Kabule Engel Bir
İllet (İllet-i Kâdiha)
Hadisin gerektiği gibi incelenmesinden sonra,
onun kabul edilmesini engelleyen bir sebebin bulunduğunun anlaşılmasıdır. Mesela
hadisin munkatı yahut mevkûf olduğunun görülmesi ya da ravinin fasık yahut hıfzı
kötü ya da bid’atçi olduğu ve rivayet edilen bu hadisin bid’atini
pekiştirdiğinin görülmesi ve buna benzer durumların anlaşılması. Bu takdirde
hadis, kabul edilmesini engelleyen bir illetten uzak kalamadığı için sahih
olarak değerlendirilemez.
Meselâ, İbn Ömer Radıyallahu anh‘ın
rivayetine göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:
“Ay hali olan bir kadın ve cünup olan bir kimse,
Kur’ân’dan hiçbir şey okumaz.”
Bu hadisi Tirmizî rivayet etmiş olup: Biz bu
hadisi ancak İsmail b. Ayyaş’ın, Musa b. Ukbe’den… bir rivayeti olarak
biliyoruz, demiştir.
Sened zahiri itibariyle sahihtir, fakat
İsmail’in Hicazlılardan naklettiği rivayetin zayıf olması gibi bir illet olduğu
belirtilmiştir. Bu da bu tür rivayetlerdendir. Buna göre bu hadis kabul
edilmesini engelleyen bir illeti (illet-i kâdiha)den kurtulamayışından ötürü
sahih değildir.
Şayet illet, kâdiha değil ise (kabule engel
teşkil etmiyor ise) hadisin sahih ya da hasen olmasına engel değildir.
Mesela, Ebu Eyyub el-Ensarî Radıyallahu anh‘ın
rivayetine göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:
“Kim ramazan ayını oruç tutar, sonra da
arkasından şevvalden altı gün tutarsa bütün seneyi oruç tutmuş gibi olur.”
Bu hadisi Muslim, Sad b. Said yoluyla rivayet
etmiştir. Hadis ondan dolayı illetli görülmüştür. Çünkü İmam Ahmed zayıf
olduğunu belirtmektedir. Ancak böyle bir illet kâdiha değildir. Çünkü bazı hadis
imamları onun sika olduğunu söylemişlerdir. Diğer taraftan bu rivayeti
nakletmekte ona mutabaat edenler de vardır. Muslim’in bu hadisi Sahih’inde
kaydetmiş olması da ona göre sahih olduğunu ve bu illetin kabule engel teşkil
etmediği kanaatinde olduğunu göstermektedir.