Yıl: 2012

  • 2013 de Yeterlilik Sınavı Var /2013 DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI MUHTEMEL SINAV TAKVİMİ

    YETERLİK/MBSTS ,Cami Rehberi Alım Sınavı Din Hizmetleri Müşavirlik, Ataşelik, Koordinatörlük Sınavı Hac Görevlendirme Sınavı ve Hac Görevlendirme Sınavı (Sağlık Personeli İçin) Yazılı Sınavı MART Ayı İçerisinde yapılacaktır

     

     

     

     

    Revizyon Tarihi

     

    İlan Tarihi

    31.12.2012

    2013 DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI MUHTEMEL SINAV TAKVİMİ
           
    SIRA SINAVIN ADI SINAV TARİHİ SORUMLU BİRİM
    1 HAFIZLIK TESPİT SINAVI OCAK-NİSAN
    EKİM-AĞUSTOS
    EĞİTİM HİZ. GEN. MÜD.
    2 YURTDIŞI SÖZLEŞMELİ DİN GÖREVLİSİ SINAVI OCAK DIŞ İLİŞKİLER GEN. MÜD.
    3 MÜFETTİŞ YARDIMCILIĞI SINAVI OCAK REHBERLİK VE TEFTİŞ BŞK.
    4 ŞOFÖRLÜK SINAVI ŞUBAT İNSAN KAYN. GEN. MÜD.
    5 EĞİTİM GÖREVLİSİ SINAVI ŞUBAT İNSAN KAYN. GEN. MÜD.
    6 DİN İŞLERİ YÜKSEK KURULU UZMAN YARDIMCILIĞI SINAVI ŞUBAT/MART İNSAN KAYN. GEN. MÜD.
    7 YETERLİK/MBSTS MART İNSAN KAYN. GEN. MÜD.
    8 CAMİ REHBERİ ALIM SINAVI MART İNSAN KAYN. GEN. MÜD.
    9 DİN HİZMETLERİ MÜŞAVİRLİK, ATAŞELİK, KOORDİNATÖRLÜK SINAVI MART DIŞ İLİŞKİLER GEN. MÜD.
    10 HAC GÖREVLENDİRME SINAVI MART HAC VE UMRE HİZ. GEN. MÜD.
    11 HAC GÖREVLENDİRME SINAVI (SAĞLIK PERSONELİ İÇİN) YAZILI NİSAN HAC VE UMRE HİZ. GEN. MÜD.
    12 DİYANET İŞLERİ UZMAN YARDIMCILIĞI SINAVI NİSAN/MAYIS İNSAN KAYN. GEN. MÜD.
    13 MURAKIPLIK SINAVI NİSAN/MAYIS İNSAN KAYN. GEN. MÜD.
    14 İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ NİSAN/MAYIS İNSAN KAYN. GEN. MÜD.
    15 VAİZLİK GİRİŞ SINAVI NİSAN/MAYIS İNSAN KAYN. GEN. MÜD.
    16 HAC GÖREVLENDİRME SINAVI (SAĞLIK PERSONELİ İÇİN) SÖZLÜ MAYIS HAC VE UMRE HİZ. GEN. MÜD.
    17 İHTİSAS KURSU GİRİŞ SINAVI-YAZILI MAYIS EĞİTİM HİZ. GEN. MÜD.
    18 2013-I AÇIKTAN ATAMA SINAVI MAYIS İNSAN KAYN. GEN. MÜD.
    19 BAŞKANLIK PERSONELİ İÇİN KUR’AN KURSU ÖĞRETİCİLİĞİ, İMAM-HATİPLİK VE MÜEZZİN KAYYIMLIK UNVANLARINA GİRİŞ SINAVI HAZİRAN İNSAN KAYN. GEN. MÜD.
    20 İHTİSAS KURSU GİRİŞ SINAVI-SÖZLÜ HAZİRAN EĞİTİM HİZ. GEN. MÜD.
    21 VAİZLİK GİRİŞ SINAVI 
    (İHTİSAS KURSUNDAN MEZUN OLACAKLAR İÇİN)
    TEMMUZ EĞİTİM HİZ. GEN. MÜD.
    22 TASHİH-İ HURUF KURSU GİRİŞ SINAVI EYLÜL EĞİTİM HİZ. GEN. MÜD.
    23 UZMAN VAİZLİK, K.K. UZMAN ÖĞRETİCİLİĞİ, UZMAN İMAM-HATİPLİK SINAVLARI EKİM/KASIM İNSAN KAYN. GEN. MÜD.
    24 SÖZLEŞMELİ PERSONEL ALIMI KASIM İNSAN KAYN. GEN. MÜD.
    25 AÇIKTAN (SABIK) ATAMA SINAVI  KASIM-ARALIK İNSAN KAYN. GEN. MÜD.
    26 GÖREVDE YÜKSELME VE UNVAN DEĞİŞİKLİĞİ SINAVLARI  ARALIK İNSAN KAYN. GEN. MÜD.
           
    NOT: 
    1. Başkanlığımızca yapılması planlanan sınav ve tarihleri muhtemeldir. İhtiyaç görülmesi halinde Başkanlığımız sınav ve tarihlerinde değişiklik yapabilir.
    2. Sınav takviminde yer alan bazı  sınavlar Başkanlığımızca başka bir kuruma yaptırılacağından, muhtemel sınav tarihi, ilgili kurumlarla yapılacak olan nihai protokol sonucunda belirlenecektir.Bu sınavlar için tarih değişikliği yapılabilir.

    İlgililere duyurulur.

    D.İ.B.İNSAN KAYNAKLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

     

  • Rusya Türkiyeden Yardım İstedi!

    Rusya, ülkedeki 30 milyon Müslüman’in eğitimi için İran’dan gelen görevlilerden rahatsız oldu, Türkiye’den yardım istedi. Milli Eğitim ve Diyanet temsilcileri Rusya’ya gitti

    Ülkelerindeki 30 milyon Müslümanın din eğitimi için formül arayan Rusya, İran ve Arap ülkelerini devre dışı bırakarak, Türkiye’ye yöneldi. Daha önce bu konuda yaptığı çeşitli toplantılara İran ve çeşitli Arap ülkelerini davet eden Rusya, son yaptığı toplantıya, bu ülkeleri çağırmayıp Türkiye’den destek ve yardım istedi. Rus makamları Türk yetkililerle yaptığı görüşmelerde, “Eğitim için bize yardım edin. Siz ideolojik eğitim vermiyorsunuz. Arap ülkelerinden gelenlerden rahatsızız” dedi. Geçtiğimiz günlerde MEB Din Öğretimi Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Aycan ile Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Paçacı’nın da yer aldığı bir heyet, Rusya’ya giderek Moskova’da düzenlenen “Rusya Federasyonundaki İslami Eğitimin Uluslararası Boyutu” üst başlığıyla gerçekleştirilen 5. Teoloji Konferansı’na katıldı. Konferansın ardından Rus yetkililer ile yapılan görüşmelerin ayrıntılarına VATAN ulaştı. 30 milyon Müslümanın bulunduğu ülkede bu nüfusun önümüzdeki 25 yıl içinde yüzde 50 oranında artacağı tespitinin yapıldığı ifade edildi.

    ‘Bize siz yardım edin’

    Türk heyeti, Moskova İslam Üniversitesi Rektörü Damir Khayretdinov ve Moskova Başmüftüsü Sheikh Ravil Gaynuddin ile ikili görüşmelerde bulundu. Görüşmelerde Rusya’daki 30 milyon Müslümanın bulunduğu ifade edilerek, bu kişilere verilecek dini eğitimin yapısı, dini eğitim veren kurumların geliştirilmesi ve eğitim seviyelerinin yükseltilmesi amacıyla birtakım çalışmaların başlatılması mutabakata varıldı. Rusya’da din hizmetleri alanında görev yapacakların eğitimi konusunda da Rus makamları Türk makamlarından yardım istedi.

    Rus yetkililerin görüşmelerde, “Ülkemizde 30 milyon Müslüman var bunların eğitimine siz destek olun. İran ve Arap ülkelerinden gelen eğitmenlerden de destek alıyoruz ancak memnun değiliz, sorunlar yaşıyoruz. Radikal bir şekilde belli kişileri örgütlüyorlar. Türkiye’den gelenler işe ideoloji karıştırmıyor. Bize bu konuda Türkiye yardım edebilir” dediği öğrenildi.

    Öte yandan Rus yetkililerin daha önce çeşitli toplantılar yaptıkları İran, Mısır, Suudi Arabistan, Libya, Kuveyt, Katar ve Malezya gibi ülkelerden bilim adamları ve yetkilileri görüşmelere davet ederken, bu ülkelerle din eğitimi alanındaki bu toplantıları artık yapmayacaklarını ifade ettikleri de kaydedildi. Rus yetkililer bu konuda sadece Türkiye ile görüşme yapma kararı aldı.

    Türk makamları, Rus yetkililere yardım etme sözü verirken, Türkiye’deki İlahiyat Fakültesi modelini örnek gösterdi. Bu modeli daha önce inceleyen Rus yetkililer uygulanması noktasında da yardım istedi. Rusya’nın Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ile daha önce bir anlaşma yaptığı ve Rusya’da eğitim verecek din adamlarını bu üniversitenin yetiştirdiği de ifade edilirken, diğer üniversitelerin İlahiyat Fakülteleri ile işbirliği yapıp daha fazla öğrencinin eğitim alması için YÖK ile görüşülme kararı da verildi. Rusya İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rafik Muhametşin’in görüşmelerde “Öğrencilerimizin Türkiye’de aldıkları eğitimden çok memnunuz ancak bu sayı 100’ü geçmiyor. Daha fazla öğrencimiz eğitilebilmeli. İlahiyat modeli de Rusya’da uygulanacak şekilde bize destek olmalısınız. İşbirliği giderek artmalı” dediği bildirildi.

    VATAN’a konuşan Prof. Dr. İrfan Aycan, “Türkiye’nin din eğitim sistemini yakından takip edip izliyorlar ve ihraç etmek istiyorlar. Türkiye ideoloji ihraç etmiyor. Ülkedeki müslümanların yarıya yakını Tatar Türkleri. Kültür yapısı olarak da Türkiye’ye çok benziyor. Bu nedenle de Türkiye’den bu konuda daha fazla destek istiyorlar. Rusya’ya daha fazla gelip gitmemizi istediler. Biz elimizden gelen desteği vereceğiz. Rusya 4. sınıflardan itibaren isteyenlerin istediği dini öğrenebileceği bir dersi zorunlu hale getirdiler. Böylece öğretmen alanında da ihtiyaçları artacak” dedi.

  • Arapça Lehçeleri Yeniden Ortaya Çıkarılacak

    Artuklu Üniversitesi’nin ‘Türkiye’de Konuşulan Arapça Lehçeler ve Sözlü Edebiyatları’ uluslararası sempozyumu hazırlıkları sürüyor.

    Bu Alana Reklam Vermek İçin Lütfen Tıklayınız..!
    Mardin Artuklu Üniversitesi’nin ev sahipliğinde ilki gerçekleştirilecek olan ‘Türkiye’de Konuşulan Arapça Lehçeler ve Sözlü Edebiyatları’ uluslararası sempozyumu hazırlıkları devam ediyor.

    Önümüzdeki Mayıs ayında düzenlenecek sempozyumda, Türkiye’de konuşulan Arapça lehçelerin dil özellikleri, sözlü edebiyatı, söz varlığı, etimolojisi ve diğer dillerle etkileşimi gibi dil bilim konularının ele alınacağı öğrenildi. Mardin Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kadri Yıldırım’ın Düzenleme Kurulu Başkanlığı’nı yaptığı ve Mardin Artuklu Üniversitesi’nce organize edilecek sempozyuma, farklı ülkelerden ‘Arapça Lehçeleri’ alanında çalışan birçok dil bilimci katkıda bulunacak. Türkiye’de farklı Arapça lehçelerle konuşanların sayısının 400 bin civarında olduğu bilgisini veren Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, şimdiye kadar konuyla ilgili olarak, bilimsel temeller üzerine oturtulmuş bir çalışmanın yapılmadığını söyledi. Omay, böylesine bir çeşitliliğin kültürel ve folklorik zenginliğin varlığına işaret ettiğini kaydederek mevcut lehçelerin korunması için modern dil bilim ışığında araştırma ve belgeleme yoluna gidilmesi ve bu konuda yapılacak akademik araştırmaların teşvik edilmesi önerisinde bulundu. Lehçeler ve bu lehçelere ait kültür envanterini bir araya getirme çalışmalarının yüzyıllar öncesine dayandığını aktaran Mardin Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Arap Dili ve Kültürü Bölüm Başkanı Öğretim Görevlisi Ahmet Abdülhadioğlu ise önde gelen Arap dil bilimcilerin, bedevi Arapların yaşadığı bölgelere meşakkatli yolculuklar yaparak önemli çalışmalar yaptığını ve bunun sonucunda yapılan çalışmaların ‘Fusha’ denilen Arapçaya ait kaybolmaya yüz tutmuş terimleri ve şiirleri derlediklerini anlattı. ‘Türkiye’de Konuşulan Arapça Lehçeler ve Sözlü Edebiyatları Uluslararası Sempozyumu’ nun fikir sahibi ve ‘Mardin atasözleri Antolojisi’ üzerine akademik çalışmalarda bulunan Ahmet Abdülhadioğlu da, “Bu konuda bir sempozyum düzenlemeyi çok daha önce düşünüyorduk. Mardin’de düzenlenen bir sempozyumda lehçeler konusunda birçok çalışması bulunan Prof. Dr. Werner Arnold, Enstitü Müdürümüz Prof. Dr. Kadri Yıldırım ve Arap Dili Filoloğu Mahmut Ağbaht ile yaptığımız uzun bir sohbet ve müşavereden sonra ortak bir sempozyum düzenleme konusunda fikir birliğine vardık” dedi. Sempozyum konusu ile ilgili olarak, Türkiye’de bu alanda yapılan bilimsel ve akademik çalışmaların henüz gün yüzüne çıkmadığına işaret eden Abdülhadioğlu, “Mevcut çalışmalar da birkaç makaleden ibarettir. Sempozyumun bir amacı da bu tür çalışmaları teşvik etmek ve bu çalışmaları gün yüzüne çıkarmaktır” ifadelerini kullandı. – MARDİN

  • Bu ilahiyatta tüm dersler Arapça

    Bu ilahiyatta tüm dersler Arapça

    Bu ilahiyatta tüm dersler Arapça

    Prof. Dr. M. Niyazi Eruslu, dört yıl önce kurulan Yalova Üniversitesi’nin Türkiye’nin yüzde yüz Arapça eğitim yapan tek ilahiyat fakültesine sahip olduğunu söyledi.

     

    Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Niyazi Eruslu, 2008 yılında kurulan ve 5 ayrı fakültesi ile eğitim hayatına devam eden Yalova Üniversitesi’nde en iddialı oldukları bölümün İlahiyat Fakültesi olduğunu söyledi. Yalova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin Türkiye’nin yüzde 100 Arapça eğitim yapan tek fakültesi olduğunu belirten Prof. Eruslu, “Fakültenin hazırlık sınıfı öğrencileri haftada 30 saatlik normal müfredatın yanısıra, yoğunlaştırılmış destek seminerleri ile en kısa zamanda Arapça anlatılan konuları anlayabilecek konuma ulaşıyorlar” dedi.

  • Ne gördüğün biraz da nereden baktığına bağlı

    İslam toplumlarında yer eden bazı anlayışlar Garibce’nin penceresinden bakılınca pek kabul edilebilir gibi görünmüyor.
    Sözgelimi “Devletin malı deniz yemeyen domuz / keriz”, “Bal tutan parmağını yalar!”, “enayilik etme”, ^köşe dönme”, “namuslu namussuz” gibi sözlerin halk arasında yaygın bir yer etmesi üzerinde durmak gerekir. Acaba bu anlayışı besleyen unsurlar olabilir mi?
    Fıkhımız, bizim asırlar boyu hukuk ihtiyacımızı karşılamanın yanında diyanî boyutuyla da insanlarımıza yön vermiştir. Maddî anlamda bir müeyyidesi olmayan nice yasak vardır ki, diyanî alanda günah olarak mahkûm edilir ve ahrette karşılığında azap olacağı söylenir. Söz gelimi taammüden adam öldürme durumunda hüküm belirlendikten maada bir de onun büyük günah olduğu hatta o kadar büyük bir günah ki kefaretinin dahi olmadığı söylenir.
    Bu fıkhımızın, diğer hukuk sistemlerinde asla söz konusu olmayan bir artı değeridir.
    Bununla birlikte bazı anlayışlar da vardır ki bize vehle-i ulâda ters gelebilmektedir. Söz gelimi emîn sıfatı olan bir kimsenin hıyaneti sonucu işlemiş olduğu hırsızlık suçu, öyle olmayan birinin işlediği suça nispetle daha hafif kabul edilir. Mesela sizin kasiyer olarak masa başına koyduğunuz bir elemanınız, kendisine emanet edilmiş olan paraları çalsa, yahut evde hizmetçi olarak tutulan bir kadın evdeki mesela gümüş yemek takımını çalsa normalde hırsızlık için uygulanması gereken “el kesme” cezası uygulanmaz, çünkü hırz yani koruma altına alınmış olma şartı ihlal edilmemiş olur denir.
    Keza bir kimse devlet hazinesinden bir şey çalsa gene el kesme cezası uygulanmaz, çünkü onda onun da bir hakkı vardır… denir (bk. el-İhtiyâr, IV, 115).
    Oysa günümüz hukuk sistemlerinde bu durumlar cezayı ağırlaştıran unsurlar olarak görülmektedir. Çünkü suç işlemenin yanında ayrıca güveni kötüye kullanma da vardır.
    Belli ki sonuç nereden bakıldığına göre farklılık arzetmektedir.
    Devlet hazinesine çalanın da onda hakkı vardır gözüyle baktığınız zaman görünen şey başka, tüyü bitmemiş yetimin hakkını götürmüş olduğu penceresinden bakınca görünen başka olmaktadır.
    Eve dışarıdan gizlice girip, koruma (hırz) altındaki bir malı çalmakla, elinin altında olan ve içinin gittiği bir malı çalmak insan psikolojisini dikkate alma açısındn farklı kabul ediliyor olmalıdır. Tahriki, suçu hafifletici bir unsur olarak görmenin mantığı da aynı olmalıdır.
    Köyde bir adamın iti, diğer bir adamın ahırındaki deriyi aşırmış, mahkemeye düşmüşler itin sahibi mahkemede kendisin savunuyormuş:
    “Kapı açık, yaş deri, sen it olsan yemen mi hâkim bâ!” diyormuş. Yani köylü mantığınca bir yerde yaş deri varsa ve kapısı da ardına kadar açıksa, it de gitmiş onu yemişse… bu itin ne kabahati olabilir ki?!
    Tabii fıkhımızın her söylediği Tanrı buyruğu değil. Belli ki zaman zaman kendi sosyal ortamlarında, belli bir kültür ikliminde kendi pencerelerinden baktıklarında gördükleri ne ise onu hukuk haline getirmişler.
    Hukukun sosyal telakkileri dikkate alması gibi bir zorunluluk vardır. Esasen dine ve dinin özüne, onun evrensel ölçütlerine uymayan birçok şey fıkhımızda hep olagelmiştir. Evlilikte kefaet (erkeğin kadına denk olması şartı) mesela böyle bir anlayın sonucu olmalıdır.
    Bunlar normaldir, anlayış egemen oldukça kural da berdevam olur, ama anlayış değişince onun üzerine kurulu olan hükümler de değişir.
    Benim burada asıl irdelemek istediğim yazının başında sözünü etttiğimiz türden sözlerin ve anlayışların revaç bulmasında, yaygın bir hal almasında acaba fıkhımızın bu kabilden hükmülerinin etkisi olmuş mudur?
    Merakımız sadece bu noktada olmuştur vesselam.
    Dua ile!

    GARİBCE

  • Mehmet Görmezden Noel Açıklaması

    Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr.Mehmet Görmez, “Çocuklar üzerinde kimlik erozyonu oluşturmak doğru değil” dedi.

    Kredi Almak İsteyenler Mutlaka Tıklayın! Anında Başvurun!
    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Noel tüketim ekonomisi üzerinden çocuklar üzerinde bir kültür ve kimlik erozyonu oluşturmak doğru değildir.” dedi.

    Prof. Dr. Mehmet Görmez, Yılbaşı kutlamaları ile ilgili basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Görmez, “Gönül ister ki her Yılbaşı bizim iç içe geçmiş muhasebelerimizi yaparak insanlığımızı yeniden kurduğumuz bir milat olsun. Benim gönlümden geçen Yılbaşı böyle bir yılbaşıdır.” dedi.

    Her yılbaşından iki hata yapıldığını aktaran Görmez, şöyle devam etti: “Hem bilgi olarak hem uygulama olarak iki hatayı yapıyoruz. Birincisi Noel ile yılbaşını birbirine karıştırıyoruz. Tamamen Hristiyanlığın bir simgesi haline gelen Cristhmas dediğimiz Hz. İsa’nın doğum ayininin gerçekleştiği 24 Aralık ve 25 Aralık, bazı yerlerde de 26 Aralık’a uzanan tarihlerde kutlanan Hristiyanlığın Noel’i ile, ki Hz. İsa’nın doğumu Batı kiliselerinde 24–25 Aralık, Doğu kiliselerinde 6 Ocak’tır. Luka İncili’ne göre ise Hz. İsa dünyaya geldiğinde mevsim kış mevsimi değildir, bilakis çobanların kuzularını otlattığı bahar mevsimidir. Ben o tartışmaya girmek istemem. O Hristiyanlığın kendi iç tartışmasıdır. 24–25 Aralık Batı kiliselerinde Hz. İsa’nın doğumu olarak kabul edilen Noel Bayramı’dır. Bu ayrı bir şeydir Yılbaşı ayrı bir şeydir.”

    Görmez, ülkemizde ve dünyada her iki uygulamanın birbirine çok yakın olduğu için karıştığını kaydetti. Görmez, “Türkiye’de maalesef tamamen Noel’in bir parçası olan Noel Baba, çam ağacı, ışıklandırmalar… Bunlar yılbaşına taşınarak Noel ile Yılbaşı ikisi birbirine karışıyor.” ifadesini kullandı.

    “NOEL TÜKETİM EKONOMİSİ ÜZERİNDEN BİR ÇOCUKLAR ÜZERİNDEN BİR KİMLİK EROZYONU OLUŞTURMAK DOĞRU DEĞİL”

    Noel ve yılbaşının sadece dinler tarihi açısından değil, sosyoloji ve kitle psikolojisi açısından da değerlendirilmesi gerektiğini aktaran Görmez, “Pek çok konuda tüketim kültürüne atıfta bulunan sosyal bilimcilerimizin bu konuda kalemlerini esirgemesini eksiklik olarak değerlendiriyorum. Çünkü Noel ve Yılbaşı meselesi aynı zamanda kadim pagan kültürleri ile kapitalist tüketim kültürlerinin iç içe geçtiğini gösteren uygulamalardır. Özelikle bu açıdan değerlendirmek lazım. Dünyada bir Noel ekonomisi oluşmuştur. Filmlerle, pazarlamaları ile ürünleri ile düşündüğünüzde bir Noel tüketim ekonomisi ile karşı karşıya insanlık. Benim Diyanet İşleri Başkanı olarak en çok itiraz edeceğim husus, bu Noel ekonomisi üzerinden, çocuklar üzerinden bir kültür ve kimlik erozyonunu oluşmasıdır.” diye konuştu.

    Buna milletin ve aydınların kafa yorması gerektiğini söyleyen Görmez, “Noel tüketim ekonomisi üzerinden, çocuklar üzerinde bir kültür ve kimlik erozyonu oluşturmak doğru değildir.” ifadelerini kullandı.

    “İNSANLARIN ZAMAN FENOMENİNDEN İNTİKAMINA BENZETİYORUM”

    Görmez, şunları dile getirdi: “İki sorun var. Biri Noel ile yılbaşının tamamen birbirine karıştırılması. İkincisi ise yılbaşının, tamamen bir kitle kendisinden geçercesine, insanların kendilerini unuturcasına bir eğlence sektörüne dönüştürmesi. Bu kitle eğlencelerini izlediğimizde ben şahsen kitle psikolojisi açısından insanların zaman fenomeninden bir intikamına benzetiyorum. Zamana ‘sen misin benim hayatımdan bir yıl alıp götürdün, öyleyse ben de kendimi unuturcasına sabahlara kadar’, hele bu birde içki ile kumar ile piyangolarla, totolarla, lotolarla birleşince bunu onaylamak mümkün değil. Doğru değil bunlar. Gönül ister ki her Yılbaşı insanoğlunun iç içe geçmiş muhasebelerini yaparak, kendi insanlığını yeniden kurduğu bir milada dönüştürmesi, geçmiş yılın muhasebesini yapması, gelecek yıla kavuşturduğu için de yaratıcısına şükrederek zamanını geçirmesidir.”

    MİLLİ PİYANGO

    Görmez, milli piyango çekilişleri ile ilgili ise “Aşırı tüketim kültürlerinin insanların önüne koyduğu en büyük yanlışlardan bir tanesi, emek sarf etmeden, hiçbir çaba sarf etmeden zengin olma duygu ve düşüncesidir. Bu duygu ve düşünceye hitap etmek için de tüm toplumlarda yeni sektörler oluşmuştur. Eskiden kumar bu sektörün en kadim argümanlarından bir tanesidir ama modern zamanlarda piyangolar, lotolar, totolarla insanoğlunun bu yanlış düşüncesini karşılamak için bir takım müesseseler kurulmuştur. Bunların hiçbirinin herhangi bir inanç sisteminde, emeği kutsal sayan ahlak sistemlerinde kabul görmesi mümkün değildi.” değerlendirmesini yaptı.

  • DOĞMAK ولد vulide fiilinin mazi çekimi

    هُمْ وُلِدُوا 3
    (Hum vulidû)
    Onlar doğdular (erkek)
    هُمَا وُلِدَا 2
    (Humâ vulidâ)
    O ikisi doğdu (erkek)
    هُوَ وُلِدَ  1
    (Huve vulide)
    O doğdu (erkek)
    هُنَّ وُلِدْنَ 6
    (Hunne vulidne)
    Onlar doğdular (bayan)
    هُمَا وُلِدَتَا 5
    (Humâ vulidetâ)
    O ikisi doğdu (bayan)
    هِيَ وُلِدَتْ 4
    (Hiye vulidet)
    O doğdu (bayan)
    أَنْتُمْ وُلِدْتُمْ 9
    (Entum vulidtum)
    Siz doğdunuz (erkek)
    أَنْتُمَا وُلِدْتُمَا 8
    (Entumâ vulidtumâ)
    İkiniz doğdunuz (erkek)
    أَنْتَ وُلِدْتَ 7
    (Ente vulidte)
    Sen doğdun (erkek)
    أَنْتُنَّ وُلِدْتُنَّ 12
    (Entunne vulidtunne)
    Siz doğdunuz (bayan)
    أَنْتُمَا وُلِدْتُمَا 11
    (Entumâ vulidtumâ)
    İkiniz doğdunuz (bayan)
    أَنْتِ وُلِدْتِ 10
    (Enti vulidti)
    Sen doğdun (bayan)
    نَحْنُ وُلِدْنَا 15
    (Nahnu vulidnâ)
    Biz doğduk
    نَحْنُ وُلِدْنَا 14
    (Nahnu vulidnâ)
    Biz ikimiz doğduk
    أَنَا وُلِدْتُ 13
    (Ene vulidtu)
    Ben doğdum

     

    Enise Sema Gonca
    Arapça Fiil Çekimleri  DOĞMAK ولد vulide fiilinin mazi çekimi
    Arapça Fiil Çekimleri  DOĞMAK ولد vulide fiilinin mazi çekimi
    Arapça Fiil Çekimleri  DOĞMAK ولد vulide fiilinin mazi çekimi
    v
    Arapça Fiil Çekimleri  DOĞMAK ولد vulide fiilinin mazi çekimi
  • Arapça Çeviri Örnekleri 1

    ” Çeviri örnekleri “

     
    1.
     
    أَنْوَاعُ الْكُتُبِ الْمُفَضَّلَة لَدَيَّ الشِّعْرُ أَوَّلًا  ثُمَّ الرِّوَايَةُ وَتَأْتِي بَعْدَهُمَا السِّيَرُ الذَّاتِيَّةُ  
     
    Envâu’l-kutubi’l-mufaddala ledeyye eş-şiğru evvelen, summe’r-rivâyetu ve te’tî bağdehumâ’s-siyeru’z-zâtiyye.
     
    Favori kitap türlerim önce şiir, sonra romandır, ikisinden sonra da biyografiler gelir.
     
     
     
    Türler, çeşitler
     
    Envâğ
     
    أَنْوَاعٌ
     
    Kitaplar
     
    El-kutub
     
    الْكُتُبُ
     
    Favori, tercih edilen
     
    El-mufaddala
     
    الْمُفَضَّلَة
     
    Benim nezdimde, bana göre
     
    Ledeyye
     
    لَدَيَّ
     
    Şiir
     
    Eş-şiğr
     
    الشِّعْرُ
     
    İlk olarak, ilk önce
     
    Evvelen
     
    أَوَّلًا 
     
    Sonra
     
    Summe
     
    ثُمَّ
     
    Roman
     
    Er-rivâye
     
    الرِّوَايَةُ
     
    Gelir
     
    Te’tî
     
    تَأْتِي
     
    İkisinden sonra
     
    Bağdehumâ
     
    بَعْدَهُمَا
     
    Biyografiler, hayat öyküleri
     
    Es-siyeru’z-zâtiyye
     
    السِّيَرُ الذَّاتِيَّةُ
     
    2.
     
     
    كَانَ لِكُتُبِ الدِّينِ وَالسِّيَاسَةِ نَصِيبٌ فِي مُقْـتَبَلِ حَيَاتِي إِلَاّ أَنَّهُ قَلَّ مَعَ الْوَقْتِ.
     
    Kâne li kutubi’d-dîni ve’s-siyâseti nasîbun fî muktebeli hayâtî, illâ ennehû kalle ma’a’l-vakti.
     
    Din ve siyaset kitaplarının hayatımın ilk yıllarında payı (yeri) vardı ama  zamanla  azaldı.
     
     
    …’-nın payı vardı
     
    Kâne li … nasîbun
     
    كَانَ لِ…. نَصِيبٌ
     
    Kitaplar
     
    Kutub
     
    كُتُبٌ
     
    Din
     
    Ed-dîn
     
    الدِّينُ
     
    Siyaset, politika
     
    Es-siyâse
     
    السِّيَاسَةُ
     
    İçinde, -de, -da
     
     
    فِي
     
    Başlangıç, ilk
     
    Muktebel
     
    مُقْتَبَل
     
    Hayatım
     
    Hayâtî
     
    حَيَاتِي
     
    Ancak o
     
    İllâ ennehû
    إِلَاّ أَنَّهُ
    Enise Sema Gonca
     
     
     
     

    Arapça Çeviri Örnekleri 1

    Arapça Çeviri Örnekleri 1

    Arapça Çeviri Örnekleri 1

     

    Arapça Çeviri Örnekleri 1

    Arapça Çeviri Örnekleri 1

     

  • ÇEKMEK سحب sehabe fiilinin nehyi hazır çekimi

     

     
    أَنْتُمْ لَا تَـسْحَبُـوا  3
    (Entum lâ teshabû)
     
    Siz çekmeyin !
    Siz sürüklemeyin !
    (erkek)
     
    أَنْتُمَا لَا تَـسْحَبَا  2
    (Entumâ lâ teshabâ)
     
    İkiniz çekmeyin !
    İkiniz sürüklemeyin !
    (erkek)
     
    أَنْتَ لَا تَـسْحَبْ  1
    (Ente lâ teshab)
     
    Sen çekme !
    Sen sürükleme !
    (erkek)
     
    أَنْتُنَّ لَا تَسْحَبْنَ  6
    (Entunne lâ teshabne)
     
    Siz çekmeyin !
    Siz sürüklemeyin !
    (bayan)
     
    أَنْتُمَا لَا تَـسْحَبَا  5
    (Entumâ lâ teshabâ)
     
    İkiniz çekmeyin !
    İkiniz sürüklemeyin !
    (bayan)
     
    أَنْتِ لَا تَـسْحَبِي  4
    (Enti lâ teshabî)
     
    Sen çekme !
    Sen sürükleme !
    (bayan)

     

    Enise Sema Gonca

     

    Arapça Fiil Çekimleri  ÇEKMEK سحب sehabe fiilinin nehyi hazır çekimi

    ,Arapça Fiil Çekimleri  ÇEKMEK سحب sehabe fiilinin nehyi hazır çekimi

    Arapça Fiil Çekimleri  ÇEKMEK سحب sehabe fiilinin nehyi hazır çekimi

    Arapça Fiil Çekimleri  ÇEKMEK سحب sehabe fiilinin nehyi hazır çekimi

     

     

  • KALDIRMAK رَفَعَ rafaa fiilinin mazi olumsuz çekimi

     

     

    هُمْ مَا رَفَعُوا 3
    (Hum mâ rafaû)
    Onlar kaldırmadılar (erkek)
     
    هُمَا مَا رَفَعَا 2
    (Humâ mâ rafa’â)
    O ikisi kaldırmadı (erkek)
    هُوَ مَا رَفَعَ 1
    (Huve mâ rafa’a)
    O kaldırmadı (erkek)
    هُنَّ مَا رَفَعْنَ 6
    (Hunne mâ rafağne)
    Onlar kaldırmadılar (bayan)
     
    هُمَا مَا رَفَعَتَا 5
    (Humâ mâ rafa’atâ)
    O ikisi kaldırmadı (bayan)
    هِيَ مَا رَفَعَتْ 4
    (Hiye mâ rafa’at)
    O kaldırmadı (bayan)
    أَنْتُمْ مَا رَفَعْتُمْ 9
    (Entum mâ rafağtum)
    Siz kaldırmadınız (erkek)
     
    أَنْتُمَا مَا رَفَعْتُمَا 8
    (Entumâ mâ rafağtumâ)
    İkiniz kaldırmadınız (erkek)
    أَنْتَ مَا رَفَعْتَ 7
    (Ente mâ rafağte)
    Sen kaldırmadın (erkek)
    أَنْتُنَّ مَا رَفَعْتُنَّ 12
    (Entunne mâ rafağtunne)
    Siz kaldırmadınız (bayan)
     
    أَنْتُمَا مَا رَفَعْتُمَا 11
    (Entumâ mâ rafağtumâ
    İkiniz kaldırmadınız (bayan)
    أَنْتِ مَا رَفَعْتِ 10
    (Enti mâ rafağti)
    Sen kaldırmadın (bayan)
    نَحْنُ مَا رَفَعْنَا 15
    (Nahnu mâ rafağnâ)
    Biz kaldırmadık
     
    نَحْنُ مَا رَفَعْنَا 14
    (Nahnu mâ rafağnâ)
    Biz ikimiz kaldırmadık
    أَنَا مَا رَفَعْتُ 13
    (Ene mâ rafağtu)
    Ben kaldırmadım

     

    Enise Sema Gonca

     

    Arapça Fiil Çekimleri  KALDIRMAK رَفَعَ rafaa fiilinin mazi olumsuz çekimi

    Arapça Fiil Çekimleri  KALDIRMAK رَفَعَ rafaa fiilinin mazi olumsuz çekimi

    Arapça Fiil Çekimleri  KALDIRMAK رَفَعَ rafaa fiilinin mazi olumsuz çekimi

    Arapça Fiil Çekimleri  KALDIRMAK رَفَعَ rafaa fiilinin mazi olumsuz çekimi

    Arapça Fiil Çekimleri  KALDIRMAK رَفَعَ rafaa fiilinin mazi olumsuz çekimi