MEÂNİ İLMİ ilmu’l-meâni’nin, lafızların muktezây-ı hâle mutâbakatını bildiren ahvâle dair usûl ve kaideleri açıklayan bir ilim olduğunu belirtmiştik. Buradan hareketle, değişik cümle şekilleri ve bunların kullanılışları, lafızların muktezâyı hâle mutabakatını bildiren ahvâle dair usûl ve kaideler, ilmu’l-meâni’nin konusu içinde mütalaa edilir.
Örneğin zeki bir muhatapla konuşurken sözün kısa tutulması gerekir. Söz, bu muhataba özlü ve kısa olursa muktezây-ı hâle uygun olur. Ve neticede belâgatlı konuşulmuş olur. Yine zeki olmayan bir muhatapla konuşurken de sözü uzatmak, meseleyi detaylarıyla anlatmak gerekir. Bu durumda da söz uzun ve tafsilatlı olursa yine muktezây-ı hâle uygun davranılmış ve neticede yine belâgatlı konuşulmuş olur. Diğer bir ifadeyle, her zaman ve her yerde kısa ve öz konuşmak belîğ olmak demek değildir. Bazen yerine göre sözü uzatmak da belâgatlı konuşma sayılabilir.