Arapça Dersleri İnşirah Suresi İrabı
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
(94- İNŞİRÂH SÛRESİ) Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
أَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَ {94/1} وَوَضَعْنَا عَنْْكَ وِزْرَكَ {94/2} الَّذِي أَنْقَضَ ظَهْرَكَ {94/3} وَرَفَعْنَا لَكَ ذِكْرَكَ {94/4} فَإِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا {94/5}
1 – 5. Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi? Yükünü senden alıp atmadık mı? O senin belini büken yükü. Senin şânını ve ününü yüceltmedik mi? Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır.
açmak, genişletmek, genişlik vermek, yarmak | شَرَحَ يَشْرَحُ شَرْحاً | |||
ağır yük, vebal | اَلْوِزْرُ ج أَوْزاَرٌ | kaldırmak, koymak | وَضَعَ يَضَعُ وَضْعاً | |
çökertmek, bükmek, çatırdatmak, (teşbihtir: ağır gelmek, kaldıramamak demektir) | أَنْقَضَ يُنْقِضُ إِنْقاَضاً | |||
şeref, şan, zikir, söz, zikretme | اَلذِّكْرُ | sırt | ظَهْرٌ ج ظُهُورٌ | |
göğüs | صَدْرٌ ج صُدُورٌ | yükseltmek, kaldırmak | رَفَعَ يَرْفَعُ رَفْعاً | |
kolaylık | اَلْيُسْرُ | zorluk | الْعُسْرُ | |
إِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا {94/6} فَإِذَا فَرَغْتَ فَانصَبْ {94/7} وَإِلَى رَبِّكَ فَارْغَبْ {94/8}
6. 7. 8. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul, (ancak) yalnız Rabbine yönel (rağbet et).
rağbet etmek, arzulamak, yönelmek | رَغِبَ يَرْغَبُ رَغَباً | boşalmak, boşlamak | فَرَغَ يَفْرُغُ فَراَغاً | |
işe sarılmak, yorulmak, bitkin düşmek | نَصِبَ يَنْصَبُ نَصَباً | |||