وَ تَقُولُ فِي مَجْهُولِ الْاَجْوَفِ؛ قِيلَ، وَ الْاَصْلُ؛ قُوِلَ. فَاسْتُثْقِلَتْ ضَمَّةُ الْقَافِ قَبْلَ كَسْرَةِ الْوَاوِ، فَاُسْكِنَتِ الْقَافُ وَ نُقِلَتْ كَسْرَةُ الْوَاوِ إِلَيْهَا، فَصَارَتِ الْقَافُ مَكْسُورَةً وَ الْوَاوُ سَاكِنَةً ثُمَّ قُلِبَتِ الْوَاوُ يَاءً. لِأَنَّ الْوَاوَ سَاكِنَةَ إِذَا انْكَسَرَ مَا قَبْلَهَا قُلِبَتْ يَاءً وَ الْوَاوُ الْمُتَحَرِّكَةُ إِذَا وَقَعَتْ فِي آخِرِ الْكَلِمَةِ وَ انْكَسَرَ مَا قَبْلَهَا قُلِبَتْ يَاءً، نَحْوُ؛ غَبِىَ، وَ الْاَصْلُ؛ غَبِوُ مِنَ الْغَبَاوَةِ. وَ الْغَبَاوَةُ؛ عَكْسُ الْاِدْرَاكِ، وَ كَذَا دُعِىَ مَجْهُولُ دَعَى، وَ الْاَصْلُ؛ دُعِوُ.
وَ تَقُولُ فِي مَجْهُولِ الْاَجْوَفِ ve ecvef fiilin (daha evvel malum için قَالَ fiilinden bahsedildi) meçhulü için dersin ki; قِيلَ “denildi” dersin. وَ الْاَصْلُ bu قِيلَ fiilinin aslı قُوِلَ şeklindedir. فَاسْتُثْقِلَتْ ضَمَّةُ الْقَافِ kaf harfinin dammesi ağır oldu, قَبْلَ كَسْرَةِ الْوَاوِ vav harfinin kesresinden önce, فَاُسْكِنَتِ الْقَافُ kaf sakin kılındı yani قْوِلَ sonra, وَ نُقِلَتْ كَسْرَةُ الْوَاوِ إِلَيْهَا ve vav harfinin kesresi kaf harfine nakledildi. Fiil قِولَ oldu. فَصَارَتِ الْقَافُ مَكْسُورَةً böylece kaf harfi kesreli oldu, وَ الْوَاوُ سَاكِنَةً vav harfi sakin oldu, ثُمَّ sonra, قُلِبَتِ الْوَاوُ vav harfi kalbedildi, يَاءً ya harfine ve fiil قِيلَ oldu. لِأَنَّ الْوَاوَ سَاكِنَةَ çünkü vav sakindir, إِذَا انْكَسَرَ مَا قَبْلَهَا sakin vav harfinin ma kabli sakin olursa eğer, قُلِبَتْ يَاءً o vav harfi ya harfine kalbolur. وَ الْوَاوُ الْمُتَحَرِّكَةُ ve vav harekeli, إِذَا وَقَعَتْ فِي آخِرِ الْكَلِمَةِ kelimenin sonunda harekeli olduğunda, وَ انْكَسَرَ مَا قَبْلَهَا ma kabli de kesreliyse, قُلِبَتْ يَاءً o müteharrik vav, ya harfine döner, نَحْوُ؛ buna misal; غَبِىَ “anlayışı az oldu” fiili gibi, وَ الْاَصْلُ؛ ve bu غَبِىَ fiilinin aslı غَبِوُ şeklindedir. Harekeli vav kelimenin sonunda ise ve ma kabli kesreli ise o vav harfi ya harfine döner dedik ve غَبِوُ fiilindeki müteharrik vav ya harfine dönerek غَبِىَ olmuştur. مِنَ الْغَبَاوَةِ gabavet masdarından alındığı halde. وَ الْغَبَاوَةُ gabavet; عَكْسُ الْاِدْرَاكِ idrakin aksidir, yani anlayışsızlıktır. وَ كَذَا ve aynı şekilde, دُعِىَ “dua edildi” meçhul fiili de, مَجْهُولُ دَعَى daâ fiilinin meçhulüdür. وَ الْاَصْلُ ve دُعِىَ fiilinin aslı دُعِوُ şeklindedir. Harekeli vav kelimenin sonunda ise ve ma kabli kesreli ise o vav harfi ya harfine döner dedik ve دُعِوُ fiilindeki müteharrik vav ya harfine dönerek دُعِىَ olmuştur.
Metnin Toplu Manası; Ecvef meçhul (malumu قَالَ olan fiil için) olan bir fiil için قِيلَ dersin. Bu قِيلَ fiilinin aslı قُوِلَ fiilidir. قُوِلَ fiilindeki kaf harfinin dammesi meksur olan vavdan önce ağır gelmiştir. Böylece kaf harfi sakin kılınmıştır ve hareke sahih harfe illet harfinde daha layık olduğundan vav harfinin kesresi kaf harfine nakledilmiştir. Bu durumda kaf harfi kesresi, vav harfi sakin kalmıştır. Sonra vav harfi ya harfine dönmüştür. Çünkü vav sakin iken ma kabli de kesreli ise o vav harfi ya harfine döner. Harekeli vav ise kelimenin sonunda vaki olduğunda, ma kabli de kesreli olduğunda o vav harfi ya harfine kalbolunur. Misal; دُعِىَ meçhul fiilidir, bu fiilin aslı دُعِوُ şeklindedir. Harekeli vav, ma kabli kesreli olduğu için ya harfine kalb olunur.