Yıl: 2012

  • Türkiyenin En İyi İmam Hatipleri Belli Oldu

     

     

    ‎3. Uluslararası Arapça Yarışmaları Türkiye Finali’nde bilgi yarışması;

    1. Konya Selçuklu M. Sami Ramazanoğlu A.İ.H.L.
    2. İstanbul Fatih Sultan Mehmet A.İ.H.L.
    3. Gaziantep Şahinbey Ömer Özmimar A.İ.H.L. 
    4. Ankara Demetevler Anadolu İ.H.L.



    ‎3. Uluslararası Arapça Yarışmaları Türkiye Finali’nde Hitabet Yarışması;

    1.Hitabet dalında birinciğili Aydın Anadolu İ.H.L den KEMAL AKDAĞ,

    2. Kayseri Mustafa Germirli Anadolu İ.H.L den ABDULLIALEEL YUSIF kardeşlerimiz hak etmişleridir.

    3.Gaziantep Şehit Kamil Anadolu İ.HL olmuştur.




    3. Uluslararası Arapça Yarışmaları’nda Şiir Dalında


     1.Üsküdar Anadolu İmam Hatip Lisesi olmuştur. Bike Esteciru adlı eserle ALİME YÜSRA SUMELİ 

     2. Amasya Anadolu Lisesi olmuştur. BÜNYAMİN ÇIPLAK

     3.Hatay Anadolu İmam Hatip Lisesi’dir. İsa Esatoğlu

     

  • Dışişleri, Arapça Twitter Hesabı Açtı

     

    Bakanlıktan yapılan açıklamada, Fransızca ve Arapçainternet sitelerine ilişkin çalışmaların devam ettiği belirtildi. Dışişleri Bakanlığı’nın sosyal medya araçlarına ilişkin adres bilgileri ise şöyle:

    Dışişleri Bakanlığı Facebook sayfaları:

    Türkçe: www.facebook.com/Disisleri İngilizce: http: //www.facebook.com/pages/Republic-of-Turkey-Ministry-of-Foreign-Affairs

    Twitter sayfaları

    Türkçe: www.twitter.com/TC_Disisleri

    İngilizce: www.twitter.com/MFATurkey

    Arapça: www.twitter.com/MFATurkeyarabic

    Fransızca: www. twitter.com/MFATurkeyfrench

    Youtube kanalı

    http: //www.youtube.com/user/TCDisisleri

  • Camilerde Engeller Kalkıyor

     

    “Camiler yapılırken bugün yaklaşık 8 milyonu bulan engelli kardeşlerimizi yok saymak başta Diyanet olmak üzere hepimizin ortak kusurudur” diyen Görmez, illerin ve ilçelerin en işlek yerlerindeki camileri engelliler e göre yeniden düzenleyeceklerini ifade etti. 

    İşitme engelliler için caminin minaresine kurulacak led ışık sistemiyle vakit, cuma, bayram ezanlarının görsel olarak algılanmasını sağlayacaklarını anlatan Görmez, sistemin kabul görmesi durumunda bunun Avrupa ülkelerindeki ezan yasağına da bir alternatif oluşturabileceğini söyledi. Görmez, camilerde sesi yükselten loop induction ile hutbe yazı projeksiyon sistemlerinin de işitme engellilerin rahatça ibadet edebilmesi için kullanılacağını söyledi. 

    Camilerde görme engellilerin rahatça saf tutabilmesi için izli yolu olan özel dokuma halılar, avluda ise hissedilebilir karolar bulunacağını anlatan Görmez, duvara monte edilen tutamaçla görme engellilerin yönlerini kolaylıkla bulmasının sağlanacağını kaydetti. Görmez, cami iç ve dış alanlarının da Braille işaretleneceğini vurguladı. 

    Ortopedik engelli cemaatin camiye, tekerlekli sandalyelerinden inmeden girmesine ve araçlarıyla camide saf tutmasına imkan sağlayan düzenlemeleri hayata geçireceklerini vurgulayan Görmez, sokak kaldırımından itibaren tüm avlunun, temizlik alanlarının ve cami girişinin düz ve engelsiz hale getirileceğini, alçak merdivenler kullanılacağını, tekerlekli sandalye kullananlara yönelik abdest alma yerleriyle tuvaletler yapılacağını ifade etti. 

    Görmez, Eskişehir’deki Hacı Hasan Camisi’nin, tüm bu erişilebilirlik özelliklerine uygun şekilde inşa edildiğini söyledi.

  • İmam Hatip Liseleri Dünyaya Açılacak

     

    Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün Koordinasyonunda Akademi Lisan Derneği, Ensar Vakfı ve Önder İmam Hatipliler Derneği tarafından düzenlenen “İmam Hatip Liseleri 3. Uluslararası Arapça Yarışmaları”ndaTürkiye Finali final heyecanı sürüyor.

    Ankara Kızılcahamam Asya Termal Otel’de düzenlenen programa katılım yoğun oldu. Türkiye’nin dört bir tarafından gelen 27 İmam Hatip Lisesinin yarıştığı finalleri izlemek salonda yaklaşık bin 500 kişi hazır bulundu. Heyecanın ve coşkunun eksik olmadığı yarışmalar öncesinde konuşan Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Aycan, “İmam hatip liselerinde yapılan bu yarışmalarla Arapça öğreniminin yaygınlaşacağını belirterek, bu konuda emeği olan, başta öğretmenler olmak üzere herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.

    Günümüz dünyasında ikinci bir dilin öğrenilmesinin şart olduğunu belirten Aycan, bu konuda imam hatip liselerine büyük iş düştüğünün altını çizerek, “Ülkemiz eğitim ve öğretim sisteminde en az bir dil öğrenimi zorunlu hale gelmiştir. İmam hatip liseleri kuruldukları günden beri verdikleri Arapça eğitimiyle bunu başarmışlardır. İmam hatip liseli öğrenci için Arapça sadece bir dil değildir. Bu dil onlar için hem Kuran-ı Kerim’i anlama, hem meslek öğrenme hem de yakın ilişkiler kurduğumuz Ortadoğu coğrafyasıyla iletişim kurma anlamında çok önemlidir. Ayrıca Türkiye’nin imam hatip tecrübesini de dünyaya aktaracağız.Avrupa’da, Asya’da, Afrika’da imam hatip liselerini açacağız ve eğitim alanında ülkeler arasında kaynaşmaya öncülük edeceğiz. Genel müdürlüğümüz her zaman bu çalışmaların destekçisi olacaktır” dedi.

    Yarışmaların Tertip Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ağırakça, amaçlarının öğrencilere Arapça’yı etkin bir şekilde öğretmek olduğunu belirterek, “Vahyin ilk başladığı andan itibaren, bir medeniyete dönüşen Arapça, asırlardır Arap olan olmayan bütün Müslüman ilim adamlarının kullandığı bir dil olmuştur. Bu dili kıyamete kadar yaşatmak biz imam hatip liselilerin boynunun borcudur. Artık sadece ilahiyat değil, fizik, astronomi, sosyoloji gibi bilim dallarında da Arapça eserlerin çıkması için zemin hazırlayacağız” dedi.

    Yarışmaların her geçen gün daha da büyüdüğünün altını çizen Ağırakça, “Biz bu yarışmaların daha seviyeli ve büyük hale gelmesini istiyoruz. Önümüzdeki yıllarda ilahiyat ve Arap dili fakültelerini de sürece katmak istiyoruz. Öğrencilerimize, öğretmenlerimize, Din Öğretimi Genel Müdürlüğüne, Ensar Vakfına, Önder Vakfına, Akademi Lisan Derneği çalışanlarına çok teşekkür ediyoruz” dedi.

    İmam hatip lisesi öğrencilerinin bilgi, hitabet ve şiir alanlarında yarıştığı finallerde önce 4 okul bilgi yarışmasında en büyük olmak için kıyasıya yarıştı.

    İmam Hatip Lisesi Arapça müfredatı paralelinde bir komisyon tarafından hazırlanan bilgi yarışmalarında öğrenciler, Arapça kelime bilgisi, okuduğunu anlama, cümle ve kelime sıralama, tercüme edebilme, dilbilgisi ve dinlediğini anlama başlıklarındaki sorulara cevap verdiler.

    Yarışmalar, dil öğrenimini edebi yönüyle kuvvetlendiren şiir ve hitabet ezberlerinin içeriyor. Bu yıl klasik ve çağdaş Arap edebiyatının seçkin örneklerinden belirlenen yarışma parçaları arasındaki şiirlerini okudular.

    Hitabet dalında ise, İslam tarihinde imtiyazlı yere sahip olan tarihi metinler yer aldı. İlk metin Hz. Ebu Bekir’in Hz. Ömer’e nasihatler içeren konuşmasıdır. Diğer metinler ise Hz. Ali’nin müminlere hitaben yaptığı bir konuşma, Ömer b. Abdülaziz’in etkili konuşması, Hasan-ı Basri’nin müminlere nasihatlerini içeren hutbesi ve Tarık b. Ziyad’ın meşhur hutbesinden birisiyle yarıştılar.

    Yarışmalar sosyal medyada da büyük yankı buldu. Anlık olarak paylaşımların ve anlatımların yapıldığı Arapça Yarışmaları Facebook sayfasında seyir ziyafetinden yoksun kalan Arapça sevdalıları bir nebzede olsa heyecana ortak oldular.

    Türkiye finallerinde şiir ve hitabet dallarında yarışan öğrencilerin performanslarının facebook.com/arapcayarismalari.org.tr adresinde oylanacağı sosyal medya yarışmasında birinci umre ile ödüllendirilecek.

    Ayrıca proje kapsamında Türkiye’de ilk defa Arapça Graffti yarışmaları da düzenleniyor. Ödül töreninde sergilenecek olan eserler arasında birinci olan katılımcıya bin 500 TL ödül verilecek. Yarışmalara katılmak için www.arapcagraffiti.com adresi ziyaret edebilecek.

    25 Arap ülkesinden 350 milyona yakın bir nüfusun konuştuğu, Kur’an-ı Kerim’in dili olması sebebiyle tüm İslam dünyası için büyük bir öneme sahip olan Arapçayı daha etkin kullanan, kendilerini yazılı ve sözlü olarak ifade edebilen, gençlerin yetiştirilmesine öncülük etmektir. İlkine İstanbul’daki 25 imam hatip lisesinden 400 öğrencinin katıldığı yarışmaların 2.’sine Türkiye genelinde 409 okuldan 3995 öğrenci katıldı.

    80 ilden 461 okulla başlayan 3. Uluslararası Arapça Yarışmalarda dereceye giren okullar ikinci turda Siirt, Ağrı, Malatya, Rize, Kırşehir, Sakarya, Kütahya, Kocaeli ve İstanbul’da yapılan bölge finallerini kazanarak finale katılmaya hak kazandılar.

    Türkiye finali sonucunda birinci olan okullar son etapta 17 Mayıs 2012 tarihinde Bursa Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenecek uluslararası finalde Bosna-Hersek, Makedonya, Kosova, Romanya, Karadağ, Sırbistan, Hırvatistan ve Bulgaristan’dan gelen öğrencilerle yarışacak.

    20 Mayıs 2012 tarihinde Haliç Kongre Merkezi’nde uluslararası katılımla düzenlenecek ödül töreninde dereceye giren okul ve öğrencilere ödülleri verilecek. Birinciler umre ziyareti ile ödüllendirilirken, ikincilere Ipad ve üçüncülere Iphone hediyeleri takdim edilecek. – Ankara

  • Kitap Tanıtımı: İşi Vaktinden Çok Olanlar

     

    İnsanın bir işle ilgilenmeden bomboş durması onun gafletinin göstergesidir ki Hz. Ömer de bununla ilgili şöyle der; “Ben sizleri ne dünya işleriyle ne de ahiret amelleriyle meşgul olmaksızın bomboş görmekten hoşlanmıyorum.” Şu halde insanın daima meşru olan bir işle meşgul olması, uğraşması gerekir. Bir işi bitirdiği zaman başka bir işe sarılmalıdır. Bunu Rabbi için yaparsa karşılığını ahirette de görecektir. Benim anladığım bu kitapların asıl amacı, öncelikle üzerinde bulunduğumuz zamanın kıymetini hatırlatmak, sonra da yapacak çok şey olduğunun bilincini vermektir.

    İnsan o hayatları okudukça kendi hayatının boşluğundan utanıyor

    Nureddin Hocamızın bu seri kitabı bana vaktimi doldurmaktan daha çok şeyler kattı. Hayatımın akışı değişti sanki… Planlarım, hayallerim… İnsan bu kitabı okuyunca gerçekten de yapmamız gereken şeylerin çokluğunu fark ediyor.

    Kitap Asr-ı Saadet’ten günümüze kadar İslam’a hizmet etmiş mücahitleri anlatıyor. İslam uğrunda yaptıkları fedakârlıklardan bahsediyor. Hepimize teker teker örnek olacak çok değerli şahsiyetler var kitapta… İnsan o hayatları okudukça kendi hayatının boşluğundan utanıyor ve en güzeli de o boşlukları doldurmak için gayretleniyor.

    Ben de kitabı okurken kararlar aldım sürekli… Hamd olsun ki bu heyecan kitabı okumam esnasında kalmadı. Aldığım kararları hemen not düştüm kitap sayfaları arasına… Sabah uyandığımda ilk aklıma gelen bugünü hangi güzelliklerle dolduracağım sorusu… Bu sorunun cevabı bana hem heyecan hem de mutluluk veriyor gün boyu… Gece başımı yastığa koyduğumda ise bu amaçta nerede kaldığımı düşünüyorum.

    İşimiz vaktimizden çok olmalı ki boş zamanımız olmasın. Zaman bizdeyken kıymetini bilmeliyiz ki sonra pişman olmanın bir kıymeti olmaz. Necip Fazıl ne güzel söylemiş; “Gençliğe güvenip de vakit çok erken derken/ Belki elveda diyemezsin giderken…”

    Ve son olarak; “Asr’a yemin olsun” buyuran Allah, zamana kıymet verdiği için dikkat etmeliyiz en çok da, zamanı nasıl ve ne ile geçirdiğimize…

    İslam davamız sürekli yürekli fedailer ister. Bizleri Rabbim zamanını bile feda edemeyen işsizlerden eylemesin… Amin.

     

    Eslem Nilay Bozdemir


    Dünyabizim

  • Helal Gıda Alır Mıydınız ?

     

     

    Gimdes’ten katılımcıların söz aldığı panelde;

    1.      Helal yaşam sistemi

    2.      Helal lokma

    3.      Modernite ve helal gıda

    4.      Dünyada helal gıda arayışları

    5.      Türkiye’de helal gıda arayışları

    6.      Gimdes

    7.      Helal gıda sertifikalı ürünleri ekonomik potansiyeli

    8.      Türkiye’de helal sertifika

    9.      Helal sertifikalanmanın önündeki çakıl taşları

     

    Başlıkları altında konuşmalar gerçekleşti.

     

    Söze başlayan Gimdes başkanı Hüseyin Kamil Büyüközer, bize ait olamayan bir hayatı yaşadığımızı; bize sunulan gıdaları hiçbir şekilde içeriğinden haberdar olmadan tükettiğimizi; bunun da bizi her geçen gün daha da köleleştirdiğini; helal gıdalarla beslenemeyen bir toplum olduğumuz için de düşünme, akletme melekelerimizi kaybetmeye başladığımızı belirtti. Ve bu şekilde devam ederek kendi modernitemizi oluşturamazsak devşirme sistemiyle yavaş yavaş öğütülmeye başlandığımızı ve ayaklarımızın altından kayar gibi görünen İslam’ın yakında bizi tamamen terk edeceği uyarısında bulundu. Üreticinin tüketiciye hizmet etmesi gerekirken durumun tam tersine işlediğini ve bize ne yedirirlerse yedirsinler sessiz kaldığımız gerçeğinin altını çizdi.

     

    Jelatin, sistain, karmin gibi katkı maddelerine değinen Sayın Kamil Büyüközer bu maddelerdeki tehlikeye dikkat çekti.

     

    Meşrubatlardaki sıkıntıya da değinen Gimdes başkanı Türkiye’deki süt üretiminin 18 lt olmasına rağmen; bu üretimin ABD’de 200 lt olduğunu, Türkiye’de kola üretiminin ise 40 lt olduğunu belirtti.

     

    Son zamanlarda okullarda dağıtılan süt olayından da bahseden başkan; bunun sevindirici bir gelişme olduğunu; UHT’li sütleri tercih etmeseler de diğer meşrubatlardan çok daha faydalı olabileceğini söyledi.

     

    Alkolsüz meşrubat diye satılan ürünlerin ise içerisinde alkol bulunmasa da ambalajlarındaki ve isimlerindeki benzerlikle Müslümanların alkol tuzağına düşmeleri için bir ön hazırlık olduğunu bildirdi.

     

    Ayrıca 1950’li yıllarda ülkemize yerleşen margarindeki tehlikelerden de haberdar eden başkan, hepimizin son derece dikkatli olması gerektiğini söylerken; dikkat etmemiz gereken gıdaların çokluğunun gözümüzü korkutmamasını, bir yerden başlayarak Allah’ın yardımıyla başarabileceğimizin umudunu yükledi.

     

    En son da dün Konya’da açılışı yapılan helal marketin müjdesini verdi.

     

    ŞEYMA OKUYAN


    İzdüşünce

  • Cami Merkezli Hayat İçin Sempozyum Düzenleniyor

     

     

    Sempozyuma katılım için kayıtlar devam ediyor. Kayıtlarwww.yecder.org adresinden yapılıyor. Sizinde çevrenizde bu alanla ilgili çalışmalar yapan ya da alanla ilgilenenler varsa mutlaka bu sempozyuma yönlendirin. Zira din eğitimi; çalışma, etkinlik ve materyallerin arttırılması ve paylaşımı noktasında canlandırılmaya ihtiyaç olan bir alan. Yapılan bu sempozyum ve buna benzer çalışmalar boşlukları doldurma ve ufkumuzu açma noktasında büyük bir öneme sahip.

     

    Sempozyum 13 Mayıs Pazar günü, saat 10.00-18.00 arasında, İstanbul-Üsküdar Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek.

     

    Daha ayrıntılı bilgi için: www.yecder.org  adresine başvurabilirsiniz.

  • Diyanet TV nin İçeriği Belli Oldu

     

    Cumhuriyet gazetesinden Fırat Kozok’un haberine göre, TRT 3 üzerinden yayımlanan Meclis TV yayınlarını haftada 3 gün 5’er saatle sınırlayan TRT , TRT Anadolu ’yu Diyanet’e tahsis etti. 17 Temmuz’da yayına başlayacak Diyanet TV, günde 12, haftada 84 saat tamamen dini yayın yapacak. Geri kalan 12 saatte ise Yerel Televizyonlar Birliği’nin belirleyeceği, ancak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yayınlarına aykırı olmayan programlara yer verilecek. Diyanet TV ’de naklen cuma namazı, gurbette dini yaşam, dini soruları yanıtlama gibi programların yanı sıra çizgi filmlere de yer verilecek. Bu kapsamda oluşturulacak çizgi film karakteri çocuklara aptes almayı, namaz kılmayı öğretecek. 

    TRT ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında önceki gün imzalanan protokolle çalışmaları başlatılan Diyanet TV 17 Temmuz’dan itibaren yayına başlayacak. Yayın dönemi öncesinde kanalın logosu ve program içeriği bir toplantıyla kamuoyuna açıklanacak. İlk etapta 12 saat yayın yapacak kanal başarılı olursa yayın süresi 24 saate çıkacak. 

    Protokolün imza töreninde kanalın yayın politikasına ilişkin bilgiler veren TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, TRT ’nin ünlü çocuk çizgi filmi Pepe benzeri bir karakterin de Diyanet TV için oluşturulacağını belirterek şunları söyledi: “Belki Yusuf veya Yusufçuk gibi bir karakter öne çıkacak bizim TRTÇocuk’taki Pepe, Keloğlan karakteri gibi. Bu markalarla belki yavruların, çocukların dini, milli duygularını geliştirici çalışmalar üreteceğiz. Adı başka bir şey olabilir ama Yusuf, apset alacak, namaz kılmayı öğrenecek, umreye gidecek, Kuran öğrenecek.” 

    Kanalda belgesel programlarına da yer vereceklerini anlatan Şahin, bu çerçevede ezan belgeseli, ihtida öyküleri, mihrap, minber, minare, mevlit, hac, camilerin yapılışı belgeselleri yayınlanacağını söyledi. 

    Şahin’in verdiği bu bilgilerin ardından gözler kanala ilişkin protokole çevrildi, ancak protokol “özel maddeler” içerdiği gerekçesiyle gizli tutuluyor.


  • Diyanetin mele Sınavına Diyarbakırda Rekor Katılım

    Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurduğu 2 komisyon Diyarbakır Müftülüğü’nde ‘mele’leri sınava tabi tutuyor. Sabahın erken saatlerinden itibaren müftülüğe gelen ‘mele’ler, mutlu olduklarını kaydederek, “Biz hep halkın huzur ve refahı için vardık bu durum bundan sonra da böyle olacak.” dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 200’ü Kur’an kursu öğreticisi, 800’ü de imam hatip olmak üzere toplam bin ‘mele’ kadrosu açtığını duyurması üzerine Güneydoğu’da müftülüklere büyük bir başvuru yapılmıştı. İki gün önce başlayan sınavlara giren ‘mele’lere sınavda Kur’an-ı Kerim okuma anlama ve tefsir konusunda değerlendirme, Arapçayı okuma, anlama ve yazma ile klasik dini eserleri okuyup anlama yönünden sorular soruldu. Sözlü sınavda başarılı sayılmak için en az 70 puan almak gerekiyor. Sınav komisyonda, il ve ilçe müftüleri ile Diyanet İşleri Başkanlığı Yüksek Kurulu Üyeleri yer aldı. 21 Mayıs tarihine kadar sürecek olan sınavların ardından yapılacak değerlendirmelerin ardından Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından sonuçlar açıklanacak.

    Yüzyıllardır Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ilim ve irfan yuvaları olarak hizmet eden medreselerde yetişen ‘mele’lerden Mehmet Acar, yıllarını medreseye verdiğini ve bundan dolayı çok mutlu olduğunu kaydetti. Yıllardır kendilerini kötü göstermeye çalışanların olduğunu ifade eden Acar, “Şimdiye kadar medreselere hiç önem verilmemişti. Hatta bazı zamanlar bizleri hedef olarak bile gösterdiler. Ama şükürler olsun ki artık bize önem veren birileri var. Allah onlardan razı olsun” diyerek mutluluğunu paylaştı.

    “DİNİ DEĞER KABUL EDENLERDEN ALLAH RAZI OLSUN”

    14 yıl boyunca medreselerde ilim okuduğunu ve Türkçe’yi hiç bilmediğini kaydeden Fesih Çaçan, “Ben kendimi hizmete adadım, doymuşum doymamışım giymişim giymemişim önemli değil, ama bizi anlamaları çok önemlidir. Gerçekten 9–10 kişilik nüfusun geçimimiz olmuyordu. Vatandaşların verdikleriyle geçinmeye çalışıyoruz. Türkçem hiç iyi değil, ama Arapçam çok çok iyi, bundan da şikâyetçi değilim. Bizlere böyle bir imkân sağlanmasından ötürü Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Diyanet İşleri Başkanı’mıza ve dini değer kabul edip din görevlilerini de değerli görenlere Allah razı olsun diyorum.” dedi.

  • Uluslarası Arapça Yarışmalarında Büyük Final Başladı

     

    Daha etkin daha güzel bir Arapça için 9 ülkeden 461 okulun 2 bin 710 öğrenciyle başladığı yarışmalarda sona gelindi. Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün koordinasyonunda Akademi Lisan Derneği, Ensar Vakfı ve Önder İmam Hatipliler Derneği tarafından düzenlenen İmam Hatip Liseleri Arası 3. Uluslararası Arapça YarışmalarınınTürkiye Finali AnkaraKızılcahamam’da yapılacak.

    80 ilden 461 okulla başlayan yarışmalarda dereceye giren okullar ikinci turda 9 ayrı bölgede düzenlenen yarışmalarla Türkiye finaline katılmak için yarıştılar. Siirt, Ağrı, Malatya, Rize, Kırşehir, Sakarya, Kütahya, Kocaeli ve İstanbul’da eş zamanlı başlayan ve heyecanın eksik olmadığı yarışmalarda birinci olan öğrenciler şimdi de Türkiye’nin en iyisi olmak için Kızılcahamam’da buluşuyorlar.

    Türkiye finalinin ardından Balkan ülkelerinden gelen öğrencilerin maharetlerini sergileyip Türkiye’nin birincileriyle yarışacağı “Uluslararası Arapça Yarışmaları” finalleri ise 17 Mayıs 2012 tarihinde Bursa Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenecek. 20 Mayıs 2012 tarihinde Haliç Kongre Merkezi’nde uluslararasıkatılımla düzenlenecek ödül töreninde dereceye giren okul ve öğrencilere ödülleri verilecek. Birinciler umre ziyareti ile ödüllendirilirken, ikincilere Ipad ve üçüncülere Iphone hediyeleri takdim edilecek.

    25 Arap ülkesinden 350 milyona yakın bir nüfusun konuştuğu ve Kur’an-ı Kerim’in dili olması sebebiyle tüm İslam dünyası için büyük önem taşıyan Arapça’ya dikkat çekmek isteyen yarışmaların amacı, Arapça’yı daha etkin kullanan, kendilerini yazılı ve sözlü olarak ifade edebilen, sosyal, kültürel ve iktisadi ilişkileri geliştirebilecek gençlerin yetiştirilmesine öncülük etmek. – Ankara