Belâgat, lügatte ( بَلَغَ ) fiilinden türemiş bir isim olup, özetle, varmak ve ulaşmak anlamına gelir. “Bülüğa ermek, tebliğ etmek, etkili olmak, kemâle ermek, ifâ etmek, değişmemek, devamlı olmak, özen göstermek, kâfî gelmek, olgunlaşmak, gönüldekini etkili bir şekilde ifâde etmek” gibi manalar, aynı kökün türevlerinden elde edilen diğer anlamlarıdır. Dikkat edilecek olursa zikredilen bu manaların hepsinde “ulaşmak, varmak ve bitirmek” manaları yatmaktadır. Terim olarak, zorlama ve yapmacıktan uzak olup yoruma gerek bırakmadan kolay ve anlaşılır bir tarzda, insan nefsinde etki bırakacak şekilde hâlin muktezasına -durumun gereğine göre söz söylemektir.- Buna, sözü yerinde, zamanında, doğru ve güzel söylemek de diyebiliriz. Bu tür söz söyleyene de belîğ denir. Belâgat, sözün kısımları ile müteallikâtının hallerinden ve durumun gerektirdiği gibi (muktezây-ı hale uygun olarak) ifade edilen tabirlerin özelliklerinden, meziyetlerinden ve ifade tarzlarından; yani, hakikat mecâz, kinâye ve sair kısımlarından; fikrî ve lafzî güzelliklerden bahseder.
Belagatın Konusu ve Gayesi
Belâgat; şiirde, nesirde, hitabette, mektuplarda, hatta dinleme veya susmada bile söz konusu olan çok yönlü bir terimdir. Belâgatta mânâ ile lafız muhatabına ulaşma noktasında birbirleriyle adeta yarış halindedir. Lafzın yolculuğu muhatabın kulağına, mananın yolculuğu ise kalbinedir. Ancak İbn Mukaffâ belâgatın alanını biraz daha genişleterek şöyle der: “Belâgat çok yönlü bir terimdir. Sükûtta, dinlemede, şiirde, seci‘de, genel hatlarıyla ittifak ettikleri tasnif vardır. Bunlar, meâni, beyan ve bed’î sanatlarıdır. 10 Bu sanatların tariflerine kısaca göz atacak olursak: