “http://basvurular.meb.gov.tr/bsv2/diyanet_yetmesbil/default.aspx” adresinden “Başvuru İşlemleri” bağlantısınıkullanarak kayıt işlemlerini yapmaları gerekmektedir. Başvuru sisteminde kaydı bulunmayan adaylar başvuruücretini yatırmış olsalar bile sınava giremeyeceklerdir.

    Adaylar, başvuru ile ilgili yapacağı işlemleri, “http://basvurular.meb.gov.tr/bsv2/diyanet_yetmesbil/basvuru_nasil_kayit_edilecek.aspx” adresinden “BaşvuruNasıl Yapacağınızı Resimlerle Öğrenin”bağlantısını kullanarak adım adım öğrenebilirler. Adayların başvurularınıyaparken internet tarayıcısı olarak Internet Explorer programını kullanmaları gerekmektedir.

    Sınav başvurusunu kesinleştiren adaylar, 01.03.2012 tarihinden itibaren “Sınav Giriş Belgesi”ni “http://www.meb.gov.tr” internet adresinden alacaklardır. Sınav günü, “Sınav Giriş Belgesi” yanında bulunmayan adaylar sınava alınmayacaktır.

    D.İ.B.İNSAN KAYNAKLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

  • Diyanet Dergisinin Bu Ayki Konusu

    Derginin Şubat sayısı için bir başyazı kaleme alan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, İslam medeniyetinin bir söz medeniyeti olduğunu vurgulayarak, “Yüce Rabbimiz, kelam sıfatıyla tenezzül buyurarak insanlara vahiy göndermiş ve kerim kitabımız Kur’an, okunan bir söz olarak vahyedilmiştir. Âdem (as) bir söz ile yaratılmış ve âlem ‘Ol’ sözüyle var olmuştur” diye yazdı.

    Sözün, insanın evrene açıldığı ve yüreğindekini dışarıya açtığı mucizevî bir ayet olduğunu ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Görmez, sözün doğru, anlamlı, faydalı, hakka ve hakikate yaraşır güzellikte olması gerektiğini kaydetti.

    GÖRMEZ’İN YAZISI

    Başkan Görmez yazısına şöyle devam etti:“Söz, hakikat, ahlak ve estetik boyutu olmak üzere üç temel esas üzerine bina edilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de sözle ilgili ayetler incelendiğinde sözün bu üç boyutu üzerinde durulduğu görülür. Müslümanlar İslamî ilimleri oluştururken sözün mana ve hakikat ile ilişkisi üzerinde özellikle durdukları içindir ki, bu ilimlerin neredeyse tamamı, sözün hakikat, hikmet ve ahlakla ilişkisini ortaya koymak için var olmuştur. Nitekim usul-i fıkıhtaki delalet bahsi, sözün hakikat değerini ortaya koyarken, İslam felsefesi, sözün hikmet boyutunu, edebiyat ise sözün estetik boyutunu ortaya koymaktadır.”

    SÖZ ESTETİĞİ

    Söz estetiğini ortadan kaldıran her türlü unsurun kadim kaynaklarımızda dilin afetleri başlığı altında ele alındığını ifade eden Başkan Görmez, şunları dile getirdi.“Günümüzde konuşan her insanın bu gibi afetlere maruz kalması, kitle iletişim araçları marifetiyle her türlü estetikten yoksun sayısız sözün ortalıkta uçuşması, dahası bu sözlerin görüntüye ve yazıya dönüştürülmesi pek çok afete yol açan bir söz kirliliği oluşturmaktadır” 

    SÖZÜN KENDİSİ DE BİR DAVRANIŞTIR…

    Söz ile davranışı birbirinden ayırmanın oldukça güç olduğunu ifade eden Başkan Görmez, sözün kendisinin de bir davranış olduğunu belirterek şunları kaydetti;“Davranışı güzel olanın sözü de güzel olur. Modern zamanlara gelindiğinde sözün değeri düşmüş, imaj yüceltilmiş, görüntü ve görsellik öne çıkarılmıştır. Sözle imajın farkı anlatılamayacak kadar büyüktür. Söz, hakikat terazisinde bir değere sahip iken, imajın böyle bir değeri bulunmamaktadır. Dolayısıyla günümüzde Müslümanlara düşen görev, imajın ve görselliğin görüntüsüne kendimizi kaptırmadan sözü yüceltmeye devam etmek olmalıdır. Din görevlileri olarak yapacağımız en önemli hizmetlerden birisi, imaj ve görüntünün büyüsüne kapılmadan, bütün teknolojik imkanlarla birlikte sözün değerine inanmaya ve hikmetli sözü yüceltmeye devam ederek, din-i mübini İslam’ı anlatmaktır.”

    “İÇİNDE İNSANİ VE AHLAKİ ERDEMLERİN BULUNMADIĞI BİR DİNDARLIK, YANILGIDAN İBARETTİR”

    Yazısında son günlerde sıkça dile getirilen ‘dindarlık’ konusuna da vurgu yapan Başkan Görmez, “Dine bağlılık da, dindarlık da kendisini sözden ziyade davranış olarak ortaya koymalıdır. İçinde insani ve ahlaki erdemlerin bulunmadığı bir dindarlık, yanılgıdan ibarettir. Bu nedenle önemli olan, kişinin dindarlığını sözde değil, özde yaşamasıdır. Sözü öze, özü söze feda etmeden bilgi, ibadet ve ahlak eksenli bir dindarlık gayemiz olmalıdır” diye yazdı