Maksud

Mehmuz Fiiller

وَ أَمَّا الْمُهْمُوزُ؛ فَإِنْ كَانَتِ الْهَمْزُةُ سَاكِنَةً يَجُوزُ تَرْكُهَا عَلَى حَالِهَا وَ يَجُوزُ قَلْبُهَا فَإِنْ كَانَ مَا قَبْلَهَا مُفْتُوحًا قُلِبَتْ اَلِفًا وَ إِنْ كَانَ مَكْسُورًا قُلِبَتْ يَاءً وَ إِنْ كَانَ مَضْمُومًا قُلِبَتْ وَاوًا، نَحْوُ؛ يَاكُلُ وَ يُومِنُ وَ اِيذَنْ مِنْ اَذِنَ. وَ إِنْ كَانَتِ الْهَمْزَةُ مُتَحَرِّكَةً فَإِنْ كَانَ مَا قَبْلَهَا حَرْفًا مُتَحَرِّكًا لاَ تَتَغَيَّرُ الْهَمْزَةُ كَالصَّحَيحِ، نَحْوُ؛ قَرَأَ. وَ إِنْ كَانَ مَا قَبْلَهَا حَرْفًا سَاكِنًا يَجُوزُ تَرْكُهَا عَلَى حَالِهَا وَ يَجُوزُ نَقْلُ حَرَكَتِهَا إِلَى مَا قَبْلَهَا، مِثَالُهُ قَوْلُهُ تَعَالَى؛ وَ سِلِ الْقَرْيَةَ، وَ الْاَصْلُ؛ وَ اسْئَلِ الْقَرْيَةَ، فَنُقِلَتْ حَرَكَةُ الْهَمْزَةِ إِلَى السِّينِ، فَحُذِفَتِ الْهَمْزَةُ لِسُكُونِهَا وَ سُكُونِ اللاَّمِ بَعْدَهَا وَ قَدْ قُرِئَ بِاِثْبَاتِ الْهَمْزَةِ وَ تَرْكِهَا.

وَ أَمَّا الْمُهْمُوزُ؛ mehmuz fiillere gelince; فَإِنْ كَانَتِ الْهَمْزُةُ سَاكِنَةً şayet hemze sakin olursa, يَجُوزُ تَرْكُهَا عَلَى حَالِهَا o hemzeyi hali üzere terk etmek caizdir, وَ يَجُوزُ قَلْبُهَا ve o hemzeyi kalb etmek caizdir, فَإِنْ كَانَ مَا قَبْلَهَا مُفْتُوحًا eğer ma kabli fethalıysa, قُلِبَتْ اَلِفًا o hemze elife kalbedilir, وَ إِنْ كَانَ مَكْسُورًا eğer o hemzeni ma kabli kesreliyse قُلِبَتْ يَاءً hemze ya harfine kalbedilir, وَ إِنْ كَانَ مَضْمُومًا eğer dammeliyse قُلِبَتْ وَاوًا vav harfine kalbedilir. نَحْوُ؛ bunlara misaller şöyledir; elife misal يَاكُلُ ve vav misal يُومِنُ ve ya ya misal اِيذَنْ gibidir. Bu اِيذَنْ emir fiili مِنْ اَذِنَ ezine fiilinden gelir. وَ إِنْ كَانَتِ الْهَمْزَةُ مُتَحَرِّكَةً eğer hemze harekeliyse فَإِنْ كَانَ مَا قَبْلَهَا حَرْفًا مُتَحَرِّكًا ma kabli de harekeli bir harf ise, لاَ تَتَغَيَّرُ الْهَمْزَةُ hemze değişmez, كَالصَّحَيحِ sahih fiillerde olduğu gibi, نَحْوُ misali şöyledir; قَرَأَ “okudu” gibi. وَ إِنْ كَانَ مَا قَبْلَهَا حَرْفًا سَاكِنًا eğer hemze harekeli ve ma kabli ise sakin ise يَجُوزُ تَرْكُهَا عَلَى حَالِهَا hemzeyi kendi hali üzere bırakmak caizdir, وَ يَجُوزُ نَقْلُ حَرَكَتِهَا إِلَى مَا قَبْلَهَا harekesini ma kabline nakletmek te caizdir, مِثَالُهُ onun misali; قَوْلُهُ تَعَالَى şu kavli şerifte olduğu gibidir; وَ سِلِ الْقَرْيَةَ “şehir halkına sor” Yusuf suresi 82. Ayet-i şerifesi. وَ الْاَصْلُ؛ bu ifadenin aslı وَ اسْئَلِ الْقَرْيَةَ şeklindedir, bazen وَ اسْأَلِ الْقَرْيَةَ şeklinde de yazabiliriz, فَنُقِلَتْ حَرَكَةُ الْهَمْزَةِ hemzenin harekesi nakledildi إِلَى السِّينِ، sin harfine, فَحُذِفَتِ الْهَمْزَةُ لِسُكُونِهَا hemze sakin kaldığı için hazfedildi, وَ سُكُونِ اللاَّمِ بَعْدَهَا son olarak lam sakin kaldı, وَ قَدْ قُرِئَ ve bu lafız okundu, بِاِثْبَاتِ الْهَمْزَةِ hemzenin ispatıyla, وَ تَرْكِهَا Ve hemzenin terkiyle okundu.  

Metnin Toplu Manası; Mehmuz fiillere gelince, eğer hemze sakinse kendi hali üzere terk edilmesi veya ma kabli fethalıysa elife, kesreliyse ya harfine, dammeliyse vav harfine kalb edilmesi caizdir. Buna misal olarak يَاكُلُ fiilidir, aslı يَأْكُلُ şeklindedir ve sakin hemze ma kabli fethalı diye elife kalbedilmiştir ve daha يُومِنُ fiilidir, aslı يُؤْمِنُ şeklindedir ve sakin hemze ma kabli dammeli diye vava kalbedilmiştir ve daha اِيذَنْ emir fiili, aslı اِئْذَنْ şeklindedir ve sakin hemze ma kabli kesreli diye ya harfine kalbedilmiştir. Şayet hemze ve ma kabli harekeliyse sahih fiillerde olduğu gibi hemze hiç değişmez, misal; قَرَأَ veya بَدَأَ gibi. Şayet hemze harekeli ve ma kabli de sakin bir harf ise hemzenin hali üzerine terk edilmesi veya hemzenin harekesinin ma kabline nakledilmesi caizdir, buna misali; وَ سِلِ الْقَرْيَةَ ayetinde olduğu gibidir, aslı وَ اسْئَلِ الْقَرْيَةَ şeklindedir. Görüldüğü gibi hemze harekeli, ma kabli sakin olduğu için hemzenin harekesini ma kabline verebilme durumumuz vardır. Burada hemzenin harekesi sin harfine nakledildi, sakin kalan hemze hazfedildi ve lam sakin kaldı. Dolayısıyla hemze harekeli ve ma kabli de sakin bir harf ise hemzenin isbatıyla yani yazılmasıyla veya terk edilmesi yani hazfedilmesiyle okunur. اِسْئَلْ veya سِلْ gibi.

TagsMehmuz Fiiller

İlgili Makaleler