Tedlîs
Tedlîs: Hadisi gerçekte bulunduğu dereceden daha
üstün bir mertebede olduğunu vehmettirecek bir senedle nakletmektir.
Tedlîs iki kısımdır: İsnaddaki tedlîs ve şuyûh
Tedlîsi
1) İsnaddaki Tedlîs:
Kişinin, karşılaştığı kimselerden duymadığı bir sözü yahut yaptığını görmediği
bir fiili o sözü duyduğunu ya da (o fiili) gördüğünü vehmettirecek şekilde
rivayet etmesidir. Mesela dedi, yaptı, ya da filandan filan dedi yahut yaptı ve
buna benzer ifadeler kullanması.
2) Şuyûh Tedlîsi:
Rivayeti naklederek şeyhini (kendisinden hadis aldığı hocasını) meşhur olduğu
nitelikten bir başkası ile zikretmesi ve böylelikle onun bir başka ravi olduğu
izlenimini vermesidir. Bunu da ya kendisinden yaşça daha küçük olmasından ötürü
böyle yapar ve bunu kendisinden daha aşağı mertebede bulunandan rivayet
ettiğinin açığa çıkmasını istemez. Yahutta insanların hocalarının fazla olduğunu
sanması için ya da başka maksatlarla yapar.
Tedlîs yapanlar pek çoktur. Aralarında zayıf
raviler de, sika raviler de vardır. Hasan-ı Basri, Humeyd et-Tavîl, Süleyman b.
Mehran, el-A’meş, Muhammed b. İshak, el-Velid b. Muslim gibi. Hadis hafızları
tedlîs yapanları beş mertebeye ayırmışlardır:
1-
Tedlîs yaptığı ancak nadiren görülenler Yahya b. Saîd gibi.
2-
Hadis imamlarının Tedlîs yapmasını muhtemel görmekle birlikte, imamlığı ve
yaptığı rivayetlere göre tedlîsinin azlığı dolayısıyla sahihlerde rivayetleri
nakledilenler. Süfyan es-Sevrî gibi; yahutta ancak sika bir raviden tedlîs
yapanlar; Süfyan b. Uyeyne gibi.
3-
Ebu Zübeyr el-Mekkî gibi sikalara bağlı kalmaksızın (herkesten) çokça Tedlîs
yapanlar.
4-
Çoğunlukla zayıf ve meçhul ravilerin rivayetlerini Tedlîs yaparak nakledenler.
Bakiyye b. el-Velid gibi.
5-
Bir başka sebep dolayısıyla da zayıf ravi kabul edilenler. Abdullah b. Lehîa
gibi.
Müdellisin naklettiği hadis makbul değildir.
Ancak kendisi sika bir ravi olur ve kendisinden rivayet naklettiği kimseden
doğrudan hadisi aldığını açıkça ifade ederse müstesnâ. Bu durumda mesela, şöyle
der: Filanı şöyle derken dinledim, yahut şöyle yaparken gördüm yahut bana
anlattı (haddesenî) ve buna benzer bir ifade kullanmalıdır.
Fakat Buhârî ve Muslim’in Sahih’inde Tedlîs
yapan sika ravilerden Tedlîs sigası ile gelen rivayetler makbuldür. Çünkü
imamlar bu iki kitapta nakledilen rivayetleri herhangi bir ayırım sözkonusu
olmadan kabul ile karşılamışlardır.