وَ أَمَّا التَّعَلُّقُ بِكَلِمَةِ الإِسْتِفْهَامِ أَوِ النَّفْىِ أَوْ لاَمُ الإبْتِدَاءِ أَوِ القَسَمِ أَوْ إِنَّ المَكْسُورَةِ، إِذَا دَخَلَ فِي خَبَرِهَا لاَمُ الإبْتِدَاءِ أَيْ إِبْطَالُ العَمَلِ على سَبِيلِ الوُجُوبِ لَفْظًا، لا مَعْنًى. فَيَعُمُّ هَذِهِ الأفْعَالَ، نحو؛ عَلِمْتُ أَ زَيْدٌ عِنْدَكَ أَمْ عَمْرٌو؟ وَ رَأَيْتُ مَا زَيْدٌ مُنْطَلِقٌ، وَ وَجَدْتُ لَزَيْدٌ مُنْطَلِقٌ، وَ عَلِمْتُ إِنَّ زَيْدًا لَقَائِمٌ. وَ كُلُّ فِعْلٍ قَلْبِيٍّ غَيْرِهَا، نحو؛ شَكَكْتُ وَ نَسِيتُ وَ تَبَيَّنْتُ وَ كُلُّ فِعْلٍ يُطْلَبُ بِهِ العِلْمُ، نحو؛ إِمْتَحَنْتُ وَ سَأَلْتُ وَ مِنْهُ أَفْعَالُ الحَوَاسِّ الخَمْسِ، كَلَمَسْتُ وَ أَبْصَرْتُ وَ سَمِعْتُ وَ شَمَمْتُ وَ ذُقْتُ.
وَ أَمَّا التَّعَلُّقُ talik işine gelince, بِكَلِمَةِ الإِسْتِفْهَامِ yani istifham kelimesiyle olan talike gelince; أَوِ veya, النَّفْىِ nefy kelimesiyle olan talike, أَوْ لاَمُ الإبْتِدَاءِveyahut lamul ibtida ile olan talike, أَوِ القَسَمِ veya kasem (yemin, lamul kasem ile) olan, أَوْ إِنَّ المَكْسُورَةِ veya inne-i maksurayla olan talike gelince;إِذَا دَخَلَ dahil olduğunda, فِي خَبَرِهَا haberine (elif nun maddesinin haberine), لاَمُ الإبْتِدَاءِ lamul ibtida, أَيْ yani, bahsedilen kelimelerle olan talik işi;إِبْطَالُ العَمَلِ amelin iptali (kalp fiillerinin nasb etme amelini iptal), على سَبِيلِ الوُجُوبِ vacib olan yol üzere, ne bakımından? لَفْظًا lafız bakımından, لا مَعْنًى mana bakımından değil. فَ bahsedilen kelimeler ile olan talik işine gelince; يَعُمُّ şamil olur, umum olur; هَذِهِ الأفْعَالَ bu kalp fiillerine; نحوbahsedilen kelimeler ile talik işi yapılınca şu sayılacak fiiller umum fiiller olur, onlar; عَلِمْتُ أَ زَيْدٌ عِنْدَكَ أَمْ عَمْرٌو؟ “Zeyd senin yanında mı yoksa Amr’ın yanında mı bildim” terkibindeki عَلِمَ fiilidir. Bu عَلِمَ fiili talik edilmiştir. 2. Misal; وَ رَأَيْتُ مَا زَيْدٌ مُنْطَلِقٌ “Zeyd’in gitmediğini bildim (gördüm, anladım)” gibidir. Burada ise رَأَى fiili talik edilmiştir. 3. Misal; وَ وَجَدْتُ لَزَيْدٌ مُنْطَلِقٌ “ Zeyd’in gidici olduğunu bildim” gibidir. Burada ise وَجَدَ fiili talik edilmiştir. 4. Misal; وَ عَلِمْتُ إِنَّ زَيْدًا لَقَائِمٌ “ Zeyd’in muhakkak ayakta olduğunu bildim” gibidir. Burada ise عَلِمَ fiili talik edilmiştir. وَ كُلُّ فِعْلٍ ve her fiil; öyle fiil ki قَلْبِيٍّ kalbî olan her fiil, غَيْرِهَا zikredilenlerden hariç olan, نحو misal; شَكَكْتُ “şüphe ettim” ve نَسِيتُ“unuttum” ve تَبَيَّنْتُ “anladım” gibi fiiller de kalbidir. Ve öyle fiiller de kalp fiilidir ki o fiiller; وَ كُلُّ فِعْلٍ يُطْلَبُ بِهِ العِلْمُ bir şeyi bilmeyi talep etmeye yönelik fiillerdir. نحو misal; إِمْتَحَنْتُ “imtihan ettim” ve سَأَلْتُ “sordum” gibidir. وَ مِنْهُ ve onlardandır yani kendisiyle bir şeyi bilmeyi talep etme üzere olup kalp fiillerinden sayılan fiiller, onlar; أَفْعَالُ الحَوَاسِّ الخَمْسِ beş duyu fiilleridir. كَ gibi, لَمَسْتُ “dokundum” ve أَبْصَرْتُ“gördüm” ve سَمِعْتُ “işittim” ve شَمَمْتُ “kokladım” ve ذُقْتُ “tattım” fiilleridir.
Metnin Toplu Manası; Talik: Lafzen ameli iptal ettirip manen amel ettirmeye denilir. İstifham kelimesiyle (yani mübteda ve haber üzerine dahil olan istifham kelimesiyle) veya nefy kelimesiyle ( mübteda ve haber üzerine dahil olan مَا ve لَا ve إِنْ harflerinden biri ile) veya ibtida lamı ile veya kasem lamı ile veya hurufun müşebbehetün bilfiil olan إِنَّ gibi edatlar ile veya إِنَّ gibi edatların haberine dahil olan lamul ibtida ile yapılan talike gelince; mana cihetinden değil de lafız cihetinden vacib olan yol üzere ameli iptal edilir. Yani kalp fiillerinin nasb etme özelliği lafzen iptal olur ama manen aynı kalır. “Talik işi, hem mübteda ve haber üzerine dahil olan bahsi geçen kalp fiillerine, hem bunların dışında kalan hadesi kalp işe kaim olan diğer fiillere, kendisiyle bilmek manası murad edilen fiillere şamildir” İlga işlemi sadece mübteda ve haber üzerine çeşitli yerlerde dahil olan kalp fiillerine göredir. Yani kısacası bu talik, kalp fiilinin amelini lafzen iptal eder, manen etmez. Bahsettiğimiz kelimeler ile olan talik işlemi; verilecek olan örneklerdeki fiillere şamil olur.
عَمْرٌو؟ | أَمْ | عِنْدَكَ | أَ زَيْدٌ | عَلِمْتُ |
Amr mıdır? | yoksa | Yanında | Zeyd midir? | bildim |
Yanında Zeyd’in mi yoksa Amr’ın mı olduğu bildim | ||||
عَلِمَ fiildir ve تُ onun failidir. Fiil, faili ile birlikte fiil cümlesidir. أَ istifham harflerindendir. زَيْدٌ mübtedadır. عِنْدَكَ zarf-ı müstekardır ve mahallen merfudur ve mübteda olan زَيْدٌ kelimesinin haberidir. أَمْ atıf harfidir. عَمْرٌو ise زَيْدٌ üzerine matuf bir kelimedir. أَ زَيْدٌ عِنْدَكَ أَمْ عَمْرٌو؟ cümlesi, kalp fiili olan عَلِمَ fiilinin iki mefulü yerine kaimdir. Buradaki kalp fiili olan عَلِمَ fiili, istifham hemzesi nedeniyle talik edilmiştir. |
مُنْطَلِقٌ | زَيْدٌ | مَا | رَأَيْتُ |
gidici | Zeyd | ma-i nafiye | gördüm |
Zeyd’in gitmediğini bildim | |||
رَأَى mazi bir fiildir ve تُ onun failidir. Fiil, fail ile birlikte fiil cümlesidir ve iraptan mahalli yoktur. مَا nefy harflerindendir. زَيْدٌ mübtedadır ve مُنْطَلِقٌ ise onun haberidir. مَا زَيْدٌ مُنْطَلِقٌ cümlesi, رَأَى kalp fiilinin iki mefulü yerine kaimdir. رَأَى fiili, ma-i nafiye nedeniyle talik edilmiştir. |
مُنْطَلِقٌ | لَزَيْدٌ | وَجَدْتُ |
gidicidir | Elbette Zeyd | Bildim |
Zeyd’in muhakkak gidici olduğunu bildim | ||
وَجَدَ kelimesi mazi fiildir ve تُ onun failidir. Fiil, fail ile birlikte fiil cümlesidir ve iraptan mahalli yoktur. لَ lam-ı ibtidaiyyedir. زَيْدٌ kelimesi mübtedadır ve مُنْطَلِقٌ onun haberidir. لَزَيْدٌ مُنْطَلِقٌ cümlesi, وَجَدَ kalp fiilinin iki mefulü yerine kaimdir ve lamul ibtida وَجَدَ kalp fiilinin talik edilmesine sebep olmuştur. |
لَقَائِمٌ | زَيْدًا | إِنَّ | عَلِمْتُ |
Elbette kaimdir | Zeyd | Muhakkak ki | bildim |
Zeyd’in muhakkak kaim olduğunu bildim | |||
عَلِمَ fiildir ve تُ onun failidir. Fiil, faili ile birlikte fiil cümlesidir. إِنَّ hurufun müşebbehetün bilfiildir. زَيْدًا lafzı, إِنَّ ‘nin ismi ve قَائِم kelimesi ise haberidir. لَ lamul ibtidaiyyedir. عَلِمَ fiilinin talik edilme nedeni lamul ibtidaiyyedir. |
Ve bahsedilenden hariç olan her kalp fiiline de talik işlemi uygulanır. Bu fiiller,شَكَكْتُ “şüphe ettim” ve نَسِيتُ “unuttum” ve تَبَيَّنْتُ “anladım” gibi fiillerdir.
Şüphe ettim Zeyd ayakta mıdır? | شَكَكْتُ أَ زَيْدٌ قَائِمٌ |
Unuttum Zeyd hazır mıdır? | نَسِيتُ هَلْ زَيْدٌ خَاضِرٌ |
Nereye oturduğunu anladım | تَبَيَّنْتُ أَيْنَ جُلُوسُكَ |
Ve yine hades manası bilmek üzere olan, bir şeyi bilmeyi talep eden fiillere de talik işlemi uygulanır. Bu fiiller; إِمْتَحَنْتُ “imtihan ettim” ve سَأَلْتُ “sordum” gibi fiillerdir.
İmtihan edip bildim, Zeyd cahil değildir. | إِمْتَحَنْتُ مَا زَيْدٌ جَاهِلٌ |
Sordum, Zeyd hazır mıdır? | سَأَلْتُ هَلْ زَيْدٌ خَاضِرٌ |
Ve yine 5 duyu fiilleri talik edilen kalp fiillerindendir. Bu fiiller; لَمَسْتُ “dokundum” ve أَبْصَرْتُ “gördüm” ve سَمِعْتُ “işittim” ve شَمَمْتُ “kokladım” ve ذُقْتُ “tattım” fiilleridir.
Dokundum, o yumuşak mıdır yoksa sert mi? | لَمَسْتُ أَ هُوَ لَيِّنٌ أًمْ خَشِنٌ |
Gördüm, Zeyd ayakta değildir. | أَبْصَرْتُ مَا زيْدٌ قَائِمٌ |
İşittim, Zeyd’in sesi çirkin değildir. | سَمِعْتُ مَا صَوْتُ زَيْدٍ كَرِيهٌ |
Kokladım, o güzel midir? | شَمَمْتُ أ هُوَ طَيِّبٌ |
Tattım, o tatlı mıdır? | ذُقْتُ أً هُوَ حُلْوٌ |