Yıl: 2012

  • Görmez: Kuran çalışarak Müslüman olunmaz!

    Bu tür camilerin her il ve ilçelerde olması için kampanya başlattıklarını ifade eden Görmez, şöyle konuştu:

    “İlahi öğretiler, örnek yaşantılar üzerine bina edilir. Yüce Rabbimiz bize gönderdiği vahyi çok çeşitli yollarla bize bildirebilirdi. Vahyin bize bildirilme yolları Rabbimiz için sonsuzdu. Ancak Hazreti Adem’den bugüne kadar Rabbimiz sadece bir yol tercih etti. Bize bizden bir beşer gönderdi. O beşere peygamberlik verdi ve vahiy sadece peygamberler yoluyla bize geldi. Bunun tabii çeşitli sebepleri var. Bu sebep ‘nübüvvet’ dediğimiz o büyük müessesenin ne anlam ifade ettiğini, bütün yönleriyle ortaya koyuyor aslında. Ancak bunun için hem peygamberliği anlamak hem de Hazreti Peygamber’i doğru anlamak gerekiyor.”

    Resul-i Ekrem’i doğru anlamalıyız

    Prof. Dr. Görmez, kitap okuyarak, Kuran-ı Kerim çalışarak Müslüman olunmadığını dile getirerek, şöyle devam etti:
    “Resul-i Ekrem’i görenleri sevdik. Onlara aşık olduk ve onunla Müslüman olduk. Onun için bizde farklı bir peygamber telakkisi oluşmuştur. Bazı Müslüman kardeşlerimiz bizim bu farklılığımızdan farklı anlamlar çıkarmaya kalkışır, o doğru değil. Bilakis biz bunu milletimizin geleceği açısından büyük bir vesile kabul ederek, Resul-i Ekrem’i ne kadar doğru anlarsak, güzel örnek alırsak bizim Müslümanlığımız da o kadar güzelleşecektir. Onun için bizim millet olarak ‘Peygamberimizi doğru anlamak’ üzerinde ayrıca durmamız lazım. Bunun için önce Kuran-ı Kerim’de Hazreti Muhammed’i doğru anlamalıyız. Hazreti Muhammed’i baştan sona okuyacağız. İkincisi siyer kitaplarını bir kez daha okuyarak ama bu sefer Resul-i Ekrem’in çağımıza dönük mesajın ruhunu anlamak için okuyacağız. Üçüncüsü Hazreti Peygamber’in sünnetini dikkate alarak özelikle bizim Rabbimizle, annemizle, babamızla, eşimiz dostumuzla ilgili münasebetleri ilgilendiren, hidayetimizi ilgilendiren sünnetleri öne çıkararak ama zevahiri de küçümsemeyerek bütüncü bir sünnet anlayışına sahip olmaktan geçiyor. Hazreti Peygamber’i doğru anlamak. Dördüncü olarak ise hadis mirasını doğru anlamak gerekiyor. Hazreti Muhammed’in yolumuzu aydınlatan mesajlarımızı kendimize ve yavrularıma taşıyarak okumamız gerektiğini düşünüyorum.”

    Resul-i Ekrem’in örnekliğini, sünnetini bu çağa taşıyamama sorunumuz var

    İslam dünyasının ilim ve medeniyet coğrafyasından neredeyse zulüm ve mazlumiyet coğrafyasına dönüştüğünü ifade eden Prof. Dr. Görmez, şunları söyledi:
    “Müminlerin birbirlerine yaptıklarına hepimiz şahit oluyoruz. Irak’ta, Suriye’de, Afganistan’da Pakistan’da patlayan bombalar… Bütün bunlar, bütün bu yanlışlıklar sadece siyasetin aktörleri tarafından gerçekleştiriliyor değil, bunun içinde bizim bizatihi yanlışlıklarımız da var. Bizim bizatihi yanlışlıklarımız içinde aynı zamanda ‘Resul-i Ekrem’in örnekliğini, sünnetini bu çağa taşıyamamak’ diye bir sorunumuz var. Onun için özellikle bu konu üzerinde duruyorum.”

    Konuşmanın ardından Prof. Dr. Görmez, TÜBİTAK Proje Yarışması’nda dereceye giren Sarar İmam Hatip Lisesi öğrencileri Zeynep Rumeysa Keleşoğlu ve Büşra Özkeçeci’ye hediye verdi.

    Birlik Vakfı Orunsal Başkanı Mustafa Keleşoğlu da Prof. Dr. Görmez’e lüle taşından yapılmış bir tespih ile çeşitli tablolar takdim etti.

    Etkinliğe, Eskişehir Valisi Kadir Koçdemir, AK Parti Eskişehir Milletvekili Salih Koca, Odunpazarı Merkez İlçe Belediye Başkanı Burhan Sakallı ve çok sayıda davetli katıldı.

    İnternethaber

  • İmam Hatipliler TÜBİTAK Yarışmasında Birinci Oldu

    Final yarışmasına, Türkiye’nin değişik bölgelerinden birinci olarak gelen 9 farklı branşta 200 proje katıldı. Hazırlanan projelerin 03-08 Mayıs tarihleri arasında Tübitak’ın belirlediği jürilere sunumu yapıldı. 

    TARİH BİRİNCİSİ İHL’DEN 

    Eskişehir Sarar Anadolu İmam Hatip Lisesi Felsefe Öğretmeni İlkay Özalp’in danışmanlığını yaptığı ve 10. sınıf öğrencileri Büşra Özkeçeci ile Zeynep Rümeysa Keleşoğlu tarafından tarih alanında hazırlanan “Tarihi Mirasımız Geçmişten Günümüze Odunpazarı Bölgesi: Odunpazarı Bölgesindeki Tarihi Mekanların ve Kişilerin Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemindeki Yeri ve Önemi üzerine Bir İnceleme” isimli proje bu alanda Türkiye 1.’liğini elde etti. 

    EK PUANLA ÖDÜLLENDİRİLDİLER 

    Türkiye 1.’liğini elde eden öğrenciler çeşitli hediyeler ve ÖSYM tarafından alanlarında üniversiteye girişte ek puan uygulaması ile ödüllendirildi. 

    Eskişehir Sarar Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Ahmet Keskin, bu projenin hazırlanmasında maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı’ya, öğrencilere, ailelerine teşekkür ederek Türkiye 1.’liğini elde eden Büşra Özkeçeci ve Zeynep Rümeysa Keleşoğlu ile öğretmenleri İlkay Özalp’i tebrik etti. Keskin, önümüzdeki yıllarda da proje yarışmalarına katılmaya devam edeceklerini söyledi.

  • Fahri Kuran Kursu Öğreticiliği Kaldırılıyor

    4 Haziranda göreve başlayacak olan fahri Kur’an Kursu öğreticileri  Haziran ayının 15’inde ilk maaşlarını alacak. Ayrıca 11 günlük fark alacaklar. Devlet memurları maaşlarını peşin aldıkları için fahri Kur’an Kursu öğreticileri de bu sistemden yararlanacaklar.

    Süreli Vekillik Geliyor
    Kadroya atanmalarından dolayı Fahri Kur’an Kursu Öğreticiliği artık tarih oldu. Bundan sonra yerlerini ihtiyac duyulması halinde süreli (vekillik) alacak. İlerleyen günlerde bunun açıklamasını siz değerli okuyucularımızla paylaşacağız.

    4 Haziran’dan itibaren Fahri Kuran Kursu öğreticileri Stajyer Devlet Memuru statüsünde olup stajyerlikleri bitinceye kadar bu ünvanda kalacaklar. 

     

    Stajyerlik görev süreleri 1 ile 2 yıl olup bu zaman zarfi içerisinde asaleti tasdik olduktan sonra asıl devlet memuru olacaklar. 10 yıl boyunca 20 gün izin hakları olacak.

     

     

    Dinihaberler

  • Fahri Kuran Kursu Öğreticilerinin Göreve Başlama Tarihi

    En çok merak edilen konuların başında ise,  Temel Eğitim Kursunu nerede görüleceği.

    Bilindiği üzere Kanun Hükmünde Kararname de tahmini 7 bin Fahri Kur’an Kursu Öğreticisi kadroya geçmeyi haketti.

    Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 18 tane Dini Yüksek İhtisas ve Eğitim Merkezi Müdürlükleri bulunmaktadır. Van Eğitim Merkezi Müdürlüğü depremde zarar görmüş yeniden yapılması söz konusu (Şuanda eğim vermiyor). Ankara Eğitim Merkezi Müdürlüğü halen inşaat halinde (kısmı olarak eğitim veriyor). Geriye 16 adet Eğitim Merkezi Müdürlüğü ve Dini Yüksek İhtisas Merkezi kalıyor.

    Bunlarında mevcut olan kursiyerleri eğitim görmektedir.

    Diyanet İşleri Başkanlığı tarihinde bir anda 7 bin personeline hiç bir zaman Temel Eğitim Kursu ve Hizmet İçi Eğitim Kursu vermemiştir. İlerikisi dönemlerde Hizmet İçi Eğitim Kurslarını Dini Yüksek İhtisas ve Eğitim Merkezi Müdürlüklerinde görebileceksiniz. Farklı sebebleri olmakla birlikte, Diyanetin bütcesi buna elverişli değil. Bu da şunu gösteriyorki, Fahri Kur’an Kursu Öğreticileri Temel Eğitim Kursunu Eğitim Merkezi Müdürlüklerinde göremeyecekler.

    Peki nerde görecekler…?

    Fahri Kur’an Kursu Öğreticileri Temel Eğitim Kurslarını bağlı bulundukları (Atandığı görev yeri) il müftülüklerinde (7 ile 10 gün) arasında göreceklerdir. Uygun olanı bu olsa gerek!

    Temel Eğitim Ve Hizmet İçi Eğitim

    4 Haziran da resmi olarak göreve başlayacak olan Fahri Kur’an Kursu Öğreticileri Temel Eğitim Kursunu 10 gün, Hizmet İçi Eğitim Kursuna da 30 gün olarak peşpeşe il veya ilçe müftülüklerinde 40 gün olarak görecekler. 

     

    Temel Eğitim Kursu ve Hizmet İçi Eğitim Kursu’nda fahri Kur’an Kursu Öğreticileri için çok verimli ve faydalı geçeceğine inanıyor bütün öğreticilere de şimdiden başarılar diliyoruz.




    Dinihaberler

  • İlahiyat öğrencileri Arapça şiir okudu

    İlahiyat Fakültesi’nde 30’un üzerinde adayın katılımıyla elemeleri yapılan yarışmanın finali Yrd. Doç. Dr. Ekrem Gülşen koordinatörlüğünde gerçekleştirildi. Arapçası ‘Üzren Lekum’ (Sizden Özür Diliyorum) şiiriyle öğretim hazırlık- E sınıfı öğrencisi Mustafa Bakırcı birinci oldu. Şair Mütenebbi’nin ‘El-Haylu Ve’l-Leylu ve’l-beydâu te’rifûnî’ şiiriyle I. öğretim hazırlık-D sınıfı öğrencisi Ömer Tiryaki ikinci, Lâ Tusâlih (Mısır’la anlaşma yapma) şiiriyle I. öğretim 2A sınıfı öğrencisi Tuba Yıldırım ise üçüncü oldu.

    Finale çıkmaya hak kazanan 15 aday arasında yapılan yarışmada dereceye giren şiirler, Yrd. Doç. Dr. Ekrem Gülşen, Prof. Dr. Salah Elserwy, Yrd. Doç. Dr. Hamza Ermiş ve İl Müftü Yardımcısı Muhammed Suiçmez’in oluşturduğu jüri tarafından belirlendi. Yarışmaya öğrenciler, hocalar, Dekan Prof. Dr. H.Mehmet Günay ve SAÜ Rektör Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Yılmaz Güney katıldı. Yarışma sonunda birinci olan öğrenciye 200, ikinci olan öğrenciye 150, üçüncü olan öğrenciye 100 lira ve katılan diğer adayların her birisine 50 lira ödül verildi.

  • Bölgenizde İHL Orta Okulu Açılmayabilir

      Eğitim sisteminde son yapılan değişikliklerle imam hatiplerini orta kısımlarının yeniden açılmasında velilerin talebinin gerektiği ve aksi durumda talep edilemeyen bölgelerde İHL`lerin açılmayacağı ortaya çıktı.

    Bu yasayla imam hatiplerin orta kısmının yeniden açılacağını belirten yetkililer ancak bu okulların açılmasının velinin talebine bağlı olduğunu ya ifade edemediler ya da ifade etmeyi unuttular.

    “Bunu İhmal Ettiğiniz Takdirde…”
    Konu ile ilgili olarak bilgi veren Eski Mazlum Der Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu yaptığı açıklamada ” Malum olduğu üzere 4+4+4 sistemi kanunlaşmış durumda. Bu anda hangi okullar ortaokul, hangileri ilkokul, hangileri lise olacak şeklinde planlama yapılmaktadır. Bu planlama yapılırken kamuoyu oluşturmak adına, çocuklarını imam-hatip ortaokuluna göndermek isteyenlerin dilekçe vermesi gerekmektedir. Bunu ihmal ettiğiniz takdirde bölgenizde imam-hatip ortaokullarının açılması ya çok gecikecek ya da çocuklarınızı çok uzaklara göndermek zorunda kalacaksınız.” uyarısında bulundu.

    Gergerlioğlu, özellikle çocukları 4, 5, 6 ve 7. sınıfta okuyup da imam-hatip ortaokuluna göndermek isteyenlerin bu dilekçelerini ivedilikle il milli eğitim müdürlüklerine vermeleri gerektiğine işaret etti. 

  • Meb Derslerde Kur Sistemi Uygulayacak

    Dinçer burada yaptığı konuşmada, ilk 4 yılda çocuklara okulu sevdirecek bir programın uygulanması gerektiğinin altını çizdi.

    Dinçer, “Henüz başarıp başaramayacağımızı bilmiyorum ama çocuklarımız okula severek gitmeliler. Sabah okula uyanamayıp da gitmediğinde, ‘beni neden uyandırmadınız?’ diye sitem etmeli. Şimdi, çocukları uyandırıp okula göndermekte zorlanıyoruz.” dedi. Eğlenirken öğretecek bir yapı için çalışacaklarını söyleyen Dinçer, bunu veliler, okul idarecileri ve öğretmenlere kadar herkesin desteklemesi gerektiğini aktardı.

    Dinçer, gelişmiş ülkelere göre Türkiye’de 8 yıllık zaman içerisinde, 152 saat daha az matematik, 115 saat daha az fen, 115 saat daha az sosyal bilgiler dersi verildiğine dikkat çekti. Dinçer, “Bütün bunları üst üste koyduğumuzda PISA sınavlarında neden geri kaldığımız; YGS’de niçin Anadolu liselerine, fen liselerine, özel okullara, dershanelere hatta eve getirdiğimiz özel hocalara rağmen 40 soruda ortalama 4 soru yaptığımız anlaşılıyor. Bunlara, hepsine alıştığımız için ve her birinin başarısız olduğuna dair sonuçları gördüğümüz halde sıkı sıkıya sarılmamız doğru mu?” diye sordu.

    Zorunlu ikinci dört yıllık eğitimde tüm çocuklara temel müfredatın verileceğini dile getiren Dinçer, bunun yanı sıra seçimlik dersler de konulacağını belirtti. Dinçer, “Çocuklarımız neyi öğrenmek istiyorlar, neye ilgi duyuyorlarsa onu alabilsinler istiyoruz.” ifadesini kullandı.

    KUR’AN- I KERİM VE SİYER DERSİNDE KUR SİSTEMİ ESAS OLACAK

    Kur’an-ı Kerim dersleri ile Siyer derslerinin de ikinci dört yıldan itibaren seçmeli dersler arasında yer alacağını hatırlatan Dinçer, şunları dile getirdi: “Bu bizim için çok önemli bir karar oldu. Bu karar Türkiye’de bu toplumun Cumhuriyet kurulduğundan beri var olan bir beklentisine ve bir ihtiyacına cevap verdi. Daha metodolojik olarak, çocuklarımızın pedagojisine daha uygun olarak Kur’an-ı Kerim’i öğretmeye çalışacağız. Çocuklarımız tercih ediyorlarsa, bu tercihlerinde serbest olacaklar. Temel yapı olarak düşüncemiz, Kur’an-ı Kerim ve Siyer derslerinde kur sistemini esas alacağız. Yani 5. sınıftan 12. sınıfa kadar bir çocuk her yıl Kur’an-ı Kerim dersi seçmek istiyorsa seçebilecek ve her yıl da geldiği seviyeye göre Kur’an dersi alacak. Bir çocuk da, diyelim ki, 7. 9. 10. sınıfta bir yıl veya iki yıl seçimlik ders alacaksa, onun için de bir seviye testi yapacağız. O da seviyesine uygun kaldığı yerden kur sistemi ile dersini alabilecek. Bu yapı içinde daha modern bir uygulamayı da kurgulamış olacağız.” Küresel ve ulusal ihtiyaçlara cevap verebilecek daha farklı seçmeli dersler de olacağını kaydeden Dinçer, “Bu seçimlik derslerle çocuklar kendi ilgilerine göre ders seçebilecekler, her yıl seçtiklerini değiştirebilecekler, ya da seçtikleri dersleri her yıl daha geniş ve derin perspektiften ele alınacağı farklı bir müfredatı uygulama şansları olacak.” dedi.

  • Bursa Emir Sultanı Yad Etti

     

    Bursa, sadece yeşilliğiyle, tadına doyulmaz suyuyla, dertlere deva kaplıcaları ve huzur veren dingin ortamıyla değil, maneviyat büyükleriyle de bilinen bir güzel belde. Geyikli Baba’danSomuncu Baba’ya, Eşrefoğlu’ndan Emir Sultan’a kadar birçok ulu kişi, Bursa’ya mührünü vurmuştur. Zamanında şehre mührünü vurmuş maneviyat dünyasının bu büyüklerinin şehrin dokusuna kattıkları renk, nasibi olanlarca hissedilmiştir ve hâlâ da hissedilmektedir.

    Yakın zamana kadar tarihiyle, kültürüyle ve kültürünü inşa eden tüm değerleriyle ve bu değerleri veren tüm bu kişilerle bağı koparılmaya çalışılan toplumumuz, bir şekilde bu bağın kopmasına izin vermedi. O bağı yaşattı ve tıpkı karın altına gizlenip uygun zamanda neşvüneva bulan bir tohum gibi, o da uygun ortam bulduğunda hemen toprağın bağrından göveriverdi.

    Emir Sultan sempozyumunda kimler ne anlattı?

    İşte Bursa’nın böylesi manevi dinamiklerinden Emir Sultan, Yıldırım Belediyesi, Yıldırım İlçe Müftülüğü ve Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin katkı sağladığı bir sempozyum ile yadedildi. 5 Mayıs’ta düzenlenen sempozyuma, mayıs ayında erguvanların açtığı gözetilerek “Emir Sultan ve Erguvan Sempozyumu” adı uygun görülmüş.

    Değerlendirme oturumuyla birlikte altı oturum şeklinde düzenlenen sempozyumun katılımcıları şunlar: Prof. Dr. Mustafa Kara, ‘Emir Sultan’n yaşadığı yüzyıla tasavvuf kültürü açısından genel bir bakış’; Yrd. Doç. Dr. Sezai Sevim, ‘Emir Sultan devrinin siyasi gelişmeleri’; Doç. Dr. İhsan Karataş, ‘Emir Sultan’ın yaşadığı asırda Bursa’; Yrd. Doç. Dr. Süleyman Gökbulut, ‘Buhara’dan Bursa’ya Kübrevi Geleneği’; Doç. Dr. Abdürrezzak Tek, ‘Emir Sultan’ın hayatı, tasavvufi kişiliği ve etkileri’; Fatih Albayrak, ‘Emir Sultan Hazretleri için yazılan menakıbnameler’; Prof. Dr. Osman Çetin, ‘Emir Sultan Mahallesi’; Yrd. Doç. Dr. H. Basri Öcalan, ‘Emir Sultan vakfiyesi ve vakıfları’; Dr. Bedri Mermutlu, ‘Emir Sultan mezarlığı’;Hasan Turyan, ‘Bursa halk kültüründe Emir Sultan’; Dr. Doğan Yavaş, ‘Emir Sultan Camii’;Safiyyüddin Erhan, ‘Emir Sultan külliyesindeki dergahın harem ve selamlık daireleri’; Dr. Hicabi Gülgen, ‘Emir Sultan Türbesi’; Doç. Dr. Murat Zencirkıran, ‘Doğal kültürel miras: Erguvan’; Prof. Dr. Hüseyin Algül, ‘Yüzyıllar içinden süzülüp gelen bir gelenek: Erguvan faslı’; Dr. İhsan Akçay, ‘Edebiyatımızdaki Emir Sultan methiyeleri’…

    Sempozyumda sunulan tebliğler, ayrıca bir kitap olarak basılarak meraklısının yararına sunuldu. Sempozyumdaki tebliğlerin tümüne burada değinmek imkân dâhilinde olmadığından, tadımlık kabilinden birkaç not aktarmakla iktifa edelim.

    Emir Sultan’dan nefret edip beddua edenler de varmış

    Doç. Dr. Abdurrezzak Tek, Emir Sultan’ın hayatıyla ilgili sunduğu tebliğinde, özetle şunları söyledi: “Asıl adı Şemsettin Muhammed olan Emir Sultan, tahminen 1368 yılında Buhara’da doğmuştur. İlk eğitimini burada almıştır. İlk tasavvufî terbiyesini de yine babası Seyyid Ali Buhari’den almıştır. Gençlik yıllarında hacca gitti ve bir süre Medine’de yaşadı. Medine’de hayatını sürdürürken manevi âlemde Hz. Peygamber’den irşat amacıyla Rum eline gitme işaretini alır ve Bursa’ya varır.

    Bursa’ya geldiğinde hemen halkın arasına karışmaz, Pınarbaşı veya Gökdere civarında bir mağarada uzlet hayatı yaşar. Ama halk tarafından çabuk fark edilir ve değeri bilinerek kısa sürede şehrin en saygın kişilerinden biri olur. Bu saygınlığı sayesinde,Yıldırım Bayezit Han’ın kızı Hundi Hatun’la evlenir.

    Saray’a damat olduktan sonra idarî çevrelerle de ilişki kurar. Kısa süre sonra da Emir Sultan diye anılmaya başlanır. Önceleri pek muteber kabul edilmese de, Molla Fenari’nin şahadeti ve bazı kerametleri sonucunda saray çevresinde de büyük saygınlık kazanır. Emir Sultan, hem sultanlar katında hem de ilim ve tasavvuf erbabı katında itibarı olan bir maneviyat büyüğüdür.

    Hoca Hasan Efendiye göre, dönemindeki insanların Emir Sultan’a bakışları dört şekilde olmuştur: Bunlardan bir grup, onun imametine inanmış ve kabiliyetlerine göre ondan yararlanmışlardır. Bir grup yine onu tanımış, sevmiş fakat imametine inanmadıkları için ondan manevi yararlanmaları sınırlı olmuştur. Bazıları onu bir kez görmekle yetinmiş, sonra umursamamıştır. Bazıları da ne sevmiş ne de ona inanmıştır. Tam aksine, ondan nefret etmiş ve hatta beddua etmişlerdir.

    Bursa’da çıkan bir veba salgınında hastalanan Emir Sultan, yerine Hoca Hasan Efendi’nin geçmesini vasiyet ederek 1429 tarihinde vefat etmiş ve bugün türbesinin olduğu yere gömülmüştür.”

    Uludağ Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim görevlisi Yrd. Doç. Dr. Hasan Basri Öcalan da, Emir Sultan Vakfiyesi’yle ilgili sunduğu tebliğinde, özet olarak şunlara değindi: “İslâm medeniyetinde birçok müessesenin vakıflar yoluyla kurulduğu ve bu müesseselerin devamı da vakıflar tarafından menkul veya gayri menkul gelir getirici unsurların desteğiyle devam etmiştir. Bu müesseselerden birisi de tarih içinde birçok görevler ifa etmiş olan zâviyelerdir. Osmanlı’nın kuruluş yıllarında Bursa’da birçok zâviye kurulduğu ve bunlara vakıflar tahsis edildiği bilinmektedir. Bunlardan birisi Emir Sultan Zâviyesi’dir. Kurucusu, Mehmed Şemseddin Buharî’dir.”

    Sempozyumda sunulan bildiriler, Emir Sultan Sempozyum Bildirileri adıyla kitaplaştırıldığını tekrar hatırlatalım.

     

    Ahmet Serin 

     

    Dünyabizim

  • Hastalara Manevi terapi Dönemi Başlıyor

     

    Türkiye, dünyanın birçok ülkesinde uygulanan ve hastalar üzerinde olumlu sonuçlar veren ‘Destek Tedavi Merkezi’ projesi için ilk adımı attı.

    Zaman’ın haberine göre, destek üniteleriyle hayatını sürdüren hastalara, dinleri dikkate alınarak manevî destek sağlanacak.

    Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın pilot il olarak seçtiği Gaziantep’te uygulanacak proje kapsamında hastalar, helalleşmek istediği tanıdıklarıyla da bir araya getirilecek.

     

    Çalışma için ilk etapta 40-50 yataklı bir merkez oluşturacaklarını belirten Gaziantep Sağlık Müdürü Prof. Dr. Metin Karakök, Türkiye’nin her yerinden müracaat alabileceklerini söyledi.

    Karakök, “Yatalak veya alzheimer gibi rahatsızlığı olan hastamız Hristiyan ise papaz, Musevi ise haham, Müslüman ise Diyanet görevlileri veya gönüllü kuruluşlar aracılığıyla destek vereceğiz. Hastalığı nedeniyle çöken moralleri düzeltilecek. Helallik almalarını sağlayacağız, küsleri barıştıracağız. Dışarıdan gelmek isteyen olursa kapımız herkese açık olacak.” dedi.

    Merkezde görev yapacak çalışanların titizlikle seçileceğinin altını çizen Prof. Dr. Karakök, hizmet binasında moralleri bozan her türlü şeyden kaçınılacağını anlattı. Projeyi desteklediklerini ifade eden Gaziantep Müftüsü Prof. Dr. Ali Bakkal, çalışmanın önemli bir ihtiyacı gidereceğini vurguladı.

    Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile ortak olarak hayata geçirilecek ‘Destek Tedavi Merkezi’ projesine Gaziantep Müftülüğü de destek verecek. Şehitkamil ilçe sınırında yapılması planlanan ve pilot olarak uygulanacak merkezin ilk etapta 40-50 yatak kapasiteli olması düşünülüyor. Projesi çizim aşamasında olan çalışma, tedavisi tıbben biten hastalara manevi destek sağlanması konusunda büyük önem taşıyor.

     

    Star

  • Türk Halkının Şaşırtan Kuran ve İmam Hatip desteği!

    İşte araştırmada öne çıkan sonuçlar…

    göre AK Parti yüzde 52.4 ile birinci sırayı korurken, CHP yüzde 24.5 ile ikinci, MHP yüzde 11.4 ile üçüncü, BDP ise yüzde 7.4 ile dördüncü parti konumunda…

    En beğenilen siyaset adamı sıralamasında yüzde 41.7 oranına sahip Erdoğan’ı, yüzde 7.6 ile Kılıçdaroğlu, yüzde 3.2 ile Bahçeli izliyor. Ayrıca CHP’lilerin yüzde 4.7’si, MHP’lilerin yüzde 9.6’sı, BDP’lilerin yüzde 11.3’ü Erdoğan’ı en başarılı siyasetçi olarak görüyor.

    “Yeni eğitim modelinde İmam-Hatip Liselerinin orta öğretim kısımları tekrar açılmaktadır. Bu konuda sizin kanaatiniz nedir?” sorusuna ankete katılanların

    yüzde 63.5’u olumlu,

    yüzde 27.9’u olumsuz şeklinde cevap veriyor.

    “Yeni eğitim modelinde ortaokul ve liselerde“Kur’an-ı Kerim” ve “Hz. Peygamberimizin hayatı” ile ilgili seçmeli dersler konulmaktadır. Bu konuda sizin kanaatiniz nedir?” sorusuna verilen destek daha yüksek:

    Olumlu bulan yüzde 77.3,

    olumsuz bulan yüzde 18.1.

    Medyafaresi